Heladan hane, insandan nane olmaz.
Hani sağımıza bakıyoruz, solumuza bakıyoruz, konuşmaları izliyoruz, tartışanlara kulak veriyoruz. Salaklık haddi aşmış, karaktersizlik bentleri patlatmış. Bir cümleyi bile anlayamıyorlar, tek tümceyi bile dürüstçe yorumlayamıyorlar. Bu insanlar iki romandan hangisi iyi, iki partiden hangisi doğru, nasıl ayırsınlar. Ayıramıyorlar zaten, hayat göstermiyor mu? Gerçi onu da göremezler.
Hani bunu dedikçe –K. Arslanoğlu hocamla birlikte- çok kızanlar çıkıyor. “Hep aynı şeyi tekrarlıyorsun: İnsan karaktersiz, insan salak… bu mu senin siyasetin” deyu ileniyorlar. İsterseniz sabaha kadar tepinin, dilerseniz kırk gün çemkirin, bu böyle ve maalesef ya da niye esef, hep benim dediğim çıkacak. Her günkü her olay size kapak olacak.
Kötüysen önün açık, her manada açık. İyiysen bin bir engel. Öyle düzenden, devletten, ABD’den, TC’den değil, engel bizzat insandan. Kalitesiz düşünce üretirsen kaliteliyi döversin. Aha Pamuk bey, yine 50 bin liralık ödülü kapmış, Aydın Doğan’dan, Doğan Hızlan’dan, Gümüşi Semih’ten… Kötüysen sayılırsın, iyiysen kakalanırsın. İyi siyasetçiysen oy alamazsın, kötüysen sandığı çatlatırsın. İyi parti kurarsan üç günde ütülürsün, kötü parti kurarsan herkesi ütersin. Kötü roman iyiyi kovar, satılık gazeteci satın alınmayanı köşeden zıplatır, ekrandan fırlatır. Kötü doktorsan gönenirsin, iyiysen çömelirsin. Demek ki kötülük algımız kötü. Cidden “kötü”lük algımız çok kötü.
Zaten kapitalizmin kötülüğü bir mit. Niye ona rahat ve konforlu yaşam olanağı diye bakmıyoruz ki? Emperyalizm büsbütün martaval. Özgürlük getirici olarak algılayın, böyle görün, görsünler sizi, yaşamınız değişsin… Ruh satışı iyi para getirir, üstüne huzur getirir. Kapitalistperver Sosyalistler Derneği’ne yazılın, konformizminiz formislensin.
İnsanlığın en büyük bilimsel keşfi: Kendi salaklığını ve karaktersizliğini keşfetmek.
Şaka değil. Böyle bir türün kendi düzeyini anlaması bir mucize. O halde, kasmayın kendinizi, sosyalizm falan olmaz. Bu ülkede değil, dünyada olmaz. Düzey neyse düzeyini bulur. İnandıkları bir lider çıkmazsa kimse kendi muazzam felsefesinden bir gıdım taviz vermez. İnandıkları lider de tesadüfi işte. Bugün Selahattin, yarın Bahattin, iyilik kötülük, liyakat veya kıraat geçmez. Şansa kalmış. Dört kollu meyvalı kumar makinesi. Başlarında bizim bilmişler. Kazan kazanıyorlarsa bize bok yemek düşer.
Bırakın solculuk, sosyalistlik ayaklarını, bize uygun, bizim karakter ve zekamıza uygun şey var zaten: Serbest piyasa, hukuklu devlet desteği, üstüne özgürlük kösteği.
Kerevete çıkın ya da oradan tepetaklak düşün. Bundan böyle ben de üç mum yakarım, seyrine bakarım.
T. Fikri