Edebiyat ödülleri gayrimeşrudur

"Türkiye'de Edebiyat Ödülleri Nasıl Verilir?" başlıklı yazımız (Taylan Kara), büyük ilgi gördü, ciddi bir tartışma yarattı.

Yazı ilk kez Aydınlık Kitap'ta çıkmıştı. Daha sonra Gün Zileli'nin sitesinde ve birçok sitede yayımlandı.  

Sizlere Gün Zileli'nin sitesinde yayımlanan yazının bağlantısını veriyoruz; şöyle ki, yazı aynı, ama altındaki yorumlar, bilgiler ve tartışmalar ilginç ve önemli:

http://www.gunzileli.com/2014/06/30/taylan-karaturkiyede-edebiyat-odulleri-nasil-verilir/

Şu ana dek 4300 kadar giriş yapılmış ve 97 yorum eklenmiş. Süreç devam ediyor.

Sorun şudur: Medya tekeli, holding-banka yayıncılığı tekeli, dağıtım tekeli ve ödül şebekeleri önümüze birtakım starlar koyuyorlar. Çoğunun edebi ve insani değeri düşük bu eserler nedeniyle halk ve aydınlar edebiyattan iyice soğuyor, edebiyatın gücü ve etkisi sürekli zayıflıyor.

Edebiyat ödülleri jürilerinde yer alan dostlarımız, okurlarımız var. Cevat Çapan, Turgay Fişekçi gibi... Onların edebi ve insani duyarlılıklarına güveniyoruz. Ödül almış arkadaşlarımız, dostlarımız var.

Fakat özellikle bu tartışmadan ve ödüller hakkında bunca olumsuz somut kanıttan sonra, ödül jürilerinde yer almayı ya da bu tür yarışmalara katılmayı daha şüpheci sorgulayacağız.

Ahlaki yönden bu derece yozlaşmış bir toplumda, üç beş güvenilir edebiyat adamının varlığı ödülleri ve edebiyat sistemini aklayamaz. Zaten eserleri birbiriyle yarıştırmanın ve birini ötekinden üstün ilan etmenin temelden sakat bir mantık taşıdığını düşünüyoruz.

Yazının çıktığı başka siteler:

http://www.kanitlar.com/turkiyede-edebiyat-odulleri-nasil-verilir.html


http://evvel.org/turkiyede-edebiyat-odulleri-nasil-verilir-taylan-kara

http://www.bize-gore.com/turkiyede-edebiyat-odulleri-nasil-verilir-taylan-kara.html

http://davetvarisraryok.blogspot.com.tr/

http://www.insanokur.org/?p=63334

Not: Haberin fotoğrafı da ne alaka diyorsanız, bu seçim, konuya çok boyutlu yaklaşmanızı kolaylaştırmak için bir kışkırtıdır. Stalin sanat-edebiyat konusunda çok yanlış işler yaptı, baskı uyguladı. Ama bugünkü sözde özgürlükçü liberallerin dünya çapındaki baskısı yanında onunki çok sönük kalır. Stalin bunları sosyalizm için yaptığına inanıyordu, bugünkü liberal faşizanlar kapitalizm için yapıyorlar.  

İnsan BU

Facebook
yorumlar ... ( 25 )
13-07-2014
13-07-2014 15:49 (1)
Ortalık iyi karışmış sanırım:) Ellerine sağlık Taylan Kara:)
15-07-2014 08:15 (2)
Bu yazıyı dört kez tvit attık, onaylıyorsanız retvitleyin dedik, sadece bir izleyicimiz retvitledi. Editörümüz bile retvitlemedi, öteki editör yardımcımız oralı bile değil. Yukarıda da gördüğünüz gibi tek yorum var. Temmuz sıcağının ortasında nereden çıktı bu mu diyorsunuz acaba? Yoksa hepten gereksiz meşguliyet mi görüyorsunuz? Lüzumsuzsa söndürelim arkadaşlar :) Bu yazıyı gereksiz gören yorum yapmasın, tvit de atmasın :) Editör Yardımcısı.
15-07-2014 21:24 (3)
Eserler yarıştırılmamalı fakat Pavlov'un keşfettiği ödül mekanizmasının insan üzerinde ne kadar etkili olduğu da unutulmamalı. Yazarı teşvik bağlamında ödül iyi bir şey. Yaptığınıza birilerinin değer verdiğini hissetmek sizi daha üretken kılıyor. Hele bizimki gibi insanların facebookta "beğen" butonuna bile basmaktan kaçındığı, mekanizmanın sadece "ceza" kısmıyla yetindiği bir toplumda eğer bir iki ödül varsa çok görmeyelim. Ödülün kriterlerini tartışmak daha ilerletici olur. AA
15-07-2014 21:49 (4)
Sayın AA,yazıyı dikkatle okursanız Türkiye'deki edebiyat ödüllerinin birkaç tane olmadığını, her aklına esenin düzenlediği pek çok ödül bulunduğunu görürsünüz. Gerçi bu da onların değerini düşürüyor, ama bu ödül sistemi özellikle 80 sonrası piyasanın tamamen şakşakçısı ve parçası bir hal aldı. Büyük sermaye medyası da işin başında ve durmadan birileri "teşvik" ediliyor, ama daima liberaller teşvik ediliyor. Herhalde liberalizmin sanattaki ana ayaklarından biri olan bu kurumun işlevini yeterince incelemediniz. İncelemeyin, ama yazıyı ve alt yorumları okumanız da yeter. Saygılar.
16-07-2014 09:31 (5)
Türkiye edebiyatçılarının bu yazıyı onaylıyor gözükmesi göz ister. Beklentileri ve korkuları dağları bekler :))
16-07-2014 13:52 (6)
Liberal dayanışmanın onda biri eleştirel sosyalistlerde yok. Onlar birbirinin eksiğini görmekten herhangi bir kampanyada da başarılı olamazlar. Bu yazının da bir sürü eksiğini göreceklerdir. Söylemesi...
16-07-2014 14:19 (7)
Ben toptan ödüllere karşı değilim... Örneğin Taylan'ın yazısında söylediği ilişkilerle belirlenmemiş olsa Orhan Kemal'in ödülünü ona küfreden birine değil Kaan'a vermiş olsalardı o ödülü desteklerdim. Hamdi Koç da gidip Yunus Nadi bilmem ne ödülünü alsın çok da umurumda değil açıkçası... Taylan'ın yazısı bir ilişkiler ağını ortaya çıkardığı için değerli. Bu ödül mekanizması üzerinden değil başka birçok başlıkta anlatıp durduğumuz bir şey değil mi zaten?+
16-07-2014 14:20 (8)
Ayrıca adına ödül konulmuş yazarların ya da şairlerin düşüncelerini ve sanat anlayışını izleyen, onunla estetik görüşleri paylaşan sonraki kuşakların o yazarın adını taşıyan bir ödülle değerlenmesini yüreklendirici de bulurum. (Ama nerede bu titizlik ve birikim.) Bu ülkede Nazım Hikmet ödülü verebiliyorlar mı? Bir kere Küçük İskender'e vermeye kalktılar kıyamet koptu. O zaman tuttular Adonis'e bir kerelik verdiler oldu bitti kapandı. Nihat Ateş
16-07-2014 16:03 (9)
Nazım hİKMET ya da bir başka sanatçı farketmez. Kimin adına verilirse verilsin jüri Doğan Hızlan olacaktır! Behçet Aysan, Metin Altıok ödüllerinin bile jürisinde Doğan Hızlan var. Bu şairlerle D.Hızlanın ne ilgisi var? Allah uzun ömür versin ama yarın K.Arslanoğlu ya da T.Kara ölse ve adlarına bir ödül konsa jüride yine Doğan Hızlan olur. Açık açık D.Hızlanın karşısındalar ama olsun. D.Hızlan çıkıp törenlerinde güzel güzel konuşur, bundan eminim. Bu sistem içinde bu kurum rehabilite edilemez. Bu kurumu kabul ederek buna muhalefet de yapılamaz bence. Umut bakırsoy
16-07-2014 16:12 (10)
Sevgili Nihat, bir önceki yorumu kim yazmışsa komik yazmış. Katılıyorum. Hızlan, senin yorumunun altına imzasını atar, benim bu yorumumun altına da atar :) Ama konu Hızlan meselesi değil, diyelim Orhan Kemal ödülünü bana verdiler. O zaman gayri-meşru ödüller hayli-meşru mu olacak? Piyasa, medya, ödül üçgeninde bir kişi daha mamalanıp liberal edebiyata karşı bir kişi daha susturulacaktı. Ya da susmadım diyelim, p-m-ö üçgeni bir kez daha meşruiyet kazanacaktı. Bu sisteme tam cepheden çarpmaktan başka çaremiz yok gibi görünüyor. Tartışalım ama. Kaan Arslanoğlu
17-07-2014 08:28 (11)
Tartışalım tabii Kaancığım. Önce şu: Bu sitede "yüksek -büyük-siyaset tartışmaları yürüttük. "Kapitalist toplumda komünist" siyaset analizleri yaptık. Sen ayrıca yıllardır "siyasetin doğası" gereği ayrıcı "kişilik" bozucu özelliklerini niteliklerini anlatır durursun. Bütün bunlar bu sitede ve aramızda dibine kadar "büyük siyaset" yapmamıza, yazmamıza engel olmadık. Bu siyaset kurumu zaten böyle deyip bir kenara çekilmemize, toptan siyasete karşıyız dememize yol açtı mı? Öyleyse soru: Biz neyi tartışacağız? Taylan'ın pek güzel ortaya döktüğü ilişkilerle belirlenene ödülleri mi yoksa "ödülün"+
17-07-2014 08:29 (12)
kendisini mi? İşte yine "sunaklarımızın" okunmanı oranları ortada. Edebiyatın, sanatın toplumsal karşılığı neredeyse sıfır. Yağız Hoca siyaset yazdığında yazısının okunma oranı ile öyküleri arasındaki oranı kıyaslayıp haklı bir serzenişte bulunuyordu. Bütün bunlara rağmen yazmaktan ve sanat yapmaktan vazgeçiyor muyuz? Evet bence ödülün siyaset gibi bir "doğası" bile yok. Onu biz yapıyoruz. İyi yaparsak iyi kötü yaparsak kötü olur. Hele bizim gibi toplumlarda sanat ve şiir gibi karşılıksız çaba namuslu, ahlaki, hak gözeten bir değerlendirmeyle neden ödüllendirilmesin? "Eserler+
17-07-2014 08:29 (13)
yarıştıralamazmış." Hele bu tez "burjuva-liberal ödül" kurumunun antitezi gibi duruyor ama "sanatın biricikliği" gibi dibine kadar bir burjuva-liberal sanat anlayışını da kutsuyor. Hiç yarıştırmaya da gerek yok, hatta yazarlar bile başvurmasın ne olur. Namuslu, hakkaniyetli bir insanlar topluluğu "Al arkadaş bu ödülü" sana verdik, desin ne olur? Bu ödül olmaz mı? Yöntem kısmı "ödül" temelinde anlaştık sonra düşünülür zaten. Sonuçta "ödül"ler sanat ve sanatçı iyidir. Moralini yükseltir, daha iyisini yapmaya yüreklendirir. Hele bu daha önce dediğim gibi kendisine "usta" bildiği bir öncülünün+
17-07-2014 08:30 (14)
veya dünya görüşünü paylaştığı bir sanatçının adınaysa daha da güzel olur. Orhan Kemal ödülünü bu juri adice veriyor diye Orhan Kemal "gerçekçi" büyük bir yazarlığından bir şey kaybetmez aksine ahlaki, dürüst ve namusluca sunulmuş bir Orhan Kemal ödülü alan yazara da büyük bir sorumluluk yükler, onun "gerçekçi" edebiyatta ısrar etmesine, araştırmasına ve derinleşmesine de katkıda bulunabilir. Nihat Ateş
17-07-2014 08:40 (15)
Sevgili Nihat, sen ödüller konusunda yakın zamanda asla gerçekleşmeyecek hayallerinden bahsediyorsun, bense 30 yıldır canımıza okuyan gerçeklerden. Bu gerçekliği değiştirmek için nasıl kamuoyu oluşturacağız yakın zamanda ve bu zararımıza çalışan ödül kurumunu nasıl gerileteceğiz. Soru budur. Fikir değiştirebilirim, fakat bu gücümüzle "şayet iyi yapılırsa iyi olur" demenin, bu ödüllerin meşruiyetini pek sorgulatmayacağını düşünüyorum. Tartışmamız bu yöndedir. Siyaset benzetmen bence tam benzememiş. Kaan A.
17-07-2014 11:49 (16)
Doğan Hızlan doğulmaz Doğan Hızlan olunur. Dünyanın en büyük edebiyat dahisini bile onun yerine koysanız yozlaşacak, bir süre sonra onun gibi davranacaktır. Güç kullananın ahlakını bozar (Lenin). en büyük anarşisti bile çarın tahtına oturtsanız 3 ay sonra çar kadar zalim olur (Bakunin). Yozlaşmanın nedeni "tepedeki yanlış kişiler" değil, "engebeli arazidir". doğru kişileri de tepeye çıkarsanız bir süre sonra bu hale gelecektir. Doğan Hızlan bir semboldür, bir semptomdur, evriminin son evresinde şimdi hürriyette yazı kırpma işleriyle uğraşmaktadır.
17-07-2014 16:49 (17)
Hayal değil niye hayal olsun Sevgili Kaan. Siyasetle de ilişkisi "ödül gerçekliğini nasıl değiştireceğiz" sorunda yatıyor zaten. Biz insanbu olarak gidip ödül jürilerini mi basacağız? Hayır. "Hayal" diye niteliğin seçeneği hayata geçirecek gerçek siyasi ve toplumsal örgütler yapacak ama onlar "büyük siyaset"le meşgul yazıp duruyoruz işte. Kültür ve edebiyat dünyasının ünlülerinin peşindeler. Biz kamuoyunu buradan uyarmaya devam edeceğiz o kadar. Örneğin TTB Behçet Aysan ödülünü nasıl veriyor? Tıpkı büyük siyaset peşindeki öteki örgütler gibi. Kimin ve kime verdiklerini bile verdiklerini +
17-07-2014 16:49 (18)
bilmediklerini bile söyleyebilirim. İçindeydik hep biliyoruz işte: Sanat sepet meseleleri bunlar, büyük siyaset yapan tabakayı çok uğraştırmadan çözelim gitsin..." Bütün bu gerçekliğe rağmen çelişkilerini ortaya çıkarıp vurgulayarak kurumları eleştirerek olabilir. Benim aklıma başka bir yol gelmiyor. Siyaset kirli, ödüller ahlaksız... E ne yani. Örnekler oluşturarak gösterebiliriz gerçeği. Bunu da kendi başımıza ancak bu kadar yapabiliriz.
17-07-2014 16:50 (19)
"Tıp bu değildir", "Edebiyat ödülleri gayrimeşrudur", "insan budur", "Bilim şaşırtır", "Alıntı bayıltır", "Hızlan semboldür", "ateş sıcaktır", "başarı kötüdür", "felsefe sefalettir", "güz mevsimdir", "Hitler haksızdır", "Stalin kötüdür","postmodernizm iğrençtir", "Alternatif tıp şarlatanlıktır", "duvarlar yanlıştır", "Kapılar kapalıdır"."Düşündüğümüzü sandığımız bize ait değildir. Doğru düşünme sonucunda gerçekleşecek olan bizi öncekinden daha iyiye götürecekmiş gibi görünür. Denemeden bilemeyiz. Düşünürken bunu da hesaba katmalıyız". Son olarak DH'lar bitmez, ödüller tükenmez.-Neler Neler
18-07-2014 11:01 (20)
Elbette ödül jürilerini basmayacağız. Ödüller hakkında bu şekilde bilgi verecek, ödüllerin meşruluğunu sorgulamaya açacağız. "Meşru değildir" diyen böylesi yazıları da yaygınlaştıracağız. O zaman insanlar ödül lafını duyunca en azından bir durup düşünecek. En azından yakın çevremizi, sonra da toplumu bu kıvama getireceğiz. Kaan Arslanoğlu
18-07-2014 22:21 (21)
2014 yılı Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’nü alan şair İrfan Çınar, yazdığı mailde bu konuyla ilgili bir link göndermiş. Linkte yazdığı ve verdiği alıntı şöyle: ülkü tamer’i çukurova ödülü’nü kazandığı için tebrik ederim. "Ödüllere inanmıyorum. Aldığım ödüllerden, benim de katıldığım seçiciler kurulu toplantılarından sonra hiç inanmıyorum. Çiçeği burnunda yazarlardık; a dergisi’ni çıkarıyorduk. İlk kitaplarımızı yayımlıyorduk. Ünlü bir şairimiz günün birinde bir öğüt vermişti bize: ‘Bu iş böyle olmaz’ demişti. ‘Kitaplarınızı sırayla çıkaracaksınız. Her yıl biriniz bir kitap yayımlayın...
18-07-2014 22:21 (22)
Biz de ödüllerinizi o sıraya göre veririz. Birbirinizi yemezsiniz.’ Yine aynı şairin, bir seçiciler kurulu toplantısında, ‘Ödülü filancaya verelim. Gerçi kitabı pek güzel değil; ama kış geliyor, evine kömür alsın’ dediğini de biliyorduk. Birkaç seçiciler kurulunda yer aldım. Gönderilen bütün yapıtları okuyan tek kişi tanıdım: Orhan Hançerlioğlu. Benim bulunmadığım kurullarda durum başkadır belki. Onu bilemem.” Ülkü Tamer, “Yaşamak Hatırlamaktır”, s. 263-264, Doğan Kitap, Temmuz 2011 Ödül aldığı halde ödüle karşı tutum sergileyen İrfan Çınar'ın desteği çok değerlidir. İnsan BU
05-08-2014 14:34 (23)
Bence ülkemizde bu konularda da tam bir kast sistemi var. Olan çalışmalarını gönderen kişilere oluyor. Baştan sanıyorlar ki dürüst bir ödül yarışması olacak. Halbuki onlar, ahbap çavuş ilişkisinde. Ancak bu kepazeliklere bir dur denmeli. Sen beni kolla, ben seni kollayayım. Mantıkları bu! İşçi öyküleri yarışması oldu yılın birinde. Yanıldım ben de katıldım. Ancak yine ahbap çavuş ilişkisi işledi ve basit konulu bir öykü, ödüle değer görüldü. Ama sonradan, kurul birbirine girdi. Ancak bunu kişileştirmemek gerekir. Mümtaz Başkaya
22-08-2014 13:10 (24)
Irmak Zileli'nin "Gözlerini Kaçırma" romanını okudum. Birincisi bende üst beklenti yarattığından ve başka şeylerden bunu bir hayli yükseklik kaybetmiş buldum. Yine de iyi. İkinci romanda olağandır deyip sonrakini bekleriz, fakat sersem sepelek ve de sası edebiyat dünyamızdan etkilenmeyse, birşey yapamayız. "Eşik" ise çok önemli, çok güzel bir roman. Neden önemli ve güzel olduğunu anlatmak için uzun yazmak gerek, roman bile yazılabilir hatta. Şaka yapmıyorum, her solcu veya solculuğa özenen yutmalı, her iyi edebiyata hasret kişi okumalı. Yine de ödüller gayrimeşrudur! T. Fikri
20-01-2015 10:10 (25)
Murathan Mungan yine ödül almış, yine başkan Doğan Hızlan. Adamlar insan ahlakıyla, aklıyla dalga geçiyorlar. (YOK YANLIŞ ANLAMIŞIZ, BU ESKİ ÖDÜLMÜŞ! BİZ DE ÖDÜL AVCISI manyağı OLDUK!) Bu konuda Gün Zileli sitesinde Şamil adlı okurun yorumu: http://altzine.net/index.php/altyorum/485-fabisadodul Bu Doğan Hızlan bilimkurgu ve fanteziden de anlıyormuş baksanıza. Adamın anlamadığı hiçbir şey yok mübarek! Nasıl bir çete bu Allahım. Ahmak solcular saçma sapan goygoylara dalıp bu adamla eleleler. behçet aysan, metin altıok bu şairlerin bu adamla ne ilgisi var.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211384
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.