Vasat Edebiyatı 101- Penguen yazılar ve Tonguç Kundil

Vasat Edebiyatı 101- Penguen yazılar ve Tonguç Kundil

En iyi gazeteci, en az kağıdı en ucuza boyayıp en pahalıya satandır. Gazetelerin kumaşı kültür, eğitim ve zeka seviyesi düşük, konsantre yeteneği kısıtlı, okuma isteği az, züğürt insanlara uygun olarak kesilmelidir. Bu tür insanlar Türk halkının büyük çoğunluğunu teşkil ediyor.

Haldun Simavi

 

Bu acımasız ama gerçekçi saptamayı, eski bir gazete patronu günlük gazete okurları için yapmıştır. Kitap okurları için bu saptama elbette tam olarak doğru değildir. Ama ilk cümle sadece bir okur tanımlaması değil bir “ilişki tanımlaması”dır ve “edebiyat piyasası”nı çok iyi tanımlamaktadır.

En iyi yayıncı-yazar-yayınevi, en az kağıdı en ucuza basıp en pahalıya satandır. Edebiyat piyasası ya da piyasa edebiyatı daha iyi nasıl tanımlanabilir ki?  

Gazetelerin kitap ekleriyle ilgilenen bir okursanız kendinize şu soruyu sorun: bir kitap ekinin ne kadarını okuyorsunuz?

Kaç sayfasını?

Kaç yazısını?

Ve hatta kaç satırını?

Yanıt kişiden kişiye değişmekle birlikte şu saptama nettir: kitap ekleri pek de okunan ekler değildir. Çünkü kitap eklerinin çoğu, yayınevlerinin reklam broşürüne eklenmiş bir kaç “penguen” yazıdan oluşmaktadır. “Penguen” yazılardır çünkü  kitap eleştirisi iddiasıyla yazılmış bu yazıların çoğu birbirine benzemektedir. Kitaplar ne kadar çeşitli olursa olsun onları tanıtan yazılar üç beş kalıp yazıdan ibarettir.

Edebiyat piyasası/piyasa edebiyatı açısından, bir tüketim kalemi olarak kültürün domatesten, arabadan, halıdan ya da buzdolabından bir farkı yoktur, aynı üretim-tüketim döngüsünün içindedir. Bir kitap eki ise en nihayetinde bir “tüketim broşürü”dür, “müşteri”ye önerilen “mal kataloğu”dur.

Herşey birbirine benziyor.

Eduardo Galeano

“Penguen yazı” nedir? Penguen yazı, her hangi bir yazarın her hangi bir kitabına yazılabilecek ortaya karışık bir tanıtım yazısıdır. Bu yazılar penguenler gibi birbirine benzer.  Penguen yazılar kişiliksizdir, hakkında yazılan kitaba ait ya da ona özgün değildir.

Penguen yazılar genel geçer yazılardır, genel ifadelerle özele ilişkin birşeyler söylemeye çalışır.

Penguen yazılar, birbirinden apayrı kitapları, aynı cümlelerle aynı ifadelerle tanıtır.

Onlarca yazarın onlarca kitabı için geçerli olabilecek joker yazılardır. 

Penguen yazıları ancak “penguen yazarlar” yazabilir.

Penguen yazılar tıpkı penguenler gibi birbirlerine benzerler, penguen yazarlar da öyle. Penguen yazılar birbirlerine benzese de toplamda hiçbir şeye benzemezler. Şekilsizlerdir, karakterleri yoktur, yer kaplamazlar, uçucudurlar, birşeyleri kapsıyormuş gibi görünseler de hiçbirşey içermezler. Örnek?

 

Gergedan Kanadında Yolculuk

Ünlü yazar Tonguç Kundil yeni bir romanla yine okuyucusuyla buluşuyor. Okuyucu kitlesinin sabırsızlıkla beklediği yeni romanı Gergedan’ın Tok Kanadı, her zamanki gibi okuyucuyu heyecanlı, sürükleyici, şaşırtıcı bir yolculuğa davet çıkarıyor. Daha önce Tonguç Kundil okumamış birisi için yazarın dili yadırgatıcı olsa da Kundil’in kalemini bilen deneyimli okuyucular için bu dil, sabırsızlıkla beklenen bir kalemin anlatım olanaklarını zorlayan bir biçem denemesi olarak kendini temelden inşa ediyor. Gergedanın Tok Kanadı romanı kendini okuyucuya hemen teslim eden bir metin değil; okuyucunun onu hak etmesi, emek harcaması, cümlelerinin labirentlerinde ter akıtması gerekiyor. Ancak kitap daha ilk sayfadan, okuyucuya harcayacağı bu emeği için asla pişman olmayacağını belli ediyor. Birincil bir okumada gözden kaçanlar, ikincide üçüncüde ağa takılabiliyor; Kundil romanında, kaçıncı okuma okursa olsun mutlaka okuyucunun algı ağına takılacak bir şeyler mutlaka bulunuyor. Yazar, metnini katmanlarla örmeyi tercih etmiş ve okuyucunun gezintiği yaptığı katmana ve okuma düzeyine göre bulacakları da farklı farklı olabiliyor. Bu romanı okuyan okurlar, birbirlerinden farklı ve hatta birbiriyle ilgisiz tadlar alabilir. Bu bağlamda yazarın okuyucuyu da metne katması ile roman, yazarın okuyucuya tuttuğu bir ayna olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, bizim için hiç de şaşırtıcı değil, bir Tonguç Kundil klasiği…

Tonguç Kundil metinlerinin, okuyucuya küçük sürprizler yapmayı seven şakacı metinler olduğunu Kundil okuyucuları olarak zaten biliyorduk. Son romanında ise bu durum adeta bir “toplu gösterim”e dönüşmüş. …..

Yazı böyle biter ya da uzar gider. Bitse de uzayıp gitse de bir penguen yazıdır bu. Herhangi bir kitap için yazılabilir.

Tonguç Kundil kim? Ne önemi var ki bunun? Tonguç Kundil anonimdir; onlarca Tonguç Kundil vardır, Tonguç Kundil olabilmek için can atan, kitaplarının satması için ruhunu satacak olan onlarca yazar bulunabilir. Gönüllü Tonguç Kundiller haricinde, her hangi bir yazar, ne kadar değerli olursa olsun, amacından ve duruşundan bağımsız olarak kitap eklerinde Tonguç Kundillik yapabilir. Tonguç Kundil, bir pozisyondur, bir elbisenin adıdır; içindeki değişse de elbise bakidir. Tonguç Kundil, penguen yazıların vazgeçilmez kahramanıdır.

Taylan Kara

                                                                                                taylankara111@gmail.com

 

Facebook
yorumlar ... ( 7 )
16-05-2014
16-05-2014 22:37 (1)
Bence bu alaycı dille ve bu takma adla bu romanı gerçekten yazıp çok satanlar listesine girdiniz mi işte o zaman dünyayı şaşırtırsınız. O yetenek var sizde. Sonra bunların hepsinin yalan olduğunu söylersiniz, insanlar aydınlanır. Bir daha da kimse okumaz o kötü kitapları. Ondan sonra ne yapacağız, ben zaten okumuyorum o kitapları. Ne vereceksiniz bu tür okura? Ayn Rand okuyayım mı önerir misiniz? Ya da Musil ya da Joyce sizce iyi midir onu bile anlayamaz sizi okuyan... Biz niye okuyalım sizi, okumadığımız yazarları yerden yere vuran dobra kahramanımız olduğunuz için mi?Biz koruruz kendimizi.E
18-05-2014 08:24 (2)
Değerli yorumcu E 'ye, "kötü sanat", "vasat edebiyatı", çok okuyan gayet entelektüel insanlar arasında bile çok yaygın. hiç tahmin edemeyeceğim insanlar arasında bunları beğeniyle okuyan kişiler olduğunu bizzat gözlemliyorum. evet, iyi kitapları yazmak da kesinlikle önemli ama önce bu salgını teşhir etmek gerek. cumhuriyet kitapta saygın bir edebiyat prof.u a.altanın son oyununu övmüştü. e.şafak aydınlık kitapta 2 tam sayfa röportaj verdi. örnekleri çok bunların. özetle: "biz zaten okumuyoruz ki" saptaması, -sizi tenzih edeyim- doğru değil. çok okunuyorlar,çok yaygınlar, heryerdeler. t.kara
18-05-2014 08:24 (3)
güncel bir örnek: hamdi koçun son kitabı orhan kemal ödülü aldı. Gerekçesi: .."Orhan Kemal'in hayata bakış açısına yakın olduğundan ". H.Koç eleştirisi ayrı, ancak her röportajında O.Kemalin edebiyatına, dünyaya bakışına küfreden bir yazardır, bunu da övünerek yapar. H.Koç, O.Kemalin reddi, antitezidir. Jüriye bir bakın, gayet yetkin şair, yazarları göreceksiniz. Peki bu nasıl olabiliyor? Bu kadar apaçık bir olguyu göremiyorlar mı? Keşke söylediğiniz gibi olsaydı da ben gereksiz bir iş yapıyor olsaydım. memnuniyetle bırakırdım bu işi. ancak bu alanda çok ama çok yapılacak iş var. t.kara
18-05-2014 08:24 (4)
E'ye devamla, kutuyu açtınız! tam oturup talihsizce güncelleşen zola'nın germinal kitabıyla ilgili bir yazı yazmak istedim, kitabı bu nedenle tekrar okumaya başladım ki H.Koç-O.Kemal ödülü haberini okudum. bunu birisinin yazması gerekmez mi? yok ama. daha bunun t.kiremitçisi var, p.mağdeni var, c.tanı var vsvs. 5. sınıf bir kitap 1.milyon satıyor ama hakkında 3 tane eleştirel yazı yok. inanın yok. hepsi övgü. p.mağdenin ali ile ramazanı ile ilgili yazdığım yazıdan sonra ne mailler geldi. sanat-kültür iddiasında olan bir sürü sitede, sosyalist gazetelerde övüldü bu 5.sınıf kitap. t.kara
18-05-2014 08:25 (5)
E'ye devamla, inanın ben de isterim ve çalışma planımda var: J.Marias, P.Mercier, S.Lem, Zola vs. "iyi" kitap yazıları. ama ortalık o kadar kirli ki ciddi bir alan temizliğine mecburuz. Gündüz Vassaf, "ilerici" cenahta "müthiş bir denemeci" diye anılırken, h.b.kahraman "büyük entelektüel" olarak görülürken öncelikli görev bunları teşhir etmektir. bu ise "bunlar kötüdür, okumayın" demekle olmuyor. oturup bunların kitaplarını birkaç kez okumak, yazının altını doldurmak, tezleri gerekçelendirmek gerekiyor.okura saygı gereği. okur ancak böyle ikna olabilir. bu da zaman alıyor haliyle. t.kara
19-05-2014 11:38 (6)
Edebiyat ve diğer sanat eserleri görev bilinciyle değil "beğeni" temel alınarak okunmalı. Siz kaliteli eserlerden bahsettikçe kötüler değersizleşecektir. Marias'ı araştırmaya başladım son yorumunuzdan sonra. Son yorumuzdan vasat edebiyat yazılarınızdan daha ilginçti kısacası."Kötüleri" geride bırakın. Spinoza'nın uyarısını hatırlamalı: "her yadsıma bir olumlamadır". Gramsci alıntısı gibi bu da hiç akıldan çıkarılmamalı. E
20-05-2014 11:46 (7)
Sayın Kara, siz yine kendi bildiginiz gibi yazmaya devam edin lütfen. Bizler de bir şekilde yazdıklarınızdan birseyler öğrenir ve kaliteli yazarları hayatımıza sokariz.Iste o zaman bilinç artar ve farkındalık başlar. Yalnız bunun için zamana ihtiyaç var.Elbette zor ama imkansız değil. Saygılarımla
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211486
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.