Big Brother “Taş Devri Beslenmesi”ni çaktırmadan onayladı

Ne kadar engellemeye çalışırsanız çalışın "doğru" denen şey, yeşil sürgün gibidir, taşı-betonu deler kafasını bir yerden kaldırır.

Bundan 15 yıl önce Ahmet Aydın Hoca'nın sözlerini işiten hekim arkadaşlarımız, diyetisyenler, aydınlar gülüp geçiyor, üsteleseniz alaya alıyorlardı. Bilimi cebe attıklarını, bilimi bitirdiklerini sanıyorlardı konserve-tif akıllar. Onaylanmış bilim rehberleri dağarcıklarında, aşağılıyorlardı yeni duydukları her şeyi.

Yumurta mı yemeliymişiz? Hadi oradan, siz hiç kitap okumaz mısınız? Tereyağı mı zararlı değil? Bunlar çıldırmış olmalı, kendilerini göstermek isteyen "show" düşkünü budalalar! Asıl tehlike şeker-karbonhidrattan mı geliyormuş? Yok, yahu, siz Amerikalıdan, Avrupalıdan daha mı iyi biliyorsunuz! Bilim böyle şarlatanlara tokadını indiriyor, kendinize gelin, yoksa sizi şikayet ederiz.

Ahmet Aydın Hoca'nın burnundan getirdiler her yeni paylaştığı bilgiyi, bilimsel araştırmayı. Öyle marjinal şeyler olabilir, ama bunlara çoğunluk onayı yok, bunların kanıtı yok, dediler. İnsanların sağlığıyla oynuyorsunuz dediler, tehdit ettiler.

Son dört-beş yılda o kadar çok bilimsel yayın, o kadar deneyim yığılmaya başladı ki, geri basmak zorunda kaldılar adım adım. Yavaş yavaş, çaktırmadan, ama öncüye hakkını vermeden, onu aşağılamaya devam ederek. Daha önce yumurta denince kıyameti koparan TV yıldızlarının ağzından hece hece dökülmeye başladı: Günde bir iki tane yiyebilirsiniz canım, sarısını ayırarak. Sonra sarısı da girdi konuşma haznelerine. Tereyağı azcık olabilir. Kırmızı et, abartmadıktan sonra o da faydalı, zaten söylemedik mi bunları. Şekeri azaltmakta fayda var. Çayı şekersiz için, deneyin bakalım, öyle güzel oluyor ki...

Sanki kendi buluşlarıymış bunlar, ezelden beri aynı lafı ederlermiş... Derdimiz sonda söyleyeceğimiz şey olmasa, aman deriz, umurumuzda değil, kim ne zaman ne söylemişse söylemiş, bugün doğruya geldi ya, önemli değil.

Öyle bakmak gerek tabii esasta. Ama bir şey var, bir çekince. Nasıl bir çekince, son paragrafta belirtiriz. Şimdi size peş peşe üç haber:

HABER 1- Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Sağlık Örgütü, çocuk ve yetişkinlerin aldığı enerjinin yüzde 10'dan azını basit şekerlerin oluşturmasını tavsiye etti. Bunu yüzde 5'e, yani günde 6 çay kaşığına, düşürmenin ise sağlık açısından daha faydalı olduğu vurgulandı. Habertürk 5 Mart 2015

HABER 2- Tereyağının zararlı olmadığı itirafından sonra ABD'den yeni bir hamle geldi. Amerikalılar için hazırlanan diyet rehberinde revizyona giden uzmanlar, 300 miligram olan kolesterol üst sınırını listeden çıkardı. Gerekçe olaraksa yüksek kolesterollü besinlerin kalp krizi ya da felç riskini artırdığına dair herhangi bir kanıt olmadığı gösterildi.

ÖNCE TEREYAĞI AKLANDI...

Bilim insanları tarafından 1983'ten bu yana her fırsatta dile getirilen 'tereyağının zararları'na ilişkin net bir bilimsel kanıt olmadığı ortaya çıktı.

30 YIL SONRA GELEN İTİRAF

Şimdi de ABD hükümeti, Amerikalılar için hazırladığı diyet rehberinde yüksek kolesterollü yiyeceklerin tüketilmesine karşı herhangi bir uyarı yer almayacağını açıkladı.

"Amerikalılar İçin Diyet Rehberi" adlı tavsiye kararlarında şimdiye kadar günlük alınan besinlerdeki kolesterol miktarı için üst limit 300 miligramdı. Bu da yaklaşık bir parça tereyağı ya da iki küçük yumurta veya 300 gramlık kırmızı ete denk geliyor.

"KANIT YOK"

Beslenme uzmanları geçmişte kolesterol oranı yüksek yiyeceklerle beslenmenin, kalp krizi ve beyin arterlerinde plak oluşumunu yükselterek felç riskini artırdığına inanıyordu.

Fakat 2015'te hazırlanan rehberde, kolesterol tüketimi için bir üst sınır yer almayacak. Zira ABD Tarım Bakanlığı'nın açıklamasına göre; eldeki veriler, diyet kolesterolü ve serum kolesterolü arasında kayda değer bir ilişki olmadığını ortaya koydu.

Uzmanlar buna karşın, 2015 yılı için hazırladıkları rehberde, kolesterolü etkileyen doymuş yağ oranı limitini yüzde 8'e indirdi. Söz konusu oran 2010 yılında yüzde 10'du.

"KOLESTEROL KAYGI VERİCİ DEĞİL"

Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgide, "Kolesterol, aşırı tüketim halinde kaygı verici bir besin değil" ifadesi yer aldı.

14 tanınmış beslenme, tıp ve halk sağlığı uzmanı tarafından yapılan bu değişiklikler, hemen resmiyet kazanmayacak. 45 gün içerisinde konu hakkında tartışmalar devam edecek ve 24 Mart'ta ABD'nin Maryland eyaletinde kamuya açık bir toplantıda müzakere edildikten sonra yürürlüğe girecek.

23 Şubat 2015- Habertürk

HABER 3- ABD’nin saygın dergisi TIME’ın Haziran baskısında ABD’de son 40 yıldır kronik boyutlara varan kilo problemlerini düşük yağlı diyetlerin artırdığı ve yağ tüketiminin azalmasına bağlı olarak birçok sağlık probleminin de çoğaldığı belirtiliyor. Makaleye göre, doymuş yağ tüketiminin azaltıldığı 1980 ila 2012 yılları arasında Tip 2 diyabet vakaları ülkede yüzde 166 oranında arttı. Doymuş yağ oranı düşürülen ürünlerin çoğu bugün ciddi boyutlara ulaşan obezite ve diğer hastalıkların tetikleyicisi tatlandırıcılar, yağlar ve bir takım kimyasallar gibi zararlı katkı maddeler içeriyor. Yine doymuş yağ tüketiminin azaltılmasıyla ruh hastalıkları da tesadüf olmayacak ölçüde sık rastlanır oldu. Yağlanmada, karbonhidratların yağdan daha çok rol oynadığına dikkat çekiliyor. Zira vücuda girdikten sonra glikoza dönüşen karbonhidratlar kanda yükselen şeker oranının dengelenmesi için pankreasın daha çok çalışmasına yol açıyor. Bu da glikozun yağ olarak depolanmasına yol açıyor. Aşırı çalışan pankreas birçok hastalıkta rol oynuyor.

ntvmsnbc 24 Haziran 2014

BU ÜÇ HABERİN TEK TEK VEYA BÜTÜN OLARAK ANLAMI AÇIKÇA ŞUDUR: ABD HÜKÜMETİ VE DSÖ "TAŞ DEVRİ BESLENME ANLAYIŞI"NI RESMEN ONAYLAMAK ÜZERE. BUNU ELBETTE BÖYLE SÖYLEMEZLER. İÇLERİNDEKİ HALA GÜÇLÜ KONSERVE-TİF KAFAYLA DAHA FAZLA ÇATIŞMAMAK İÇİN, ÖNCÜ BİLİM İNSANLARINA DA PAYE VERMEMEK İÇİN. YÜZ MADDE ÜSTÜNDEN 2-3 MADDEDE FARKLI ŞEYLER SÖYLÜYORLAR YİNE. DOYMUŞ YAĞLARLA İLGİLİ MADDE KENDİ İÇİNDE ÇELİŞİYOR MESELA. ŞEKERLİ VEYA ŞEKERSİZ OLDUĞUNA BAKMAKSIZIN MEYVE YEME ÖNERİSİ DE KARIŞIKLIĞA GELMİŞ. BÖYLE UFAK TEFEK BİRKAÇ AYRILIK OLACAK Kİ (GÖRECEKSİNİZ ONLAR DA DÜZELTİLECEKTİR) KONSERVE-TİF KAFALAR DAHA FAZLA BAĞIRMASIN, YATIŞSIN. SİYASİ İŞLER BUNLAR.

Şimdi işin patenti kimde sorumuza tekrar dönebiliriz. Tabii ki birtakım batılı bilim insanları getirdi bu doğruyu buraya dek. Jeff Volek, Loren Cordain vb. Onlar da aşağılandılar, onlar da çok kakalandılar. Türkiye'de olayı Ahmet Aydın başlattı. Türkiye'nin dünyaya katkısını hiç küçümsemeyin, bilimin buradaki kolu olarak Ahmet Aydın'ın kuşkusuz uluslar arası etkisi olmuştur. Geliştirdiği bütünsel sistem zaten yerli-yabancı birçok çevrenin ilgisini çekmişti. En azından İlknur Arslanoğlu'nun bu konudaki iki uluslar arası kongre bildirisi dikkat toplamıştı. (Dünya Çocuk Diyabet Kongresi 2012 ve Avrupa Obezite Kongresi 2011)

Ahmet Hoca'ya bir meslektaşımız TV programında demişti ki: "Bir kere siz çocuk hastalıkları metabolizma uzmanısınız, yetişkinlere dair fikir belirtemezsiniz." O da demişti ki, "Aynı dedem gibi konuştunuz, o da öyle derdi, çocuk doktoru olacağına biraz daha okusaydın da büyük doktoru olsaydın."

Ne zaman neyi kimin savunduğu bir bakıma önemli değil. Ama bir bakıma önemli. Ahmet Hoca gibi öncü bilim insanlarının kendi fikirlerine bile kutsalmış gibi bir bağlılıkları yoktur. Taş devri beslenmesinin esasta yanlış olduğunu gösteren ciddi bir kanıtla karşılaşsa veya daha iyi bir yöntemin bulunduğuna dair bir işaret alsa, o saniye terk ederdi eski anlayışını. Bu işe en az 20 yılını vermiş olsa da. Kendimiz için o kadar cesaretli konuşamıyoruz, ama dünyaya bilimsel bakan biri böyle tutum almalı.

Yakın bir zamanda muhtemelen başka isimler altında "ulu büyük uzmanların" büyük çoğunluğu taş devri beslenmesini önerecek. Ama 1- Onu da satmak için, para kazanmak için, bilimsel doğruya bağlılıklarından değil, paleo-tozları pazarlanmaya başladı bile, 2- Bu egemen çoğunluk, yeni bir görüş, yeni araştırmalar çıktığında onlara karşı da direnecek, onaylanmış görüşleri bağnazca savunacak, yeni görüşleri savunanların fikirlerini yaygınlaştırmamaları için her türlü engellemeye başvuracak, o insanlara Ahmet Hoca'ya ettikleri gibi eziyet edecek.

Ahmet Aydın için çıkarsız, yansız bilim disiplini içinde bilim çok önemliydi, biz de böyle bir yol takip etmeliyiz.

Yabancı kaynaklardan daha geniş okumalar için üç bağlantı verdim. İkincisi ABD hükümetinin yayınlamakta olduğu beslenme rehberinin henüz taslak aşamasında olan orijinal geniş kaynağıdır.        

http://edition.cnn.com/2015/02/19/health/dietary-guidelines/

 

http://www.health.gov/dietaryguidelines/2015-scientific-report/

http://www.cbc.ca/news/health/old-cholesterol-warnings-steeped-in-soft-science-may-be-lifted-in-u-s-1.2953462

Kaan Arslanoğlu

Bu yazı geçen hafta www.beslenmebulteni.com  sitesinde de yayımlandı.

Facebook
yorumlar ... ( 51 )
20-03-2015
20-03-2015 18:49 (1)
a) dananın kuyruğu b) kızılca kıyamet c) 2. d-vitamini muharebesi d) 3. kolesterol savaşı e) hepsi! abov ki ne abov. toz, duman, kan ve dahi gözyaşı beklemekte. hadi bismillah, ya allah! a.y.a.
20-03-2015 22:34 (2)
Doymuş yağı yüzde onla sınırladığına dikkatinizi çekmek isterim.Taş devrinde doymuş yaş kısıtlaması yok. Ben de başarılı bilim adamlarımızı görünce duygulanıyorum. Ama nesnellikten uzaklaşmamalıyız. Taş devri diyetinde şeker hiç yok, kılavuzda yüzde onla kısıtlanmış. Yani kılavuz, kırmızı eti ve şekeri sınırlamış. Koroner arter hastalığı olmayan normal popülasyonun diyeti olduğunu da unutmayın. Meyve taş devri diyetinde yassak, yeni kılavuzda ise meyve önemseniyor (Sizce nedeni belli). Tam tahıllı yiyecekler yeni kılavuzda salık veriliyor, taş devrinde unun hiçbir türüne izin yok. Tam tahıllıların, koroner arter hastalıklarından, kolon kanserinden ve diyabetten koruyucu etkilerini biliyoruz. Önermenize bir de tersinden bakalım. Amaçları toplumu hasta etmekse, taş devrini kabul etmelerinden endişelenmemeli miyiz?
20-03-2015 22:44 (3)
2 numaralı kıymetli kardeşim, her şeyi nasıl yanlış ve ters anlarız adlı bir kompozisyon ödevinden mi bu alıntı? Yoksa siz mi yazdınız çocuğunuz için? Doymuş yağ oranını yazı içinde belirttik. Bu bir çelişki gibi görünüyor. Hiç denememiş olduğunuz için herhalde bilmiyorsunuz, doymuş yağları fazla yiyemezsiniz zaten, yani yine de %10'da bizim için problem yok. Taş devri diyetini hiç bilmeden yorum yazma özgüveninizi de kutlarım. Herkes sizin gibi olmalı. Bir şeyi bilmeden şöyle böyle diyebilmeli. Eski başbakanımızı örnek alıyor olmasınız. Taş devri beslenmesinde hiçbir şey yasak değildir, şeker ve un ve de ekmek, hiçbir şey. Ama bunların olabildiğince az alınması önerilir. Haftada bir iki gün tatlı yiyebiliyoruz örneğin. Her gün bir iki dilim ekmek keza. Karbonhidretı yüzde 20 altında tutmak hedeflenir. Bazı günler yüzde 40'a kadar yolu var. Bir şeyi eleştirmeden önce öğrenin. Önermeleri toplumu hasta etmekse taş devrini niye kabul ettiler. Bu düşük mantığa cevap bile yok. K.A.
21-03-2015 09:52 (4)
tam tahılların kolon kanserinden koruyucu etkilerini biliyomuş adsız arkadaş. valla ben bilmiyorum. bana da anlatsa ya... yani şunu yazalı 2 hafta olmadı be güzel gardeşim. kanıta dayalı pıt diye diye kendini pareleyen de sizsiniz. kanıt değeri ihmal edilecek kadar düşük şehir efsanesini burnumuza kanıt diye dayayan da... bu ne ayak? mucks. anladınız siz onu. a.y.a.
21-03-2015 21:41 (5)
Pubmed'e, cochrane'ne'e ole grain colon ca" yaz. Oku, doktorsun sen de, dil de biliyorsun. Araştır biraz. Yüzlerce yayın var.
21-03-2015 21:42 (6)
Vejeteyan diyetin kolorektal kanserden koruduğunu gösteren makale: http://archinte.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=2174939
21-03-2015 21:42 (7)
Tam tahıllarla ilgil en son makale: http://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/jf506361r . Bu makalede tam tahılların neden kolon kanserini azalttığı açıklanıyor. Daha önceki çalışmalar ve kanıtlara çalışmanın linklerinden ulaşılabilir.
21-03-2015 21:42 (8)
Yüksek mantığınızda kanıtsız atış bol. Biz kanıt gösterince, en olmayacak yazılar, "alın size kanıt" diye sunuluyor. Big brother he mi? Maden big brother sonunda sizin dediğinize gelecek niye kanıt bekliyoruz? Sizin söylediğinizden farklı sonuç çıkarsa sizi mi altın standart kabul edeceğiz? Tam tahıllarla ilgili yeterli kanıt yokmuş. D vitaminiyle ilgili var mı kuzum?
21-03-2015 21:42 (9)
Anlatıyorum da Sanbaya takılıyor.
21-03-2015 23:39 (10)
8 nümero, siz kimsiniz, biz kimiz, kanıt nedir, kanırttan farkı nedir? İsimsiz insan (yoksa robot mu, belli değil), yarımları yorum diye yayımlanmaya devam ederse kim onaylıyor bunları kim onaylıyor, kanıt nedir, kanıt nedir, saçmalık nedir. İsimsiz ad ismine güvenmiyor, hangi yüzle kanıttan bahsediyor, yüzsüzlüğü kim teşvik ediyor?
22-03-2015 09:53 (11)
Kırmızı etin kolon kanserini arttırdığını gösteren metaanalizi de ekleyelim, yanlışları düzeltelim, barsaklarınızı yakmayın. http://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0020456
22-03-2015 10:20 (12)
4'te ne yazmışım? "Kanıt değeri"! 6'da kendi çapında bana yanıt gönderen kişinin misal verdiği makalenin tam metnine erişemedim. İstatistiği değerlendiremedim. Diet kuesçıneyr ile bu iş yapılmaz. Bilimde hipotez oluşturmak için bu yöntem bazı hallerde izlenebilir. Prospektif randomizasyon var mı? Yok. Neden-Sonuç ilişkisi kuramazsanız o çalışmayı hygienic paper olarak kullanın. 7'yi yazan kafa sanırım aynı. Azıcık okuma biliyosanız (yazma bilmenize gerek yok), o yazının esasında gıda katkısı kullanımı için cevaz vermek üzere tasarlanmış endüstri destekli çalışma olduğunu bi gözünüze sokmadıklarını göreceksiniz. 5'i yazan D.beyoğlum, Edirneli miydin sen? Whole grain'i nası yazmışın? Akıllı telefondan yazınca öyle antinguntin yanlışlar oluyo. Dikkat et! 8'e... Ben vitamin-D ile ilgili ne savundum? Hiç. Taraf algısıyla yorum yazma. KBE için laf sokmaya kalkma. Ben bi hipotezden bahsediyorum. Sen bana laf yetiştirmeye ve bunu Ortaylı falan üzerinden yapmaya yelteniyosun. Yapma. a.y.a.
22-03-2015 10:21 (13)
Ah ah. İşte metodolojiden anlamayan ademoğullarına internetten atışselbez imkanı verilince böyle oluyo. Metaanaliz diye burada zikredilen şeyin ne olduğunu açıklayan bi yazı var. AYÜ nam yazarın. Okuyun. Anlamayanlar için ben Metodoloji for Dammiiz yazısını yarına yetiştiricem inşallah. Öperim. a.y.a.
22-03-2015 10:26 (14)
11 numaranın galiba kolonunda kanser var. Ciddi belirtilerden biri: Keçi pisliği şeklinde kanırt bırakıyor teker teker. Bu kişi bir kişi mi on kişi mi, her seferinde farklı kişi mi? Bu kişi-ler böyle koyun-keçi pisliği gibi bir yerlerden bulup ve alaka kurmadan bağlantı vermeden kanırt bırakırsa burayı bilim tartışması mekanına değil, ağıla çevirirler. Lütfen birazcık sorumluluk, asgari düzeyde nezaket, en minimal düzeyde şeffaflık. Bırak yürü bırak yürü kimsin nesicisin bu kırmızı et kolon kanseri yapar toparlağını niye bıraktın?
22-03-2015 17:20 (15)
Prospektif randomizasyon yapan olursa ona da bakarız. Bunlar olmadığında elimizdeki en güvenilir veri neyse ona bakıyoruz. Şekerli ve diyet içeceklerle de prospektif çalışma yok ama zararlı olduğunu biliyoruz. Sigarayla yapılmış prospektif randomize çalışma da yok. Liste uzar gider.
22-03-2015 17:20 (16)
Bulgur intoksu hangi prospektif randomize çalışmada göstermişlerse, ben bulamadım. Metaanaliz de yok, kuesçıneyr de yok.
22-03-2015 18:44 (17)
Tayfun Yılmaz adlı gencin Hitler vine'ları serisinde haritalı olan bi sahne var. Şimdi şu adsız süpzek kardeşe aynen öyle sesleniyorum içimden. Müdüriyete de hürmetz. D.beyoğlum isimsiz çıkmaya aynen devam. Metodoloji dersi yarın. a.y.a.
24-03-2015 13:19 (18)
Sevgili Kaan, yazıda verdiğin linkler çok faydalı. Özellikle 2015 Diyet Kılavuzları Danışma Kurulu (DGAC) Amerikalılar için Diyet kılavuzu'nun "Executive Summary" bölümünün 115-117. satırları arasında "DGAC tarafından incelenen toplam kanıt kütlesi sağlıklı diyetin sebze, meyve, tam tahıl, düşük yağlı ya da yağsız süt ürünleri, deniz ürünleri, baklagiller, fındık (nuts: ceviz v.s.yi de içeriyor) tan zengin, alkolü mutedil (erişkinler için) kırmızı ve işlenmiş eti daha az, şekerle tatlandırılımış yiyecek ve içecekleri ve işlenmiş tahılları az içerir biçimde tanımlamaktadır. " ifadesine rastlıyoruz. Daha aşağısında ise sebze ve meyvenin her bildirimde tutarlı olarak sağlıklı diyetin parçası olarak tanımlandığını, tahıllarla ilgili kısmi çelişki bulunsa da orta-güçlü kanıta sahip oldukları, düşük yağlı/yağsız süt ürünleri, baklagiller, alkol, fındık v.s.'nin her zaman yararlı olarak bildirilmediği, yüksek kırmızı et ve işlenmiş et alımının ise daha düşük alıma göre zararlı olduğu
24-03-2015 13:20 (19)
hususunda orta-güçlü kanıt bulunduğu zikrediliyor. Diğer, görece "sansasyonel" kaynaklara bakıldığında da biraz laba-luba dışında bu söylenenlerin çok dışına çıkılmadığını görüyoruz. Ez cümle; meşhur 7 ülke çalışmasının ve yanlış yorumlanmasının doymuş yağların yanında sağlıklı doymamış ve çoklu doymamış yağları harcayarak yerine karbonhidratlar, işlenmiş gıdalar ve trans yağları koyarak obezite ve insülin direncini arttırdığını ama yapılacak şeyin aslen doymuş yağları değil doymamıış yağları sebzeyi, meyveyi arttırıp, karbonhidratları, trans yağları, tuzu, işlenmiş gıdaları "sıfırlamak" olduğunu anlıyoruz. Yoksa yanlış yere mi bakıyorum? Diğer yandan firmacı-kolesterolcülerin en hızlılarından Steve Nissen'in de ilk linkte yer alması çok manidar. Olumsuz örnek ver desen tek geçerdim. Hal böyleyse birazdan tv'da bunların arkasında duracağım. Teşekkürler. Sayın Kara; "Sihir'e inanır mısınız?" yazım travaya girmiştir umarım. Sevgiler&Saygılar Y.Ü.
24-03-2015 13:30 (20)
Yazımda her şeyin izahını özet olarak yaptım Sevgili Yağız, aynı şeyleri yinelemeyeyim. Bu rehberin hazırlanması bilimle olmuyor yalnızca. Müthiş bir gıda endüstrisi ile ve de tabii zikrettiğin ilaç sektörüyle çata çat mücadele ve sokak sokak ev ev çatışarak oluyor. Şeker lobisinin ABD hükümeti ve DSÖ üstünde baskı kurarak on yıllarca yüzde 10 barajını engellediklerini herhalde biliyorsundur. Bol meyve yiyin lafı eski sayfalardan kalma şit kalıntısı, aman sen yapma. Bol meyveyi hergün sıkı spor yapan veya beden işinde çalışan insanlar yiyebilir. Bol meyve demek bol şeker demektir. Bunların hepsi yıl yıl kalkacak. Ama senin anlamaz ayaklarına yatıp konservatizmi, eskiyi, bu kadar sıkı savunmana cidden kafam bozuluyor. Bunları köşedeki bakkal anlıyor, gösterdiğimiz kanıtları ortaokul mezunları idrak ediyor, bir grup doktor anlayamıyor nedense!! Anlama kardeşim, istediğin gibi ye iç, istediğin ilacı tavsiye et, TV lere çık ve biz nersek tersini de, misyonun bu mu? Öbür dünyada hesaplaşırız :))
24-03-2015 14:46 (21)
Senin bir Saman Adam tanımın var SOLda, onu sonraki yazıma koyacaktım, önceki çıkarsa tabii, okuyucular bulup baksınlar. Önceki yazımda da bir b.k yok ama artık anlayamıyorum olan biteni. Yazdıkların kendi verdiğin kaynakla tutmuyor, okumamış ya da anlamamışsın, ya da görmek istemiyorsun. Ben de neyi atlıyorum diye soruyorum, çünkü yeterince hakim olmadığım bir konu. İşine gelmeyene giydirdiğin sinsilik bende yok. Yazııştık da bunu. Buradaki eksikliğin bana şunu bunu atarak çözülemeyeceğini insan sırf senin yazdıklarından-öğrettiklerinden öğrenebilir. Bu kadar atarlanmaya gerek yok. Bir saati geçkin gönderdiğim yorumumun senin yorumundan 10 dakika önce çıkmasını nasıl anlamalıyım? Son bu konudaki yazım da doğrudan senin saldırınla çıkmıştı. Yapma bunları. Bu kadar zamandır yüzyüze bakıyoruz. Ben ilaç geliştirmesinin ve üretiminin devlet/toplum kararıyla/eliyle yapılması gerektiğini düşünen biriyim. İlaç firmalarıyla irtibatım var, genellikle çalışma ve çıktılarını denetlemek yönünde.
24-03-2015 14:46 (22)
İşim bu; hipertansiyonla uğraşıyorum diye tansiyon hastası mı sayılmalıyım? -Hoş bu gidişle yakındır-. Firma sözcüsü diyenin alnını karışlarım. İlknur’un tavsiyesiyle taş devri diyetine başladığımı, sıvı karbonhidrattan vaz geçemediğim için sürdüremediğimi de biliyorsun. Yine de modifiyesiyle 3 kilo verdim. Hala bu pejoratizm nedir? Bu konuda yaptığın havayla ortaya koyduğun birbirini tutmuyor, o kadar! Yazıya gelen yorumlara baktın mı? Bir isimsiz, çekinik muhalif, bir de a.y.a. o da kendi konusuyla sınırlı. Hani “aklınıza-emeğinize sağlık”lar? -Bana inat yazar birileri birazdan-. Hani tartışma? Zaten öyle hazırladın ki, “gerçeği patlatacağım, karşı duranın da aklını alırım!” havasında. Evet, köşedeki bakkal, ortaokul mezunu, bana yüzlerce ipe sapa gelmez mail atan mühendis, taşradaki kindar, çıkma hoca-televizyon yıldızı anlar ancak bunları. Çıkanların en “profesörü” olduğum için çıkarım tv’a –bu arada program iptal oldu, uçak düşmüş, komplo mu acaba?- uygun gördüğüm ilacı da
24-03-2015 14:46 (23)
“önermem”, yazarım, memleketin 29 senelik hekimiyim. Hesaplaşacak bir şey yok, delikanlı ol, ciğerimi ye ☺ YÜ
24-03-2015 15:02 (24)
Yağız Hocam, "işine gelmeyene giydirdiğin sinsilik" de ne demek? Hadi buna takılmayayım. Doktorlara, tıp profesörlerine karbonhidrat nediri anlatmaktan illallah ettik. 1001. kez tekrar: Meyvelerin büyük çoğunluğunda yüksek oranda früktoz vardır. Yani ŞEKER, YANİ KARBONHİDRAT. Karbonhidratları kısıtlayın, hatta senin dediğin gibi (orada öyle yazıyor ya!) SIFIRLAYIN dedikten sonra bol meyve yiyin demek tam bir zırvadır. Bu rehberlerin nasıl hazırlandığını anlattım. Madde madde çarpışarak. Bir sürü menfaat şebekesini ikna ederek. O madde tam bir zırva ve o yüzden diyoruz birkaç yıla kalkar. Sense biz ne dediysek cımbızla illa tersini buluyorsun. Orayı anlatıyoruz işte. Bakkal anlıyor, sen de artık anla biraz. Bu alttaki yorumların istatistiği de ne, onu anlamadım. Bu ülkede tüm dirence karşı milyonu aşkın insan bunu anlıyor ve taş devri diyeti yapmaya çalışıyor. Faydasını da görüyor. Ölçümler elimizde. Sevgiler. Kaan A.
24-03-2015 17:27 (25)
Kalp damarlarımda bir bypass ve iki stent var. Taş devri diyeti savunucularından bugüne kadar benim gibi kalp hastaları için özel bir uygulama önerisi duymadım. Yani, "şunları yiyin şunları yemeyin, ama kalp hastaları da şuna dikkat etsinler" gibi bir cümle...(Belki demişlerdir, ben duymamış ta olabilirim). Bir hasta olarak sorum şu: Taş devri diyeti kalp hastalarına da aynı şekliyle mi öneriliyor? (Bu arada, meslek olarak damarları soba borusu tekniğiyle açma projeleri geliştirenlerin de bulunduğu grupta olduğumu, yani Makina Mühendisi olduğumu da belirteyim:))Saygılar, Alev İşler
24-03-2015 17:33 (26)
Kıymetli Alev Hocam, Taş Devriciler en çok bu konuda söz söylemişlerdir, o kadar çok şey söylemişlerdir ki, yani o kadar olur :)) Şaka bir yana, konuyla herhalde çok az ilgilenmişsiniz. Düşük Karbonhidratlı diyetle (Taş Devri) farelerde damarların açıldığını gösteren bir fare çalışması Düzce'de bile (bileyi size yakınlığı anlamında söylüyorum) yapıldı. Meryem Çam Hoca yaptı bunu. Taş Devri beslenmesi kalp damar hastalıklarında hayati önemde, hem koruyucu hem tedavi edici anlamda. Çalışmalarda bırakın damar tıkanmasını azaltma, tıkanmış damarların bile açılmaya başladığı gösteriliyor. Yukarıdaki gibi. Farelerden kıymetsiz misiniz? Saygılar, sevgiler. Kaan
24-03-2015 20:56 (27)
Yağız Bey, bilgilerimize ve duygularımıza tercüman olmuş. Meyvenin zararını gösteren hiçbir bulgu yok. Tatlı bir elmadan en fazla alacağınız şeker 23 gramdır. Bir kutu kolada bu 53 grama çıkar. Meyveleri, zararlı miktarda şeker alacak kadar tüketemezsiniz. Sorun şekerin rafine edilip, olmaması gereken yerlerde tüketilmesidir. Taş devri diyetinde meyve neden kısıtlanıyor, anlamak zor. Milyonlarca yıldır insanlar meyveyle besleniyor. Meyveler içerdikleri vitaminler, elementler ve liflerle, kalp ve damar hastalıklarından ve kanserlerden koruyor(örneğin potasyum ve magnezyum, hipertansiyonu ve ritm bozukluklarını engelliyor.). Tatlandırılmış içecekleri ve yapay meyve sularını tüketmeyin. Meyveyi doğal haliyle tüketirseniz, evrimimize uyumlu tatlıları, sağlığınızı koruyarak yemiş olursunuz. SE
24-03-2015 20:57 (28)
Alev hanım, nasıl ki bypass olurken ve stent uygulanırken kalp doktoruna sorduysanız, diyetinizi de kalp doktorunuza sormalısınız. Kan tahlil sonuçlarınıza ve risk faktörlerinize göre size uygun diyeti verecektir. Doktorunuzun verdiği ilaçları da kullanlmamazlık etmeyin. Her doktorun alanı farklıdır. SE
24-03-2015 20:58 (29)
Bambaşka bir insansın Kaan Hocam :) Şair orada: "İsimsiz eleştiricilere yaptığın gibi işine gelmeyince beni de sinsilikle itham etme" demek istiyor, kötü yazmış. Tıp profesörü diye saman balyası yaratma, sizde de var bi tane, bana diyorsan karbonhidrat ne biliyorum, ne kelime yaşıyorum. Akşam yediğin bir elmanın yarın trigliseridini 400'e vurdurduğunu bana kimse anlatmadı, hastalarda kendim gözledim. Alem trig 300'ü görünce fibrata (ilaç) abanırken, biz 400 küsur'!da karbonhidratsız, özellikle meyvesiz diyet veriyoruz. O zırva dediğini ben söylemiyorum, senin "ahanda taş devri karşıtlarını öttürdük" diye şahit gösterdiğin kılavuz söylüyor. Yine başından beri "taş devri diyeti yalandır" demişliğim yok, yeterince incelemedim, sen de kitabı getirmek yerine bana rakı içirttin. Ama taş devri etrafında bir araya gelenlerin lipidler, risk faktörleri ve statin tedavisi ile ilgili söyledikleri doğru değil, buna kalıbımı basarım. Evet diyet kan lipidlerini fazla etkilemez. En iyi diyet LDL'yi
24-03-2015 20:58 (30)
%16 düşürür, "bünyesi yapmayan" da öküz yese LDL fazla oynamaz.Ben seninkiler -Küçüktay- gibi fırsatçı davranıp "o zaman her kese ilaç şart!" mı demeliyim, madem bünye yapıyor? Sahi sen olnları desteklerken zorlanmıyor musun? Neyse bu konu kolesterol yazımda var. Bir de hastamıza (mühendisimize:) fare deneyi (sıçan olmasın?) öneriyorsun ki etikçi şapkam sızlıyor. Alev hanım, sizin durumunuzda herhangi bir diyet tek başına işi çözmez (yapın yine de), LDL'nizin 100 hatta 70 mg/dL'nin altında olması lazım -şekeriniz var mı bilmiyorum- bir önceki kılavuza göre ve bir çok çalışmaya göre. Son kılavuzu benimsemedim (bkz. yazım), duydum ki kalkacakmış ama bazıları gibi tantana etmiyorum :) Sizin durumunuzdakiler için yeni bir ilaçla yeni bir çalışma da var ama içinde olduğum için etik açıdan daha fazla bilgi verip sizi özendirmem doğru değil. Bakanlığın web sitesinden bulabilirsiniz, Smallmaster de tv'da anlatıp duruyor. Soba borusu benzetmenize shear stress kurban olsun. YÜ
24-03-2015 20:59 (31)
eksik kalmış: 1. öncelikle (inşaat?) mühendisi yüzlerce değil olsa olsa onlarca mail gönderdi, hakkını yemeyeyim. 2. yorumların istatistiği: millet KORKUDAN yorum yazamıyor, ya da ilgilenmiyor. 3. sıfırlayın diyen benim, onlar demiyor, madem milli irade tarzı argümantasyona girdik :) 4. cımbız hiç kullanmam, bizimki yaba, kazma, bahçe makası. 5. ister inan ister inanma; "ulan bildiğimden değişik bir şey yok bir de şu herifin gönderdiğine bakayım" deyiip yine bulamadığımdan sana sordum, acık dokundurdum tabii. 6. siz yüksek pisikiyatristler her bir halta maydanoz oluyorsunuz da benim DSM ile ilgili önerimi kayda değmez mi buldunuz? Mutluhan huuu! Onu da yazarım, sorun değil... YÜ
24-03-2015 21:12 (32)
Sevgili Kaan Hocam, çok derinlemesine olmasa da konuya ilgi gösteriyorum ve az çok bilgim var, ama doğrusu Düzce'deki bu fare deneyinden haberim yoktu. Bu tür deneylerin hep uzak diyarlarda olmasına alışmışız, çok yakında olması şaşırttı. Tabii, bu diyetin yanında başka şeyler de okuyorum. Okumakla iyi mi yapıyorum kötü mü yapıyorum bilmiyorum ama okudukça kafamın daha çok karıştığı kesin. Deminki soruyu sormamın nedeni de yakın bir zamanda okuduğum bir başka diyet kitabı. Adı: Mucize diyet. Yazarı: Dr. Caldwell B. Esselstyn. Mutlaka kitabı biliyorsunuzdur, hatta okumuş ta olabilirsiniz ama ben yine de söz edeyim biraz. Yazar kalp hastalığından koruyan ve iyileştiren diyet diyor. O da deneyler yapmış. Üstelik fareler üzerinde değil, insanlar üzerinde. Ve açılan damar fotoğraflarını da kitabına koymuş+++
24-03-2015 21:11 (33)
Ha şöyle ikişer ikişer gelin, hatta beşer onar topluca gelin. Bir kere Alev hanım değil, Alev bey. Daha önceki yorumlarında bunu belirtmişti. Ama siz yine hanım deyin. Tıbba nasıl yaklaştığınızı gösteriyor, ÖNYARGI-KALIPYARGI. Yağız dostum, buradan hepimiz ekmek yiyoruz, birbirimize daha dostça yaklaşalım. SE arkadaşım, siz muhterem beyefendi uzman cehalet gösteriyorsunuz. Kaç yıldı uzman cehalet ihtisası? Bu sizin yediğiniz meyveler sanırım okunmuş, şeker yapmıyor. Sizi ortadan kaldırmanın yolunu bulduk. Lütfen samimi olunuz ve bol bol meyve yiyiniz. Özellikle karpuz, kavun, muz, armut kiraz yiyin kilo kilo yiyin, bir süre sonra burada görmemiş oluruz sizi. Evrimimize uyum sağlayan meyveli bir beslenme mi? İnsanın son yüz yılda evrimleştiğini düşünüyorsunuz sanırım. Bu meyveler taş devri meyveleri değil sayın uzman, ıslah edilmiş, genetiği tamamen değiştirilip 10-15 katı tatlandırılmış meyveler. O sizin dediğiniz bol yenecek orman meyveleri olabilir.Ama siz çarşıdan yiyin lütfen. KA
24-03-2015 21:23 (34)
Bu çocuklara Türk kahvesi içirin muhabbeti nedir? İçirelim mi?
24-03-2015 21:24 (35)
Bu diyetin ilginçliği Taş devrinin söylediğinin tam tersini söylemesi. Kesin olarak yenmesini yasakladıkları şunlar: Yüzü ve annesi olan her şey. Yani her çeşit et, balık ta dahil. Süt ürünleri, sıvı-katı her türlü yağ, kabuklu yemişler, rafine tahıl. Yememizi istedikleri ise şunlar: Sebzeler, avokado hariç meyveler(avokadada yağ varmış, o nedenle), baklagiller, tam taneli tahıllar, meyveler. (yalnız şekeri bu da ölçülü alın diyor, şekerli meyveleri kısıtlı yemekten söz ediyor). Bir nevi katı vejeteryan diyet yani... İşin ilginç bu da ameliyat ve stent endüstrisinin doktorları esir aldığını söylüyor. Yani o da vahşi kapilatizme karşı:) Belki bana tersi gibi geldi ama çok ta aykırı değildir. Bu konuda da düşüncelerinizi merak ediyorum. Saygılar Alev
24-03-2015 21:25 (36)
Yağız Hocam, bir şey eksik kaldı. Millet korkudan yorum yazamıyor demişsin. Burada yorum barışı D vitamini tartışmasıyla bozuldu.Durup dururken isimli ve çoğu isimsiz sonu gelmeyen aşağılamalar, bilinçli çarpıtmalar, tiye almalarla karşılaştık. SAMİMİ OLARAK SÖYLÜYORUM, O GÜNLERE DÖNMEYELİM. Onları gören başka bazı fırsatçılar da ondan sonra üşüştü buraya. Biz durup dururken ağzı bozuk, sansürcü olmadık. Bunlar ekip halinde çok saygısızca, burada onlara son derece nazik cevaplar veren birkaç yazara da saygısızca saldırınca işler bozuldu. Bunlar bir de seni kalkan yaptılar. Yağız Hoca bilimden en çok anlayan kişi, onun sözünden çıkmayın, çıkarsanız aha böyle yaparız demeye getirdiler. Neyse, onca kalaydan sonra şimdi epey alıştık bu işlere. Bir tükürene al öteki yanağıma da tükür diyecek noktaya geldik hadiyse. Yine de belli olmaz, fazla kışkırtmasınlar, abuk sabuk meyvenin zararları bulunmamıştır falan, bunlar iyi niyetli şeyler değil, cehaleti bu kadar yağlamayalım. Saygılar. Kaan A.
24-03-2015 21:35 (37)
yine karıştı hatlar. SE'nin yazısı henüz çıkmadı, ona cevap veriyorsun Kaan Dost? Şu 32 mi onun? Alev bey sizi kadın sandığım için özür dileyecek değilim, çünkü bu küçültücü bir şey değil (aksi olabilir), tıbba da tam olarak öyle bakıyorum, kadın diyemediğim için dişi uyduranlardan değilim (kappak!). Ama LDL'nizin orada ancak statinlerle (şimdilik) tutulabileceğini yazmadığım için özür dilerim. Bunlar ağzını açtığında statinlere saldırdığından lapsus olmuş. Kaan'cım bence de dostça yaklaşalım, zaten meramım bu, kaç tane böyle arkadaşım var? İnan şurada endüstriyi savunan biri olsa onu da tepelerim ama yok. Oraya gıcığımı "Kifayetsizler" yazımda bulabilirsiniz.3 endüstri var işin içinde, unutmayalım; İlaç, Gıda ve İletişim. İlaca herkes gıcık, talep çok olursa advanced veririm.Gıdadan beslenenimiz var, gıda güvenlikçi veteriner arkadaşlarım da var, onlar ciddi. Şu an için bana öncelikli gelen ise Medya ve maymunları. Yazıları koy da kozlaşalım, Mutluya dediğin gibi son söz illa senin.YÜ
24-03-2015 21:35 (38)
Alev kardeş, bu önerilen diyet karbonhidrat ve şekerden cidden fakirse sağlığa zararlı bir diyet değil. Ama kaloriyi nereden alacağız, vücut proteini ve yağı nereden bulacak? Bu diyetle günde on saat meditasyon yapar ve sonra da yatarsan tamam. Hareketli bir yaşama uygun değil, Hint fakirleri yapabilir. Biri kalksa yedikleriniz hep gereksiz sadece su için dese ona da inanacak mıyız? Vücudun her hücresinin, kasların, sinirlerin, derinin, hormonların yapı taşı protein ve yağ. Bunu nasıl alacak vücut. Önerdiği şeylerle eksik kapanmaz, hesap var, mantık var, bunları fazlaca yemek gerek. Fazla yediğin zaman karbonhidratı da yiyorsun (tahılla, baklayla hatta bazı sebzelerle). Şeker ve karbonhidrat asıl damar tıkayıcı. Bunun için bizden tavsiye istiyorsanız, Ahmet Aydın'ın kitabını mutlaka okumalısınız. Bunun ötesi ne desem gel müşteri gel bizim dükkana gel muhabbeti gibi olacak. O kitabı okuyun, kendiniz karar verin. Bizim görüşümüz belli. Sevgilerle saygılar. Kaan A.
24-03-2015 21:59 (39)
Akıl sağlığına meyve yemenin ne denli faydalı olduğunu BMJ'de Saverio Stranges ve arkadaşlarının çalışmasından okuyabilirsiniz. Sakin ve mantıklı kalmak için meyve yemeye devam. Kaan Bey'in bana özel tavsiyelerine uyacağım. Kilo kilo yiyemiyorum nasılsa. Kırmızı eti, yumurtayı siz bol yiyin. Meyve tabağı bana kalsın. SE
24-03-2015 21:59 (40)
Yağız Hocam, şekerim yok ama hipertansiyon ve yüksek kolesterol var. Anlattığım kitaptaki de dahil hiç bir diyeti uygulamıyorum, sadece az yiyorum. Bir de çayı kahveyi şekersiz içiyorum, tatlıları da kırk yılda bir yiyorum, o kadar. Sevgiler Alev
24-03-2015 21:59 (41)
Damarlar tıkanınca da kapitalizmin esiri doktorlara gitmeyin, kireç çözücü için. Meyveyi bırakıp, kırmızı et yiyin. Şaka yapıyorum, sakın yapmayın. Ben sizi seviyorum. SE
24-03-2015 22:27 (42)
Protein işine aynen şöyle demiş: "Bu diyet protein yetersizliği yaratmaz. Batı tarzı beslenme genel anlamda aşırı protein -özellikle hayvansal protein- içerir. Önerdiğim beslenme planı günde 50 ile 70 gram arasında olmak üzere çeşitli sağlıklı protein içermektedir. Sağlıklı bir yaşam için bu miktar kesinlikle yeterlidir." Yağ için de önerdiği diyetin %10 yağ içerdiğini söylüyor ama, keten tohumu haricinde, yiyin dediklerinin hangisinde yağ var anlayamadım. Kitaptan söz ederek benim bu diyeti savunduğum anlaşılmasın. Savunduğum ya da karşı çıktığım ya da uyguladığım hiç bir diyet yok. Sadece tartışılsın diye kitaptan söz ettim. Alev
24-03-2015 22:28 (43)
Yuhh, SE benden önce yazmış, Buranın Bigbro'suna koz verdik :) Sevgili SE meyve konusunda KA'ya hak veriyorum, kusura bakmayın, tabii ardına eklediklerine değil. Hatta O GÜNLER konusunda bile -kısmen- hak veriyorum. En önemlisi de burası yaşamalı. Ama tabii ki vücut 20-40 mg/dL LDL ile de bütün lipid işlerini görebilir, hiç onsuz idare eden memeliler var. Damarı tıkayan ise ne şeker, ne karbonhidrat, ne kolesterol ne tansiyon, ne nikotin: hepsinin toplam yol açtığı endotel disfonksiyonu, sanılanın aksine yağ birikintisi olmayan aterom plağı ve üstüne oturan pıhtıdır. Alev gardaş, mutlaka statin, mutlaka aspirin, mutlaka fiziksel aktivite. Güzel ter attık, yalnız KKVC yenilikler kongresine konuşma hazırlamak yerine burada laf yetiştirmem nedir? Anla o kadar ikrah getirmişim. Sihir yazısı çıksın, şahane sipor yazısı yazacağım. Sevgilerle, saygılarla, alkışlarla. YÜ
24-03-2015 23:40 (44)
Yağız hocam, az önce Kaan Bey'in tavsiyesine uyup dolabı açıp bir armut yedim. Sabah kahvaltıda ananas yiyeceğim. Meyveyi seven bir kişiyim. Bu benim kusurum, sizin değil. Saygılar benden. SE
24-03-2015 23:41 (45)
"ben demiştim demeyi hiç sevmem" diyen yavşaklardan olmadığım için göğsümü gere gere diyeceğim. BEN DEMİŞTİM. bkz: bu yazıya yapılan ilk yorum! kavga kıyamet, hayra alamet. 1. meyve konusunda SE haksız. ey ahali, orman meyvesi buluyosanız, ya da dedenizin köydeki evinin bahçesindeki aşısız elmadan falan yiyecekseniz ne ala. zaten ekşi olurlar, fazla yiyemezsiniz. 2. gelelim şu lif meselesine. isimsiz çıkan (bu arada ben onun kim olduğunu öğrendim. sağolsun benim Red Sonja bilişim çakallıklarında gayet iyidir) MassimoDallema tiynetli şahıs da whole grain mrain diyodu. hatırladınız mı? "et yemeyin. bulgur süperdir. yaşasın bulgur. eppek ne güzel" minvalinde laflar gevelemekteydi kendisi. aynı kafa bu da. kırmızı et, yumurta falan kakaymış bu süpzeklere göre. ha guzuma. bundan daha angutça bi önerme olamaz. insan, evrim çizgisinde beslenme şekli dikkate alındığında şempanze, domuz, ayı gibi bi heyvandır. otçuluğu kutsayan, lifi göklere çıkartan arkadaşların selüloz sindirebilecek ve +++
24-03-2015 23:54 (46)
+++ kırkbayır, şırdan, börkenek gibi porsiyonlara sahip başka bi organları olduğundan zaten bu sallamasyona maruz kalıyoruz. misal, o organdan bende olmadığı için asla desteksiz sallayamıyorum. lifin mala davara bi hayrı olabilir. ama sizin için en fazla "kıvamlı ve şekilli mıçırtıcı" işlevi görür. zihninizi açmaz. aydınlanmazsınız. üçüncü gö-z falan çıkarttırmaz. ama gö ile başlayan diğer organınızın çatlamasını kısmen engeller. ağızdan alındığında tabii ki... 3. potasyum, magnezyum da cıks! bunları yazıyosunuz; sonra yarın millet avel avel ciensicilerden potasyum-magnezyum almaya gidecek. yapmayın. hakım derken mokum etmeyin! 4. bünye meselesi harbi çok önemli. minyeli abdullah vardı bi de. bünyeli kamaşullah çağrışımı yapardı bende. şu solcular ne garip. berhan şimşek diye bi ademoğlu bu filmlerde oynardı. adamı chp'nin başına bile geçirelim diyenler oldu. yuh! "profesyonel artiz, oynar tabii" diyenin ağzına biber sürerim. o boru gibi propaganda filmiydi. kimse maval anlatmasın +++
25-03-2015 00:01 (47)
+++ berhan şimşek'le konunun ne alakası mı var? bünye-minye falan işte. alakasız tabii. aklıma geldi birden. neyse, demem o ki, bünye önemli! bazı adama harbi su içse yarıyo. 5. sana sesleniyorum. ben boksör değilim! ama yine de o lafları yüzüme söyleyemezsin. geri basmazmışsın. yan mı basarsın? "küfür de olsa yayınlayın, sizi yüceltir, nişanyan falan fıstık" buyurmuşun. bu da senin art niyetinin kanıtı! seviyeyi gubura indirelim de siteyi bok götürsün istiyosun demek ki. boksör değilim. bok da sürdürmem kimseye. bende bayramlık ağız geniştir. ama hep ortara ve yüzüne söylerim adamın. senin gibi yüzsüz olunca olmuyo. tadı kaçar. 6. birisi de "ben sizi seviyorum" demiş. önerilerde falan bulunmuş. kusura bakmayın ya da bakarsanız da bakın! ben mizantropum arkadaş. sizi (okuyanları falan işte) sevdiğimi de sanmıyorum. sevmiyo da değilim. ama niye böyle gereksiz bi samimiyet havasına gireyim ki? mesele sizi sevip sevmemek değil. hakikati aramak... nuru çalışmalarımızı aydınlatır ya. a.y.a.
25-03-2015 01:36 (48)
Konstipasyon sizin alanınıza girer, biliyorsunuzdur, az sıkıntı değildir. Lifi küçümsemeyin. Kediler de, ayılar da, şempanzeler de ot ve meyve yer. Et yemeyin demiyorum, abartmayın diyorum. Rafine şekeri mümkünse hiç almayın. Balık yiyin, sebze yiyin, meyve yiyin, zeytinyağlı yemekler yiyin, yiyecekleri yüksek ateşte pişirmeyin, ceviz, fındık, fıstık, badem, süt ve ürünlerini, yumurtayı, tahılları hiçbirini fazla abartmadan yiyin. Bunu kitapta görmeye gerek yok. Hastalık durumunda ise hastalığa göre diyetler var. Hiçbiri tanrı buyruğu değil. Eldeki kanıtlarla iyi olduğu düşünülen diyetler. Doktorunuza sorun. Manav lobisiyle ilişkisi yoksa size uygun diyeti verecektir. Ciensiden potasyum, magnezyum, vitamin, balık yağı almakla olmuyor, doğal halinde alınca faydalanıyor bünye. Meyveler bozuldu da etler orman etleri mi? İmkanı olan mızrakla mamut avlasın, orman meyvesi yesin. Gelgelelim kaldırımda, asfaltta avlanmak dejeneratif eklem hastalıklarına davetiyedir.
25-03-2015 15:32 (49)
ben lifi küçümsemedim. lifofiliye kıl oluyorum, o kadar. lif muhipleri derneğinin kontinyöz propagandasından daral geldi. kedi başka bi husus. ayı, şempanze, domuz triosundan epey farklıdır onun ot yemesi. imkanı olan mızrakla mamut avlasın demişin. bak, sende de sense of humour yavaş yavaş gelişiyo. takdir ettim. kaldırım ve asfaltta avlanmak dejeneratif eklem hastalıklarına davettir buyurmuşun. e bizde tesis kıt. av sahası dar. ortam zagor-çiko bile değil. may neym iz hıdır nihayetinde. a.y.a. mucuks
31-03-2015 22:39 (50)
http://www.bugun.com.tr/canan-karatay-unun-sehvetine-kapildi-yazisi-1564420
07-04-2015 17:07 (51)
Ahmet Aydın
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210886
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.