Batı Karadeniz’de toplumcu tıp uygulamaları

Düzce Diyabetik Çocuklar Derneği’ne bağlı Amasralı bir inisiyatif geçtiğimiz hafta Amasra’da yemekli, çaylı bir toplantı düzenledi. Amasra Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen toplantıya Bartın ve Ereğli’den de diyabetli çocuk ve yakınları katıldı. Deniz kenarında afiyetli, neşeli, gezintili, eğitimli üç saat…

Etkinlik için 22 kişilik bir grup da Düzce’den gitti. Çocuklar için bir kısa tatil anlamına gelen bu yolculuğun katılımcılarından biri de 2 buçuk yaşındaki Furkan ve anne babasıydı. Karabük’te oturan Furkan Efe’ye bir hafta önce tip 1 Diyabet tanısı kondu ve Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastane’sinde yatmaktaydı genç dernek üyesi. Böylece taburcu olduğu gün ailesiyle birlikte Karabük’teki evine kadar bırakıldı. Bu hizmet düzeyi Küba’da bile yoktur :)

Hangi yaşta olursa olsun bir çocuğa şeker hastalığı tanısı konması ailede büyük bir şoka yol açıyor. Tabii aklı eriyorsa çocukta da. Düzce Tıp Fakültesi’ndeki uygulamada bu durumda genellikle tecrübeli diyabetik çocuklar ve aileleri yeni geleni hemen ziyaret ediyorlar ve dayanışma, bilgilendirme, topluluğa kabul orada başlıyor. Eğitim ve dayanışma Perşembe toplantıları ve yılda altı yedi kez yapılan bahsi geçen Amasra’dakine  benzer etkinliklerle sürdürülüyor.  Çocuklar böyle birlikteliklerde diyabeti yaşarken tek olmadıklarını kendi başlarına keşfediyor ve dile getiriyorlar.

Bir süre sonra pek çok çocuk ve ailesi “iyi ki diyabet olmuşuz” demeye başlıyor. Tabii bunu daha çok coşkulu zamanlarında söylüyorlar. Hastalık zorlu bir hastalık.

Düzce’den gidenlerden ikisi de Şırnak’tan gelen bir çocuk tarım işçisi ve onun her şeyinden sorumlu genç ablasıydı. O gün için izinliydiler. Abla her sabah 5’te kalkıp işçilerin kahvaltısını, sonra da öğlen yemeğini hazırlıyor, sonra da akşam yemeğini. Sabah ve öğleyi halletmiş gelmiş, ama akşam yemeği için problem çıkmış. Çocuk tarım işçisine de geçen yıl Düzce’de tanı konuldu ve uzaktan izlemi devam etmekte. Aile topluca Düzce, Hendek çevresine geliyor her yıl işçilik için. Bir aylık güç çalışma, uzun yolculuklar sonucunda, masraflar düşüldüğünde ellerinde tam 500 lira kalıyor! Yanlış okumadınız yazı ile beş yüz lira.

Türkiye’de asgari ücretin de altında yaşayan milyonlar var.

Çiğdem Gürdal Halıcıoğlu’nun ön ayak olduğu bu etkinlikten sonra sıra, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü etkinliklerinde. Dernek şu anda 147 üyeli ve 1000’e yakın insanı kapsıyor. Piyangodan çıkıp yeni katılan üyelerle her yıl gittikçe genişliyor, hastalık etki alanını genişletiyor, ama dayanışma da…

Kaan Arslanoğlu

 

Facebook
yorumlar ... ( 4 )
16-09-2013
16-09-2013 08:29 (1)
Ne güzel şeyler yapıyorsunuz... "Bir şeyin ucundan tutmak" asıl bu! Bu yapılanlar dünyanın en güzel "makalelerinden" biri olmalı... O. Gürsel
20-09-2013 22:43 (2)
Her Yaz okulu, her yaz kampı, her gezi ve her 14 kasımdan sonra gelecek yılın etkinliklerini dört gözle bekleyen dernek üyeleriyiz. Yorgunluğu bile haz veren bir dayanışmanın içinde yer alabilmenin onur ve gururunu yaşayan şanslı insanlardanım. Bu güzel ve yalın anlatımınız için teşekkür ediyorum. Kaan bey iyi ki varsınız. İsmail Hakkı Aslantaş
22-10-2013 13:45 (3)
Kaan Dostum Merhaba, Yazını okuyunca çok duygulandım. Çabanızı kutluyorum. 25 yıldır "şeker"le barışık yaşayan biri olarak, böyle paylaşımların çok yararlı olduğunu biliyorum. Antakya'da iken böyle bir derneğin üyesiydim ama Ankara'da böyle etkinliklere pek ihtiyaç duyulmuyor mu, ben mi haberdar olamıyorum, gelişmelerden yana bihaberim. Bilgisi olan varsa temas kurmak isterim. Müslüm Kabadayı
22-10-2013 22:00 (4)
Müslüm bey, fiziksel mekanı olan bir dernek bilmiyorum ama facebook gruplarını izlerseniz anlayışınıza uygun birileriyle iletişim kurar, yaptıkları etkinliklerden haberdar olursunuz, Diyabet Sofrası, Düzce Diyabetli Çocuklar Derneği (bazen erişkinleri de konuk ediyor), Diyabetim Ben, Diyabetiz Biz, bazı örnekler. Saygıyla. İlknur Arslanoğlu
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211351
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.