Gazeteci/yazar dostlarımızdan Cengiz Erdinç, son günlerde medyadaki pandora kutusunu açan önemli bir çıkış gerçekleştirdi.
Önce, Hasan Cemal'in Milliyet gazetesinden uzaklaştırılması üzerine "ahlanıp vahlanan" duyarlı gazeteci arkadaşlarına; sendika/dernek kurma çalışmaları, grevler, grevdeki gazeteciler, patronların aralarında ittifak kurarak oluşturdukları "kara listeler", bu listelere karşı gazeteci meclisi oluşturma girişimi, bu girişimlerden yan çizenler gibi konulara değindi. (Hasan Cemal gibi "yönetici/yazar"ların bu kara listelerin oluşturulmasına katkısına değinmemiş olabilir. Eksik kaldıysa ben tamamlayayım).
İki gün önce twitter'da ( https://twitter.com/cengizerdinc ) gerçekleştirdiği bu çıkışın ardından, dün de bir başka kovana soktu parmağını: Gazetelerin tiraj yalanları.
Öyle cümle alemin bildiği Zaman gazetesinin abonelik hilelerini falan değil; muhalifi, ana akımı vb. tüm gazetelerin Basın İlan Kurumu'ndan para almak için gerçekleştirdikleri gerçek tiraj yalanını yazdı. Gazetelerin tepesindeki isimlerin bildiği ve yürüttüğü; gazeteci yazar düzeyindeki birçok ismin de bildiği ya da sezdiği; muhabir bazı gazetecilerin ve okurların ise pek bilmediği; bir bütün olarak medya camiasının - işine gelmediği için - görmezden geldiği gerçeği yani.
Daha önce yazılmadı mı peki? Yazıldı tabii ki. Odatv, geçtiğimiz aylarda, ana akım medya Milliyet ve Taraf'la sınırlı tutarak bu gerçeği dile getirdi. ( http://www.odatv.com/n.php?n=buyuk-tiraj-yalanlari-2301131200 ) Daha doğrusu Taraf gazetesinde, Ahmet Altanların ayrılmasından sonra 50 binden 70 bine çıkan tirajı anlatmak için dile getirdi, arada diğerlerine de değindi. Ekşi sözlüğe girip ararsanız da bu konuyla ilgili "entry"leri bulabilirsiniz.
Cengiz Erdinç ise 50 bin ve 70 bin rakamlarını özel olarak telaffuz ederek, sürekli bu rakamlar civarında tutunan ya da birden bire bu rakamlar arası sıçramalar gerçekleştiren (asansörler) tüm gazetelerin gerçek durumuna işaret etti. Evet, Basın İlan Kurumu'ndan 150 bin lira gibi rakamlarla başlayan "nakit ilan yardımı"nı alabilmek için, gazeteler tirajlarını yapay olarak artırıyor işte. Yöntemi ne; tiraj başka, satış başka deniyor önce. Dağıtımcı kuruluşların açıkladığı tiraj rakamları var. Herkes onu gösteriyor. Gerçek durumda ise dağıtımcıdan gazeteleri sanki okurlar satın almış gibi kendileri satın almak gibi yöntemlere başvuruyorlar. Bu satın alma işlemi tavuk parasına denk gelirse sorun yok. Zira Basın İlan Kurumu'ndan kaz bekleniyor.
Kazın hangi koşullarda nasıl geleceğinin teknik detaylarını öğrenmek için Basın İlan Kurumu'nun sitesini ya da ilgili yönetmelikleri vb. araştırmanız yeterli. Altı ay, bir yıl gibi sürelerde 10, 25, 50, 70 bin rakam ortalamalarını tutturmanın, bunlar arasında geçişler yapmanın ya da çıkıp çıkıp inerek belli bir ortalama elde etmenin, hep bu rakamlar civarında dolaşıp kalmanın vb. gerçek nedenlerini öğrenmek çok da zor değil aslında.
Milat, Milli Gazete, Şok, Türkiye'de Yeniçağ, Yeni Akit, Yeni Asya nasıl hep 50-55 bin ortalamayı tutturur; yine bu rakamlardaki "muhalif" gazetelerin gerçek durumu nedir; bir başkası yazarlarını kaybettikten sonra birdenbire nasıl 50'den 70'e çıkar; zaten 10-20 aralığında satmakta olan bir gazete bir haftada nasıl 10 bin tiraj alır da dört haftada yavaş yavaş geri verir (beslenme rejimi mübarek, bu hafta çok tatlı yedim 3 kilo birden aldım, şimdi yalnızca su içiyorum 4 haftada veririm); 25, 50 ve 70 ortalamalarını tutturmaya çalışan neden o kadar çok gazete vardır vb. aslında yanıtlar bellidir.
İşte Basın İlan Kurumu mevzuatından bir madde:
"2. Resmî ilânların bir santimetresinin tek sütundaki yayın ücreti 7,91 TL'dir.
Şu kadar ki, günlük fiili satış ortalaması, (10.000)'den az olmayan gazeteler için 8,71 TL, (25.000)'den az olmayan gazeteler için 16,95 TL, (50.000)'den az olmayan gazeteler için de 29,50 TL'dir.
Bu maddede belirtilen ücretlere KDV dâhil değildir."
KDV'sini bilemem ama bu sorunun adresi belli: Uydurukçu/üfürükçü gazeteler, Basın İlan Kurumu ve kurduğu ulufe dağıtma rejimi. Adres böyle belli ama anlatan da yok. Herkes görmezden geliyor. Şişirme tirajıyla ilan toplamaya bakıyor. Düzen böyle. Neyse ki gerçeklere dikkat çekebilen, Cengiz Erdinç gibi gerçek ve cesur gazeteciler de hâlâ var!..
Ali Mert