Mahalleye karşı!.. Gerekirse alayına karşı!..

Bir şey ne kadar kötücülse o kadar çok seviliyor, he mi?

Bizim gibiler katmerli mahalle baskısı altında. Sol mahallelerde oturuyoruz ister istemez. İletişimde bulunduğumuz insanların büyük çoğunluğu solcu doğallıkla. Gericiliğin mahalleye baskısı bir yana, biz bir de soldaki kalabalıkların baskısı altındayız. Şaka değil, bunaltan bir sorun. 

Bu çoğunlukların baskı alanları farklı farklı. Birçok alandan yalnızca dördünü, en yapışkan olanları öne çıkaralım ilkin: 1- HDP’yi desteklemek lazımcılar, 2- “Aziz Yıldırım’ı sevmiyorum ama” ile başlayıp her kirli başarıda zil çalıp oynayan Fenerliler, 3- Yalapşap ve de yalabık, tümüyle piyasa değerlerini içselleştirmiş aydınlar topluluğunun üyeleri ve hayranları, 4- Sadece mesleğimiz itibarıyla değil, hemen herkes içinde yuvarlandığından ticari tıp anlayışını benimseyenler ve içimizde bunu temsil edip örgütleyen Türk Tabipler Birliği’ne meftun ve mecbur olanlar…     

PKK-HDP çizgisinin sola ve sosyalist bilince zarar verdiği otuz yılda 127.792 kez görülse - gösterilse de, sosyalizm adına, sol adına, bir şeyler adına ağır başlı birileri kafalarını ağır ağır sallayarak “HDP’ye arka çıkmak bugün için solu kurtaracak, ülkeye özgürlük getirecek tavırdır” mealli laflar etmekten bıkmazlar. Hani, “kim şeyetsin sosyalist bilinci, biz yalnızca ve yalnızca kişisel tatminden yanayız, hani tuttuğumuz takımın kazanması gibi bir tatmin, hani göz koyduğumuz kadının bize göz kırpması gibi umut, bundan başka bir şey de değil deseler” bu HDP desteğinin hakikaten sola bir faydası bile dokunabilir. Sosyalistliğin, solculuğun yakasını bir bıraksalar… Hayır, bir yandan ulu büyük komünist laflar edecekler, öte yandan lokantada mönüden yemek seçer gibi, internette seyahat edecekleri ülkeyi saptar gibi, rahat ve huzurlu “Ben HDP’ye oy vereceğim. En solda o. Barajı da aşması lazım, aşamazsa felaket” diye iç geçirecekler… Binlerce cinayet ve kan üstüne oturan bir hattı birkaç “zekice” nöron kıvılcımıyla aklayacaklar.

Hani bir diktatörlüğe karşı tek veya en önemli karşı seçenek olsa gidip oy atarız; ama kim biliyor, kim garanti ediyor muhalif olduklarını? Bu AKP ile HDP anlaşmışlar mı, kavgalılar mı? Aynı gün içinde iki partinin bu derece kanlı bıçaklı birbirine saldırdığı ve aynı dakikalarda görüşmeler iyi gidiyor dediği başka bir ülke var mı?

Uzaylılar bu ülke halkının sinirleri üstünde deney yapıyor. Semavi bir sosyolojik araştırma kumpası içindeyiz sanki. Bilinç yozlaştırmanın bir alt sınırı var mı?

Deneyin önemli ayaklarından biri futbol sahaları. Hakemler ne gibi tuhaflıklar yapsa taraftar tozutmaz? Doz giderek artırılıyor, denekler patlayana kadar. Kural denen şeyler ne kadar ihlal edilebilir? Hakemler bir takım üstünde her şeyi denedi. İkinci bir topu eline alıp uzun süre koşarak tam kaleciyle karşı karşıya geldiği sırada rakibin önündeki topa atarsan ne olur? Gol pozisyonundaki hücum oyuncusunu sahaya giren bir taraftar çelmeleyip düşürürse ne karar verilir? Rakip oyunculara danışmak suretiyle bir gol nasıl verildikten sonra iptal edilir? Maç esnasında sahaya giren rakip takımın yöneticisiyle ne kadar sohbet edilir? Hakem ne şekilde gol atar? Espri değil, bunların hepsi yaşandı. En sonunda da bir oyuncunun beş dakika süreyle oyunu durdurması, sahadan çıkıp sonra büyük kargaşa içinde tekrar dönmesi 6 adet hakem tarafından görülmedi! Az sonra başka bir oyuncunun birkaç dakika süreyle RTÜK cezası gerektirecek ölçüde ağır küfürleri 6 hakem tarafından,  federasyon tarafından görülmedi!

Her garip olaydan sonra tüm kamuoyunun bunun bir kural ihlali olup olmadığını ciddi ciddi tartışması tam bir ahlaki moronlaşma. Belgeli, ispatlı şikelerle nemalanan, hiç değilse sefalanan yığınların hakikat anlayışı…     

Problem biraz da dilimizden mi kaynaklı? Kural ihlali var mı yok mu diye tartışıyor ya herkes, “ihlal” sözcüğünün iki farklı manası var. “Halel” kökünden gelen sakatlamak, bozmak, düşmanın haklarına vefa etmeyip gadretmek anlamına geliyor ki, Türkiye’nin en tepesindeki adamdan, hakemlere kadar her yöneticinin asli görevi bu gibi. Ama bir de Osmanlıca sözlüğe bakın, ne göreceksiniz? “İhlal” sözcüğünün “mahal” sözünden kaynaklı anlamı yer değiştirmek, yerleştirmek ve vermektir. Tam da bu işte. Ve en son anlamı “helal kılmak”. Anladınız siz onu, tüm bu yer değiştirmeler, yerleştirmeler, bozmalar neden helal kılınmıştır. Çünkü anlamı budur.

Deneyin galiba son aşaması şudur: Bir hakem oyun içinde bir oyuncuyu “bozarsa” fakat bunu raporuna yazmazsa kural ihlali var mıdır? Cevap: Yoktur, çünkü bu oyuncu hakeme helal kılınmıştır.

Şike sözcüğünün kökenine geçtik oradan. Acaba “şaki” şike yapan anlamına mı geliyor Osmanlıca kelime türetme kuralları gereği? Hayır, “şike” Fransızca kökenliymiş. Ama “şaki” ye baktığımızda onun da ters iki anlamı var. Bu toplum niye ayar tutmuyor, kavradınız mı? Birinci anlamı: Haydut, yol kesen, her türlü kötülüğü yapabilen… İkinci anlamı: Şikayet eden, ağlayan… Verdiğimiz örneklere ne kadar uyuyor bu tavırlar. Bir yandan haydutluk edeceksin, öte yandan en mağdur sen olacaksın, durmadan şikayet edeceksin.

Bir takımın kaptanının adı sosyal medyada geçti: Necip Uysal. Soyadına bakın. “Vur Ensesine Al Lokmayı” diye bir soyad o takıma daha uygun düşerdi, ama uzun… “Uysal” ile yetinilmiş. Öteki ise Belezoğlu. Açın yine Türk Dil Kurumu sözlüğünü. Belez: 1- Sızı, ağrı, romatizma 2- Bir çeşit davar hastalığı ki hayvan arka ayaklarını hareket ettiremez… İkinci anlam konumuzla ilgisiz, ama birincisi cuk oturuyor. Hakikaten müthiş bir ağrı, sızı veriyor ruhsal olarak bu adam, ki romatizma ağrısından beter.

Medya, sol medya, yayın camiası, edebiyat tayfası, sanat alemindeki iki yüzlülük de katlanılmaz derecede. Hangi rezaleti açığa vursak, çoğu dost, problem ortamda değil, bizdeymiş gibi şakalar yapıyor, espriler patlatıyor ki… Ne eğlenceli, o kadar olur.

Hepsinin altında tek duygu yatıyor: “Yahu sen mi kurtaracaksın, sıkma canını. Biz keyfimize bakıyoruz, sen de bak.” Haklılar mı? Haklılar. Tüm bu bitikliği görmektense görmemek daha akılcı. O yüzden zaten ortalık Fırat Aydınus kaynıyor, Demirören kaynıyor. Bir yerde bizler de oyunun içindeyiz, hatta oyunu kuruyoruz, rollerimiz farklı. Sol içinde büyük çoğunluk sefilliği sindiriyor, onun içindeki küçük kazanımlarla keyifleniyor, mantığını da kuruyor: “Her şey yerine oturur, haksızlık olsa da zamanla giderilir. Aslında iyi olan kazanıyor bakma!... Her şeyi kuralları içinde görmek gerek, mızıkçılık şenliği bozar, hazzı sulandırır… Zaten ortam kötü, keyif alacağımız şurada birkaç şey var. HDP var, Fener var, sevdiğimiz birkaç yazar, artist var… Neşemizi kaçırma, eğlenceyi bozma…”

Evet, büyük resme baktığımızda onlar haklı. Ama büyük resmin, insanlığın topyekun ana tablosunun her geçen yıl daha da gider çukuruna battığını gördüğünde tekrar kışkırıyor insan. Bu gömülmede hepimiz pay sahibiyiz, sorumluluklardan kaçarak, sefamızdan ödün vermeyerek. Ne yapalım, öyle olsun. Keyif kaçırarak nereye kadar? Bize, birileri tatmin olsun diye figüran rolü  düştü, öyle mi?

Herkes kendini ait hissettiği kimliğe göre algılamıyor mu yaşamı? Kürt önce Kürt olarak, Fenerli Fenerli olarak, Alevi Alevi, pop kültürcü pop kültürcü olarak davranış keyfiyetinde. Üstüne üstlük güçlüden yana çoğu insan, o güç nasıl kazanılırsa kazanılsın. Ruh hali böyle. Bir şey ne kadar kötücülse o kadar çok seviliyor, he mi? Biz de mi öyle yapsak, gardaş? Üst  insanlık kültürü falan boşsa, biz de etnik kimliğimize, bağlı olduğumuz takıma, yatırım yaptığımız politik güdüye göre kasmadan, alt-beyinden mi  baksak yaşama? Kazananı mı tutsak?

Öyle ya da böyle. Çoğunluğa meydan okumak da ayrı bir tat. Hiç aldırmayız mahallenin yontulmamış duygularına veya akıllarını alırız. İki türlü de biz bu neşeyi bozarız!  

Bir de son not: Kendinize anket yapın. Bakın bu da bir oyun. Sıraladığımız 4 maddeden kaçında mahalle çoğunluğundan, baskıcı ekseriyetten yanasınız, kaçında azınlık raporu tutuyorsunuz, bir değerlendirin. Bundan sonraki tartışmalarımız kaç puan aldığınıza çok bağlı çünkü. Hem de görelim, kaç kişiyiz, birlik oranımız nedir J

Kaan Arslanoğlu

Facebook
yorumlar ... ( 241 )
31-03-2015
31-03-2015 10:06 (1)
Şahane. Yalnız "yalabık" kullandığın anlama gelmiyor, iyi bir şey. Sen tınıdan yalaka gibi bir anlama koşmak istiyorsun, o da kabul. Ben kendimce hepsinde sağlamım ama senin bizi 3te orta halli, 4te de zayıf gördüğünden eminim. Oysa ikisiyle de siz -bana göre- daha ortada yokken kavgam vardı, gitgide de -hele 4'te artık sınıf ayrışması var aramızda; hastaneye kave içmeye uğruyorumcusu, farma temel bilim dersi, olmasa da olur biz klinikçiler anlatırızcısı-başları bu-, kimse boş durmuyor, her sarsıntıyı daha da hainleşmek için fırsat biliyor- daha çok kopuyoruz. 5. e de yok yere en ufak çaparizde eşi dostu karşı takıma koyan cadı avcılığını -alçak cücük burualar- mı yazsak? Sen bu yazıdan sonra mı aklımızı alacak "sallambaç" rumuzlara geçecaıdın? Biz mimliler dışındakilere serbest isimsiz-rumuz nasısa :) Sarli Mesper
31-03-2015 10:09 (2)
Yalabık: Parlak ışıltılı... Aynı zamanda: İki yüzlü, yüze gülücü... Her iki anlamı birlikte uygundur... Saygılar 1 numara. :))) notubol
31-03-2015 12:37 (3)
Reyiz mealen diyor ki: benim adım Tatar Ramazan, ben bu oyunu bozarım! Sonnottan önceki paragrafta ifşa etmiş. Valla bana uyar. Ben zaten tip olaraktan tatarramazana robot resim düzeyinde benzemekteyim. Ayrıca kürdofilik yalakalardan kıl kaparım. Btw, Leyla Zana kadar altıokkası çıkmadı hiç sahneye. Kadın delikanlının dibi. Çıkıyo, tak tak söylüyo. Milim kıvırmadan. Böyle rakibeye can gurban. Ama şu "sol" postlu yavşak taifesi yok mu... Gelelim yenerbaaze mevzuuna. Bu iş Ali Şen ve Ömer Çavuşoğlu zamanında başladı. Ad homineme giriyorum şimdi. Dikkat. Bu Çavuşoğlu (ki kendisini bizim taraftar başka bi adla çağırır, malumunuz) Nazlı Ilıcak'ın abisi olup Özer Uçuran'la birlikte bosforus bankı batıran, yani ülkemizde ilk batıkçı ünvanına haklı bi gururla sahip olan kişidir. Bu serinin sonu azizbaskan oldu. Feneri abad etti mi bilemem ama aynı taraftarı olan eski islambol belediye reyizi gibi milleti ya kendisinden taraf olanlar ya da kendisinden tiSKinenler diye bölüverdi. Yoksa mesele ++
31-03-2015 12:38 (4)
++ tabii ki fener mener değildi. Biz adam gibi maç izleyeceğidik. Bunların başına geçen adamların nasıl bi iktidar yoksunluğu sendromu varsa gözüdoymaz bi şekilde her türlü çamurluğu kendilerine hak görür oldular. İşin acı tarafı, sağduyu beklenecek fener taraftarının da sanırım grup aidiyetinin konforu nedeniyle bu gidişe "hop, hüşoğ" dememesi veya o vakit diyememesi sonucunda bugünlere gelindi. E, nasıl bugün politik sahnede tepe ismin çevresinde saçmalama yarışına girenler sınır tanımıyolarsa, emreler, canerler, volkanlar da aynı kişilik özelliğinde adamlar olduklarından bu hallere düştük. Evrensel kümemiz ne ki kültürfizik, kültürsanat çemberlerimiz ne olsun?! Bu mayadan bu çıkıyo nihayetinde. TTB de aynısı işte. Hieyyyt! Benim adım Tatar Ramazan. Ben bu oyunu bozarım! a.y.a. sucuks
31-03-2015 12:43 (5)
Hey millet, bu yazı yayılmasın diye işte o uzaylılar bütün ülkenin elektiğini kesmiş. Benim şarz da bitti bitecek. Bu ara Adamın ismi belez değil belöz imiş. Uysada uymasa da ne fark eder. Belöze hiç girmesek taha iyi. Talamusun Sesi
31-03-2015 12:51 (6)
yazıya katılıyorum...manzara malzeme bu...insanbu...ama yine bu yüzden yazmak düşünmek dayanışmak hayal kurmak güzel...bunlar var ama bunların bu derece yüksek bir ahlaki içerikle ve akılla ifadesi de var...4 maddeye baktım derin bir soluk aldım düşündüm...yani çakmadım sanıyorum...ilk üçten kuşkum yok dördüncüde az kirlenmeye çalıştım...insan ne kadar nesnel olabilir bilmiyorum kendi hakkında ama içim ferahladı yine de...:) ayrıca yazıyı bursa'daki chp ön seçimi bağlamında da okudum...iyi özetlenmiş durum...:) sevgiler kaan
31-03-2015 13:17 (7)
Kaan hocam HDP'ye oy vermeyeceksek alternatifiniz ne? CHP'yi eli kansız mı görüyorsunuz? Şu anda meclisteki partilerden eli kansız olan var mı? AKP'nin milletvekili sayısını düşürmek için kısa vadede ne öneriyorsunuz? "Anlaşmıştır bunlar" varsayımınız doğru olsa da, başkanlığın ve daha kötü bir diktatörlüğün gelmemesi için tek olasılık anlaşmamış olmalarını ummak değil mi? Seçim boykotunun bir işe yaramayacağı açıkken taktiksel bir şekilde oy kullanmanın nesi yanlış? "Hani bir diktatörlüğe karşı tek veya en önemli karşı seçenek olsa gidip oy atarız" diyorsunuz. Zayıf ihtimal bile olsa tek ve en önemli seçenek bu işte. Başka bir seçenek olmadığına göre tek ve en önemli seçenek eldeki seçenektir. yü (Yağız üresin değil, başka bir yü. İsim soyadının baş harfleri yazılınca adsız kabul edilmiyor değil mi) Yeşin Üresin
31-03-2015 13:16 (8)
can ertan... elektrikle birlikte dikkat de gitti adımı yine unuttum...
31-03-2015 13:25 (9)
Bak 7 numaralı arkadaşım, adını Yağız hocayla dalga geçmek için böyle koyduysan ve bunu böyle onaylamışsak, Yağız'ın gazabı sizin ve benim üstümüze fena yağar, ona göre. Şaka değil. Kötücüllüğe aşık ola ola zaten sizler bu noktaya getirdiniz bu solu, bu ülkeyi. İstiyorsanız gidin HDP'ye oy verin. Bu şartlarda AKP'yi geriletmek için akılcı bile olabilir. Ama sonra Erdoğan şöyle kötü, Türkiye'de ırkçılık hortladı, herkes faşist olmuş diye ağlamayın. Ben de zaten etnik milliyetçiliğe başlıyorum, bunu solculuk olarak yutturacağım size, yutmaya dünden razısınız. Bugünkü CHP'ye her şey deyin, sermaye güdümünde deyin, kaypak deyin, ABD kontrolünde deyin, ama ELİ KANLI demeyin! Bu yalan çünkü, AKP ağzı tam da bu işte. Bugünkü CHP yöneticlerinin hangi elinde kan gördünüz, insafınız kurumasın! Ben aylar önceden söyledim. Oyum CHP'ye... Kaan Ars.
31-03-2015 16:29 (10)
Muhterem Fantom, daha önceden gomofti olduğunuzu beyan etmiştiniz. Etnik milliyetçiliğinizi bu temelde mi yükseltmeye heveslisiniz? Coğrafi yakınınız Tatar Ramazan tamada yönetiminde bi sofrada birlikte Chakrulo söylemeyi önerir. Voyager'dan kainata yayılıyo da biz söyleyince kadı günah yazmaz sanırım. Hürmetz. Bu arada, alenktirink kesintisi bize komaz.
31-03-2015 16:29 (11)
Sevgili Kaan, isim hakkım konusundaki duyarlılığın için teşekkür ederim. Lakin öyle bir YÜ var ve bu da anlaşmadığımız bir çok konudan biri. Kızı da galatasaraylı yaptı zaten. Berber Kenan'a muhabbetim bu yüzden olabilir. A.YÜ
31-03-2015 16:39 (12)
Çok pardon cidden değerli Yeşin hanım, bizim abone trollerimizden biraz daha espri duygusu yüksek biri zannettim sizi. Özür dilerim. Hem :((( Hem :))) Saygılar. Kaan A.
31-03-2015 16:49 (13)
Sayın 10 numara kardeşim. Evet bu etnik şaklabanlığın solculuk olarak yutturulmasından en çok bizim gibiler rahatsız. Şu ülkede yüzde sıfır Türklük kanımızla 56 yıldır uyum sağlamaya çalışıyoruz (Dörtte üç saf Laz, dörtte bir Abhaz olarak), biz de siziz, işte Anadolu kardeşliği, kardeşliğin mozaiği falan kendimizi iknaya çalışıyoruz, gelen "Öteki" kafamıza vuruyor giden "Beriki" sırtımızdan sopalıyor. Yetti be!!! Alın milliyetçiliklerinizi, ırkçılıklarınızı, hep ben hep ben diyen solculuğunuzu defolup gidin yakamızdan tepkisidir bu! Bu arada tabii ki hürmetzz... Kaan A.
31-03-2015 19:15 (14)
Kendime düzeltme... İstanbulbank uçurulmuş. Hisarbank da çavuşlanmış. Bosforus? Offshore'ları mıydı ki. Niye böyle kalmış aklımda? Bosfora kıling olmamdan da olabilir. a.y.a. delikanlı gibi özür diler ve ayara peşinen mani olur. Diğer bilgilerde sıkıntı yok. Bi de... Memlekette ortalama adam enginverel ya da sinyor düzeyinde olaydı ya. Ortam hep zagor-çiko olsaydı bile yine iyiydi. selçukyula ve sinanengin düzeyini geçemiyoruz bi türlü. Son olarak, etnikçilere ben de aynen öyle diyorum artık. Hatta 3. göbek kanbağlarımı bile "teşrih" ile açığa çıkartıyorum. Onlar harranlıysa biz de kazanlıyız evelallah! Yok öyle ezbere lolo. Kusunç oldular çünkü. a.y.a. hürmetz
31-03-2015 19:29 (15)
kalemine sağlık kaan dostum. birol aksu
31-03-2015 19:55 (16)
Kaan hocam yanlış anlaşılma sorun değil. Hayatımda hiç trol sanılmamıştım. Bu da ayrı bir deneyim oldu. Ben bugünkü CHP'ye eli kanlı dememiştim zaten. Yine de geri alırım. Tabii siz de bugünkü HDP'ye eli kanlı demiyorsanız. Selahattin Demirtaş'ı birini öldürüken gördünüz mü hiç? Yeşin Ü
31-03-2015 22:07 (17)
HDPnin lideri Selahattin Demirtas mi ki bu hareketi Demirtas'in söyledikleri ya da yaptiklari ile degerlendirelim. HDPnin KCKnin alt örgütlerinden biri oldugunu biliyoruz. KCK anayasasi madde 11 söyle der: "Koma Civakên Kurdistan (Kürdistan ToplumlarTopluluğu- Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi) kurucusu ve Önderi, Abdullah Öcalan’dır. Ekolojiye ve cinsiyet özgürlüğüne dayalı demokrasinin felsefik, teorik ve stratejik kuramcısıdır. Her alanda bütün halkı temsil eden önderlik kurumudur. Kürdistan halkının özgür ve demokratik yaşamına ilişkin temel politikaları gözetir ve temel konulardaki en son karar merciidir. Kongra-Gel Genel Kurul kararlarının demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü devrim çizgisine uygunluğunu gözetir. Yürütme Konseyi Başkanını görevlendirir. Temel konulara ilişkin Yürütme Konseyi kararlarını onaylar." Kisacasi HDPnin politikalarini Abdullah Öcalan belirler, uygular ve gözetir. Muhatabimiz Demirtas degil Öcalan'dir. (1) Emre
31-03-2015 22:08 (18)
(2) Öcalan'in eli kanli midir kansiz midir? PKKnin silahli mücadelesine "özgürlük savasi" desek, öldürülen siviller icin de kaza kursunu desek dökülen kan ortadan kalkar mi? PKKnin Türkiye solu icinde (hem Türkiye/Kürdistan cografyasinda hem de basta Almanya olmak üzere Avrupa'da) yaptigi katliami ve kendi icindeki infazlarini nereye koyacagiz? Muhtemelen Hitler de kendi eliyle kimseyi öldürmedi, ben bununla ilgili bir kayda rastlamadim. Cocuklarla cekilmis cok masum fotograflari da var. Hem de sanatci adam. Simdi NSDAP aslinda masum bir partiydi mi diyecegiz? Siyasi analizlerinizi böyle yapip oy kullaniyorsaniz, Türkiye'nin bu duruma nasil geldigi daha rahat anlasilir bir hal aliyor. Oyunuzu HDPye vermenizi kimse engelleyemez, ama lütfen sonra aglasmayin. Emre
31-03-2015 22:57 (19)
tıbbın ticarileşmesine ve hatalı uygulamalarına karşı çıkan zihniyet,nasıl olur da futbolun,ticarisi şöyle dursun,mafyalaşmış,emperyalizmin vahşi bir aygıtına dönüşmüş haline gerekli tepkiyi vermez,"spor bu değil" gibisinden?taraftarlığı çoktan bıraktım ben şahsen.1'le işim yok.3 ve 4 ise gerçekten sıkıntı ve çözümsüz.dbo
31-03-2015 23:14 (20)
sn. emre, tümüyle haklısınız... kendi ağızlarıyla, ''irademiz öcalandır'' demiyorlar mı... osman baydemir'i hatırlıyor musunuz; öcalan tarafından azarlandı ve şimdi siyasi anlamda meftadır... demirtaş da, hdp de, kandilden ve öcalan'dan ayrı bir siyasi özne durumunda değildir... n.k.
01-04-2015 12:44 (21)
ANAP zamanından beri ülkemiz seçmeni habire "ödünç oy" triplerine takılıyor. AKP'nin gerçek/temel tabanı, gene ödünç oylarla şişirilerek, son 13 sene boyunca sanki bir 'kitle partisi' varmış havası yaratıldı. Aslında herkes "özüne dönse" ve gerçekten kendi baz ideolojisine komşu bir oluşuma 'tavizkar' destek verse, TR diktatoryadan parlamenter mekanizma ile kurtulabilir. Yani solcular ve hasbelkader liberal-demokrat olanlar CHP'ye, milliyetçi hassasiyeti olanlar MHP'ye, gerçekten separatist beklentileri olanlar HDP'ye oy verse; AKP'ye hırt-opportünistlerden başka 'çakma oy' kalmayacak. Bu da AKP için toplamda %30-35 falan anlamına gelir. CHP ise %35-40 arası bir oyu toplayabilir. HDP'nin 'çarpışacağı' taraf ise MHP olur. İkisi de CHP veya AKP ile koalisyon için uğraşırlar. Uğraşmazlarsa da 'Büyük Koalisyon' olur. Her halukarda, tek parti rejiminden hayırlı olur. Hülasa: Ödünç oy dönemi bitmeli... Mert Boytak
01-04-2015 16:32 (22)
Şimdi anlaşıldı KA'nın siniri nereden geliyor. Meğerse Laz'mış.
01-04-2015 17:00 (23)
22 numaralı yorumcu saygısızca bir ırkçılık yapmış. Ya Kürttür ya Türk desem ben de onun gibi ırkçı olurum. Laz olunca sinirli mi olurmuş insan? Irkçı, faşistlik yapma ırkçı.... git başka yerde ırkçılık yap. Notum boldur ama bu yoruma eksi 10 veriyorum. notubol
01-04-2015 19:20 (24)
‘’Birleşik Haziran Hareketi (BHH) dağılıyor diyenler var. Bu ciddiye alınması gereken bir saptama, gaz verip geçiştirilemez. Tablo pek iç açıcı değil.BHH’nin önde gelen bazı üyeleri HDP’ye destek kampanyalarına imza attılar. Bazıları daha üç ay önce HDP ile ittifak görüşmeleri yapmıştı. Bazı BHH yol arkadaşları ise CHP’den aday adayı durumundalar. BHH bileşenlerinden KP ise kendi başına seçimlere girme kararı aldı. BHH tabanı ise HDP-CHP-KP-VP ve boykot arasında gidip geliyor. Bu bir dağılmışlık durumu.’’Yukardaki alıntılar Ender Helvacığlu-İleri haber’den.Fazla söze bilmem gerek var mı?Ee, ne oldu şimdi?Hani nerede kaldı ‘’solsuz kalan soluksuz kalır’’ diyenler.Hani nerede kaldı ‘’yaşadığımız günlerin duygusal tanığı değil,siyasi tanığı olmalıyız ‘’diyenler.Hani nerede kaldı ‘’solduyu’’ lafları edenler.Laf çok,icraat sıfır.Sizleri gıpta ile izliyoruz.Siz bizim esin kaynağımızsınız.Selamlar...Caner E.
01-04-2015 20:44 (25)
Yazmıştım; Mersindeki toplantıda hoş olmayan görüntüleri... BHH hareketi de "önderliğin" küçük hesapları içinde dağılacak anlaşılan. (Zaten seçim öncesi bir hareketlenme en başında kuşkulu kılıyordu.) Mersin'deki toplantıda nice heyecan içinde yapılan konuşmaların bir "politbüro vakarı" içinde dinlenmişti. Sanki "gaz alma" gösterisiydi. Sanırım artık bilinen "sol paradigma" içinde politika imkanları tükendi! İdeolojiler aracılığıyla değil, insana doğrudan dokunacak söylem-hedef-mekan bulmak gerekiyor. ogürsel
01-04-2015 22:29 (26)
Keyifle paylaştım. y bodur
03-04-2015 09:56 (27)
STALİN'İN ve KÜBA'nın DİNLE BARIŞMASI OLGUSU KEŞKE BİRİLERİNİN KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRSA, tartışma başlatsa. Boş bir hayal, gerçek olan ne önemli bilgi tartışma başlatıyor ki sözde "Bizim Cephe"de. Neyse yazı 14 saat başta kalmayı başaramamış, buradan hatırlatma gereği durdum. Baş editör bile bize karşı :))) K.A
03-04-2015 13:13 (28)
Hocam, yeni yazıda zat-ı-alinizden 12 (on iki!) satır alıntı var, yine sizin yazınız sayılır :))) Sarli Mesper
05-04-2015 10:41 (29)
evvel.org EVVEL muhalif edebiyat dergisi 12 yaşında. Kutlarız. Bizden de her yerde "SAHİCİLİKLE" dilekleriyle. İnsan BU
05-04-2015 13:12 (30)
AVUKAT dostlarımızın, okurlarımızın gününü kutlarız. İnsan BU
05-04-2015 14:21 (31)
biraz geç oldu hatta çok geç ama avukatlar da sokağa çıkıyor artık...bu gün Bursa'da yürüyüş ve miting var...15 yıl önce ölen bir meslek olarak avukatlık diye bir yazı dizisi yapmıştım...maalesef oradaki öngörüler doğrulandı...hem hukuk devleti hem de avukatlık mesleği çöküyor...icralık olan, bürosunun giderlerini karşılayamayan, bir hukuk bürosunda çok düşük ücretle çalışan, geçim sıkıntısı içinde çok avukat var...avukatlık mesleğinin avukata ihtiyacı var...yüzün üzerinde hukuk fakültesi açılmış durumda...hukuk eğitimi ne düzeyde belli...avukatları anımsadığınız için duyarlılığınıza teşekkürler...can ertan
05-04-2015 18:01 (32)
Bu Futbol Federasyonuyla her şey şaibeli. Hiçbir dürüstlük doğruluk aramayın. Demirören BJK'yı mali yönden batırdıktan, BJK'yı şike şaibesine bulaştırdıktan sonra RTE tarafından doğrudan şike skandalını örtbas etsin diye görevlendirildi. İşini başardı. Şimdi yine en güçlüden, en karanlıktan yana misyonunu yerine getiriyor bu federasyon. Bu ortamda futbolu ciddi ciddi izlemek tam bir kendini aldatma. Yani halkımızın normal tavrı. Kaan Arslanoğlu
05-04-2015 22:45 (33)
Hukuk gün olur hepimiz için gerekli olur. Türkiye'de bunun nice örneğini yaşadık.Hukuk devleti duyarlılığı olmayanlar da hukuka sığınmak zorunda kaldılar adalet aradılar.Avukatlara yönelik baskılar tüm toplumun özgürlüğünü tehlikeye sokar. Bu gün Bursa Barosu'nun öncülüğünde 40 baronun katılımıyla Bursa'da Türkiye Adaletini Arıyor yürüyüşü ve mitingi vardı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'da katıldı.İnsanbu yöneticilerine biz avukatlara gösterdikleri dayanışma için çok teşekkür ediyorum. Funda Vural
07-04-2015 14:56 (34)
TÜM MAHALLEYE KARŞI olmamızı zorunlu ve haklı çıkaran bir son yazı da geçmişten, T. Fikri imzalı bir yorumsuz haber aktarımı. Ergenekon davasını ve AKP'yi kimler destekliyordu? K.A.
08-04-2015 13:44 (35)
300 İMZACILARDAN BİRİ YAZININ ALTINA YORUM YAZMIŞ. İMZAMI ORADAN KALDIRIN, HABERİM YOKTU, DİYOR. TAM YEDİ (7) YIL SONRA. İLGİNÇ DEĞİL Mİ? K.A.
09-04-2015 08:36 (36)
Kar yağıyor lapa lapa ve üstelik tuttu. Dağda değil şehirdeyim. Çok alametler belirdi :)) K.A.
09-04-2015 11:39 (37)
nisanda kar gösteren... 8 haziran da sosyalist iktidar gösterir mi...:))) can ertan
09-04-2015 15:21 (38)
Sevgili Can, 8 Haziran'da "sosyalist iktidar" kurulur, ama benim eski hastanenin bahçesinde. Ne diyorsun, 7 yıl önceki bildiriye dün bir katılım oldu, maili de bende. Solcu bir siyaset uzmanı hem de :))) Bu gülücük işareti de sıktı artık, ona da karşıyım !!! Kaan A.
09-04-2015 18:10 (39)
1. Fantom mozaik dinliyo. Çok alametler belirmiş. Vakit tamamdır! 2. Ben zaten iki nokta üstüste ve kapa parantez kombininden hiç hazzetmem. "Gülen adam" yazıyorum. Millet de gayet iyi anlıyo. 3. Biricit Bardo'ya da hususi selam eder, onun o güzel gözlerinden öperim. Mucukus. Ohhh! a.y.a.
10-04-2015 10:59 (40)
KONU: EDEBİYAT ÖDÜLLERİYLE DALGA GEÇMEK. İmza kampanyalarına karşıyım ve çok nadir imza veriyorum. Fakat bu işe çok emek verdik, bizim dışımızda gelişen böyle bir matrak kampanyaya destek çıkmamak olmaz diye düşündüm. İmza verdim. Bilginize, ilginize sunulur: https://www.change.org/p/do%C4%9Fan-h%C4%B1zlan-dhizlan-hurriyet-com-tr-do%C4%9Fa-ve-a%C4%9Fa%C3%A7-israf%C4%B1na-son-verilsin Kaan A.
10-04-2015 11:24 (41)
Az önce kampanyaya ben de katıldım. Etkisi sınırlı olsa da destek vermek gerekiyor. Saygılar. R.Kulaksız
10-04-2015 20:27 (42)
Sosyalist Sol'un PKK yolculuğuna dahil olmasını 20-25 yıl önce de yanlış bulmuştum; bugün de. "Kürt Halkı isyanında haklı, yönteminde yanlış" düşüncem değişmiş değil. Bu bağlamda Türkiye'li Sosyalistlerin, PKK ile "iç-içe girerek" değil, destekleyici; yanlışta eleştirici, bir Ulusal Kurtuluş mücadelesi sürecinden bağımsız kalmayı becermesini, kendi "ebedi" ideallerini dönemsel, milliyetçi yanı ağır basan bir harekete kurban etmemesini; özgün bir var oluş sergilemesini beklerdim. Ama bu olmadı; "kuyruğuna takıldılar!" Ve elbette bu kişiliksiz tavır, sonuçta sol-sosyalizme çok zarar verdi. Bu duygu ve düşünceyi 20 yıl önce taşırdım; taşırım. ogürsel
10-04-2015 20:42 (43)
eklemeliyim; Kürt Halkının insan olmaktan kaynaklanan taleplerine de destek verilmesini savunurum. Bu bağlamda oyumu da HDP ye veririm! Az önce yazılanlarla bu yazdıklarımı çelişkili görenler olacaktır; yeniden yazıyorum; şu anda doğru işler yapıyorlar; "dışarıdan" desteklenmeliler; ve ben içlerine girmedim; girmem de! Sosyalist Sol da "dışarıdan" desteklemeli ya da eleştirmeliydi! Kuyruğuna takılmamalıydı! ogürsel
10-04-2015 20:42 (44)
özür dilerim; Galiba Mersin'de Dengir Mir M Fırat mı adaydı? Vermeyeceğim elbette.. Geçen seçimde E. Kürkçü adaydı; onu da sevmem ama oy verirdim yine de.. Ama şimdi AKP kurucusu o TIR kaçakçılığı sanığına oy verilebilir mi? CHP ye vermek zorundayım artık! ogürsel
11-04-2015 18:49 (45)
"Dışarıdan" "destekleniyorlar" zaten ogürsel, sorun yok. Segman Ferid
11-04-2015 19:45 (46)
Levent Yakış'ın makalesinden: Son günlerde HDP’yi öne çıkaran yoğun bir kampanyayla karşı karşıyayız. Seçim yaklaştıkça gücünü ve etkisini arttıran bir kampanya bu. Öyle ki, politik arenada yan yana gelmeleri pek beklenmeyen sosyalist, devrimci, muhafazakâr, sosyal demokrat, İslamcı farklı çevrelerden çok sayıda namlı şahsiyetin ardı ardına kampanyaya eklemlendiğini biraz da şaşırarak izliyoruz... Şimdi yeniden başa dönersek, HDP’nin seçimlerde desteklenmesi hiçbir biçimde bu özel hallerden biri değildir. Aksine Türkiye solunu PKK’nin arkasında toplamaya dönük, hâkim sınıflar nezdinde de kabul gördüğü anlaşılan kritik bir emperyalist hamledir. Kısacası, “Kampanyanın Farkındayız”… Her şeyin farkındayız ve PKK’ye verilecek oyumuz yok! Makaleyi okumak için: http://www.anafikir.gen.tr/kampanyanin-farkindayiz-hdpye-verilecek-oyumuz-yok/
11-04-2015 20:34 (47)
HDP'nin barajı geçmesi iyi mi olur kötü mü. a.y
11-04-2015 20:40 (48)
HDP barajı geçse sol kaybeder, geçmese sol kaybeder, muhalefet kaybeder. HDP barajı geçse çok kazançlı çıkar, kaybetse kazançlı çıkar. HDP barajı geçemezse AKP kazanır, geçerse yine kazanır. Bu görünüşte kavga arkasında bir ittifak varsa ki, öyle görünüyor, bu iki parti de kazan kazan denklemi durumunda. Şu şartlarda bizler kaybet kaybet pozisyonundayız. Bu yeni bir şey değil, 30 yıllık sol solsuzluğun sonucu. K.A.
11-04-2015 22:03 (49)
Türkiye İşçi Partisi meclise girmişti, bakalım Kürdistan İşçi Partisi bunu başarabilecek mi? Kürt-İslam sentezi avantaj sağlar ama ikisi için de risk taşır. Ayıyla yatağa giren dikkatli olmalıdır!
12-04-2015 11:09 (50)
Ataol Behramoğlu'nun Cumhuriyet'teki köşe yazısı HDP'ye oy vermekle ilgili...
12-04-2015 12:44 (51)
HDP'ye medyada büyük destek var. Planlı programlı güçlü bir rüzgar estiriliyor. Neden acaba? Bizim yandaş olmayan sermaye medyası çıkarsız, hesapsız adama haberin kuruşunu vermez. Hayırlara vesile olsun daaa, pis hesaplar kokusu, kirli çıkarlar şeysi. Gerçi hepsi bizim yüzümüzden. Solculuğun 30 yıllık solsuzluğu... K.A.
12-04-2015 13:53 (52)
"1970’lerde yazdığım bir cümleyi tekrar yazacağım: Sol, psikiyatri kliniği değildir !" Özdemir İnce http://ozdemirince.com/ataol-behramogluna-dikkat/
12-04-2015 19:33 (53)
Türkiye’de sağ – sol ayrımını çağdaş medeniyetlerde olduğu gibi “sınıf” temelli görmek büyük hatadır. Türkiye’deki ayrım “mağduru” kollayan bir “vicdani” temeldedir. “Solcu” olduktan sonra da yeterli eğitim alınmadığından, solcu oluş “sınıf” bilincine terfi etmez. Türkiye’deki solcuların büyük çoğunluğu bir devrim olup, fabrikalara el konsa “mağdur” görecekleri fabrikatörlerin yanında olur. AA.
12-04-2015 20:42 (54)
50, şimdi yarın medyaya bakın, A. Behramoğlu'nun ne faşistliği kalacak, ne ulusalcılığı ne de barış karşıtlığı. Sol, adam akıllı kendini temize çekmeli, ondan sonra kitlelerden oy istemelidir. Şimdiki durumu ise; "şaşkın ördek tersten suya dalarmış" misali. mh
12-04-2015 20:42 (55)
Bunu neye bağlıyorsunuz AA
12-04-2015 21:17 (56)
Birçokları solda aşılması gerekenin Kemalizm olduğuna inanır. Oysa solun asıl sorunu Kemalizm değil KOMÜNİZM FOBİSİ veya KOMOFOBİdir. Sol milliyetçi fikirlerden liberal düşüncelere kadar sağın bütün çeşitlemelerine sonuna kadar açıkken, komünist alternatiflere hemen sırtını döner. Bu çoğu solcuda bir REFLEKS haline gelmiştir. Zurnanın bütün deliklerinden ses çıkartırlar ama zırt dediği yerde sessiz kalmayı tercih ederler. Komofobiyi aşmak kolay değil. AA.
12-04-2015 23:26 (57)
belki de aşılması gerekmiyordur, belki gerçekten fıtrata aykırıdır
13-04-2015 10:19 (58)
Türkiye'de SOLUN asıl düşmanı SOLDUR. Bu öyle bir derin düşmanlıktır ki tarif edilemez, ancak örneklenebilir. Sol partilerden herhangi biri her zaman AKP veya MHP'yi veya İŞİD'i diğer bir sol partiye tercih eder. Mesela şimdi KP bugün 550 adayının hepsinin kadın olduğunu açıklayacak. Eğer HTKP hemen bunu eleştirmezse ben bu ülkenin solcularına bugüne kadar söylediğim her şey için özür dilerim. Fakat beni utandırmayacaklarından eminim ve isteyen herkesle bire bin bahse girerim. Bugün öğleden sonra bakın göreceksiniz. Lütfen yanlış anlaşılmasın bu durum kendisine SOL diyen bütün partiler için geçerli. Fıtratlarında var. Çünkü varlık nedenleri DİĞER SOL PARTİLER. Ancak onlarla mücadele içinde tabanlarını tutabiliyorlar ve kendilerini var edip yeniden üretebiliyorlar. Türkiye işçi sınıfı bu SOL partilerden kurtulmadan kendisini kurtaramaz. AA.
13-04-2015 11:08 (59)
saçma örnekten örnek olmaz. 550 adayın hepsinin kadın olması kadar dangozca bişeyi hangi üstünzekalı abi tasarlayıp karara vardırabildi? ilginçlik olsun diye gündüz vakti taksim'in ortasında direğe tırmanıp aşağıya işemek de bi yöntem. bu mu komünizm. bu mu sol? milletvekili seçiliyodu, di mi? hijyenik pedlerin kalite kontrolü için ya da epizyo sonrası geç dönem ağrılarının tasnifi için "çekenbilir" komite değil... bazan şaşırma dozumu bile şaşırtıyosunuz. teşekkür ederim. a.y.a. yirmiyaş dişi ağrısı çeksss
13-04-2015 11:34 (60)
DOST SİTELER bölümüne yeni bir sayfa ekledik. İlginç ve yararlı bir sağlık sitesi: DİPBİLGİ.net... Sosyal yazılar da var. http://dipbilgi.net/ Editör
13-04-2015 12:15 (61)
Bir itiraf: Açıkçası İnsan Bu web sitesinden önce "anadilde eğitim" talebi benim için sadece solcu olmanın gereği savunulması gereken bir talepti. Fakat geçtiğimiz yıl boyunca bu siteye yorumlarıyla katkı koyan çok sayıda Türkiye'de EN İLERİ DÜZEY eğitim almış insanın Türkçe yazılı metinleri (sanıyorum çoğunun ana dilleridir) anlamakta inanılmayacak ölçüde zorlandıklarını görünce, anadilde eğitim talebinin çok haklı bir talep olduğuna kanaat getirdim ve şimdi anadili Türkçe olmadığı halde okuduğunu anlayabilen Kürt kardeşlerime büyük bir hayranlık ve saygı duyuyorum. AA.
13-04-2015 12:45 (62)
İtirafçı arkadaş, Kürt kültürü yazıya değil söze dayandığı için okumakta bir sıkıntı doğmaz. Stockholm Library
13-04-2015 12:46 (63)
Anadilde eğitimle anadilini öğrenmeyi karıştırıyor musunuz? Anadil eğitimin karşılığı, analizde mühendislik, hukuk, tıp, mimarlık vb eğitim yani, açıkça bölünme talebiyle ve bunun kabulüyle anlamlı olacak bir konu, o da bu sitede ya da başka yerlerde yazanları okuyup anlamadan bambaşka mana ve kasıt taşır.
13-04-2015 12:59 (64)
Düzeltme: analizde değil anadilde olacaktı
13-04-2015 14:29 (65)
KP'nin 550 kadın milletvekili adayı çıkaracağını listelerin açıklandığı gün dost buldukları haber sitesinde okumuştum. (kendi haber portallarının çoğu liberal haber portalından daha çok okunduğunun farkında değiller diye düşünüyorum. burada dost buldukları haber sitesini kast etmiyorum. radikal gibi sitelerde haberleri çıkmasına seviniyorlar.) a.y.a. ikiye bölünen güçsüzleşen KP medyada da yer bulabilmek için hepsini kadın aday çıkardı. Medyadaki kadın aday vurgusunu biliyorlar bir de kadın sorunu hakkında muhafazakar kadın sosyalist erkekten daha çok kadın sorunuyla ilgilenir algısı var bu algıyı kırmabilmek için. Gerçekte böyle bir şey olsa Tansu Çiller döneminde Thatcher döneminde kadın sorunu kalmaması gerekiyordu. Benim görüşümü sorarsan a.y.a sizin gibi çokta mantıklı görmüyorum. Bir de seçimde yaşanacak hezimetten sonra partide kopuşlar yaşanmaz umarım. TKP seçimden sonra bölünme sürecine girdi. Şu anda seçimde 3 kişiyi üyeolarakatıyorlarsaseçim sonrası 5 kişiyi kaybediyorlar.ç.
13-04-2015 14:30 (66)
Anadolu Ajansı bana laf giydirmeye çalışmış sanırım. vay abime! kendi yorumlarından sonra kısa mesaj sayılamayacak ilk yorum benim olduğuna göre... güldüm. niye mi? ifade tarzını da benden kopyalamış da ondan. alın bakın: 1. yorum - Mutluhan İzmir'în "Yine bir aile faciası ve yine antidepresanlar" yazısına. 42 nümero. tabii ki bana ait. tarih? 23 ekim 2014! 2. yorum - AYÜ'nün "Yoku Mireba" yazısına. 27 nümero. tabii ki yine bana ait. tarih? 6 kasım 2014! 3. yorum - "Bizim liberallerin ufku Sırrı Süreyya’ya kadar" yazısına (Carl Jung!). 15 nümero. elbette ki yine bana ait. tarih? 23 kasım 2014!!! abim benim, canım benim. ben sizi gayet iyi idrak ediyorum. problem şu ki, siz benim kinaye olmayan giydirmemi tam anlayamamışsınız kanaatimce. eğer bir sol parti komedi unsuru olmak istemiyorsa, seçmenin kendisini ciddiye alması yönünde plan yapıyorsa, özetle, adam gibi bi iktidar alternatifi olmaya niyetliyse, böyle bilgi üniversitesi kafası çıkışlı bi saçmalıkla karşımıza gelmez. ha siz +++
13-04-2015 14:30 (67)
+ "olsun be a.y.a. gözüm, yeter ki sol birbirini yemesin; HTKP TKP'ye bunun için çemkirmesin" falan diyecekseniz, ona da benim bi çift lafım olacak. ben ne TKP, ne HTKP'liyim. ama ben de bi seçmenim. lütfen, benimle alay eder gibi milletvekili aday listesi çıkartmasınlar. ille çıkartcaz diyolarsa da, HTKP, ITKP, JTKP ve türevi ne varsa, ne kadar fraksiyona bölünmüşse sizin marjinal sol; onlar birbirine bişey demeden önce ben bu cinfikri "real"ize eden parti yönetimine ağız dolusu sevgilerimi göndermekte haklı olurum. oldu mu abim? siz yanlış şeyi örnek vermeyin, dostluğumuz artsın. herkese hürmets. guzulara da "ha guzuma"... guzular... sessiz olun! a.y.a. kuzu ciğers
13-04-2015 14:39 (68)
KP'nin yaptığı şey ancak şöyle bir anlam bulabilir bence. Hani HDP en çok kadın aday bende diyor ve bu da "sosyalist" solda hayli prim yapıyor ya. Ona kinaye niyetinde "alın, madem kadın aday çıkarmak en önemli solculuk kriteri, benden de 550 kadın aday" diye dalga geçmiş olabilir. Ama öyle de olsa postmodern bir hamle olduğu açık. Medyatik, sansasyonel bir hamle. ÖYLE YA DA BÖYLE, benim gördüğüm şey: 30 yıldır sosyalist solun girmediği kılık, harcamadığı söylem kalmadı. BİRLEŞİK HAZİRAN dendi en son ve yine büyük ciddiyetle. Bu nasıl bir iştir dostlar, BHH içinde HDP'yi militanca destekleyenler var, oy atmam diyenler var, CHP'yi gizlice destekleyenler ve bir de KP. Bu kadar farklı dünya görüşleri şu andan itibaren BHH içinde yine yer alırlarsa bunlara ancak "yeter artık bizi kandırdığınız" demek gerekmiyor mu? Akıl mantık hepten mi öldü? Hala o ayrı bu ayrı nasıl diyecekler ve nasıl kendilerini kandıracaklar. Aslında boş bir soru. Kendini kandıran her zaman kandırır. Kaan A.
13-04-2015 15:54 (69)
66-67 nolu yorumun 61 nolu yorumumu bu kadar kısa sürede doğrulayacağını başkası söylese inanmazdım. Tartışma benim 58 no'daki "KP bugün 550 adayının hepsinin kadın olduğunu açıklayacak. Eğer HTKP hemen bunu eleştirmezse ben bu ülkenin solcularına bugüne kadar söylediğim her şey için özür dilerim" ifademdir. Bu ifade hemen yorumun başındaki "Türkiye'de SOLUN asıl düşmanı SOLDUR" cümlesinin devamıdır ve onu açar niteliktedir (aslında bunu ilkokulda öğretmeleri gerekir). Üniversite tahsili yapmış birinden bu ifadelerden şunu çıkartması beklenir: HTKP, "doğru veya yanlış" KP'nin ne halt yediğiyle ilgilenmek (vaktini harcamak) yerine eğer laf yetiştirme enerjisi varsa bunu düşmana karşı kullanmalıdır (vice versa). Oradaki AKP, MHP, İŞİD de boşa konmadı, bağlamı oluşturuyor. Yani KP'nin 550 kadın aday göstermesi örneğinin 58 nolu yorum içinde basit bir güncel örnek olmaktan öte hiçbir anlam ve önemi yok. Artı ben de KA gibi KP'nin bunu tamamen bir kinaye olarak yaptığını düşünüyorum.AA.
13-04-2015 18:12 (70)
Abim benim. Çok cesur gördüm sizi. Ama bende bunlara yetiştirecek laf bol. 1. Ben solcu olduğumu ne vakit söyledim? 2. İlkokula inmişiz? Disleksi benim tabiatımda yok. Ama amnezi sanırım sizde çok. 3. Düşmana karşı enerji kullanmak he mi? Abimin kıvrımlar çocuk saflığında ve düzlüğünde olsa gerek. Birbirine fikren ne kadar yakın gözükse de 2 parti 2 ayrı partidir. 4. Kinaye bi de... Ba ba ba ba ba ba! Ona bizim mahallede milletin aklıyla alay etme diyollar. Maşak geçme de olur. Zaten sizin öztekape ve hastekape fraksiyonlaşmanız insanların o kadar bişeyindeki, seçim stratejisi bile sayılamayacak şebeleklikleri millet görüp bindelik oy oranlarıyla mükafatlandırmakta cümlenizi. 5. Canım abim, ifade bozukluğu için türk dili ve edebiyatı derslerinde çok güzel örnek sorular var. Amma disleksinin maalesef tedavisi yine ve ille yok. 6. Örneğinizin kötü olduğunu efendi gibi kabul edeydiniz bunlara hiç gerek kalmayacaktı. 7. Akıllı olalım. Akıl aldırmayalım. Yormayın beni! a.y.a. gourmetzzz
13-04-2015 21:28 (71)
Yavrum uçaktan indim (banliyö), öyle olmasa da kafa bimbeşyüz. Hiç bir şeye uyanamadım da; yirmi yaş çektireceksen dikkatli ol. 40'larımda öyle bir olayım var. Dişçiler amalıyataneye indirip üç kişi asıldılar, yeminle çıkmasın diye çenemi tuttuydum da yerler hep kan olduıydu. Sonra ögmentin+dolfin, suratım televizyondaki linda hemiltınlı biyuti endı bistteki aslanadam gibi olduydu. Acilde tansiyonum beşe inmişken aysti içirip laleliye müptezel ortamlara götürmeye davranan arkadaşlarımdan canımı nasıl kurtardığım ayrı bahistir. Pederin kreatinin 1.9 olmuş, yarın ona sorarım, ne de olsa kafa fantomla aynı, en son ekmele işaret ettiydi. İmza atılır mı şimdi buna?
13-04-2015 22:36 (72)
http://ilerihaber.org/komunist-parti-550-kadin-aday-gosterdi/13559/ şeklinde HTKP sitesinde haber verildi. Solda da FKF'linin göz altı haberi verilmiş. Birgün'de Birgün HDP'yi niye desteklemiyor eleştirisi üzerine yazarını göndermiş. http://muhalifyazilar.com/akin-olgun-birgun-ayriligina-dair/ ç.
14-04-2015 13:32 (73)
Sayın Ç, Gerek Birgün'ün böyle bir nedenle yazarını göndermiş olması, gerekse KP'nin ayrı olarak seçime girip HDP'yi desteklememesi bu güçlerin PKK çizgisine karşı mücadele ettiğini göstermiyor. ÖDP çok kaypak. Her seçim öncesi aynı numaraları yapıyor. Mahsusçuktan seçime giremiyor falan. Şimdi ne yapacak, bilen varsa söylesin. Bu "HDP'ye sana destek oluyorum, başka ne yapayım" demek, CHP ile de köprüleri atmama politikası. KP'nin yaptığı onun bir derece radikali. Ama benim KP'den beklediğim sadece seçim zamanı değil, tüm zamanlarda solun tek alternatifinin kendisi olduğunu açıkça ilan edip buna uygun davranmak. Şimdi yaptığı çekimser, ürkek bir kabadayılık. Üç ay sürüyor. Bu konuyu başka bir gün açarım. PKK-HDP veya CHP gibi solda görülen partilerle mücadele ne siyasi planda, ne ideolojik olarak böyle olmaz. Nasıl olacağını hep söylüyoruz, ama en azından bir şeyde anlaşalım. Böyle olmaz. Kaan A.
14-04-2015 15:41 (74)
Öncelikle sizin şimdiki yorumunuza, hem de önceki yorumuzda belirttiğiniz HDP ve medya desteği konuları üzerine kendi düşüncemi açıklayayım. Birgün ve ÖDP çizgisinde HDP ya da karşıtlığı bulunmuyor. Bu durum biraz da kadro yapısından kaynaklanıyor. CHP'ye yakın üyeleri de HDP'ye yakın üyeleri de var. Liberal "sol" diyeceğimiz tabanı hala var. İzmir'de yerel seçimde CHP desteği de bu durumdan kaynaklı. Konak Belediye Başkanı karşılığı seçimde destek verdiler. Sosyalist siyasetin CHP ve HDP'ye göre siyasal çizgisini belirlemesini sizin gibi doğru bulmuyorum. Partilerinde sosyalist kadroları da bulunuyor. BU kadrolar ile HTKP arasında yakın ilişki var. Bu durum HTKP'nin ÖDP'leşmesine ÖDP'nin de HTKP'leşmesine neden oluyor. ÖDP'nin içindeki sosyalist kadrolar da böylelikle siyasal ağırlık kazanmaya çalışıyor. Bu gönderme işinin de Ece Temelkuran ve benzeri bir isim olsaydı gerçekleşeceğini zannetmiyorum. ÖDP'nin seçim sonrası sosyalistlerin üye kaybettiğini fark etti, bu yüzden seçime ç.
14-04-2015 15:42 (75)
girmiyor. KP'nin durumu ise sizin dediğiniz gibi seçim zamanı bağımsız politika sonrasında ise toplumsal tepkiye göre daha çok CHP'li "sol" milletvekilleriyle ortak hareket etme durumu yaşanıyor. BHH bağımsız sosyalist 5. güç olma çabasıydı. Bugün bu durumdan iyice uzaklaştılar. Bir kısım HDP'yi destekliyor,CHP'li vekiller yapıda yönetici,böyle bir yapının bağımsız sosyalist hat inşa etme şansı yok.(keşke inşa edebilseler) Seçimdeki HDP'ye medya desteğinin nedeni medyanın tek başına iktidar istememesi. Zaten destekleyenler Doğan Grubu gibi medya grupları yer veriyor, hükümete yakın medya ise yer vermiyor. Bu durumda HDP'nin kapitalist sistem için tehdit olmamasının da etkisi var. AKP-HDP,AKP-CHP,AKP-MHP koalisyonu olur onlar için bunun bir önemi yok. Önemli olan iktidarın şimdiki gibi hareket edemeyecek olması. CHP-MHP-HDP koalisyonu ise imkansız görüyorum. Sosyalistler baraj konusunda her iki durumda da kaybeden olacaklar. Birinde tasfiye diğrinde baskı. ç.
17-04-2015 11:08 (76)
Otizm Dostları Derneği Ahmet Aydın hocamızı anma günü düzenlemiş. Dr. Cem Kınacı da bir seminer verecekmiş. Yer: Caddebostan Kültür Merkezi. Tarih: 18 Nisan Cmt Saat: 11
18-04-2015 09:10 (77)
Rıza Zarraf dışarı! Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın Zarraf açıklamaları çok hafif. Tabii ki Çarşı'nın yanındayız. Fikret Orman olayı anlayamamış. Veya anlamak istemiyor. Şu anki futbol düzenini de anlamazmış gibi yapıyor. Bunlar hafif tutumlar. Ortada bir koalisyon var, kumpas var, Orman bey küçük paraların hesabında, birkaç bin seyircinin hesabında. Anlamazı oynamak işine geliyor çünkü. Beşiktaş'ın gerçek haklarını korumak zor, tefarruatla uğraşıyor. Kaan Arslanoğlu
18-04-2015 09:55 (78)
Hüop, orayı kaçırmışım, nedir Zarrak olayı?! YÜ
18-04-2015 09:58 (79)
Zarrak loca almış stattan, Orman'la ormanda yemek yemiş. Çarşı ayaklanmış. Fikret de diyor ki, adamın gözünden anladım, koyu beşiktaşlı, üstelik cüzdanı daha beşiktaşlı, yemek yedim ne olmuş, para bulun para, diyor.
18-04-2015 10:57 (80)
Alayına İsyan!
18-04-2015 18:21 (81)
çarşı'ya katılıyorum...fikret orman'ın Rıza'ya rıza göstermesi çok çirkin...Orman Zarraf'ı insan sarrafı olarak dakkada çözmüş gözlerinden ışık cüzdanından bir kaşık almış loca satmış güya kulübünün çıkarına...bunun akla uydurulmama çabası ve enayi yerine konmamız utandırıcı, uyarıcı...yazık...bu kafada bir başkan beşiktaş'a yakışmıyor...ama futbol kirli mi kirli... beşiktaş'ta o kirlilikten payına düşeni almış...can ertan
19-04-2015 20:41 (82)
TOPLUMCU SAĞLIK SÖYLEŞİLERİ'nin 6. sı, Kadıköy NHKM'de yapıldı. Bu kez katılım gayet iyiydi: 51 kişi. Konu "tıp eğitimi" idi ve katılımcıların yarısı kadarı öğrenciydi. Sunumu Akif Akalın yaptı, tartışma da canlı geçti. Söyleşilerin bu sezonki sonuncusu Mayıs 23 veya 24'de yapılacak ve önümüzdeki sezon neler yapılabileceği tartışılıp yol haritası çizilecek. K.A.
20-04-2015 09:33 (83)
23 Mayıs saat 15.00 kesinleşmiş.AA.
20-04-2015 09:49 (84)
Gelelim KP'nin seçime katılmasına. Bir komünist partinin kendini diğerlerinden ayrı görüp seçimde "burjuva" ittifaklara yanaşmaması güzel. Geçmişte birçok kez onlara oy vermiş kişi olarak gerçek sosyalist tutumun aslında bu olduğunu söyleyebilirim. Fakaaat, işte çoğumuzun fark ettiği gerçek: Komünistler komünist olduklarının sadece seçim dönemi 2-3 ay farkındalar. Seçim biter bitmez seçilen CHP vekillerinden "sosyalist" gördükleriyle flörte başlayacaklardır. Dahası seçim dönemleri ve başka zaman kendilerine sansür uygulayan liberal medyacılardan kim onlara göz kırparsa el üstünde taşıyacaklardır. Yine oyalamaca "cephe"lere gireceklerdir. Bunlar kendi adamlarına söz konusu ün ve mevki düşkünü zevatın çeyreği kadar değer vermezler. İşte Türkiye'de sosyalist çizginin belini kıran bilinç yozlaşması bundan sebeptir. 100 kişi kal, hiçbir şey yapma, ama bunu da yapma. Çok daha devrimci olursun. Onlara 40 kez kandık 41.de de kanardık, ama bu tutum bizim gibileri bezdirdi. Kaan Arslanoğlu
22-04-2015 22:35 (85)
Mersin CHP 2. sıra adayı Fikri Sağlar (terzi olmayan) "Rusya’ya Mersin’de askeri üs veriliyor" diye kaygılarını belirtmiş. http://www.gercekgundem.com/siyaset/ 119316/rusyaya- mersinde-askeri-us-veriliyor Yeni CHP'nin ayak seslerini duyuyorduk, artık iyice görünür oldular. mh
21-04-2015 10:23 (86)
TKP'nin seçime girmelerinde bir şey bana da tuhaf gelmişti. 84'ü okuduktan sonra açıklık kazandı. Gerçekten yapılan şey hep buydu. Seçime ayrı giriyorsun, ertesi gün CHP'li bazı milletvekilleriyle kolkola pozlar veriyorsun. Bu sana oy verenlere de hakaret, senin listenden seçimde aday olanlara da. Doğru söze ne denir.
21-04-2015 11:38 (87)
Kaan bey Seçimlerde oyum CHP'ye diyip, TKP'ye seçimlere girip daha sonrasıda CHP'li milletvekilleri ile kolkola girmesine nden kızdığınızı anlamadım. Gerçektek anlamak için soruyorum, TKP'li falan değilim. Bide böyle bir psikolojimiz var. Bu örnekte olduğu gibi TKP'li olsam samimi bir şekilde soru soramayacağımız psikolojisi:) ikinci sorumda şöyle: Herhangi bir sol girişim, cephe, birlik, platform vb başlıklar altında bir hareket oluşturmaya çalıştığında kimleri kapsayabilir? Örneğin bir CHP'li-HDP'li-KP'li-HTKP'li yada ÖDP'li bir birey yada grup oluşturulmaya çalışılan hareketin temel tezlerine sahip çıkarak hareketin içinde yer almaya çalışıyorsa nasıl davranılmalıdır? Cephe yada hareket tarzı birliktelikler zaten bu farklılıkları ile bir araya gelişleri kapsamıyormu? Elbetteki, medya yada milletvekili kariyeri olan zatlara gereğinden fazla önem atfedilmesi hassaiyetinize katıldığımı belirtmek isterim. Bulgil
21-04-2015 11:54 (88)
Ben CHP'ye oy verilmesini ilk kez bu seçimde savunuyorum. Daha önce TKP'ye oy verdim. CHP'ye oy verdiğimde de bunu savunmadım. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Örneğin ben de TKP adayıydım bir önceki genel seçimde. CHP'ye oy vermek sosyalist tutum değildir diye üç ay bağırdıktan sonra, ertesi gün biz CHP'li sosyalist milletvekilleriyle ortak hareket ederiz denmesi sizi sinirlendirmez mi? Bende mi var bir tuhaflık? Hani CHP'cilik sosyalizmi satmaktı? Bir gün sonra bunun tam tersini söylemek normal mi size göre? CEPHE'ye gelince. Şahsi görüşüm bugüne kadarki tüm sözde cepheler bir grup üst yöneticinin akşamdan sabaha karar almasıyla oluşuyor ve hiçbir kitle tabanı temsili göstermediği gibi tabanın inisiyatifi de böylece kırılıyor. Bunların hepsinde komünist-sosyalist hat tırnak içinde burjuva politikalarına, kariyerist, ün, şan düşkünü bireylerin sözde güçlerine satılıyor. Yineliyorum. Hiç sokağa çıkma, 100 kişi kal, çizgiyi ödünsüz savun, bundan çok çok iyidir. Saygılar. Kaan A.
21-04-2015 23:58 (89)
Sol Cephe vardı daha önce. Şimdi güya Birleşik Haziran Hareketi var. Bunun içinde birtakım gazeteciler, televizyoncular göze çarpmaktadır ki, seçim dönemlerinde sosyalist partilerin, örneğin TKP'nin tek bir haberini geçmezler. Seçime böyle partiler de katılmaktadır diye makalelerinde bir gün bahsetmezler. Sonra seçim dönemi geçer, bunlar yine o partilerle sözde birlikte harekete ederler. Kabahat onlarda değil ki, bu garabeti kabul eden partilerde.
22-04-2015 19:34 (90)
Burada seçimlere ilişkin RASYONEL yorumlar yapan dostlara saygı duyuyorum fakat bazı MEMLEKET GERÇEKLERİNE de gözleri kapatmamak lazım. Fox TV’de O Hayat Benim isimli bir dizi varmış. Dizi oyuncularından İclal Aydın’a her hafta YÜZLERCE (İclal Aydın’ın yalancısıyım) insan bir şekilde ulaşıp, dizide kızı sandığı oyuncunun aslında kızı olmadığını İHBAR ediyormuş. RASYONEL aklın dizileri GERÇEK sanan insanları anlayabilmesi mümkün değil fakat bu insanların da seçmen olduğunu unutmamalı. AA.
22-04-2015 20:16 (91)
Sonra ben kronik bulgur entoks yazınca millet vikliyo. Fenilketonüri diyince cıklıyo. Hipotiroidiye değinince cortluyo. Bazı ochslar da beni cücük milliyetçi zihniyetin uyur uyumaz hedehödösü falan diye şaapmaya çalışıyo. Ochslara SOOH, CUK CUK CUK diyorum. Üvendire nasıl olsa bende.
23-04-2015 10:34 (92)
Yorumlarda bir karışıklık olmuş, onaylanmaması gereken bir kavga baştan itibaren yayımlanmış, hepsini sildik o kısmın. Lütfen yazının fikrini bırakıp yazara sataşan ifadelerden kaçının. Ondan sonra hakaret geliyor, sonra küfürleşme, bununla baş edemiyoruz. İsimsiz (gerçek ismini bilmediğimiz) kişiler (içlerinde gayet saygılı, düzgün fikir yorumu yapanlar da var) bu konuda daha hassas olsun. Burası laf sokup, aşağılayıp kaçma yeri değil. Daha bir saygı karşılıklı. Saygılar. Müdüriyet.
23-04-2015 20:45 (93)
30 nisan akşamı istanbul'dayım. bi hastamı görücem. gece boşum. 1 mayıs da boş. hatta bosch. hieronymus olmayan. bu arada bosch, bush falan aynı. yehova da yananındandı ya bunun. orman anlamına da gelir, çalı anlamına da... del bosque vardı bi de. ormanlı, ormandan gelen... çengelköy'ün rum gasabı diye alaya aldılardı. kimi şampiyon ettiydi? çağrışım! çağrışım! çağrışmayın lan gafamın içinde. piyize kimler geliyo? yüzümü de boyayıp öyle gelcem bu sefer. çarşı'da başlayak. 2 mayıs'a kim öle kim gala. bu sefer ekiş yasak. şuraya gelecekler adlarını adam gibi yazsın. masa ayırtcaz. cüccük burcuvayız biz! isteyene ıstakoz da var. lif de var abim. kuşkonmaz, enginar, alkolsüz bira... gelin. halilibo sofrası! kalaba iyidir. a.y.a. hasedinden çatlayan yoldaşlara ayrı selam eder; hocasının ellerinden bahusus öper, güzel gözlerini hasretle görmeyi beklediğini bir dahi aşk ile ifade eder.
23-04-2015 22:13 (94)
dadlım, gıymatlım, söyledim ya sana 28 nis- 2 may münşendeyim; Türk-Alman tıbbi münasebeti. 2 ye obsiyon ver, canımı yi, uçaktan ayılmadan irişirim. bak daha dün sahil restoranda seni andım, artık bıyıksız Şeref şahidimdir. gözlerinden öperim (denedim bunu, kıvıl kıvıl çok acaip oluyor). a.y.ü. aben.
23-04-2015 23:08 (95)
Dostum, 30 N-1 M amsterdam, üzüm gebelikleri toplantısı ordan da şarap diyarına gidenzi, dönüş ancak 9 M. sonraki vikendler hep yollarda geçenzi. ferah ferah görüşeceksek 30 M garanti. selam-sevgi bilmukabele. mh
29-04-2015 14:03 (96)
93, 94, 95, Tebrikler. "Alayına karşı", alay'lı mesajlarınızı aldık; ego'nuza sağlık! Ben de "alayınızın (!)..." keyfi daim olsun diyeyim! ça
24-04-2015 00:32 (97)
özel-kişisel yazışmaların, randevuların vb buradan paylaşılmasına izin vermek neden, sn editörler?diğer okuyuculara ve siteye saygısızlık oluyor ama.haset neyin değil, basbayağı yersiz bir durum.dbo
24-04-2015 00:51 (98)
dbo can, a.y.a.nın daveti özel-kişisel değil basbayağı umuma açık olup, bir kaç zaman önce, 1 mayısta site sakinleri olarak İstanbulda toplanalım demiş idik. Bu onun devamı, davet senin için de geçerli. Her ne kadar ben de daha bir türlü gidemediysem de, sen de gel. Üstelik müdüriyet böyle yazışmaları yapmak için duvar da verdi, izin de. mh
24-04-2015 09:41 (99)
mh kardeş, izni ve randevuyu bilmiyorum ama yukarıdaki yazılar hitaben umuma açık değil, basbaya iki kişi arasında, "dostum, datlım vb".hem öyle ise de o duvar bu yazının altı değil heralde.davet için saol.dbo
24-04-2015 09:50 (100)
Sayın dbo, Taylan'la bu konuyu en az otuz kez konuştuk. Ben yorumların hepten kaldırılmasından yanayım, yaklaşık bir yıldır. Biz bu işle baş edemedik. Becerimiz bu kadar, buraya gelen insan bu kadar. İyi niyet, dostluk, centilmenlik veya centilwomenlık her neyse bu kadar. Yorum işinden fevkalade rahatsızım ve yorum onaylamaktan tiksinir (abartmıyorum) hale kadar geldim. Her seferinde Taylan beni ikna ediyor, yorum yayımlamazsak okur sayısı düşer diyor. Ben de düşsün varsın diyorum. Ama aldırma, böyle de oluyor, şudur budur, okur, katılım diyerek beni ikna ediyor. Ve ben de bu yorum işine devam ediyorum ama boğazıma kadar geldi. İşte bir kez daha umuma tartışmaya açıyorum. Bundan önce de üç-dört kez açmıştık. Yorumlar tamam mı devam mı? Saygılar. Kaan Arslanoğlu
24-04-2015 10:41 (101)
İsimsiz inisiyalin gayet kibar bi davete bile hasetle çemkirmesine laf edecekken yorumdan gına getirmiş olmanız beni üzdü sayın Arslanoğlu. Biz burada 1 Mayıs için buluşma organizasyonunu daha evvelden konuşmuştuk. Ve tam da bu başlık altında umuma açık bi davet tekrarından daha doğal bişey olamazdı. Ama buna çemkiren, çekemez şahıs, hocanın "dadlım gıymatlım"ına bile alınmış. Oysa ki, ben hocayı zaten şahsi numarasından arardım. Mesele bu daveti burdan yapmaktı. Şölen, toplu eğlenme, potlaç... Bunlar insani isteklerdir. Asıl garabet bunların buradan davetine bile tahammül gösteremeyen bi çekemezlik ekibinin kendi hallerini insani göstermesi. Bu davete uymayı geçtim, böyle çemkirenlerin zaten insan olmadığından artık eminim. Bana ne! Ne uğraşıcam kronik bulgur entoks hasetfesat tiplerle. Tek başıma da gayet iyi takılırım. Ayrıca hoca da bana o yanıtı vatsaptan verirdi. Ama buradan insanlık yaptıydı. Bunu anlayamayan ochslara el sallıyorum trenden. Bi daha da gelmem davos'a. a.y.a.
24-04-2015 10:53 (102)
Sevgili aya, bu bahsettiğin şey işin yüzde yarımı bile değil. Ona buna hotzot çekiyoruz ara sıra ama, bakmayın onun gönlü kırılmasın, bu uzaklaşmasın diye kendi gönlümüzü paspas yaptık. Gönlümüz kıymaya döndü, tanınmaz durumda. Hem insan BU diyoruz hem bunun normal sonucuna niye katlanamıyoruz. Bu da insan BU konusu işte. BU YORUM İŞİNDE SAMİMİYETLE SÖYLÜYORUM baş suçlu elbette bu işi yönetenler, biz editörler. En çok suçlanan bu kişiler, mesela ben bu suçlamayı cidden hak ediyoruz. Hayatta en nefret ettiğim şey içtensizliktir. Bu yorum onaylamalarda bu duruma düşüyoruz. Cidden İnsan BU. Samimiyet, açıklık, dürüstlük, saygı, dostluk, sevgi bu sitede de yerlerde sürünüyor. İsimsizler bu işin tabii baş katkı koyanı. En çok egodan bahseden kişiler, kaç yıllık dostlarımız burada ego canavarına dönüşüyor. Sanki buraya en güzel yönlerini değil de en çirkin yönlerini sergilemeye gelmişler. Biz de dahiliz, ben de dahilim buna. BAŞKA NE DİYEYİM: İnsani düzeyimizin yansıması bu yorumlar.KA
24-04-2015 11:39 (103)
İnsaf.sn editörler ve okurlar elini vicdanına koysun cevaplasın. 93, 94, 95 nolu yorumların herkese hitap ettiğini kimler düşündü? Kimler üzerine alındı? Niye bu yazı altı imiş? hasetlenecek nesi var ki arkadaşların plan yapmasının?anladığımız bud budur, yeri de burası değil diyoruz. Ha geneli hakkaten çağırıyosan yaz duvara herkese hitaben açıkça.dbo
24-04-2015 11:39 (104)
YORUMLARI KALDIRALIM MI? ŞİMDİ TARTIŞMA BU. 105 NOLU YORUM ÜSTÜNDEN DEVAM EDELİM LÜTFEN. BEN KALDIRMAKTAN YANAYIM. EN AZINDAN BİR SÜRE ARA VERİLMELİ. K.A.
24-04-2015 11:53 (105)
Yorum bölümü böyle keyfi şahsi özel bir dilin kullanıldığı, eğlenilecek binevi çiftlik gibi bişeye dönüşecekse ya da harlem endüstri meslek lisesi neyin, kalksın diyeceğim ama çok güzel tartışmalar da oluyor takip etmek istediğimiz, ordan bakınca kalsın demek istiyorum.
24-04-2015 11:56 (106)
dbo
29-04-2015 14:02 (107)
Büyük bir samimiyetle bir derdimizden bahsediyoruz, siz hala isim vermeden birilerine laf sokuyorsunuz, pek de ciddi olmayan bir dille. Yorumları kaldıralım derken tam da sizin gibilerin bu tavrından da bahesediyoruz. Sizin ki de düzey değil ve galiba biz bunu anlatamayacağız. Kaan A.
24-04-2015 12:00 (108)
Sayın dbo, madem ilk lafı siz ettiniz. Niye dbo sunuz? Aranıyor musunuz, illegal bir teşkilata mı mensupsunuz,adınızı öğrensek ciddn memnun olacağız, sevineceğiz, belkiözel haberleşeşeceğiz. Niye bu gizlilik. Ad vermemek beraberinde kuşkuyu getiriyor. Karşılıklı saygıyı azaltıyor. Adla konuşsa herkes inanın hakaretleşme, küfürleşme dörtte birin altına inecektir. Kaan A.
24-04-2015 12:21 (109)
Artık yorum yayınlamaktan ''illallah'' denir hale gelinmiş olunması tatsız bir durum,değerli Kaan bey.İçeriğinde yorum içermeyen,yorum yapılamayan bir İnsan BU, hiç arzu edilmeyecek bir durum oluşturacaktır,üstelik bunca verilen emek ile içimizi ısıtırken,üstelik her bi taraf riyakar telden çalarken…Söylediklerinizle de kendinize fazlasıyla haksızlık etmişsiniz. Hiç istemesem de kısa süreli bir yorum molası belki de denemeye değer.Saygılar,selamlar.Caner Ercan
24-04-2015 12:34 (110)
Beni de şu harlem meslek lisesi eleştirisi kırdı gerçekten. Orada tam da yorumların nereden nereye geldiğini ve buradaki payımızı hicvetmeye çalışmıştım. Ayrıca o yorumu özene bezene, Sn. Arslanoğlu'nda yaratacağı gülümsemeyi hayal ederek ve gülümseyerek yazmıştım. Üzerine gerçekten anlayışsız bir kuyruk acısı yorumu aldım, şimdi de bu. a.y.a. ile de birbirimizi burada tanıdık, burada sevdik, burada kavilleşip tanıştık, aramızda 15+ yaş fark var, adam sizi de çağırıyor, şeytan bunun neresinde? Hep kalıp bilgi, hep aynı klişeler, hep okuyanı iplemeyip yoruma cevap vermeyen yazarlar, hep beyaz türklükten belge almış steril seçkin dilli solculuk nereye kadar. Yorumsevmezlerin çoğu sadece hınçları olan birilerine bok atıp çaresiz beceriksizliklerini onaylayıp rehavetlerini sürdürten yazıları, feysbukta bilmemnede paylaşabilecekleri hap fikirleri seviyor. Çoğu KA olmasa HDP'nin peşinde politik doğruluğu bulacak, ben olmasam şekerden kaçınıp çayı az demlemeyi seçkin ve sağlıklı bir tutum
24-04-2015 12:42 (111)
sanacak, a.y.a. olmasa ilk iş kendi görüntüsünü koruyup hep aynı tutucu teraneleri meh meh gevelemeyi kültürlülük bilecek. Önce şu yazdığımız yazıların onda birini bir yazın da görelim. D-vitamini tartışması da çok öğretici oldu, diğerleri de, üslup üslup üslup. Hep insanoğlu bir gariptir dizeleri. Sanki oturma odanızda gerçekleşiyoriTamam her zaman kafamız yerinde olmuyor, bazan yazdıklarıma ben de üzülüyorum, en son elimden "ödlekçe" kaçtığı için şurada babamı hastaneden çıkarıyorken ve zilyon tane işim varken buraya düzeltmeye koştum. Kaancım, neden siz de aslında bir tane yorumları eleştiren yorum varken kaldıralım yorumları plebisidine koştunuz, onu da anlamadım. Kaldırın anam, sertifikasyonu geçmeyen yazarları da kaldırın. Mümkünse 3 isminden biri ecnebice olan yazarları ithal edin, hatta siteyi daha önce duymamış olsunlar. Ya da ulaşabileceğiniz yorumcular kendini kaybettiğinde maiile sorun, ulaşılamayacaklar da yorumları güme gittiğinde ağlamasınlar. Sen gidersin ben durur +
24-04-2015 12:42 (112)
muyum? Ben de giderim idgaha dolaba, dilber seyrine. Yıktık perdeyi, eyledik viran, toparlasın artık Arsanoğlu Kaan. YÜ
24-04-2015 12:43 (113)
isimli veya isimsiz yorum yazmak yasaklansın. Kaan Bey ve Taylan Bey beşer tane sahte okur hesabı yaratsınlar. Yazıların altında bu on kişiyi tartıştırsınlar. Yarattıkları yorumcu karakterlerin her biri farklı bir kökenden gelsin ve her birinin özgün bir dili olsun. Biri hdp'li, öbürü kemalist, diğeri postmodern takılsın. Böylece hem okur sayısında azalma yaşanmamış olur, yazılar sürekli canlı tutulur hem de müdüriyet gerçek okurlarla muhatap olmaktan kurtulur. Belki de bunu zaten yapıyorlardır. Belki de ben müdüriyetten biriyimdir. Kim bilir?
29-04-2015 14:01 (114)
Sevgili Yağız, nolu yorumu oku. Hergün işimiz bunlarla uğraşmak. Kitap okuyamaz, ciddi araştırma yapamaz hale geldik. Herkesin keyfi ve kederi kendine, bizim de var keyfimiz ve kederimiz. Ama bir de yorum bulmacası çözüyoruz üstüne. BU CİDDEN BENİM YAPABİLECEĞİM ŞEY DEĞİL. İçimden hergün neler geçiyor bir bilsem. Mesela 116 kim? Bunu merak ediyorum. Şunu bulayım diyorum, hangi şehirdeyse gideyim, ağzını burnunu kırayım diyorum. Son derece irrasyonel biliyorum, ama haftada üç dört kez bu krizi yaşıyorum . Ve birgün bunun daha da ilerisini yapmaktan korkuyorum. Böyle yayıncılık olur mu? Samimiyetle soruyorum. Ve SEN. Her yeni bulduğumuz yazara çemkirmenden, onu kıskanmandan illallah dedim, v bu bende başka türlü öfke nöbetleri yaratıyor. Şaka yapmıyorum ciddiyim. Bu karakterle nasıl yayıncılık yapacağım, bu ortamda bu kişilerle ki değişmezler, bu işi nasıl sürdüreceğim. Tüm dostlara ve sana samimiyetle soruyorum. Cidden saygılar sevgiler en içten. Kaan A.
24-04-2015 13:00 (115)
Niye şimdi fatura bana çıktı?ne zaman kimi boyum pos umla tehdit ettim, hangi yazar veya yorumcuya hakaret ettim, ne zaman gollük yaptım, suçumuz nitelikli saygılı ortam talebi mi? Siz karar verin o zaman kapatıp kalamayacağınıza, seviye tutturmak sizin hakkınız ama, ne zaman saygı -güven standart olur o zaman isimli görünme artar,trolleri kastetmiyorum tabii.dbo
24-04-2015 13:03 (116)
Fatura size çıkmadı sayın dbo, faturada sizin de isminiz geçiyor. Sadece bu. Sizin tutumunuza psikiyatride pasif agresyon diyoruz. Çoğu kez doğrudan agresyondan çok daha baş edilemez bir durumdur. K.A.
24-04-2015 16:18 (117)
gollük trollük olacak telefon azizliği :(
24-04-2015 16:19 (118)
Tutumunuz da yorumunuz da yanlış. Biz de size ve başkalarına psikiyatride bir şeyler diyebiliriz, demeyeceğiz. Suçla yersiz, sonra agresif de. İnsaf. Ayna bizahmet.bbdo
24-04-2015 16:19 (119)
Müdürlerim, yorumları kaldırın da, burası tam, fare düşse başını yarsın yeri olsun. Uzaktan kumanda elinizde, yazıyı oku, bekleme yapma, geç git. Mavra yapmak isteyene de, meşaj kaygısı olana da, her türlü nasyonaliste de, antik-postmodern solcuya da yer olsun, burası boyle güsel. İsimlileri tercih ederiz ama olmasa da olur. Çarşı kalabalığı iyidir, canlıdır, enerji verir. Yorum istemeseydik zaar gider gazete okurduk. Kabul edelim ki, çıkacak yazıları da, kim ne yormuşu da marak ediyor herkeş. Sanba kurulu biraz yorulabiliyordur, doğrudur ama o da işin bonusu artık. mh
24-04-2015 16:19 (120)
Ben de yorumların kaldırılmasından yanayım Kaancığım... Nihat Ateş
24-04-2015 16:20 (121)
taam üzme kendini, faturayı bana gönder, ağzımı kır. ne ki kıskandığım bir şey varsa o da bazı seçkin insanların hiç bir şeyden haberi olmama, görmeme, duymama teflon kaplı lüksleridir. ortada kendisi olanlara sevgi, saygı, kalanlara nanik. YÜ
24-04-2015 16:20 (122)
İlk defa yorum yazıyorum. Taraf sayılırım. Uzaktayım. Sık takip etmiyorum. Ama bu sefer barbara haksızlık yapılmış. dbo kim bilmiyorum. Vicdan daveti çıkartmış. Kavgalıyım. Ama yine de vicdanım barbar bu sefer kesin haklı diyor. Okuyorsan, ki okursun, eminim, başka işlerin hesabını senden ayrı soracağım barbar. Bakalım hangi sandallı ayak daha üstün çıkacak. Red Sonja
24-04-2015 16:28 (123)
dbo haklı. dbo yanlış yapmaz, çünkü hiçbir zaman kişiliğini ortaya koymaz. Elini taşın altına sokmaz. Editör isyan ediyor, tozutma noktasındayım diyor, dbo diyor "tutumunuz yanlış". Çünkü dbo nun tutumu yok, adı yok, sadece doğru. Benim adım da lazım değil, ... böyle yorumlara da böyle sorumsuzluğun saygısızlığın zirvesinde dolaşıp sonra tutumun yanlış .. püsür diyen yorumculara da. İnsanlık ölmüş kardeşim. Var mıydı diyeceksiniz, onu bilmem. İnsanlık bu değil.
24-04-2015 17:01 (124)
Değinmezsem çatlarım.Eğer bu son gelinen illallah etme durumunun tuzu biberi İstanbul daveti ve sonraki gelişmeler idiyse,tüm samimiyetimle belirtirim ki, ''keşke imkanım olsa da katılabilsem’’ diyordum.Yani?Çağrıyı hiç de öyle 2-3 kişilik olarak algılamamıştım.Lakin yazana kadar iş işten geçmiş oldu…Cin şişeden bir kez çıkınca bazen yapacak bir şey kalmıyor. Dostane bir dileğimdir:Siz siz olun hiçbir zaman işleri ipleri koparacak raddeye taşımayın lütfen.Tekrardan saygılar,sevgiler.Caner E
29-04-2015 14:08 (125)
a.y.a. bilader, bu red sonja, o red sonja olabilir mi? yoksa bu başka bi red sonja mı? mübarek cuma günü nasıl da karışıverdi ortalık. mh
24-04-2015 18:07 (126)
editörlük bir toplantı ayarlasa, hep biraraya gelsek, millet orda hesabı direk görse, artık kafa göz neyse, sonra da barış yemeği yisek. bu da bir bakış açısı, düşünülebilir... hı, olmaz mı? mh
24-04-2015 18:07 (127)
Vay be solumuza bak. Arkadaş bir forum sayfasını bile hakkıyla ayakta tutamıyorkene iktidara talip oluyoruz, olmayana kızıyoruz, olana ne anlarsın sen diyebiliyoruz. Bence iki forum sayfası olsun. Biri politik diğeri geyik. Ciddiyim. Geyiğede ihtiyacı var solun. Hadi Geyik demeyelim mizah olsun adı. Yasaklamak yada kapatmak bizden uzak olsun, en azından bir yanımız neşeyle dolsun :)Bulgil
24-04-2015 18:07 (128)
Tabii ki ben emsalsiz Red Sonja'yım. Barbarın tüm yazılarını ithaf ettiği... Yorumları kapatmak gündemdeydi. O yüzden yorumum çıkmış mı diye geldim. Barbar okusun diye önemli bir not yazmıştım. O nasıl olsa okur ve anlar. 16 yıldır tanırım. 13 yıl dipdibe bir hayat geçirdim. İnanılmaz huysuz, korkunç geçimsiz bir insandır. İnsanlıktan ve insanlardan neredeyse tamamen nefret eder. Barbarca yemek yer, barbarca içer. Hunharca davranır herşeye. Yaşayan bir mizantropi abidesidir. Buradaki stilini ben çok kibar gördüm. Konuşurken karşısındakini kırmamaya özen göstermez. Öyle duyguları yoktur. Fiziksel acıyı falan anlayabilir ancak. O yüzden ona bu kadar takılmanız da bence gereksiz. Adam Mr. Spock diyorum size. İlişmeyin. Ben artık sadece he deyip geçiyorum. Çocuğa da sirayet etmiş bütün bu acaiplikler. Düşünün çilemi. Bu arada, uyarayım, IP'leriniz gözüküyor. Kim olduğunuzu anlamak sıradan hacker için 3 dk alır. Ben şu an barbarın android IP'si üzerinden gönderebiliyorum mesela yorumu. ###
24-04-2015 18:08 (129)
### Yani, adınızı yazmamanız kar etmez. İfşa oluverirsiniz. Legal yoldan hem de. Beni de alıştırdı. Aman diyeyim. Kaan Arslanoğlu ile ırkdaş sayılırmışız. Ona ayrıca selam ederim. Mesajı bana barbar iletti. Dönünce halledeceğim. Son söz barbar'a: o Orhan Pamuk işini çabuk bitir ve hocana gönder! Söz verdin. Red Sonja
29-04-2015 14:08 (130)
Bulgil kardeşim, sen başka bir yayın organıyla karıştırıyorsun bunu veya hatların karışmış. Burada iki yılı aşkındır bu insandan bir nane olmaz diye yayın yapıyoruz, insan bu diyoruz sen solun iktidara talip olmasından bahsediyorsun. Soldan da bir nane olmaz, insandan da bir nane olmaz, buradaki tartışmalar onun sadece küçücük bir kanıtı. İktidar isyorsan eğer, başka sitelerde bol var. Burası üç tane gariban editöre yüklenip boşalma yer, Sen de öyle yapmış, rahatlamışsın bak. Sıhhatler olsun, devam. Kaan Ars.
24-04-2015 19:08 (131)
Mamma mia! Red Sonja, Barbardan hesap soracağını söylüyor. Korkunçsle. Kaçanzi. mh
24-04-2015 19:10 (132)
Irkdaşım (bundan sonra sadece milliyetler değil, ırklar üstünden anlaşacağız, alışın) Red Sonja'ya en içten saygı ve sevgilerimle selam ederim. Kaan Ars.
24-04-2015 19:17 (133)
Yorum işini karara bağlamak için geç, fakat Harma'nın bir araya gelme fikri güzel. Çok yakın zamanda olamaz ama, keşke Mayıs sonu Haziran sonu arasında bir zamanda olsa. Ben de çok isterim. Hem yorumu, hem daha başka birçok şeyi konuşuruz. Sevgi saygı benden. Kaan Ars.
29-04-2015 14:00 (134)
Sayın BULGİL, tepkim biraz orantısız olmuş. Anlayın halimizden, kusura bakmayın. Kaan Ars.
24-04-2015 21:48 (135)
Çok haklısınız sayın Arslanoğlu etnik temelde siyaset yapan bir partinin sol diye tanımlanması saçma. Bize HDP'nin sol alternatif diye dayatılması da öyle. Yıkılmış bir imparatorluğun enkazından ortaya çıkan ülkemizde saf Türk diye bir şey olduğunu sanmam. Kendini Türk olarak tanımlayan kişiler var. Balkan göçmeni bir aileden geliyorum, ailenin yaşlıları müslümanla Türk'ü aynı şey kabul ederdi. Kısacası Kürt olamayanlar da homojen değil. Her etnik grup bir parti kuramayacağına göre neden kürtlerin bir partisi olmak zorunda? Böyle düşünmekle birlikte HDP'ye oy vermek AKP'yi devirecekse seve seve oy veririm. Gizli ittifak olasılığı elbette mide bulandırıcı. Ancak CHP'nin neoliberal tayfası da en az onun kadar mide bulandırıcı değil mi? Solsuzluğa mahkum edilmiş solcularız...RL
24-04-2015 21:55 (136)
Estafurullah... yorum sayfasını ben açmadım, kapatmayı ben teklif etmedim, hic bir solcuyu burda eleştirmedim, amacim size yuklenmekte degildi, sadece bir oneride bulundum. Ama haklisiniz, Insan bu... kizmissiniz. :) Bulgil
24-04-2015 21:59 (137)
Sayın RL, sağlam bir siyasi görüşünüz olduğunu söyleyemeyeceğim. Yani normal. Yapacak şey yok. Ezici çoğunluk siyasi görüş olmayan şeyleri siyasi görüş sanıyor. Bu, bu yorum çerçevesinde anlatılmaz. Başka şekilde de anlatılmaz. Çare yok. K.A.
25-04-2015 10:36 (138)
Aslında dbo dan başka kimsenin halden şikayeti olmadığına göre o okuyup yazmasın olsun bitsin.
25-04-2015 10:36 (139)
yorumları lütfen kaldırmayın...ben hepsini elden geldiğince okuyorum...yararlanıyorum...hatta yorumlar bölümü bazen daha da ilgimi çekiyor...:)şaşırıyorum, gülüyorum, dehşete düşüyorum, ruhen iflas ediyorum, coşuyorum, donup kalıyorum...:)yorumlar da eğitici öğretici oluyor İNSAN'ın BU oluşu hakkında...can ertan
25-04-2015 10:37 (140)
AKP'yi devirmek için CHP'ye oy vermek oluyor da HDP niye olmuyor? Daha doğrusu, niye RL'nin bu görüşü siyasi olmuyor da CHP'ye oy vereninki oluyor?
25-04-2015 10:46 (141)
Sağlam olan siyasi görüş nedir? Elli yıldır CHP ye oy veren ailem bile bu seçimde vermeyecek. Y-CHP onlara güven vermiyor . anti-Kemalist liberal Soroscu Y CHP sol parti mi yani? Ona oy vermek sağlam siyasi görüş mü oluyor? TKP baraj altı kalacak oyum AKP ye gidecek , olsun ben yinele ona veririm demek mi sağlam siyasi görüş? Nedir bu sağlam siyasi görüş açıklarsanız sevinirim
29-04-2015 13:59 (142)
CHP ile HDP bir demek tam bir siyasi körlüğü gösterir. Bin kere anlatıldı, yine anlatalım. 1- HDP'yi kimin yönettiği belli değil. En azından Selo yönetmiyor, 2- HDP'nin AKP ile ne yapacağı belli değil, her saniye muhalefeti satabilir 3- CHP sosyalist veya devrimci sol görünümde değil, o yüzden sosyalistler açısından ideolojik olarak daha az tehlikeli 4- PKK çizgisi katliamlara dayanan bir çizgi, etik olarak kabulü mümkün değil, HDP de aynısı. Yeterli mi? Olmadığına eminim. Çünkü sizin gibiler konumunuzu önceden alıyorsunuz, bize sadece fikir jimnastiği olanağı tanıyorsunuz. Kaan Arslanoğlu
29-04-2015 13:59 (143)
Önce ailenizin kime güven duyduğunu sorayım. HDP'ye mi Erdoğan'la işbirliği içinde son iki seçime giren sözde Kemalistlere mi? Keskin ulusalcı takımı kast ediyorum. Her seçim dönemi bu Y-CHP Soroçluluk çığlıkları yükseliyor. Biz de aptal değiliz. Bunları söyleyenleri yönlendirenler iyi niyetli değiller. Erdoğanla anlaşmış, aşırı sağ ve Amerikancılarla anlaşmış ulusalcı şefler... CHP nin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Seçim dönemi kendileri pek temizmiş gibi CHP'ye yüklenenlerin kim olduklarını da biliyoruz. Sonuçta bize layık olan Erdoğan'dır. Onu hak ediyoruz, bulursak yine şaşırmayalım. K.A.
25-04-2015 11:24 (144)
Haklısınız sayın KA temiz parti yok ,CHP ye oy vereceğiz ya da RTE ile devam maalesef başka seçenek yok, Selonun gezi direnişine verdiği tepkiyi unutmadık halk RTE ye diretirken o halka karşıydı , darbeciydi direnenler. Unutmadık... 145
25-04-2015 12:52 (145)
Dünya 80'lerden beri hızla ortaçağa yuvarlanıyor. Süreç bu yıl daha da hızlandı. The Lancet dergisine karşı başlatılan gerici saldırı genişliyor. Kanada'nın Quebec eyaletinde bakımevlerinde yatan hastaların haftada birden fazla yıkanması halinde bedelini cepten ödeyecekleri açıklandı. Euronews İngiltere'de her 20 kadın öğrenciden birinin üniversite ücretlerini karşılamak için seks işçiliği yaptığını belgeledi. Akdeniz'deki göçmen facialarını "önlemek" için gemilerin batırılması önerildi. Bunların hepsi bu haftanın gelişmeleri. AA.
25-04-2015 17:21 (146)
Yorum yayınlamak insan aklının yüceliğini gösteriyor kimi kez. Bazen de pisliğini. Trolleri ne yapacaksınız eğer devam ederseniz? Benim gibi isimsiz yazdı örneğin, midesindeki kusmuğu döktü. Baksan bir türlü, bakmasan bir türlü. Adamın ta en gerisinden öylece kötü niyetle uydurduğu abuk sabuk bir lafı temizlemek için haydaa, beş kişi devreye giriyor, editörler araya giriyor, üç gün o tartışılıyor. O kusmuk veya kazurat sahibi üretimiyle adam yerine konuyor, deliğinden kıs kıs gülüyor. Ne yapacaksınız bu lavukları?
26-04-2015 12:26 (147)
1 MAYIS NE HALE GELDİ: İşçi-emek-sosyalizm karşıtı solun, sağın bayramı haline geldi. Epeydir böyle, ama kendimizi kandırıyorduk. Solculuk ne hale geldi: Sosyalizmden-emekten söz edip tam karşıtı çaba göstermek haline geldi. Sözlerle yaşam taban tabana zıt hale geldi. Yeni bir kuşak gerek tüm bu sahteciliğe son vermek için. O kuşak gelirse tüm yalanlaşmış kavramları-adları da çöpe atacak. 1 Mayıs, çıkışına yaraşır bir anlamı yeniden kazanmadan benim için kutlanır olmaktan çıktı. Solculuk da bitmiştir. Yalanı, sahteciliği sürdürmenin bir manası yok. 1 Mayıs mücadele günüymüş! NE MÜCADELESİ? SOSYALİZM KAVRAMINI SOYSUZLAŞTIRMA MÜCADELESİ. Olmaz olsun, batsın bu sahtecilik. Kanatsa, acıtsa da YAŞASIN SAHİCİLİK! Kaan Arslanoğlu
27-04-2015 01:14 (148)
Müdüriyet n'oli? Yorumlara kıran mı girdi yoksa köküne kibrit suyu döken mi oldu? Günün ortalaması 3. Hiç hayra alamet diil. MH
27-04-2015 11:24 (149)
1 Mayıs tertip komitesinde AKil birinin de olduğunu biliyor muydunuz? AA.
28-04-2015 09:20 (150)
YORUMLAR SORUNUNDA KARARIMIZI ALDIK: Editörümüz Taylan Kara ile günleri paylaştık. O kendi günlerinde yorumları kendi istediği (eski) sıklıkta onaylayacak. Ben kendi günlerimde günde bir kez onaylayacağım. Yorumcular yorumlarda ne kadar özgürse bizde onaylama-onaylamamada o kadar özgür olacağız. Tam istediğim gibi bir karar olmadı, ama biraz da böyle deneyeceğiz. Herkese saygılar. Kaan Arslanoğlu
29-04-2015 00:10 (151)
Madem sıfırcı hoca düzenine geçtik, karakter sayısını da azaltalım. Yorum önemsiz deniyorsa, tamamen de kaldırılabilir. Birçok ruhsuz sitede, hiç yorumsuz bir sürü yazı yer alıyor. Okuyanın tepkisini öğrenmek bu denli gereksiz sayılacaksa, benim önerim de yazarlar, yazılarını sitede yayınlamasınlar. Yazdıktan sonra bilgisayarlarında arşivlesinler, aynı kapıya çıkar nerdeyse. Abarttım ama kinaye de yaptım akşam akşam. mh
29-04-2015 23:30 (152)
Geldi 1 Mayıs! İşçi Sınıfı'nın devrim yaparak biz küçük burjuvaları da bu yabancılaşmış, "meta hayattan" kurtaracağına dair hayallerimin üzerinden, inanamazsınız; tam 36 yıl geçti! o "devrimci işçi sınıfı" için cesetlerimizin olsun bir işe yarayacağı süreçlerde bir "esrime" hali içinde yaşanılan zamanlar. --------------------- Geldik bugüne! Kendi kendine gelin güvey olan devrimci küçük burjuvazi, devrimciliğini terk etmiş işçi sınıfı adına "ileri-ileri" söyleminde burnundan kıl aldırmıyor. Önünde secde ettiği o işçi sınıfı da küçük burjuva hayatı için çırpınıyor. Bu ülkede 1 Mayıs'lar, o günlük boykotlar artık bir muhalefet gösterisi. Demokrasi'nin var sanılmasına ait pandomim! İşçi sınıfı kendi paçasını kurtarmaya çalışan; entelektüel olarak 1800'lü yılların emekçisinden de geri, 3., 4. el araba ile dünyanın en mutlu insanı olabilecek insanlar ise; işçi sınıfı güzellemeleri ile kendini, partisini heder eden bu küçük burjuva devrimcilerin derdi nedir? +++
29-04-2015 23:45 (153)
Son 20 yıl; şaka gibi; koca 20 yıl, böyle geçti. "Faşist, oligarşik İktidar" ve "kendine ayrılmış günlerde" muhalefetini icra eden bir gelenek! Belirlenmiş günler var. Hayat muhalefete dahil değil; anıların içinde eskide kalmış muhalefettir aslolan; geleceğe ait hayaller değil, geçmişin yadedilmesi. ne kadar da Dinsel zihin benzeri davranışlar; yalnızca "cemaati" bir arada tutan.. ogürsel
30-04-2015 09:04 (154)
1 Mayıs için meydanlara çağıranlara bir bakın. HDP kuyrukçuları... Bazıları bunu bile itiraf edemeyecek denli şekilsiz kafalar... Sosyalizm için ciddi hiçbir uğraşları yok, ama karşıtı yönde uğraşları çok... Bırakın bunları... Yok 1 Mayıs, yok bilmem ne, kandırmaca, oyalamaca. Sosyalist devrimci tavrı mumla arar olduk. K.A.
30-04-2015 23:03 (155)
Editör kardeşlerimin bir kısmının, defalarca yazmalarına rağmen, sol camiada ve yorumcuların bir kısmında (özellikle imzasızlarda) milim kımıldama sağlayamamalarından dolayı isyan etme noktasına gelmeleri sonucu, sitenin adının "İnsan bu ulan!", altındaki sloganın da, "Yavaş yavaştır ve sinir bozucudur" olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Saygılarımla. Alev İşler
01-05-2015 01:48 (156)
Sn. Alev İşler, toplum polisinin ortalığı temizlemesinden sonra şu pırıl pırıl ortamdan da şikayet gelecekse, geriye bir seçenek kalıyor; yazarlar çizgili kağıdın ön yüzüne el yazısıyla temizce yazdıkları yazılarını, Edebiyat Kolunun panosuna iğneyle tuttursunlar, diğerleri de "hımmm ne güzel olmuş desinler" Demiyenler tahtaya yazılıp sınıf öğretmenine fişteklensin, yoksa bilim başka türlü ilerlemez. Ne güzel basket oynuyorduk, şimdi ortam golf sahasına döndü, steril, high ve cool. Kaşını bile kaldıramıyor insan. MH
01-05-2015 14:48 (157)
HTKP'li dostlar bu dediklerime kızabilirler. Hariçten gazel okuyorum, peşinen belirteyim. KP 1 Mayıs'ta Taksim'e çıktı. Arkasındaki mücadele anlayışını sürekli eleştiriyorum, ama yine hoşuna gidiyor insanın. Bunu HTKP de yapabilirdi. Böyle eylemlerde "pasiflik" iddiasıyla ayrılmadılar mı? Kimse kimseden pasif değil, daha aktif olmakla da sosyalist düşünce gelişmiyor. O ayrı konu. Bence HTKP ile KP bir an önce tekrar birleşmeli. Yok mu "akil" adamlar arabuluculuğu sağlayacak? HTKP bir jest yapmalı, seçimde KP'yi desteklemeli. İşe buradan başlamak güzel olur. TKP'yi eleştiriyordum, ama zayıflaması daha kötü. Ben CHP'ye oy vereceğim, bunu savunuyorum çevremde. Ama "sosyalist" alternatifi "ciddi olmadığı halde" çok önemseyen insanlar KP'ye oy atsın. HTKP'liler de keşke böyle yapsa, düşmanlığı, eski hesapları bir anda kırsa. Liberalizm her zamankinden daha güçlü ve daha kötüsü komünistler arasında da kökleniyor. Bu gidiş iyi değil. Bizim gibileri takmazlar, ama yine de diyelim. Kaan Ars.
01-05-2015 19:09 (158)
sn. k.ars. 157. yorumunuzda son derece haklısınız... bu kadar ağır bir liberal saldırı altında, htkp'nin kp'ni desteklemesi çok yerinde bir tavır olurdu. n.k.
01-05-2015 19:10 (159)
Kaan hocam o eşiği aştık, artık HTKP ve KP gerçekten çok farklı siyasi görüşleri savunuyor. Bir örnek: Çulhaoğlu seçimlerde HDP'ye oy verilebileceğini, hatta Dengir'in aday olmasının HDP'yi gerici yapmayacağını söylüyor. Bu saatten sonra belki iki parti arasında geçişler olabilir fakat EMEP veya ÖDP ile KP'nin birleşme şansı neyse HTKP'nin de o kadar. Diğer yandan ben 1 Mayıs'ın Taksim'e boğulmasına karşıydım. İşçi sınıfının bilinçlenmesi için bu önemli fırsatın Taksim için bilek güreşine feda edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Fakat buna rağmen Taksim'e çıkacağız deniyorsa da mutlaka çıkılmalı. Bu anlamda KP bu yıl işçi sınıfının şerefini korumuştur. Bu nedenle kutlanmalıdır. Fakat yine de Taksim ısrarını doğru bulmuyorum. AA.
01-05-2015 21:27 (160)
KP alan fetişizmden dolayı değil, orada insanlara baskı yapılırken başka yerde mücadeleden kaçıyor boyun eğiyor gözükmemek için Taksim'de olacağımm dedi. Taksim yasağı olmasa bugünkü siyasi atmosferde Taksim'de katılmayacağını düşünüyorum. Liberal siyaset yasaklardan kendine alan açmaya çalışıyor. Bugün 1 Mayıs'a damgasını vuran KP'ydi. Ne CHP ne HDP'ydi bu kitlesellikle yapabileceklerini yapabildiler. Korkunun aşılmasına katkı sundular. İskendurun eyleminden sonra en gurur duyulacak eylemdi. HTKP bu eylemi ne yazıkki haber olarak vermediler. Keşke verselerdi. Çulhaoğlu'nun HDP'yi destekleme açıklamasını hiçbir açıklamasını okumadım. Ama sola liberal baskı olduğunu da düşünmüyor. Bana kalırsa da birleşseler güzel olur (CHP,HDP'lilere bakmadan) bağımsız güçlü sosyalist seçenek yaratmaları gerekiyor. Bu tabloda zor gözüküyor. Bu güçle etki alanı sınırlı olsa da seçimlere girmesi sosyalizmi savunması yine de önemli. (seçimlerde çıkan az oy seçimlerden sonra olumsuz etkilese de) ç.
01-05-2015 21:27 (161)
Değerli Kaan Arslanoğlu, ben 7 haziran seçimlerinde boş oy kullanmayı düşünüyorum. Nedenine gelince, yaşadığım şehirdeki hemen hemen tüm partilerin adayları ithal. Sizce yeterli bir gerekçemi benimki? Önceki seçimlerde DSP, CHP, TKP' ye oy vermiştim. Şimdi ise açıkça il bazında düşünüyorum, adayları araştırıyorum, kafama yatarsa aday MHP' ya da BDP'li olması farketmez, oy verebilirim. Milletvekili adayının karakteri, ahlakı, kişiliği, dürüstlüğü, samimiyeti önemli. Çok mu yerel düşünüyorum? Saygılarımla. Recai kulaksız
01-05-2015 22:06 (162)
Çulhaoğlu'nun HDP konusundaki görüşleri Facebook sayfasında var. Son bir haftalık gönderilere bakılırsa görülebilir. AA.
01-05-2015 22:07 (163)
Evet, yanlış düşünüyorsun bence sevgili Recai. Adaylara bakıp oy kullanmaya kalksak kolay kolay oy kullanamayız. Bu doğru tutum gibi görünüyor, ama yanlış. Böyle yapmakla en kötü adayları, yani AKP adaylarını desteklemiş oluyorsun. Öbür iktidarlara göre fark etmez diyorsan, tamam, bu tutarlı ve doğrudur. Ama böyle düşünmüyorsan oy atmamakla RTE ve Davutoğlu'nun devamını desteklemiş oluyorsun. Tuhaftır, bizim cahil ve siyasi aklı düşük dediğimiz sağ seçmen böyle fikir yürütmez, o yüzden başarılıdırlar. Sol seçmen daha akıllı ve eğitimlidir, ama hep yenilir. Çünkü çok "üstün "düşünür :))) Biraz aptallaşmanı öneririm Sevgili Recai, o zaman çok daha kolay oy verirsin. Kaan A.
02-05-2015 17:22 (164)
(161 nolu yorumcu, sn. recai'ye) sakın haaa... eğer, solcuysanız ve demokrasinin hayata geçmesinden yanaysanız, bağımsız bir sol seçenek oluşması yönünde oy vermelisiniz; çünkü, solun gerçek anlamda bir seçenek olmadığı/olamadığı toplumlarda, demokrasi de olanak alanına giremez... aslında marksist olsun, olmasın solcular, oy verme kriterini en temel, en basit ve dolayısıyla yerel değil de, tersine en evrensel ölçüye göre belirlemelidir... nedir, solcuyu solcu yapan?... emek - sermaye çelişkisinde, emeğin zaferinden yana olmak... hangi parti, sermayeye karşı ve emekten yanaysa, solcu, oyunu ona vermelidir... 4-5 yılda bir önümüze gelen seçim yapma, oy verme fırsatını, falanı geriletmek için filanı destekleme gibi her seçimde ileri sürülen uydurma gerekçelerle çarçur etmemeliyiz... (marksçı solun, emekten yana olmayı 'proletarya diktatörlüğü'ne kadar götüren, daha özgül bir ölçütü vardır; ama bu da ileri sürdüğüm yaklaşıma gölge düşürmez, tersine destekler...) n.k.
02-05-2015 17:23 (165)
54 beklenen saldırı gecikmeli de olsa geldi Hikmet Çetinkaya yurtsever olmakla suçladığı A.Behramoğluna şovenist dedi http://odatv.com/n.php?n=cetinkaya-sovenist-ataol-behramoglu-donek-0205151200
02-05-2015 17:24 (166)
Facebook sayfasına bakmamıştım siz diyince bakım doğrudan HDP desteğin de bulunmuyor ama liberal yükselişi tehdit olarak da görmüyor. Bugünkü yazısında da Kaan Arslanoğlu'nun bana yönelik eleştiri de bulunduğu (HDP ve CHP'yi sol olarak görmeme anlayışını) eleştiriyor. (bu eleştiri Kemal Okuyan KP'ye yönelik eleştiri) HTKP CHP,HDP'nin güçlenip tek başına iktidar olamamasını kazanım olarak görürken,KP bu durumu restorasyon süreci olarak görüyor bu durumun sosyalist siyaset alanını daraltacağını bizi kötünün iyisine mahkum edeceğini söylüyor) ç.
02-05-2015 17:24 (167)
2014 yılında, meydana gelen 376 bin 769 trafik kazasında 3 bin 524 kişinin hayatını kaybettiğini ve 285 bin 59 kişinin de yaralandığını biliyor muydunuz? Bu sıkıntıyı dile getiren ya da önemli gündem maddesi yapan bir siyasi parti var mı acaba? Recai kulaksız
02-05-2015 21:03 (168)
Politikada ittifaklara "kategorik" olarak karşı çıkmak politikasızlıktır. Birçok ülkede komünistler Türkiye'deki kendini solcu sanan birçoklarının aklının alamayacağı ittifaklar kurmuşlardır. Özellikle 2. Paylaşım Savaşı öncesi "sınıfa karşı sınıf" politikasının terk edilmesi sonrası Fransa'dan Latin Amerika ülkelerine kadar komünistler birçok ülkede içinde burjuvazinin partilerinin de yer aldığı "birleşik cepheler" kurmuş, hatta bazı ülkelerde hükumete girmişlerdir. Dahası Bulgaristan'da KP aynı politika çerçevesinde FAŞİST Zveno grubunun cephe içinde yer almasına itiraz etmemiştir. Bunların hepsi komünistlerin belli konjonktürlerde politik hedeflerine ulaşmak için izlediği politikalardır. Benim derdim bu tür ittifaklar kurulmaması değil, komünistlerin bu ittifaklar içinde kendi KİMLİKLERİYLE yer almasıdır. KİMLİK korunduğu sürece belli bir tarihsel anda sınıf mücadelesine hizmet edecekse her tür ittifak olabilir. Türkiye'de sorunumuz KİMLİĞİN korunamaması. AA.
02-05-2015 21:03 (169)
Sn Kulaksız trafik kazalarından ölümler standart olarak yıllık 5 binlerdedir. Eğer burada da bir istatistik oyunu yapmadılarsa sayı azalmış görünüyor ama 3 bin 524 kişi kaza anında ölenler olsa gerek. Yaralılardan da bir kısmı ölünce toplam sayı daha da artar. mh
02-05-2015 22:25 (170)
Geçmişte AKP'yi destekleyen ne kadar libo varsa HDP'yi destekliyor. GEZİ'de penguen seyrettiren medya HDP'yi destekliyor. 30 yıldır sosyalist seçeneği mahveden ne kadar kirli tüfek solcu varsa AKP'yi destekliyor. Barajı aşsınlar bari. Ne kadar çirkinlik varsa üstümüzde deneniyor. Aaa yanılmışız derler, kaymağı yerler, çöpünü bize bırakır, yine bize akıl öğretip başka bir iktidar odağını desteklerler. Ne yapalım, biz de hep haklı çıkmanın keyfine bakalım, seyredelim, sefamız olsun diyelim. Deneklik kaderimizse zevk almaya bakalım. Kaan Arslanoğlu
03-05-2015 16:04 (171)
(168 nolu yorumu dolayısıyla sn. aa'ya..) eğer türkiye'de sol, gerçek bir seçenek oluşturacak ölçüde bir güç biriktirebilmiş (yahut eskiden kazandığı bu gücü kaybetmemiş) olsaydı; ittifaklardan (birilerinin kuyruğuna takılıp erimek anlamına gelmediği koşullarda) korkmamak, doğru olurdu... ama ne yazık ki, karşı karşıya olduğumuz durum, solun politik düzlemde gerçek bir seçenek olması konusundaki sorunların aşılamayışı, dolayısıyla sol için ilerletici bir ittifakın koşullarının bulunmayışına bağlıdır... yoksa, elbette her türlü ittifak kategorik olarak, reddedilemez... n.k.
05-05-2015 20:20 (172)
Korkut Boratav Marksizm dersleri verir durur. Nerede? sendika.org’da. Bu site, Halk Evleri kimi destekler? HDP’yi. Tam bir düşünce iğfali… Bir şeyi anlatabilmek için (30 yıldır anlatamıyoruz) en uç dili mi kullanmak gerek? HDP’yi sol-sosyalizm adına desteklemeyin diyoruz, yoksa oy verin, kime verirseniz verin. HDP’ye vermeyin, çünkü HDP faşisttir mi demek lazım illa. Faşist sözcüğünün de ebesini kovduk ya. HDP ile koyun koyunasınız, yani düşmanla 30 yıldır işbirliği yapıyorsunuz, böylece verdiğiniz “sosyalist” mücadelenin de, muhalefetin de canına okuyorsunuz. Böyle desek biraz anlarlar. Peki, işe yarar mı? Samimiyetle tartışıyorum. İnce laftan anlamıyorlar, kalın gelince diyecekleri çok basittir: SENSİN FAŞİST. Ulusalcısın, Kemalistsin, bitti gitti… Kalite bu, akıl bu, mal bu, malzeme bu! Halbuki sosyalizme ihanet içindeler, derdimiz odur, Türklük, ulusalcılık değil. Ama anlamaz et kafa. Hangi dili kullanalım? Kavramlar, sözcükler maymun dili kadar işe yaramıyor. K.A. ++++
05-05-2015 20:21 (173)
DEVAM: Bana göre siyasi grupların büyük çoğunluğu değişik derecelerde faşizmi temsil ediyor. AKP, HDP, MHP, VP, çoğu liberal… (CHP de öyledir demek için zorlamak gerek mesela.) Bunlarla oturup kalkanlar da faşizme bulaşıktır. Ama muhalefette olanlarıyla işbirliği yapılabilir. Bu o kadar kötü bir şey değil. HDP’yle de bazen işbirliği yapılabilir. Amerikancı generaller-kaşar siyasetçilerle işbirliği yapılabilir. Ama adını koyarak. Sol kavramını büsbütün rezil etmeden. Sol ne peki? Onu da ezici çoğunluğa mı terk etmeli, bir işe yaramıyor ki. Yoksa hala “gerçek sol” budur diye direnmeli mi? Hangi dili kullanmalı? Bunu ciddi olarak tartışmalıyız. Sosyalist bilincin canına okuyan bu iki uçtaki egemen tayfa ideolojik düşmanlarımızdır. Onları geriletmeden ne etik olur, ne sanat, ne siyaset... Her şeyi birlikte savunan samimiyetsiz dile savaş açmalıyız, Marksist bile olamayanlara, sahtelerine, sahicilikten uzak kirli tüfeklere… Gerekirse tüm sola ve sağa karşı… ALAYINA KARŞI… Kaan Arslanoğlu
05-05-2015 23:07 (174)
"Cumhuriyet gazetesinin Komünist Manifesto eki vermesi Cumhuriyet'i ne kadar komünist yaparsa, HDP'nin Dengir'i aday göstermesi HDP'yi o kadar gerici yapar" cümlesini alkışlayanlar, mesela "HDP'nin Kürkçü'yü aday göstermesi HDP'yi o kadar solcu yapar" cümlesini düşünemiyorlarsa diyecek bir şey kalmıyor. AA.
06-05-2015 12:03 (175)
Bu sitede Taylan Kara var... Ve duyarlı insanlar. Düşünce olarak ayrı düşsem de; düşünce, bilgi, bakış açısı ile "karakterlerimizi" ayrı tutma yanlısıyım. "Yanlış" düşünmek, "saçmalamak", "yanlış tespitler" ile "yanlış" insan olmak ayrı şeylerdir. Bu sitede eleştirildiğim "merkezî İktidar, Yerel Yönetim" konusunda kendimle de didişirken aşağıdakileri yazdım. Sesimizin yankısının olmadığı mekanlar vardır; ama insan bunu dener; çocuklukta denemişizdir; çocukça mıdır? Olabilir... Sorun değil! ////"Dikkati çekmiştir; "mevzuya" benim de dahil olduğum dünyanın "jargonuna" uygun "yeterli" bir sınıfsal bakış ile yaklaşmadığım söylenebilir. İnsanlık tarihine, süreçlere "tanrılar katından" baksaydım eğer bu bakış açısı, uzayda uçan "kuş" bakışı ile "sınıfsallığı" yine öne çıkarırdım. Ama bence toplumsal, siyasal süreçler konularında kafa yoran "ölümlü" ve "düşünen" varlıklar, tarihin önlerine koyduğu problemlerle "haşır-neşir" olurken, dürüst olmak zorundadır! +++
06-05-2015 12:03 (176)
Bu dürüstlük uzak geleceğe ait "cennet masallarını" değil, yarın ne yapılacağına dair fikir ve eylemler dizisini konuşmalıdır. Bir hafta sokakta, beş parasız yaşayan bir insan, hafta sonunda ne hale gelir? Peki "ruh'u" da göründüğü kadar "pasaklı", kir dolu tırnakları, yapışmış saçları gibi olur mu; vücudu gibi mi kokar? Siyasetçiler "hayal satan" alçaklardır! Sıradan ve dürüst insan o "balık tutmaya" ait becerileri aktarandır. Aptalca, insanî hayat konusunda 19. yy. gerisinde kalan yığınların sorumsuzca yaptıkları o tatlı bebeklerin, nasıl oluyor da nice tatlı bebek ebeveynlerini katleden intihar bombacıları olabildiğini düşünmek, bulmak, karşıt önerilerini ısrarla savunmak zorundadır. O yoksul, o mazlum, o yürek paralayan insan yavrularının nasıl birer cinayet makinesi olduğunun sınıfsal açıklaması yoktur! Bu açıklama varsa eğer, açıklamayı yapan bir insan değil; "yedi kat gökyüzünün" üstünde ikamet edendir. +++
06-05-2015 12:03 (177)
Burası ve "buranın Doğu'su", sınıfsal tarih açıklamalarının yüzlerce yıl gerisinde yaşamaktadır; proletaryasızdır; hiç olmamıştır. Bir çok Müslüman toplumun % 60'ı 30 yaşın altında ise orada, "sınıflar altı" bir dünya vardır; ister dinsel, ister modernist olsun, her tür arzunun kendini vahşice ifade edeceği bir "alt dünya!" ogürsel
06-05-2015 13:04 (178)
Burası sitenin vitrin bölümü. Tartışmalar buradan açılmaya çalışılıyor. Fakat Gürsel bey pek kıymetli görüşlerini 3 blok halinde yazarak ortamı kaplamış yine. Gürsel beyi durduramazsınız. Onun bu yorum sağanağına, fikir istilasına karşı yapacak şey yok. En iyisi siteyi kapayın. Bir dost.
07-05-2015 08:19 (179)
Futbolda şike mevzuu; a.y.a'nın keçi boynuzu veriminde yazıları yakınma yaratmamış da Doğu'nun "hal-i pür melali" üzerine yazdıklarım mı "bir dosta" batmış; "site kapattırmaktan" bile söz etmiş; yatılı kız okulları müdiresi kuralları "dairesinde" özgürlük müdür istenilen? "Kendi çalan, kendi oynayan" bir site ahalisi midir arzulanan? İnsanbu değildir ki!' ogürsel
07-05-2015 09:40 (180)
Sayın O. Gürsel, "bir dostun" söylemek istediği, burada hep sizin çalıp söylediğinizdir. Vitrin bölümünü bile işgal ediyorsunuz, uzun ve sonu gelmez yorumlarınızla. Lütfen anlayın artık. Biraz nezaket, biraz olsun incelik. Buna da lütfen diyorum, buradan cevap vermeyiniz. Verecekseniz başka bir yazı altından verin. Hiç vermeyin daha iyi. Birçok başlık açmak istiyoruz, örgütlü olarak bir şeyleri tartışmak için. Siz sürekli kendi bireysel ajandanızı dayatıyorsunuz yorum sağanağı altında. "Sosyal zeka"nıza sığınırız. Saygılar. Kaan Arslanoğlu
08-05-2015 09:52 (181)
Tartışma açmaya çalışıyoruz birçok konuda, ama olmuyor. Demek ki gereksiz, demek ki böyle bir ihtiyaç yok. HDP ile işbirliği içindeki solculara ne diyeceğiz? Bunlar ne? Solcu mu, sahtekar mı, yoksa hem sahtekar hem faşizm işbirlikçisi mi? Yoksa bizde mi bir sorun var. Bırakalım mı bu işleri? Bırakmayanlar ne yolda? Amaaaan, boş verin bu saçmalıkları, umutun gitsin. Her şey açık ve net demek ki, konuşmaya da hacet yok. Biz hacetimize bakalım. Herkese saygılar. Kaan A.
08-05-2015 17:16 (182)
Birçok siteye bakıyorum, editöre bu kadar çok sataşılan başka bir site görmedim. Nedeni açık değil mi? Burası pek çok çıkar çevresinin tatlı tatminine çomak sokuyor.
08-05-2015 19:39 (183)
Sözde Marksistlerin çoğu HDP'yi destekliyor. Bu iş neredeyse mesleğe dönüştü. Bir tepki var mı bu yazıya? Korkut Boratav ve sendika.org yüklenmesine bir tepki gelmedi mi? Varsa bilen bize de duyursun.
08-05-2015 22:36 (184)
Hoşçakalın arkadaşlar. Amacım "algılandığı, yazıldığı" gibi değildi. Sanırım bu çıkmaza saplanmış sevgili ülkemizde, sakin, soğukkanlı, bağışlayıcı konuşma imkanı kalmamış. Acil bir siyasî hareket, eylem, devrim arefesinin olmadığı koşullarda değiliz; bu koşullarda bile hepimiz "farklılığa" kapalıyız. Sanırım arık ben bu siteye zarar veriyorum. Hatalarım da oldu elbette. Kırdıklarımdan özür dilerim. Ben düşünce ve insanı birbirinden ayırırım; kişisel çıkar beklemiyorsa eğer. Burada bu da olamadı. Buradaki çok insanın "iyi niyetli" olduğuna inandım; ama sanırım bu yanı ile kendim inandırıcı olamadım; kusur benimdir... Sağlıcakla kalın. ogürsel
09-05-2015 15:02 (185)
YUNUS NADİ ÖDÜLÜ 16 YILDA 14 KEZ CAN YAYINLARINA VERİLDİ diye sıradan bir vatandaşa haber verseniz "yuh, burada açık bir tezgah var" diyecektir. Ama "solcu" bir okumuşa aynı şeyi söyleseniz "demek ki hak etmişler" diyecektir. Çünkü siyasette kavga eder görünürler, ancak etik anlamda ve yaşam biçimi olarak liberali, hükümet yanlısı, ulusalcısı veya sosyalist geçineni okumuşların büyük çoğunluğu aynı kaba işemektedir. Sanat, medya, kitle örgütleri vs.. işin vitrininde bir ŞEBEKELEŞME vardır ve orada pek çatışma ayrım yaşanmaz. Hükümetten para transferi yapan yazar örgütü yöneticisiyle diyelim Cumhuriyet yazarı veya bir ulusalcı "aydın" pastayı birlikte paylaşmakta beis görmezler. Tavuk mu yumurtadan çıkar tersi mi. Ama bir gerçek var ki üstümüzde ağır bir yük: KALİTESİZLİK... KALİTESİZLİK... KALİTESİZLİK... ALAYINA KARŞI...
10-05-2015 00:11 (186)
gitmeyin Gürsel. doğrular farklı görüşlerin tartışılmasıyla bulunur. varlığınız kazançtır.
10-05-2015 21:24 (187)
Daha önce 14 de 12 imiş. Şimdi ancak 15 de 13 olmuş. Taylan tekrar hesaplamış ve bu sonucu bulmuş. Telefonda söyledi. İlgili yazıya da bir not (yorum) yazıp düzeltirse iyi olacak. Ha 14 ha 13... Sonuçta yüzde doksana yakın oranda Can Yayınları'na gidiyor. Sorun görmeyenlere zaten bu küçük hata da sorun değildir. K.A.
10-05-2015 22:26 (188)
Sabitfikir'de editörlük yapan Oylum Yılmaz'ın tweet'lerini okudum demin. "Bu yıl bütün ödüller kadın yazarlara. Keyiften duramıyorum yerimde" diye yazmış. Nitekim bu sene Yunus Nadi roman ödülü de öykü ödülü de kadın yazarlara gitti. Herkesin derdi başka görünüyor. Yayıncılık sektörünün iç yüzünü iyi bilen insanlar bile bizim şikayetçi olduğumuz şeylere uzaklar. Bu koşullarda ne yapılabilir? Hamdi Koç'un Can Yayınlarına transfer olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
10-05-2015 22:32 (189)
Allah diyor ve alakalı herkese hürmetler ediyoruz. Değerlendirmemiz budur :)) Hiçkimsenin hiçbir ama hiçbir alanda hakkı adaleti iplediği yok. Bu ortamda daha üst bir değerlendirme yapamayız. K.A.
10-05-2015 22:50 (190)
188 nolu yorumcuya ve diğer bütün okurlara: Lütfen harekete geçiniz. Hareketi artık bizlerden veya başkalarından beklemeyin. Oylum Yılmaz'ın o tweetine karşı doğru bildiklerinizi yazabilirsiniz. Bu konuda gerekli malzemelere ulaşmak kolay, birçok yazı var, burada da var, her yerde var. Mesela o tweetin altına bu yazıların birkaçının linkini koyabilirsiniz. Artık seyirci kalmamalısınız. Kadromuz çok çok dar. Son Yunus Nadi Ödülüyle ilgili 3-5 itiraz dışında (ki ana kaynak bu sitedeki yazılardı) başka hiçbir ses yok. Ezici bir sessizlik var. Biz aynı şeyleri yazdıkça etkimizi yitiriyoruz. Lütfen harekete geçin. Siz de birşeyler yapın. Değerli okurlardan rica ediyorum. Lütfen harekete geçin. Eğer bu konuda bir sorun olduğunu düşünüyorsanız bunu yazın, tvit atın, facebookta paylaşın. Lütfen itiraz edin. Saygılarımla Taylan Kara
11-05-2015 00:10 (191)
Ortada çok şey eksik. Ama en önemli eksikliklerden birisi de OKUR. Seyretmeyin ey okurlar, hareket edin. Müdahale edin. Bizlere şikayet etmeyin. Gördüğünüz yere anında yazın, fikrinizi lütfen belirtin. Siz olmadıkça, "evrenin sırları"nı bulup yazsak bile birer hiçiz. Bu yazıları maddeleştirecek olan sizsiniz. Ödül rezaletini görüyorsunuz, eğer sizce de bir sorun varsa fikrinizi yazın oraya. Yorumlar yazın, facebookta, twitterda. Bildiklerinizi yazın. Meydanı bomboş bıraktığımız için bu kadar pervasızlar. Sizsiz hiçbir şey olamaz. Hareket edin. Saygılarımla Taylan Kara
11-05-2015 08:19 (192)
Sevgili Taylan Hocam, yazılarınızı paylaştığım kişiler size hak veriyorlar, doğru söylemiş, helal olsun diyorlar. Ama pasif bir okur tepkisi olarak kalıyor bu. Aktif bir tepki örgütleyemiyoruz maalesef. Bana öyle geliyor ki, bu işleri dert edinen bizim hepimizi toplasak, altı yedi kişi bile çıkmayız koca ülkede.
11-05-2015 11:26 (193)
E o zaman T. Kara şunu demeli bizlere: böyle okura böyle şebeke müstehak. Kurtarıcınızı daha çok beklersiniz. Tepki vermeyen okurun bunlardan şikayet etmeye hiçbir hakkı yok. Sonra da Kaan Hoca bizi niye aşağıladı diyorlar. Ne yapsın adam. Kımıldamıyorsunuz, kımıldamıyoruz. Herşeyi birkaç kişinin sırtına yükleyip en fazla onları alkışlıyoruz, çoğu kez de hiçbir şey yapmıyoruz. Bu adamlar daha ne yapsın?
13-05-2015 13:27 (194)
Geçen gün bir arkadaşla sanal ortamda bu yazı üzerine yazışırken ona şunları demiştim, burada da tekrarlayayım. "Biz ortaya döktükçe bir şeyler değişir diye düşünürken sanırım hata ediyoruz; aksine daha da arsızlaşıyorlar..." Nihat Ateş
11-05-2015 12:04 (195)
OKUR ÇIK ORTAYA... SEN SUSTUKÇA KÖTÜLÜK SÜRÜYOR. Bunların sitelerine, haberlerine 3-5 yorum yazmak çok mu zor? Lafa gelince her bir haltı eleştirmeyi biliriz ama.
14-05-2015 08:49 (196)
CAN YAYINLARI-AYDIN ENGİN-OYA BAYDAR BAĞLANTISI ilginçmiş. Buna küfür romancısı Ahmet Altan'ı da eklediğimizde kadro tamam. Cumhuriyet tam olmuş. Güray Öz bey, Ergin Yıldızoğlu gibiler de orada solcu rolünü oynuyor.
16-05-2015 17:55 (197)
Star sistemi her gün yeni bir star üretiyor. On sene öncesinin starı Tuna Kiremitçi'nin hiçbir cazibesi yok bugün. Son günlerin edebiyat starı ise bol ödüllü yazar Mahir Ünsal Eriş. Pek çok reklam, tanıtım, pazarlama etkinliğinin yanında bu kez onu Tempo dergisinin kitap ekinin kapağında poz verirken gördük. Yarın Kadıköy'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde de Mahir Ünsal Eriş söyleşisi varmış. Dikkatinizi çekerim. Bakın, Taylan Kara'nın Vasatlık Dersleri kitabı yeni baskı yaptı. Edebiyat skandalları ile ilgili çok önemli çıkışları oldu. Belki bu vesileyle Nazım Hikmet Kültür Merkezinde Taylan Beyle bir etkinlik düzenleyebilirlerdi. Ama bu komünist arkadaşlar bunu tercih etmiyorlar. Onun yerine sanatta star sisteminin göbeğindeki vasat edebiyatçıyı ellinci defa parlatmayı tercih ediyorlar. Peki biz onları daha ne kadar tercih edeceğiz? Hepinize soruyorum.
16-05-2015 19:33 (198)
Taylan Kara'yı çağırsalar 197, bazı tartışmalar ve problemler çıkar, kafalarda soru işaretleri belirir, kafalar çalışmaya başlar. Komünistler kafalar çalışsın, soru işaretleri çoğalsın istemiyorlar. O yüzden Enver Aysever, Mahir Ünsal Eriş cuk oturur onlara. Onların popülerliğinden yararlanıp biraz yayın satarlarsa, Nazım H. Merkezine biraz adam çekerlerse, belki birkaç da üye yaparlar onlardan. Ufuk bu kadar. O yüzden Türkiye'de 35 yıldır gerçek bir komünist hareket olamıyor. Burjuva popülerliğinden kırıntı kapmaya çalışan bir ideolojik hat. Olur mu... Size soruyorum. Kendi köküne zehir akıtan, bilerek, isteyerek akıtan komünistler! Olur mu? 35 yıl daha geçse olur mu? Kaan A.
17-05-2015 17:59 (199)
ÖDP, KP, EMEP, HTKP gibi sosyalist partilerde kültür sanat politikalarını yönetmeleri için MK, MYK tarafından görevlendirilmiş kültür büroları, birimleri, komisyonları vardır. Sosyalist partilerin kültür sanat örgütlenmelerinde yönetici konumunda bulunan kadrolar, Enverlerden, Mahirlerden, Ecelerden medet umacaklarına piyasa edebiyatından rahatsız olan dağınık sol güçleri bir araya toplamaya, örgütlemeye çabalasalar, belki partilerine daha fazla üye kaydedecekler, daha fazla propaganda yapma imkanı yakalayacaklar, daha fazla yayın satacaklar. Ama yapmıyorlar. Hadi sosyalist partilerin sıradan üyelerini anladık. Başka örgütsel işleri, gündemleri vardır. Ama bu partilerin kültür sanat çalışmalarını yöneten kadrolar ne işe yarıyorlar? Şu anda solda edebiyat cephesinde en ileri hattı temsil eden insanbu yazarları ve okurlarıyla neden dayanışmıyorlar? Bu işlerin nasıl yürüdüğünü herhalde şu sitede Ali Mert'den daha iyi bilen yoktur. Keşke o bir yol yordam gösterse.
17-05-2015 18:53 (200)
Sayın 199 numara, yorum altına isim yazmamanın uygulamayı gördükçe o kadar çok sakıncası çıkıyor ki. Gün Zileli sitesinde isimsiz olarak pek çok yorum çıkıyor, açık küfür olmadıkça yayımlanıyor bunlar. Eh, bizde de biraz daha sıkı denetim var ama, buna benzer. O sitenin okurlarından bazıları bu isimsizlikle övünüyorlar. Oysa örneğin edebiyat ödülleri tartışmasında öyle abuk sabuk yorumlar çıkıyor ki hasım tarafın, bunun saçmalığını görenler bundan da bizi suçlamaya başladılar. Güya bunları bizim taraf yazıyormuş, sonra saldırıyormuş. Belki de bir bölümü için doğrudur. İsimsiz olunca bilemezsiniz ki. Şimdi siz çok güzel görüşlerinizi ifade etmişsiniz, ona diyeceğim bir şey yok. Ama birileri çıkıp bunu Taylan veya Kaan yazdı diyebilir. Oysa bizim bu adını verdiğiniz partilerden bu anlamda hiçbir beklentimiz yok, ne de talebimiz var. Olsa kötü mü, olur, iyi olur, ama olmaz. Biz o yollardan kırk kere geçtik. Siz baskı yapın ama... Zararı olmaz. Belki ilerde kendilerine faydası olur. K.A.
17-05-2015 23:44 (201)
Gün Zileli soğukkanlı sinirleri sağlam biri, her şeye cevap vermiyor. Ordaki yorumcu profili burdan farklı heralde. burada devamlı yorumcular birbirine ve editöre sardırıyorlar, yani burdakiler daha eğitimsizdir diyemicem ama, daha çok eğlenme amaçlı burada gibiler ve yorum yazanlar siyasetten anlamayan siyasetle pek arası hoş olmayanlar sanırım.
18-05-2015 09:11 (202)
heee. ben cücük burcuvayım. siyasetten de anlamıyom. hiç atım olmadı. yani oldu da. 30 yıl falan önce. ona da bakan seyisimiz varıdı. eylenmek, gönül gezdirmek zati tek amacım benim. bi de unuttum. senin dilin varmamış. ben acayib eyitimsizim. bak harfleri bile yannış yunnuş kullanıyom. harfiyat mıydı? hafriyat mı? gürsel abi'ye söylesem benim gibi ırspıçıcıının o siteye tayini için acep bi iltimazı olar mı ki? yaşasın eylence. velkam tu dı insanbu lunaparh. a.y.a. sinirsss
18-05-2015 09:35 (203)
Gün Zileli'nin sitesine kaç defa girdin 201. Niye insanları yanıltıyorsun? Orada sataşma, kavga, saydırma ve de abuk sabuk yorumlar buradakinden bol. Reklam mı yapıyorsun, başka bir derdin mi var, çıkaramadım...
18-05-2015 10:14 (204)
Arkadaşlar, bu bölüm yazıyla ilgili tartışma sürsün diye açıldı. Bu siteyi başka sitelerle karşılaştırıp kavga ve belki nifak çıkarmak için değil. Başka siteyle karşılaştırma bahsini açmayın, hele isimsiz olarak bunu hiç yapmayın, ben kapıyorum. Kaan A.
18-05-2015 11:56 (205)
Yunus Nadi Ödülleri'ni niçin hep Can Yayınları alır? http://haber.sol.org.tr/blog/yayincilik-kulisi/taylan-kara/yunus-nadi-odullerini-neden-hep-can-yayinlari-alir-116864 T.K
18-05-2015 12:34 (206)
YANİ SON YORUMUN TÜRKÇESİ: SOL HABER, bir sol yayın organı olarak (Aydınlık'tan sonra) ilk kez bu sorunu gördü. Bu da bir ilerlemedir, iyidir, güzeldir. K.A.
22-05-2015 10:35 (207)
İLERİ HABER'de Orhan Kemal Roman Ödülü'nün haberi çıkmış en baş yerden. Bir naneymiş gibi. Sizin ödüllerdeki utanmazlıklara ilişkin bir tane haberiniz çıktı mı İLERİ HABER'de? Hayli zor ama, utandırana dek devam etmelisiniz. Anti-yüzsüz
22-05-2015 11:49 (208)
Üstüne üstlük konu ile bağlantılı bir yazı İleri Haber'in tek otoritesi olduğunu söyleyen kişi tarafından küfür kafir sinkaflı bir şekilde, İleri'ye ve HTKP'ye kumpas kurduğumuz söylenerek reddedildi. Böyle işte. Nihat Ateş
22-05-2015 12:49 (209)
"Kitaba" göre "bilinçsiz" işçiler umudu "sandıkta" ararken, proletaryanın "sınıf bilinçli" öncüleri (partiler) işçi sınıfına umudun grevlerde olduğunu anlatırlar. Türkiye'de her zamanki gibi her şey TERSİNE gidiyor. Seçime 2 - 3 hafta kala işçiler direnişe çıkarken, proletaryanın "sınıf bilinçli" öncüleri işçileri kendi partilerine oy vermeye çağırıyor, işçilere sandığı gösteriyor. Dünya işçi sınıfı tarihine bu deneyim FEÇESTEN HARFLERLE yazılacaktır. AA.
22-05-2015 12:55 (210)
NİHAT ATEŞ'in bu son yorumunda söyledikleri ibretlik. İLERİ HABER'deki dostlar bu durumda hemen bizden özür dilemeli. Bu şahıstan da neler dediğini sormalı. Ayrıca Taylan Kara'nın söz konusu o yazısını yayımlasalar iyi olur. Kimsenin HTKP'ye kumpas kurduğu yok. Eleştirilerimiz ciddidir, genele yöneliktir, elbette HTKP'ye de vardır. Ama onları dost gördük, bakın yazı yollamış, bir de telefonla konuşmuşuz. Telefonda küfretmek bu kadar kolay mı? KUMPAS bu işte. Kumpası kendi yaptıklarında arasınlar. Bu tavırlar yapanın saygınlığını iki paralık eder, haklıya ise bir şey olmaz, onu yüceltir. Cevap bekliyoruz. Saygıyla. Kaan Arslanoğlu
22-05-2015 13:14 (211)
Nihat Bey küfreden otorite'nin kim olduğunu da açıklasanız
22-05-2015 13:20 (212)
Arkadaşım (211 numara) bunlar hassas ve ciddi konular. Nihat Ateş açıklar veya açıklamaz, ama bu konularla ilgili kişilerin önce kendi adlarını açıklamalarını bekleriz. Çünkü ilgisiz olup sadece meraklılar vardır veya konuyu kaşımak kışkırtmak isteyenler çıkabilir, değil mi ama, bize hiç yardımcı olmuyorsunuz. Görüş ve soruların altında isim arıyoruz, isimlere kuvvetle ve kuvvetle ihtiyacımız var. Saygıyla. Kaan Ars.
22-05-2015 13:37 (213)
Ben "kötü niyetten" çok "cahillik" diyorum. Edebiyatta böyle de sağlıkta, mühendislikte, şehircilikte farklı mı? Logolarına orak çekiç koymayı marifet sanan sol medyada yer alan "sağlık" haberlerine bakar mısınız. Bu haberlerde sermaye adına "biyomedikal" yaklaşımın toplum içinde yeniden üretilmesine hizmet ediliyor. Bunun nedeni solcularımızın sosyalizmi akıl almaz ölçüde yüzeysel kavramaları. "Emeğin" edebiyata bakışı ne olmalıdır, nasıl olmalıdır dendiğinde cahillik hemen ortaya çıkıyor. Bir iddiam var: Herhangi bir konuda (edebiyat, tıp, hukuk, çevre vb) bir paragraflık bir metin "imzasız" olarak Türkiye'deki sosyalist partilerin Merkez Komitelerinde yer alan yöneticilere okutulsun. Paragrafta savunulan düşüncenin "emekten" yana olup olmadığı sorulsun. Eğer doğru yanıtlayanların oranı yüzde 10'u aşarsa büyük başarı olur. Bu nedenle "küfreden otoritenin" adı gerçekten önemli değil. AA.
22-05-2015 16:12 (214)
Sürekli olmasa da okuyuculardan biri olarak ben öğrenmek isterim doğrusu, elbet sonraki değerlendirmelerim de bundan etkilenebilir. Mine
22-05-2015 17:02 (215)
Biliniyor olsa da teşhir açısından gerçekten çarpıcı bir çalışma olurdu Sn Akalın. Mine
24-05-2015 08:54 (216)
Toplumcu Sağlık Söyleşileri'nin bu sezonki sonuncusu dün 23 Mayıs'ta Kadıköy NHKM'nde yapıldı. Bu güne kadar ele alınan konular ve girişimin durumu gözden geçirildi, gelecek sezon neler yapılabileceği tartışıldı. Toplantıda Akif Akalın bir sunum yaptı. K.A.
24-05-2015 08:55 (217)
BÜYÜK İNSAN BU BULUŞMASI dün gerçekleşti :)) Yazarlarımızdan Arif Yavuz Aksoy, Yağız Üresin, Akif Akalın, İlknur Arslanoğlu ile ben Kadıköy'de 5 saat kadar sohbet ettik. Yayıncılık sektörünün sorunlarını masaya yatırdık. K.A.
26-05-2015 08:33 (218)
Benden de bir başka alternatif test sorusu: 5 kişi bir masa etrafında yayıncılık sektörünün sorunlarını o masaya güzelce bi yatırıp 5 saat kadar sohbet ederse kişi başına düşen milli sohbet saati kaç saattir? :D A-) 100 B-) 1.000 C-) 5.000 D-) 10.000 E-) 20.000 (hya)
26-05-2015 09:12 (219)
Bir şike sezonu daha nihayete erdi, CİM-BOM ŞAMPİYON. İnsan BU ailesi olarak topyekun başarılarından ötürü kutlarız.
29-05-2015 15:23 (220)
Sayın Taylan Kara, geçen gün odatv'de Orhan Pamuk'un son romanı üzerine Rana Ulaş imzalı bir eleştiri yazısı çıktı. Dikkatinizi çekti mi, okuma şansınız oldu mu? O yazıdaki ön kabullerle alakalı size sormak istediğim bazı şeyler var. Linki veriyorum: http://odatv.com/n.php?n=orhan-pamuk-neden-yazar-2605151200
29-05-2015 17:09 (221)
220 nolu yorumcuya: Bu yazıyı dün akşam okumuştum. Yazının bakışı ve referanslarının (Kagan, Suçkov, Pospelov, Lukacs vs ) temelinde Cengiz Gündoğdu'nun Estetik Kalkışma kitabı var. Katıldığım ve katılmadığım yerleri var. Saygılarımla Taylan Kara
29-05-2015 17:50 (222)
Sayın Kara, Rana Ulaş'ın eleştirisinde katılmadığınız yerler neresi? Vaktiniz varsa biraz bahseder misiniz? Oda tv'de o yazının altına bir takım itirazlar yazılmış ama özellikle sizin görüşünüzü merak ediyorum.
29-05-2015 18:50 (223)
222 NOLU YORUMCUYA: 1: Bu romanı okumadım, bu nedenle yazıdaki eleştirilerin ne kadarı haklı ne kadarı haksız, bu roman özelinde yargıda bulunamam. Yazarın “gerçekçi roman”ın koşulları diye saydığı koşulların büyük bir kısmı, “gerçekçi roman”ın değil “roman”ın koşullarıdır. Yani nedensel olmayan bir roman romanlığından yitirmiştir. Roman bir gösterme sanatıdır. Göstermeyen roman, “gerçekçi roman” değil, “roman” olmaz. Gösterebildiğiniz ölçüde roman başarılı olur. Yazıdan: (“Pamuk romanda şöyle bir açıklama yapıyor: “Sağcı öğrencilerin hepsi dindar, solcuların hepsi milliyetçiydi” Oysa sağcıların hepsi 1970’li yıllarda dindar değil, daha çok milliyetçiydi. Solcuların da milliyetçilikle ilgisi yoktu. Pamuk günümüzün liberal ideolojik önyargılarına tarihsel gerçeği feda ediyor. “) Bu cümlede bana göre eleştirilmesi gereken şey, tarihi gerçeklere uymaması değil. İyi bir romancı, tarihe tamamen aykırı bir kurgu da yapabilir. Yeter ki bunu ustalıkla yapsın. +++
29-05-2015 19:37 (224)
2.“Gerçek hayatta Solaris diye bir gezegen yok, İnce Memed diye birisi yaşamadı, gerçeğe aykırı” diye eleştiri yapılamaz. P.K.Dick, Yüksek Şatodaki Adam kitabında 2 dünya savaşını Japonların kazandığı bir dünyayı kurgular. Burada eleştirilecek nokta “2. Dünya savaşını Japonlar kaybetti, bu kitap tarihi gerçeklere aykırıdır” olamaz. Tartışılması gereken şey, bu kurgunun ne kadar ustalıkla yapılmış olmasıdır. Gerçekçilik, salt “gerçeğe uymak” anlamına gelmez. Eğer gerçekçilik, “gerçeğe uymak”tan ibaret olsaydı, romanın doruğu biyografiler ya da belgeseller olurdu, çünkü gerçekler, daha gerçeği yok. Oysa gerçekçilik, “gerçeğin kopyası”, başarılı gerçekçilik de gerçeğe uygunluğun derecesi ile değerlendirilemez. Gerçek, ilginç ya da dramatik olmak zorunda değildir. Nice yaşanmamış kurgu vardır ki “gerçekten daha gerçektir”. “Raskolnikov ya da Don Kişot diye biri yaşamadı” diye Suç ve Ceza ya da Cervantes eleştirilemez. Çünkü Raskolnikov ya da Don Kişot, yaşasın ya da yaşamasın, gerçekler. ++
29-05-2015 18:50 (225)
3. Konuya döneyim: “Sağcı öğrencilerin hepsi dindar, solcuların hepsi milliyetçiydi” Eğer O.Pamuk, bu cümlede söylediklerini “inandırıcı” bir kurguyla “gösterebilseydi” “tarihe aykırı, ancak romana uygun” bir metin yazmış olurdu. Bence bu cümledeki sorun, tarihe aykırı olması değil, roman sanatına aykırı toptancı bir yargı içermesidir. Roman böylesi genel geçer ve toptancı klişelerle yazılmaz. Yorumlardaki O.Pamuk aleyhinde yazılanlarda da sorun var. “Bu kitaptan sıkıldım” diye eleştiri olmaz. Okuyamıyorum diye de. Proust da sıkıcıdır, H.Hesse’nin Boncukoyunu da, Niteliksiz Adam da. Kafka’da. Sefiller’in Waterloo savaşını anlattığı 80-90 sayfa da. Bunun dışında Lukacs’ın sanat anlayışında da bana göre sorun vardır. Gerçekçiliğin tek ve tartışmasız teorisyeni değildir. İlk dönemi ile sonraki dönemi de birbirinden farklıdır. Detayı çok bu konunun. Yazıda alıntılanan Kagan, başka bir tartışma konusudur. Başka konular da var. Her bir başlığın detaylarına inilebilir.++
29-05-2015 18:51 (226)
4. O.Pamuk hayranları ise “yazar illa dilin kurallarına uymak zorunda değil ki” noktasında yorumlar yapmışlar. Tipik postmodernizm savunuları bunlar da. O.Pamuk’un sanatını eleştirirken söylenen her “Ermeni soykırımı konusu”, “Cumhuriyet düşmanlığı”, “Atatürkçülük karşıtlığı” argümanı, O.Pamuk’un hanesine yazılan ve tam da onun istediği tip eleştirilerdir, romanlarını ıskalayan ve eleştirileri örten yaklaşımlardır.Bu tuzağa düşülmemelidir. Bu tip eleştiriler onu beslemektedir. Yazacak şey çok ancak kabaca bu kadar yeterli sanırım. Saygılarımla Taylan Kara
29-05-2015 19:36 (227)
Sevgili Taylan Hocam, bu aydınlatıcı ve kapsamlı analiz için çok teşekkürler. Yeni yazılarınızı, değerlendirmelerinizi merakla bekliyoruz.
02-06-2015 10:11 (228)
Başka bir büyük İNSAN BU buluşması daha gerçekleşti. ... Editörümüz Nihat Ateş, yazarımız Kerem Cankoçak, Riitta, Osman Şadi Yenen hocamız, Yıldız hanım ve bizler bu kez bilim ve sanat dünyasındaki çalkantıları mercek altına aldık, Beyoğlu'nda. Kaan Arslanoğlu
02-06-2015 12:59 (229)
Afiyet olsun. Bi dahaki sefere biz de sizi Beyoğlu'nda ağırlayalım. Bu kez deplasmanda oynamanın mahcubiyetinden sıyrılırız ama. Ne de olsa biz evropa taksisiyiz. a.y.a. hürmetz
04-06-2015 09:58 (230)
Aydınları, edebiyatı, "sol" medyası bile yolsuzluğa batmış bir ülke diktatörlerin elinden nasıl kurtulur! Bildiriye destek olmayanlara soruyorum. Kaan Arslanoğlu AYDINLARDAN TOKAT GİBİ BİR BİLDİRİ mi? http://insanbu.com/a_haber.php?nosu=1776
05-06-2015 13:57 (231)
TÜRK SOLU DERGİSİ'ne CEVABIM:Sayın Ali Özsoy, Sayın Gökçe Fırat'ın tutuklanmasına karşı tepki göstermemi istiyorsunuz. Söz konusu videoyu yeni izledim. Buradaki "Erdoğan'ı asalım mı, kazığa mı oturtalım" söylemi onaylanabilecek bir söylem değil. Muhatap bir diktatör bile olsa. Ancak elbette bu videonun nasıl ve kimlerce servis edildiği ve ne zaman yargıya getirildiği çok manidar. Hiçbir muhalifin ortada açık bir şiddet olmaksızın tutuklanmaması gerekir. Olay elbette siyasi bir despotluktur. Tabii ki tepki göstermek şart. Ne var ki, naçizane önerim, haklı olduğunuz birçok noktada (katılmadığım görüşleriniz de var elbette) sizi haksız gösteren böylesi aşırı ve kışkırtıcı söylemlerinizden vazgeçmeniz, siyaset tarzı konusunda bir muhasebeye girmenizdir. Başta Kürtlere dönük aşırı söylemleriniz olmak üzere. Sertlik ayrı, nefret söylemi ayrıdır. Siyasi güçlenme için duvarlar örmek değil, onları akılla kırmak gerekiyor kanaatimce. Saygılarımla. Kaan Arslanoğlu
07-06-2015 21:56 (232)
Seçim sonuçları iyinin kötüsü. Kötüsü ne? Belki şamda kayısı aramak, ama daha bir halk potansiyeliyle seçim tepkisi olsaydı. Bu potansiyelle bence en iyisi. Ama tabii ki seçim her şey değil. Bundan sonraki yaşam ve mücadele seçimden önemli. Uzun süredir seçimde sevinmemiştik, bunu yine de hak ettik. Kaan Arslanoğlu
07-06-2015 22:25 (233)
"Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm..." Sonun başlangıcı bu bazıları için, çatırtıları duyar gibiyim. Deniz Can
07-06-2015 22:43 (234)
bundan sonra bu parti tepetaklak gider. Şimdi gelenlerin en önce seçim barajı, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yolsuzluk sorunlarını halletmesi gerekir. Cemil Bengi
07-06-2015 23:45 (235)
hayırlısı olsun seçim sonuçları... inşallah yakın gelecekte o hengamede biz de komple tepetaklak gitmeyiz :)) (hya)
08-06-2015 09:51 (236)
Biz yeni vesayetlerden kurtuluyoruz diye sevinmeye başlayacakken vesayetin eskisi yeniden hortlamış :) Zatı muhteremler tutmuş İttihat ve Terakki'yi diriltmişler, bu da siteleri: http://www.ittihatterakki.org/. Sonumuz hayrolsun :) Selim Ak
08-06-2015 21:01 (237)
Seçimlerin gerçek galibinin sermeye ve burjuva ideolojisi olduğunu düşünüyorum. Sermaye 12 Eylül zindanlarında dahi yola getiremediği solu HDP’nin kuyruğuna takmayı başardı. Açık bir liberal programa sahip HDP’nin milletvekilleri arasında solcular var. Madem bugün bir HDP’linin açıkladığı gibi “sermayenin de partisi” olacaktıysanız, neden 12 Eylül’de boşu boşuna dayak yediniz? Gerçi hala liberalizme teslim olmamış çok az sayıda solcu var fakat genelde Türkiye solunun bu lekeden çok uzun yıllar kurtulabileceğini sanmıyorum. Geçmiş olsun. AA.
08-06-2015 22:00 (238)
:)) "hedape barajı aşsa da sol kaybeder aşamasa da sol kaybeder." (K. Arslanoğlu) Bakalım artık önümüzdeki toplumsal sinema seti çekimlerine. Hayrıyla şerriyle olan oldu. İktidar partisi için de bazı şeyler ders olur umarım. Barış için de katkısı olur diye ummak istiyorum. Bizim gibilerin borusunu gelecekte artık daha ne kadar öttürürler bu alemde bilemem ama neyi ne kadar değiştirebilirsek de kardır. Allah'tan umut kesilmez sayın AA! Amin :)) (hya)
09-06-2015 10:31 (239)
HDP aldığı fazladan %7 oyu CHP seçmeninden mi aldı yani AKP seçmeninden muhafazakar Kürtlerden almadı mı diyorsunuz? O halde matematik bilmiyorsunuz derim. AKP %9 oy kaybediyor MHP %3 alıyor gerisi nereye gitti sizce ?
09-06-2015 10:32 (240)
Başka bir ortamda hesap yapmış ve HDP'nin barajı aşmak için sola hiç ihtiyacı olmadığını göstermiştim. Hesap şöyleydi: Bütün sosyalist oylar 100 bini belki biraz geçiyor. Hadi 200 bin olsun. HDP bu oyların peşinde koşacağına seçmenini eğitse daha karlı olur demiştim. Seçimde 1,5 milyon geçersiz oy var. Bunu partilerin oylarına dağıtsak muhtemelen 200 bine yakın HDP'li geçersiz oy verdi. Şaka bir yana HDP'nin 6 milyon oyu içinde sosyalist oylar ÇEREZ bile olmaz. O halde neden? Tek amaç solu soysuzlaştırmaktı ve amaçlarına ulaştılar. Eskiden bunu bir ölçüde CHP yapardı. Türkiye'de sosyalist oylar hiçbir zaman (TİP meclise girdiğinde bile) ÇEREZ olmaktan öteye geçemedi. Ama bir sosyalistin kendi partisi yerine bir DÜZEN partisine oy vermesinin o sosyalistin bilincinde açacağı yara çok zor onarılır. İşçi sınıfı için faşizm bile soysuzlaşmış bir soldan daha tehlikeli değildir. Dediğiniz gibi sonunda umudu allaha bağlarız :) AA.
09-06-2015 10:33 (241)
Bir beladan kurtulmaya çalışırken başka belalara gark olmak. Seçim sonuçları: AKP ağır kayıp CHP 135 ten 132 vekilik gerilemesi ve oylar yerinde çakılı kalması.Kazanan HDP ve MHP .Tarihte Faşizim aradan sıyrılır. MHP varlığından beri, ilkesiz omurgasız,fırsatçı,çıkarcı ve burjuva sofrasında kırıntılarla geçinendir. Bahçeli hemen seçim sonrası açıklamasıyla ''ne halt yerseniz hadi yiyin ''AKP nin eline düştüğünü hemen kavradı. ve kendimi ucaza satmam açıklamasıydı bu esasında. Bu durmda AKP hemen erken seçime gidemez yaralarını pansuman yapması için zaman ihtiyacı var. Erken seçime kadar kendisiyle geçirecek ortağa ihtiyacıvar.Olacak olan bena göre: MHP ile Erken seçime kadar verecekleri ama MHP bununla yetinmeyip erken seçim sonrası alacakları olacağı . Bahçelinin konuşmasının altında olanlar bence bu. Bu ülkede 40 yıldır Türk_islam sentezi oturtrulmaya çalışılıyor . gelinen yer burası olamakta .Bu durumda Kim kazandıyı sormak hakkımız. T.şen
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210328
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.