Sosyalistlere açık mektup - Sizi uyarmıştık dostlar

“Bildiğiniz yoldan devam ederseniz sizi kesin bir başarısızlık ve saygınlık kaybı bekleyecektir.” Bir yıl önce size yazdığımız açık dilekçenin son cümlesi buydu. Kötü gidişi o dev Gezi Direnişi bile durduramadı, seçim sonuçları ortada. Vakit hiçbir zaman geç değil.

İşte geçen yılki yazı:

Sosyalist Partilere Açık Dilekçe: http://www.insanbu.com/a_haber.php?nosu=1089

Başka “Tıp Bu Değil” haberleri için: http://www.insanbu.com/index.php?gurup=6

Facebook
yorumlar ... ( 19 )
10-09-2014
10-04-2014 14:57 (1)
solun bildiği yoldan devam etmeyen tıp bu değil ekibi milyonların vicdanı olduğunu kanıtladı en azından bu seçimlerde... büyük başarı, tebrikler. a.k.
10-04-2014 15:02 (2)
Şehir burjuvazisine dayanan "sosyalist" örgütlenmeyle ve bu doğrultudaki politikalarla CHP ve BDP gençlik kolları olunmaktan kurtulamazlar. DİSK, TMMOB, TTB çizgileri sosyalizm için bir çukurdur. TKP bunları ağır eleştiriyor, ama bakıyorsunuz onların güdümünden de kurtulamıyor. Ötekilerden zaten pek bir şey olmaz. Bu yazıyla böyle bir yeni hamle bile bana sorarsanız umutsuz çaba! A.Ö
10-04-2014 15:42 (3)
Hiçbir şey boşuna değildir A.Ö. arkadaşım, umut az da olsa. Ne yapalım, deneyeceğiz. Bir de açıklama yapayım. Bir yıl önceki bu açık dilekçemize şu ana dek tek bir yanıt vermedi tek bir yetkili kişi, biliyor musunuz! Kibrin, duyarsızlığın boyutunu görüyor musunuz? Ki bizler onlar için çalışan, onların "dostu" insanlarız. Böyle bir anlayış halkı nasıl örgütleyecek? Umut çok az, ama ömrümüz bitene dek deneyeceğiz :( :( Eski Editör.
10-04-2014 17:10 (4)
Ben ne söylediğimi biliyorum. Bunlar sahiden değirmen iseler demek ki, benim fenalığımı isteyen sihirbaz Freston devleri değirmene çevirmiştir: onları vereceğim cezadan kurtarmak için. Freston edepsizin biridir, ilk önce kitaplarımla okuma odamı elimden aldı. Şimdi de düşmanlarımı koruyor. Kendisini ve melun soyunu kahredeceğim gün elbette gelecek. (Don Kişot'tan) AA.
11-04-2014 09:54 (5)
Arhadaşın, lütfen böyle feodalite kalıntısı burjuva özentisi sanatsal alıntılarla ortamı yumuşatıp, devrimci çizgiden sapmayalım. Bak saz çalacaksak, o olur, halka yabancılaşmayalım. Mesela değirmen bazında birleşebiliriz, neden? Kırsal bir üretim aracıdır. Gezi mevzuunda, "ben zaten fos çıkacağını sölemiştim halka dayanmayan hareketin" gibisinden kıvanan maç yorumcusu elemanlarımız var. Tıp bu değil'e gelince; yeni kitaba yazı yetiştiremediğim, aslında "TIP BU!!!" nasıl denir bilemediğim için -TUNÇ'tan kararlı ses lazım sanki- elbette almazlık pozisyonuna geçeceğim. Favorim: Ahmet Özdoğan. YÜ
11-04-2014 10:27 (6)
Hah, şöyle. Bu CC adlı yorumcumuz şaka yapmıyorsa, tebrik edeyim. Sorunları ve duruşu böyle koymak lazım. Ona katılmıyorum, ama dürüstlüğünü nicedir arayıp bulamadığımız bir değer olarak alkışlıyorum. Bunu böyle koyduktan sonra sorun yok. Bizim sözümüz ikide bir Marksizmden, Leninizmden, İşçi sınıfından, sınıf mücadelesinden söz edip pratikte oligarka yaslananlara. O alanı boşaltsınlar, yeni gelenler, gençler belki çok daha yenilikçi, devrimci çeşitlemeler, örgütlenmeler yaratabilir. Sanatta postmodernizmi kabul edebiliriz belki ama siyasette asla.
13-04-2014 12:53 (7)
Akademik Masonik Oligark sahane tamlamaymis. Bulana da, kullanana da ustlenene de helal olsun. Masonik derken gercekten oyle olanlari mi kastediyoruz, yoksa uyelerini secen, disa kapali, birbirini kollayan zumre anlaminda mi kullaniyoruz,yoksa gelisine mi cakiyoruz, nasil olsa akademikler her seyi hakeder, masonlara dincilerin yaklasimi bize de gelir, oligark ise ..ne gibi ...venk gibi bir seydir diyerek? Ne katilma, ne alkis, ne paylama,fakat merakimi sunuyorum... YU
13-04-2014 13:08 (8)
YÜ'ye cevap: Şeytanın avukatlığını yapman güzel, ama bizim şeytan konulara hakimiyette çok geriden geliyor, o yüzden soruları yadırgatıcılık dışında yerine oturmuyor. "Katil Oligarşi" sloganının (içeriği doğru olmakla beraber dili biraz özentidir) milyonlarca insanı etkilediği zamanlardan CC gibi yorumcuların oligarşinin gerçek sol olduğunu savunduğu durumlara geldik. Akademik Masonik Oligark taki masonluk bir benzetmedir, masonluğa çok hoş bakmamakla birlikte kastımız onlara değildir. Akademikler tam da bu duruma gelmiştir. Bilimden iyice uzaklaşmış, kendi çıkarını en öne almış çevredir.
13-04-2014 13:18 (9)
Ayrıyetten gerçek sosyalist duygularla hareket edenlerin halkçılığı savunmalarını köylülükle, kabalıkla özdeşleştirmeye çalışmak son derece modası geçmiş bir yaklaşımdır YÜ "arkadaş". O moda 80-90 arasında sürdü ve kapandı, bugün en radikal sol örgütlerde bile şehirlilik hakimdir ve bu insanlar sanattan, şehir kültüründen herkes ne kadar anlarsa o kadar anlamaktadır. Bu arada son bir müzik haberi yapılmış komik faşizm diye, mükemmel bir düzenleme, sanattan az buçuk anlasak tık rekoru kırması gerekirdi, tek yorum yok. Biz bu kadarız işte, boşuna birbirimize çemkirmeyelim.
13-04-2014 13:29 (10)
Şeytan da avukat ta tamam, geriye kutsal suyla şeytanı çıkaracak papazımızı belir kalıyor. "Kötülük, her yerde kötülük gören bakışın kendisinden köken alır."
14-04-2014 12:08 (11)
Ben çok merak ediyorum,bugün Türkiye'de lokantadan yer ayırtırken,iyi bir yer ayırsınlar amacıyla bile kullandığımız Prof,Doç.gibi unvanlar,dünyada başka nerede akademi dışında kullanılıyor?Türkiye'deki gibi şahısların ömür boyu taşıdığı unvanlar mı bunlar yoksa bir kurumdaki bir pozisyonda bulunduğunuz sürece mi kullanabiliyorsunuz?Yani dünyada şahıs olarak,ömür boyu taşınabilecek yegane unvan doktora değil mi?Bir eğitim kurumunda çalışıyorsanız,konumunuzu belirtmek için Prof.unvanını kullanırsınız, Türkiye'de mezar taşına bile Prof.unvanı yazılıyor,bilimi oraya kadar taşırız biz anlamında mı
14-04-2014 12:09 (12)
Bu “düzeltme” yetkisi nereden geliyor, şaşmamak elde değil. İnsanın aklına “aksi cin” fıkrası geliyor. Ne sapla samanı karıştırdığım var, ne de şeytanımın yetersizliği, köylülük de dahil tam isabet kaydetmiş olduğumu görüyorum, köylülükle (aslında köyperestlik) uğraşma konusunun tehlikesini ve zamanında liboşların bunu ne kadar suistimal ettiğini de bilerek. Gitar ibanez mi diyorum, doktor sazın arkasındaki bilmemne diyor, ne yapabilirim? Anar-Akçam karşılaştırmam da tam istedğim yere oturmuş. Bekir Yıldız’ların hepsini okumuşum ki, biliyorum.
14-04-2014 12:09 (13)
Küçümsemem onlara değil bu muhtemelen onların da benimsemeyeceği hiyerarşiyi vehmedenleredir. Bağırsak benzetmesi de 14-15 yaşındaki şehirli bir gencin kabızlaşma tehlikesiyle ilgilidir, bir daha ileus derim, tiksinmezsiniz. Favori sporum tenis değil, futboldur, onu da söyleyeyim. Şimdi, iki damarla karşılaşıyorum, biri; akılsız, cahil, küstah ve hiç bir zaman eline geçiremediği ve haketmediği şeyler konusunda hala hissedarlık iddiasında bulunan, bu bakımdan da tartışmaya –öyle bir niyeti olmadığından- değmez...35 küsur yıldır bunlara rağmen solcu kaldığımdan alışığım.
14-04-2014 12:10 (14)
Diğeri de daha ziyade editörlerin ve emek verip şuraya bir şey yazmaya, göz nuru dökmeye çalışanların tutumlarında somutlaşan, anlamaya, elinden geldiğince yol göstermeye, yeri geldiğinde tavizsiz ama hakkaniyetle eleştirmeye çalışan ve kesinlikle öğrenen... İşte bu ikincisi insanı bunca hır gür arasında buraya bağlıyor, betonların, döneklerin, empozisyoncuların, zizekçilerin arasında nefes aldırıyor.Oturma odanıza ayakkabıyla daldığım için üzgünüm, sizin konulara hakim olmadığım doğrudur, o yüzden sabah her şeyden önce burada yazanları okuyorum da, akademikler zaten böyledir ısrarı çok mu
14-04-2014 12:10 (15)
konuya hakim ve haddini bilen bir iddia? Bu “bizim de akademisyen arkadaşlarımız var,biliriz” seviyesini geçmiyor. Hiç değilse akademiklerin sizin söylemlerinizi taşıyan paylaşım grupları, çalışmaları var, onları okuyup biraz daha atıp tutma içeriğinizi zenginleştirebilirsiniz. 33 senedir akademideyim, uluslararası bağlantılarım var, binlerce öğrenci yetiştirdim, ve bir çok değerli insan tanıdım, bir kısmıyla çalışma onuruna sahibim, ayıp oluyor. Tabii ki bir çok çıktığı topraktan da kaynaklanan sakatlığı barındırır ama akademi bu kadar kolay kenara atılır bir şey midir?
14-04-2014 12:11 (16)
İşin garibi bu iki damar ayrı kişilerde somutlaşmıyor, hepimizin için de yer ve zamana göre su yüzüne çıkıyor. Her neyse, arkadaş ve kardeşlere selam olsun. İki not: Öykü sunağında çok hadsiz bir romanımsı inşa etme çabasındayım, içinde Anar da var Nesin de, bir sürü ecnebi zibidi, de küçük burjuva hevesleri de. Arada açın kapağını, haddimi bildirin, içimdeki donanımsız şeytanı çıkarıverin pliiz.
14-04-2014 12:12 (17)
Komik faşizmin müziği ise “zaytung” mantığıyla tam yerine oturmuş ama alttaki dicey düzenlemesi ve sitedeki diğer örnekler müzikal olarak bir yere sürülecek şeyler değil, dinleyip gerçek sosyalist duygularınızı zedelememenizi tabsiye ederim. O bakımdan yorum yazmadık, işimize gelen bir kapağı var diye bayat kapitalist malzemeye tevessül etmeyelim portaldaki gibi...YÜ
14-04-2014 13:08 (18)
tam öncemdeki yorumu göremeden yazmışım. bir PhD değil de MD ve uzman olarak hafif bir doktora fetişizmi sezmekle brlikte tümüyle katılıyorum. Kitabımdaki "Profesör" adlı yazıyı şiddetle tavsiye ederim, ki akademiye nasıl baktığım anlaşılsın. Kitabım satılmıyor, internette var, editörler uygun görürse yazıyı buraya da gönderebilirim. YÜ
17-04-2014 10:27 (19)
Türkiye'deki sosyalist örgütler OTOFAJİKTİR. Kendilerini yerler. Büyüdükçe kendilerini yer ufalırlar. Büyümeseler de kendilerini yerler, küçük kalırlar. Halkın sosyalist örgütlenmesinin önündeki en büyük engel bu otofajik örgütlerdir. T. Fikri
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211335
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.