Sözlük

Conic (İng.): konik. "from Latin conicus, from Greek konikos "cone-shaped," from konos (see cone)." (OED) Bir ucu sivri konik şeklin Yunanca Konos"a dayandığı söyleniyor ve "Cone"a bakınız deniyor. Bakalım: "Cone: from Latin conus "a cone, peak of a helmet," from Greek konos "cone, spinning top, pine cone," perhaps from PIE root *ko- "to sharpen" (source also of Sanskrit sanah "whetstone," Latin catus "sharp," Old English han "stone")." Burada da koni şekliyle miğferin sivri kısmı, çam kozalağının biçimi vb. ile bağlantı kurulup, sonra da Sanskritçeye geçiliyor, belki de kök "ko"dur, o da keskinleştirme, sivriltmeyle ilgilidir vs. deniyor. Gelin şeytanın avukatlığını üstlenelim, başka bir açıklama getirelim. "Köni" Başkırtça: deriden yapılmış burunlu kova. Başka deyişle sıvıyı bir yerden bir yere akıtmak veya taşımak için bir ucu daraltılıp ağızlık haline getirilmiş tulum. Peki bu niye köni? Köni demek gön demek, yani hayvan derisi (DLT). İddia edebiliriz şimdi: Tarihteki ilk Koni bu "köni"dir. Könak nedir? Könak: kova, ibrik, matara (Yazıtlar) / Köni > koni, konveks (K. Mirşan) / "Gelin bir de bu şeytanın sözüne kulak verin. Koni künt ile, yani ucu kesilmiş ile alâkalı olmasın? (A. Y. Aksoy)