Seçimlerin sonucu: RTE cumhurbaşkanı seçilemez!

Türkiye'de 2014 yerel seçimlerinden bir önceki seçim yarışı 2011 yılında gerçekleşmiş olup, partiler çeşitli oranda ve sayıda oylar almışlardı. Aradan geçen üç yıl içerisinde seçmen sayısındaki artış sandığa 2 milyon 224 bin fazla geçerli oy olarak yansıdı. Bu geçerli oy fazlasını bir önceki seçimin oranları ile dağıttığımızda partiler oy oranlarını hiç değiştirmemiş olsalar idi, bu seçimde ne kadar oy almış almaları gerektiğini hesaplayabiliriz. Bu durumda karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır.

 

Partiler

Beklenen 2014 oyu (2011 oyu + seçmen artışının oyu oranında payına düşen kısmı)

Gerçekleşen oy

fark

Farkın yüzdesi

AKP

22.576.185

19.455.621

-3.120.564

% 13,8 azalma

CHP

11.714.883

11.443.996

-270.887

% 2,3 azalma

MHP

5.864.682

7.875.643

2.010.961

% 34,2 artış

BDP/HDP

2.844.567

2.952.310

107.743

% 3,7 artış

SP

563.400

1.248.481

685.081

% 121,5 artış

BBP

332.678

713.626

380.948

% 114,5 artış

 

 

Bu tabloya kabaca baktığımız zaman söyleyeceğimiz ilk şey AKP ve CHP'nin seçmen kaybettikleri, diğer partilerin ise seçmen kazandıkları olacaktır. Bu seçmen hareketinin bir nedeninin genel seçimde baraj altında kalacak partiden yakın partiye oy transferi olduğu pek ala söylenebilir. Nitekim CHP oy kaybederken bir önceki seçime göre İşçi Partisi 118 bin 810 oy, ÖDP, 60 bin 284 oy, DSP ise 43 bin 42 oy kazanmış görünüyor. Buralara geri transfer olan bu oylar dışında CHP en az 50 bin seçmenini daha kaybetmiştir. Bu seçmenin bir kısmı icin adresin MHP ya da BDP/HDP olabileceği göz ardı edilmemelidir.

AKP ise 3 milyon 120 bin 564 seçmenini kaybetmiştir. Bu seçmenlerini, artış sağlayan Saadet Partisi (685 bin) ve BBP (380 bin) yanısıra muhtemelen HüdaPar (98 bin) karşısında kaybettikleri söylenebilir. (Buna ayrıca belki 50-70 bin oyla BDP/HDP de dahil edilebilir. BDP/HDP'nin seçmen sayısındaki artışın 31 binlik bölümü ise muhtemelen EMEP tarafından sağlanmıştır.)

AKP'nin bu sayılanlar dışındaki 2 milyonluk oy kaybı ile MHP'nin oy artışının neredeyse birebir uyuyor olması, AKP'den MHP'ye bir geri dönüşü su yüzüne çıkarmış olmaktadır. Hatırlanacağı gibi 1999 seçimlerinde MHP'ye verilmiş oyların yaklaşık yarısı 2002 seçimlerinde AKP'ye yönelmişti. MHP bu seçimle akp'ye kaptırdığı oyların yarısından fazlasını geri almış görünmektedir.

Bu oy hareketleri üzerine hangi sonuçlar çıkartılabilir?

  1. AKP, seçmeninin %13,8'ini kaybetmiştir. 3 milyonu aşan bu oy kaybı, bir çözülmeyi işaret ediyor olabilir. Ancak, yine de, bir genel seçimde baraj meselesi MHP'ye kayan oylar dışındakilerin dönmesini sağlayabilir ki bu da bir milyonu aşan bir oy demektir.
  2. MHP olası seçmenini %34 artırarak çok ciddi bir başarı elde etmiştir. Bu, son bir senede şehit haberleri gelmediğine göre “MHP, PKK ile çatışmanın sürmesini istiyor, çünkü kandan besleniyor” söylemininin aksi yönünde bir durumdur. Bir ilişki kurulacaksa AKP'nin açılım politikasının AKP'den MHP'ye önemli oranda oy transferine yol açıyor olduğu yönünde olmalıdır. Bu tespit özellikle 5 ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi açısından önemlidir. AKP bu oy oranlarına bakarak BDP'nin desteği ile seçimlere girmesi durumunda kazanacağı hesabı yapabilir. Ancak, AKP seçmeninin açılım kaygısı yüzünden MHP'ye yönelme eğilimi hala AKP'ye oy vermişlerin bir kısmında da mevcut ise, bu işbirliği kaygıyı artıracak ve bir kısım seçmenin daha AKP'den kopmasına neden olabilecektir. Bunun sonucu AKP-BDP ittifakının seçim kazandırıcı ya da anayasa değiştirici bir etkisinin olmayacağı pek ala öngörülebilir.
  3. Hükümetin bu kadar yıprandığı bir ortamda CHP'nin oylarında hiç bir artış olmadığı gibi az da kayıp yaşaması ana muhalefet partisi olarak büyük bir başarısızlık olarak okunmalıdır. Üstüne üstlük, bu seçimde CHP'ye verilen oyların tamamının CHP tabanı olarak okunması da doğru görünmemektedir. Bir kısmı kendini sandığa gitmeye mecbur hissettiği için gitmiş ve gitmişken CHP'ye oy kullanmıştır. Bunların bir sonraki seçimde sandığa gideceği ya da CHP'ye oy vereceği şüphelidir.
  4. BDP/HDP çevresinin, oylarında hafif bir artış olmasına rağmen çok başarılı kabul edilmeleri doğru değildir. BDP'nin seçimleri bir tür özerklik oylamasına çevirmesi, geçen seçimlere göre herhangi bir artı sağlamamış ve mevcut oylar korunmuş iken HDP'nin getirdği herhangi bir ek oy da olmamıştır. Bu durumda, HDP'nin 3. odak olarak ortaya çıkabileceği iddiasının da hiç bir temelinin olmadığı ortaya çıkmıştır.
  5. Bir milyonun üzerinde oy alan Saadet Partisi'nin ve 700 bini aşan oyuyla BBP'nin eridiği gözlemlerinin de gerçek olmadığı, her şeye rağmen bu partilerin varlıklarını sürdürdükleri görülmektedir. Gelecekte bu çekirdek gücüyle SP yeni bir canlanmanın adresi haline pek ala gelebilir.
  6. İlk kez seçime katılan HüdaPar'ın sınırlı illerde aldığı 100 bin dolayındaki oy ile kurucularının siyasi geçmişi birlikte düşünüldüğünde gelecekteki önemli bir sokak gücü olabileceğini söylemek mümkündür.
  7. Haziran İsyanı'nın seçimlerde hiç bir karşılığı olmadığı gibi TKP ve ÖDP gibi partilerin geçmiş seçimlere kıyasla güçlerini kaybettikleri de ortaya çıkmıştır. Bu partiler İP ve CHP ile birlikte düşünüldüğünde hiç bir artışın yaşanmamış olması, Haziran'ın ilk günlerinden sonra söylediğim “isyan yenilmiştir, durum eskisinden daha iyi değildir” iddiamın doğru bir çözümleme olduğunu gözler önüne sermiştir. Dolayısıyla “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganı yenilgiyi örten içi boş bir slogandan başka bir şey değildir. (Konuyla daha ayrıntılı çözümlemeler bu yazının konusu olmadığından burada ifade edilmeyecektir.)

 

 

Son olarak özetle seçimin büyük kaybedeninin AKP, kazananının MHP olduğu, CHP ve diğer solun kısmen de olsa kaybetmiş SP ve BBP'nin kısmen kazanmış sayılması gerektiği, BDP/HDP'nin ek bir kazanç elde edemediği ve cumhurbaşkanlığı seçimini AKP/BDP bloğunun kaybedeceği söylenebilir.

Turabi Yerli

Facebook
yorumlar ... ( 21 )
03-01-2014
03-04-2014 14:27 (1)
Turabi Yerli'ye kalpten yanıtlaması dileğiyle soru:TÜRKİYE'DE SOSYALİST PARTİ VAR MI? Ben bir kısmı CHP'ye,bir kısmı BDP'ye hizmet eden (niyetleri ne olursa olsun)kendini sosyalist sayanlar görüyorum. Bir CHP'li, BDP'liyle bu oluşumlarda yer alanlar arasında sınıfsal açıdan bir fark var mı? Sınıfsal duruş farkı var mı?DİSK,KESK veya meslek odasında çalışan bir CHP'liyle "sosyalist" arasında herhangi bir duruş,vizyon,politika farkı görebiliyor musunuz ilk bakışta?CHP'li ile öbürü arasındaki tek fark militanlık farkı mı?Yoksa o fark da yok mu?Art niyetsiz merak ediyor,aydınlanmak istiyorum.A.Ö
03-04-2014 14:43 (2)
Ek bir açıklama yapayım sorum için TURABİ YERLİ'YE. Bu oluşumların maksatları dışında CHP veya BDP için çalışmalarının benim için bir sakıncası yok. Sadece böyle devam edeceklerse olanı kabul etsinler, itiraf etsinler isterim. Sosyalist alan boşalırsa belki başka heveslileri daha kolay çıkacaktır, o bakımdan. A.Ö.
03-04-2014 17:14 (3)
Bence sosyalist bir parti yok. Farklı renk ve tonlarda sosyalistler, sosyalizme sempati duyanlar, devrimseverler var. Onların içinde bulunduğu yapılar var. Ancak ne programlarında sosyalizme dair şeyler olması ne de isimlerinin parti olması en iyi niyetlilerinin bile sosyalist bir parti olmalarına yetmiyor. ÖDP'nin vaktiyle dillendirdiği parti olmayan parti değil, parti gibi parti kurulması gerektiğine inanıyorum.CHP ve BDP nin siyasi çizgisi o zaman değişmek zorunda kalacaktır. Demokratik kitle örgütü (DKÖ) çalışmaları ise bugün gözden geçirilmeli ve DKÖ'lerin işlevleri sorgulanmalıdır.TY
04-04-2014 06:29 (4)
Sayın A.Ö, sosyalist partilerin CHP'nin gençlik kolları gibi çalıştığına katılıyorum. Ama bir yandan da seçimlerde adaylar gösterip oyları bölmekle suçlandılar. Bu bir çelişki değil mi? Hangisi doğru sizce?
04-04-2014 09:23 (5)
Sosyalist denen oluşumların CHP'den hiçbir farkı kalmadı. Keskin lafları bir tarafa koyun neredeyse tamamen aynılar. O zaman seçmen gidip niye küçücük olanı seçsin, büyüğünü seçiyor. Bunların ayrı aday göstermesi göstermelik, kendi kitlelerini toparlamak açısından bir önem taşıyor. Fakat onu bile yapamadılar. Bakın Ankara'da güya ortak sol aday diye onca tantana yapıldı kendileri bile oy atmamış. Sosyalistlerin net bir farklılığı olacak ki insanlar seçimde anlasın, başka zaman anlasın. Fakat yok. Hiçbir bakımdan fark yok. A.Ö.
04-04-2014 15:06 (6)
Türkiye'de yalnız sosyalist değil, faşist, şeriatçi, sosyal demokrat, liberal veya muhafazakar parti de YOK. MHP ne kadar faşist? AKP ne kadar şeriatçi? CHP ne kadar sosyal demokrat? ise Türkiye'nin CHP solundaki partileri de o kadar sosyalist. Tek istisna BDP. BDP gerçek bir "milli" parti. Bu nedenle çok başarılı. Talihsizliği "geç kalmış" olması, 1950'lerde UKH'nin dorukta olduğu dönemde ortaya çıkmış olsaydı 50 yıldır Türkiye'nin güneydoğu komşusu olacaktı. AA
06-04-2014 18:11 (7)
Türkiye'de partiler Türkiye'ye özgü renkler taşıyorlar. AKP şeriatçı faşist bir partidir. Bu ülkede şeriatçılık bugün böyle tezahür edebilirdi ve öyle de oluyor. Başka türlü tezahür edeceğini düşünmek bana doğru görünmüyor. BDP ise milli filan değildir. Kürt tabanı onu milliyetçi yapmaya yetmez. Avrupa Birlikçidir. Emperyalist odaklara karşı bir tutumları olmamıştır. Ne Irak İşgali, ne Suriye işgal planları ile ilgili NATO odaklarına karşı tutum belirlememişlerdir. Mücadelelerini UKH içerisinde değerlendirmek doğru değildir. Bir ülkedeki demokratik talepler olarak görülebilir olsa olsa.
07-04-2014 13:58 (8)
BDP'nin AB'ci olduğundan kuşkuluyum. Yarın Çin petrol çıkarları ile BDP'yi desteklese eminim Şanghaycı olur. Milliyetçi olmak için başka bir ölçüt gerekir mi bilmiyorum. Fakat bir emek hareketi olmadığı kesin. AA.
07-04-2014 15:54 (9)
Ankara'da dört sosyalist grubun ortak adayı Kaya Güvenç kaç oy aldı, hiç bilen var mı, varsa lütfen yazsın. Bu rakam "sosyalistlerin" ciddiyeti konusunda önemli bir mihenk taşı olabilir.
07-04-2014 19:42 (10)
2 bin civarında diye aklımda kalmış TY
07-04-2014 20:21 (11)
Ben bir şey söyleyeyim sevgili Turabi, aklımda kalmış diyorsun da, bir sosyalist sır olarak!!! herkesten saklanan bu rakam 2000 falan olmayabilir. Ben Hürriyet'te gördüm en güvenilir kaynak olarak: "diğer bağımsızlar" başlığı altında 1250 rakamı var. Eğer böyleyse Mansur Yavaş faşisttir ona oy vermeyin diye kampanya yürüten sol partilerin kendi üyelerini bile ikna edemedikleri görülüyor. Yukardaki arkadaş haklı, bu eğer böyleyse onların ipiyle hiçbir seçimde kuyuya inilmemeli artık.
08-04-2014 08:11 (12)
Vaktiyle ÖDP'nin, EMEP'in ve sol radikal grupların Sarıgazi'de belediye seçimleri için CHP'ye nasıl aktif olarak çalıştıklarına tanık oldum. Son gün hepsi çıkartma yapmıştı. ÖDP genel başkan yardımcısı kendi partisi yerine CHP'li belediye başkanını ziyarete gitmişti. Bir büfe yeri almak, iki kişinin işe girmesi vs. vs. oradan başla devam et. Ne yazık ki solda gördüklerimizin her zaman tutarlı bir siyasi çizgisi olmuyor. Günlük çıkar, anlık kazançlar daha çekici oluyor bazen. En önemlisi de kendine inanmamak. Kendini tanımlarken en devrimci en sosyalist, ama gerçeklikte oportunist bile değil TY
08-04-2014 11:08 (13)
TKP MK üyesi bir arkadaş kendi oy kullandığı sandıkta ailesiyle beraber Güvenç'e 5 oy verdiklerini, bunun akşam tutanağa da geçtiğini fakat daha sonra ilan edilen sonuçlarda 1 ÖDP oyu ile birlikte oylarının buharlaştığını açıkladı. Bu nedenle açıklanan sonuçlar üzerine fikir yürütmek en hafifinden KOMİK. Hepimiz kendimizi kandırıyoruz. Bana kimse bir daha "oy kullan" demesin, küfrederim. AA.
08-04-2014 11:19 (14)
Değerli AA, TKP'li ve öteki partilerden arkadaşlar buna benzer şeyleri her seçimde söylüyor. En azından son beş seçimdir ben bunları duyuyorum. Yani yeni bir şey değil, mutlaka bir miktar oy buharlaşıyor. Ama başarısızlıklarını hep buna bağlıyorlar. Bu MK'dan arkadaş kendi sandığına sahip çıkamazsa sıradan vatandaş nasıl çıkacak. Bir de buharlaşma oluyorsa her muhalif partiye, en azından küçüklerine eşit oranda oluyordur. Ama bu ifade ortadaki kesin başarısızlığa kılıf arama gibi gözüküyor. Seçim öncesi üst perdeden dille ortaklık kurulmuşsa KAYA GÜVENÇ'İN OYU AÇIKLANMALI. EN AZINDAN BUNUN HESABI VERİL
08-04-2014 11:49 (15)
Sorun SANDIĞA SAHİP ÇIKAMAMAK değil, bakın sandığa sahip çıkmışlar, sayımı beklemişler, sonra oyların tutanağa geçmesini sağlamışlar. Sonra sandık başkanı bunları TEK BAŞINA (yasa gereği) ilçe seçim kuruluna götürüyor. Burada TUTANAK ÇÖPE ATILIP, sahte bir tutanak düzenleniyor. Bu aşamada müşahit falan YOK. Bugüne kadar hep yanlış bilgilendirildik. Salak salak sandık başında durmanın falan hiç anlamı yok. Bırak salaklar istediğine oy versin, sen akşam ilçe seçim kurulunda hepsini çöpe at AA.
08-04-2014 11:57 (16)
Hocam, orada haklısınız da, bir tek KAYA GÜVENÇ'e mi gıcık bu ilçe seçim kurulları. Başka bir bağımsız 3500 küsur oy almış mesela. HDP istediği kadar olmasa da yüzbinlerce oy almış ayrı ayrı üç büyük şehirden. Sonuçta kandırıldığımız doğru, ama torbanın ve ilçe seçim kurulundaki kaydın takibini yapmak da örgütlülük işi.Semtlerde, ilçelerde güçlüyseniz bunu yaptırtmıyorsunuz veya aza indiriyorsunuz. Bakınız: BDP. Semtlerde değil kafelerdeyseniz tabii takibini yapamazsınız. Onları da suçlamak istemiyorum, ama o zaman bu üst perdeden çalımlı, sekter, ukala dil niye? Hala aynı şeyleri yazıyorlar.
08-04-2014 12:46 (17)
Bir bilgi: Belki yararı olur: Ankara'da sadece TKP ve ÖDP il genel meclisinde 8300 kadar oy almış. Çok düşük ama Güvenç'e bunların çoğu oy atmamış. Kaya Güvenç'i destekleyen öteki iki grup bunun dışında. Şimdi Güvenç'in oyunu bilirsek bunlardan kaçının ona attığını görebiliriz. Geriye kalan da ya oy kullanmamaıştır ya da faşist dediklerine oy atmıştır. A.Ö
08-04-2014 23:04 (18)
Yine sopa yiyeceğim amma; hiç de anlama, halka inme filan falandan dem vuramayacak birisi olarak; seçkin-meçkin, avrupai-elit, beyaz, okumuş, cipli vs. birisi olarak soruyorum. Bizi çıktığımız kumaştan bu kadar ayıran nedir? Kumaş aynı kumaş, nedir bizi bu kadar farklılaştıran? Eskiden olduğu gibi, parmak sallayan, ne yanlış, ne doğru, çeviri otoriter görüşlerinizi sallayacak değilim. TY'nin İbanez gitarı var, internette gördüğüm kadarıyla, grup yorum mu çalıyor mesela? Sol cephe'yi eleştiriyorsunuz anladığım. Ben üye bile olamadım. Bukadar otoriteye kim ne diyebilir? Dışarıda beklyorum. YÜ
08-04-2014 23:13 (19)
Yok Yağız Hocam, sol cepheye daha gelemedik. (Bu arada telefonuna da cevap veremedim, bir arkadaşın veda yemeğindeydik, İstanbul'a gidiyor), biz seçimlerden o kadar olumsuz sonuç çıkarmayın diye vatandaşa bir şeyler yazmaya çalışırken araya sol-sos partiler girdi, yine oraya takıldık. 75 milyonda 70-80 bin kişi (hepimiz birbirimizi tanıyoruz) debelenip duruyoruz. Sol cephe ayrı bir garabet, kendi kendine kuruyorsun oluyor, ne hikmetse cephe kurdukça ufalıyoruz. Ufalıyorlar demek daha doğru, çünkü cephe benim tarafa bakmıyor, nereye bakıyor onu da bilmiyorum. Eski Editör.
09-04-2014 00:13 (20)
Her seferinde beni şaşırtıyorsun. İyi ki varsın demek meşrebime ters. Yalanlara inanmasam da allah razı olsun diyorum. Bedreddin'in etle kemikle değil de sözle bakışla geleceğine inananların tanrısı, biz iyi insanlara bu gece ve sonrasında huzur ve direnç versin. Ali Yağız Üresin
09-04-2014 21:49 (21)
(YÜ'ye cevaben: Bir fotoğrafımda, bağlama sapının yanında kılıfın ucu görünen gitar Raimundo) Bu halka inme çıkma meselesi filan değil. İçinde olma meselesi. Aktif parti çalışması yaptığımda insanların içerisinde idim. Bir yazıda bahsetmiştim. İnsanlar "bizden ve bilen" olarak görüyorsa destekliyor. Buna bir de "yapabilen"i eklemek lazım. Beraber siyaset yaptığım yoldaşım kahve konuşmasında "Marksist, Leninist ve Engelsist kıpkızıl bir komünistim" diyerek gerici ve faşist bilinen Alemdağ'da muhtar oldu. 2004 de belediye başkanlığı seçimini kaybettiğinde kendi mahallesindeki oy oranı %65 idi.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211156
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.