İlknur Arslanoğlu’nun haberi ve yorumu :
Bugün gazetelerde yer alan bir haber dikkatimi çekti:
Türkiye’nin lider gıda ve içecek şirketi Yıldız Holding, toplum sağlığının
geleceğine yönelik önemli bir adım atarak, dünyanın en köklü ve saygın bilim akademilerinden Harvard Üniversitesi Toplum
Sağlığı Fakültesi’ne (HSPH) 24 milyon dolar bağışta
bulundu. Fakültedeki Genetik ve Kompleks Hastalıklar Laboratuvarı, 10 yıl
boyunca Sabri Ülker Merkezi
(Sabri Ülker Center) olarak anılacak.
Şu anda aktif şekilde çalışmakta olan laboratuvarın başkanlığını, dünyaca ünlü
bilim adamı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil yürütüyor. Merkez, özellikle kronik
hastalıkların oluşmasını önlemek amacıyla Türkiye ve dünyadan bilim
adamlarının çalışmalarına ev sahipliği yapacak.
Sabri Ülker Merkezi’nin (Sabri Ülker Center) açılışı, ABD’nin Boston kentindeki Harvard Üniversitesi’nde geniş katılımla
gerçekleştirildi. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’in
katıldığı açılışa, Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi Dekanı Julio
Frenk ve Sabri ÜlkerMerkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in yanı sıra
çok sayıda isim katıldı.
‘Büyük bir ayrıcalık’
Ali Ülker, “Türkiye’den dünya çapında bir bilim kurumuna yapılan en büyük
bağışı gerçekleştirmiş olmak, aile olarak Türkiyeli olarak gurur verici. Bilime
ve inovasyona inancımız, toplum sağlığının geleceği için alanının en iyileriyle
işbirliği yapma vizyonumuzla bütünleşti” dedi. Türkiye’de ve dünyada toplum
sağlığının geleceğine olan sorumluluklarını yerine getirmeye çalıştıklarını
kaydeden Ülker, “Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi, dünyaca saygı
duyulan bir bilim kurumu. Bu kurumda ana dilimizi konuştuğumuz saygın bir bilim
insanıyla yolumuzun kesişmiş olması bizler için bir ayrıcalık” diye konuştu.
‘Tam zamanında bir bağış’
Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi Dekanı Julio Frenk
de, “Kronik metabolik bozuklukların tüm dünyada toplum sağlığını ciddi şekilde
tehdit ettiği dönemde, böylesine büyük bir bağış almış olmaktan çok mutluyuz”
ifadesini kullandı.
Sabri Ülker Merkezi’nin liderliğini yürütecek, Harvard Üniversitesi Toplum
Sağlığı Fakültesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Gökhan Hotamışlıgil ise, “Hem kişisel hem de mesleki bir rüya gerçekleşiyor. Bu
bağışla önümüzdeki 10 yılda yapmayı hayal ettiğimiz çalışmaların kesintisiz
olarak sürdürülmesi ve bu çalışmalar çerçevesinde Türkiye’den de birçok bilim
insanının yetiştirilmesi mümkün olacak” dedi. Hedeflerinin, toplum sağlığının
geleceği için beslenme ve metabolizma arasındaki ilişkiyi derinlemesine
inceleyerek, bu alanda yeni çığırlar açacak inovatif araştırmalara imza atmak
olduğunu belirten Hotamışlıgil, “Kronik kompleks hastalıkların önlenmesi ve
tedavisi yolunda önemli adımlar atacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
20. yüzyılın başından bu yana beslenmenin toplum sağlığına katkısının bilimsel
araştırmalar ışığında artırılması için Mısır gevreğinin
demir katkısıyla geliştirilmesi, tuzun iyotla desteklenmesi veya süte D
vitamini katkısı yapılması gibi sınırlı sayıda çalışmanın gerçekleştiğine
değinen Prof. Dr. Hotamışlıgil, şunları söyledi:
“Yapılan çalışmaların insan sağlığına büyük etkisi oldu. Sabri Ülker Merkezi
ile bu çağdaş araştırmaların daha derinine inerek, gıda öğelerinin
fonksiyonlarının ortaya çıkarılması, insanların kronik ve yaşlanma ile gelen
hastalıklardan korunması hedefleniyor. Bu merkezde yapılacak çalışmalar,
insanların uzun ve sağlıklı yaşamalarını destekleyecek.”
Araştırmalara fırsat tanıyacak
Sabri Ülker Merkezi’nde araştırmalar ve uygulama yöntemlerin yanı sıra, disiplinler arası çalışmalar ve teknoloji platformlarının geliştirilmesi hedefleniyor. Merkez ile Türkiye’den öğrenci ve araştırmacıların yanı sıra, tüm dünyadan da bilim insanlarına eğitim ve deneyim kazandıracak programlar hayata geçirilecek. Sabri Ülker Merkezi etkinlikleri arasında İstanbul-Boston dönüşümlü “Bilimsel Bienal” projesi de var. Bu Bienal, farklı coğrafyalardan bilim insanlarının araştırma yerlerini değiştirerek, farklı perspektif ve imkanlarla çalışmasını mümkün kılacak.
Yorum :
Gökhan Hotamışlıgil diyabet, obezite ve özellikle bunların moleküler düzeyde mekanizmaları ile ilgili yaptığı çalışmalarla dünya çapında ün ve ödüller kazanmış bir profesör. Halen Harvard Üniversitesi’nde görev yapıyor. Bir-iki ay önce Yıldız Holding’in Bilimsel Danışma Kurulu’na girdiği haberi yayınlanmıştı. O zaman da Ülker nelerin peşinde acaba diye düşünmüştüm. Ülker’in mısır şurubu ithalatını tekelinde bulundurduğu duyumlarını da daha önce almıştım, doğrulama yöntemini bilmiyorum, gazeteci olmak lazım… Bunun üzerine danışma kurulu haberi aklıma “acaba şekerin zararları konusunda bilim insanlarına geri adım mı attırılacak” sorusunu getirmişti. Ama bu da şart değil, yukarıdaki haberi okuyunca sermaye-bilim iş birliğinin çok daha ince yöntemleri olabileceği insanın aklına geliyor. Mesela arsa spekülatörlerinin önce arsa kapatıp sonra imar planını değiştirtmeleri gibi, önce bilim adamını yanına alırsın, sonra ona göre ürünler piyasaya verip “insanlara yararlı” olursun!
Yine aklıma ister istemez, bundan on yıl kadar önce Amerikan şeker lobisinin Dünya Sağlık Örgütü’nün beslenme piramidinde sağlıklı şeker oranını % 10 dan % 5 e indirmesi üzerine başkana (Clinton muydu?) şikayete gitmeleri geliyor. DSÖ ki, karbonhidratlı beslenme konusunda elini korkak alıştırmaz !
Şimdi sayın Hotamışlıgil’in hiç içini bozmadığını, bu ilişkileri bilimsel çalışmalara destek bulmak amacıyla yaptığına inandığını düşünüyorum. Bu sefer de aklıma bundan onbeş-yirmi yıl kadar önce Türk Pediatri Kurumu bebek bezi reklamlarına logosunu koyunca, bendeniz kurum yöneticisi hocayı (başkandı galiba ?), hem de tam o fakülteye kadro başvurusu yaptığım sırada eleştirmiştim de, o da zemin döşemelerini göstererek “almayalım da, bunlar için verdikleri 20 000 doları nereden bulalım?” demişti.
İlknur Arslanoğlu