Şapkanın küçük geldiği durumdur bu
Şapkanın küçük geldiği durumdur bu

O günlerden sonra

Hani hayallerimizin tuz buz edildiği günlerden  sonra

Arkamızdan kendimizin dahi gitmediği

Günlerden sonra

Güvenimizi kaybettik

Ne kadar zor gelse de söylemek kendimize

Yenilginin en çıplak hali olarak karşılaştığımız günden sonra.

 

Şapkanın  küçük geldiği durumdur bu.

Gizleyemediğinde  gerçekleri kendinden dahi.

Dikkati başka yöne çekmekten öte.

İşe yaramadığı durumdur bu.

 

Bunca başarısız ve beceriksizlikten sonra

Kolay olması gerekirken

Güvenilmediğimizi kabul etmek zor ...

Şapkanın küçük geldiği durumdur bu;

Başlar bir hikaye sohbet ortamında  tatlı tatlı

Solun başarısızlığını gerekçesini açıklarken:

-Lenin mi desem yoksa Stalin mi?

-Başarılamazdı. Çünkü Lenin demişti. Stalin emretmişti.

“Başarılı olmak için bir daha okumak mı gerekli Stalin’i,

Yoksa biraz Marks  katıp karıştırsak mı içine yenilerin,”

Peşimizden gelmemelerini anlamak için

Açıp kitapları bir daha okusak, yazsak

Görmek yerine güvensizliğini halkın.

 

En büyük nedeni halkımızın peşimizden gelmemesinin;

Güvenmemesidir bize.

Neden güvenmiyor diye sormak yerine

“Hadi gel” naraları atmak beyhude.

 

Güvensizlik oluşunca insanlarımızda.

Bizim sola karşı

Ne kadar istemesek de kabullenmeyi

İyi çocuklardı ama yanlış zamanda atılan kurşun gibiydiler.

Hedef diye düşündükleri yere.

Şapkanın küçük geldiği durumdur bu.

 

Nebil Yılmaz

 

 

 

Facebook
yorumlar ... ( 4 )
13-10-2013
13-10-2013 09:10 (1)
Aradaki çizgi oldukça derin, bir tarafta gelenekler, alışkanlıklar, korumacı ve geçmişe bağımlı bir yapı, diğer tarafta ileriye bakan, yenilikçi, bağımlı olmayan devrimci bir yapı var. Çizginin diğer tarafında itiraz edilecek bir şey görmese, doğru bulsa hatta ne güzel olur dese de çizginin diğer tarafına geçebilmek yani o zihinsel devrimi yapabilmek, yapabilse de o yapının içinden kopabilmek çoğu için imkansız, bazıları içinse hiç kolay değil. Şeniz Erdoğan
13-10-2013 21:18 (2)
Olsun! Hayat böyledir! Firesiz iş yok! Tarih bizi yapar; biz tarihi. Zamanı geldiğinde olgunlaşır meyve. Yaz ortasında sıcağa kanıp portakal kopartılmaz. Bu hikaye biraz da bu. Kopartmayı denemek gerekir; böylece meyveyi kopartacağın iklimi, koşulları da öğrenirsin... Hayat hep bir deneme yanılma değil mi? Yanılırsın ama daha sonra öğrenmiş olarak denersin.. Ölenlere üzülmeye de gerek yok; ölenler kahraman, kalanlar sıradan! Yoksa kalanların mı durumu daha berbat! Üzülecek çok şey yok; önümüze bakalım... Hayata güvenmek iyidir...
13-10-2013 21:18 (3)
Hayata güvenmek iyidir..Yorum. O. Gürsel
15-10-2013 09:40 (4)
Önceki yorumum için özür diliyorum. Şiiri yeniden, okudum... Şiirde bir "hayal kırıklığı" anlatılıyor sanmıştım; yanılmışım. Evet; son yüz elli yılın biriktirdikleri ışığında yeniden okumalı, yeniden düşünmeliyiz.. Kusuru hep başkasında arayan "tembel öğrenci" tavrı yaptığımız; "Tarih öğretmeni bana zayıf verdi!" yerine "ben bu tarihi anlamadım mı acaba?" Şiiri bu anlamda değerlendirmek gerekirdi... Tarihi yapmak için de tarihi anlamamız şeklinde yorumlamalıydım şiirinizi... O Gürsel
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211084
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.