Siyasette (ve her konuda) doğru düşünmenin yolları, engelleri (1)

DOĞRU DÜŞÜNMENİN YOLLARI

Düşünmek zor bir eylemdir. Genellikle sadece düşünür gibi yaparız. Doğru düşünme zihnin olgunlaştırılması için çok yoğun bir çaba gerektirir ki bunun başında bilgi üzerinde düşünmek (bilgi ya da bilim felsefesi), bunu takiben de dil ve matematik gelir. Dil bize düşüncenin malzemesi ya da yapı taşları olan kavramları verir. Ne kadar fazla yapı taşı olursa o kadar iyi. Ayrıca her kavram her dilde ve her toplumda farklı nüanslara, hatta anlamlara sahip olabilir. Bunların yarattığı bakış farklarının da bilincinde olmak gerekir. Matematik ise düşünme yöntemlerini geliştirir. Bu üç alanda geri olan toplumların uzun vadede fazla şansı yoktur. Batının hegemonyası en başta düşünce ve felsefe alanındaki üstünlükten kaynaklanır. Teknolojiden kamu yönetimine kadar şey buradan başlar. Şimdi diğer toplumlar da bu alana büyük önem veriyor. Bu alanda giderek geri kalan İslam toplumlarının sonu parlak görünmüyor. Durum böyle de olsa, biz gerekeni yapmaya çalışalım.

 

İyi düşüncenin önündeki başlıca engelleri (önem sırası değil aklıma gelme sırasına göre) şöyle ifade edebiliriz:

- İlgili verileri doğru şekilde toplamamak (çoğu zaman rast gele verilerden genelleme yapanlarla karşılaşırız).

- Doğru bağlantıları kuramamak (bu mantık eksikliğine delalet eder).

- Doğru değerlendirmeleri yapamamak (burada tarih felsefesi çok önemlidir).

- Önyargılardan kurtulamamak (çoğu düşünür bunu doğru düşüncenin önündeki en önemli engel olarak görür).

- İyi tanımlanmamış kavramlarla, bunları ne anlamda kullandığımızı bulanık bırakmak, karşımızdakinden de bu konuda açıklama talep etmemek.

- Doğru düşünme iradesi konusunda zayıflık, bu konuya gereken önemi vermemek.

- Doğru (veya yanlış) olmasını istediğimiz şeyin doğruluğuna (veya yanlışlığına) inanmak.

- Karşı fikirlere kapalı olmak.

- Duygulara kapılmak.

- Dezenformasyon ile bilgiyi ayıramamak.

- Kendini aldatmak.

- Çevre baskısı, ters düşmekten korkmak.

- Temel eğitim eksikliği (en başta dil, matematik, tarih ve coğrafya).

- Otoriteye boyun eğme eğilimi (empoze edilene karşı çıkacak cesarete veya kafa yapısına sahip olamamak).

 

Burada sözünü ettiğimiz şeyleri yapmak kolay değildir. En iyi eğitilmiş zihinler bile bazen burada söz ettiğimiz tuzaklara düşer. Bu ömür boyu gayret gösterilmesi gereken bir şeydir. Kestirme yolu yoktur.

 

DÜŞÜNME, YEMEK VE SİYASET

Düşünmek yaratıcı bir faaliyet değilse hiç bir şey değildir. Kör değneğini bellemiş gibi hep aynı şeyleri yapanlar düşünmekten korkanlardır.

 

Şimdi ev hanımlarının (veya mutfağa meraklı erkeklerin) büyük kısmını ele alalım. Çoğunluğunun repertuarı elli, bilemediniz yüz, hadi hatırınız için iki yüz çeşidin içindedir. Çok nadiren yeni bir yemek yapacakları zaman paniğe kapılıp reçete ararlar. Tutturamayız diye korkarlar. Halbuki yemek yapmanın birkaç düzine temel prensibini bilseler milyonlarca, hatta trilyonlarca farklı tat yaratabilirler. Sadece ana malzeme olarak yumurta kullanarak farklı proteinler, süt ürünleri, otlar, sebzeler, tatlandırıcılar, yağlar, kaplar ve pişirme teknikleriyle otuz beş ila elli milyon arasında farklı tat üretebilirsiniz. (Birkaç kez hesapladım, her seferinde varsayımlarınıza göre farklı çıkıyor.) Tabii bunların çoğu birbirine yakın tatlar olur, ayrıca yerel malzeme sınırlamalarınızla yumurtada ciddi farkı olan birkaç bin tat ancak yaratabilirsiniz ama zaten hayatınız boyunca birkaç bin çeşitten fazla yumurta tatmaya zaman da yok. Ayrıca çok sevdiğiniz çeşitleri sıkça yapıp yeni tat arama fırsatlarınızın bir kısmından vazgeçersiniz.

Burada mesele, temel prensipler üzerinden sonsuz yaratıcılıktır.

 

Şimdi ülkemizde siyaset yapmanın yolları deyince herkesin aklına üç-beş şey gelir. Toplantı yapalım, bildiri dağıtalım, yazılama ve afiş yapalım, kuş atalım, imza toplayalım doruk noktası olarak miting ve son. Belki birkaç şey daha. Bunlar neye hizmet eder meçhuldür. Hatta var olan potansiyeli bile öldürür mü, zararlı mıdır, faydalı mıdır düşünülmez. Çoğu zaman zararlı olduğunu da gördüm. Bilinen faaliyetleri zorlayarak insanları kaçırmışlardır.

 

Halbuki siyaset yapmanın da bin bir yolu vardır ama önce düşünmeye başlamalı. Ayrıca dünya deneylerini de okumalı. Büyük güçlerin sayısız düşünce kuruluşu var. Bunlara milyarlarca dolar harcıyorlar, en büyük beyinleri transfer ediyorlar. Ama bizimkiler doğuştan daha akıllı oldukları için arayışları yoktur, bilinen birkaç şeyin dışına çıkmaya gerek de duymazlar. Adeta kendi etraflarına bir daire çizip içine hapsolurlar. Ama bundan çok daha önemlisi yapılan işlerde değil, siyaset üretmekte yaratıcı olmamalarıdır. Ne öneriyorsun arkadaş. Slogan ötesinde ne öneriyorsun. Sağlık, eğitim, kentleşme, altyapı, savunma, tarım, hizmetler, adalet vs. de vs. konularında fikrin var mı? Dış politika desen "barış" diyecekleri garantidir ama nasıl bir barış, hangi koşullarda barış, çıkarlarını nasıl koruyacaksın deseler tıs yok. Al sana, o zaman destek de yok.

 

Düşünme yoksa ilerleme de yok.

Ha mutfakta, ha siyasette, ha başka yerde.

 

ELEŞTİREL DÜŞÜNCE İÇİN ...

İnternette bugüne kadar rastladığım en güzel sitelerden birisi olan "Brainpickings" özellikle "edebiyat" ve "sanat", kimi zaman da "bilimler" ve "düşünce" üzere çok güzel yazılar hazırlıyor. Birkaç gün önce rastladığım bir yazının ilginç noktalara dikkat çektiği kanısındayım. Eleştirel düşünce için 11 kural başlığı altında bir derleme yapmış. Aynen aldım. Hepsine katılıyorum.

 

1. Gök kubbe altında tün inançlar şu veya bu düzeyde bir teoridir. (Stephen Schneider)

2. Sizinkine uymadığı için başkalarının yargısını mahkum etmeyin. İkiniz de yanılıyor olabilirsiniz. (Dandemis)

3. Karşı çıkmak, tartışmak ya da inanmak için okumayın. Tartıp düşünmek için okuyun. (Francis Bacon)

4. Asla kendi hipotezinize aşık olmayın. (Peter Medewar)

5. Veriler olmadan teori yapmak çok büyük bir hatadır. Verilere uygun teori yapmak yerine, verileri, farkında bile olmadan, teorinize uyacak hale getirmek üzere eğip bükmeye başlarsınız. (Arthur Conan Doyle)

6. Bir teori tüm olguları açıklamaya kalkmamalıdır, çünkü olguların bir kısmı yanlıştır. (Francis Crick)

7. (Şemaya) uymayan şey en ilginç olanıdır. (Richard Feynman)

8. Bir yanlışı yok etmek, yeni bir gerçeği veya olguyu ortaya koymak kadar, hatta ondan da daha iyi bir şeydir. (C. Darwin)

9. Başınızı derde sokacak olan, bilmediğiniz şey değildir. Kesinlikle bildiğiniz ama asla bilmediğiniz şeydir. (Mark Twain)

10. Cehalet yanlıştan daha iyidir ve hiçbir şeye inanmayan, yanlış inanana göre gerçekten daha az uzaktadır. (Thomas Jafferson)

11. Tüm gerçekler üç aşamadan geçer. Önce alay edilir, sonra şiddetle karşı çıkılır ve üçüncü olarak da, "zaten belli bir şey" olarak kabul görür. (Arthur Schopenhauer)

 

M. Tanju Akad

 

Facebook
yorumlar ... ( 2 )
12-02-2014
12-02-2014 23:42 (1)
12. olarak Einstein'den çok sevdiğim bir aforizma önerisi: Ön yargıları yıkmak atomu parçalamaktan zordur.
16-02-2014 11:44 (2)
Çok iyi hazırlanmış bir yazı. Keyifle okudum, teşekkür ederim. Onur ŞAHİN.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211190
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.