Boğaziçi Üniversitesi, bir esnaf kalesi ve Nâzım Hikmet

Boğaziçi Üniversitesi, bir esnaf kalesi ve Nâzım Hikmet

Skandalsız kalan Türkiye’de, Boğaziçi’nde, Nâzım Hikmet kavgasının getirdiği açıklıkları görmeyi deneyebiliriz. Düzenin kendisi tepeden tırnağa skandala dönüşmüşse, yaşanan hiçbir şeye şaşırmak mümkün değildir. Boğaziçi Üniversitesi’nde Nâzım Hikmet Merkezi açılması başlı başına bir skandaldır ve bunun böyle olduğu açılışında bütün çıplaklığıyla ortaya serilmiştir. Ama her şey sanki dünyanın en olağan işlerinden biriymişçesine olup bitmiştir.

Skandalsız Türkiye’de, Nâzım Hikmet adına yapılan bir açılışta Orhan Pamuk’un konuşmacı olmasına önce sosyalistler şaşırmış ve tepki göstermişlerdir. Sosyalistler olmasa ve eyleme geçmese hiçbir şeyin şaşırtıcı gelmediği bir Türkiye’deyiz artık. Bunun da böyle olması olağan, topyekûn skandal bir düzene kökten bir seçeneği devrimci sosyalistler getirebilir. Türkiye’yi tamircilik değil, devrimcilik kurtarabilir ancak.

Yalnızca bugünün Türkiye’sini değil, dünün Türkiye’sini de koruyup bu tarih ve gelecek yağmacılarından kurtaracak olanlar sosyalistlerdir. Sermaye, bugünümüzü yağmalamak için tarihimizi de yağmalamak zorunda. Otuz kırk yıldır, artı değerden en çok payı, bellek silmek ve yeni bir tarih yazmak için çalışan ideologlara ayırmaları bundandır. Televizyon prof. dr.lerinin maaş ve servetleri bunun kanıtıdır. Bellek silme, tarihi çarpıtma işinde Boğaziçi Üniversitesi, bir savaş terimiyle belirtirsek, stratejik bir yerde durmaktadır. Burada Nâzım Hikmet için bir araştırma merkezinin açılması ve buraya Nâzım Hikmet Vakfı yöneticilerinin koşa koşa gitmesi, bu savaşta ne kadar güçlü olduklarının bir göstergesidir.

 

Boğaziçi Üniversitesi karşıdevrimci edebiyatın merkezidir

Brecht’in dediği gibi, A’yı söylerken B’yi de eklemek durumundayız; yalnızca, açılışta emperyalizmin savaş kışkırtıcısı Orhan Pamuk’un konuşmacı yapılması değil, Boğaziçi Üniversitesi’nde Nâzım Hikmet adına bir merkez kurulması da emekçi edebiyatı ve kültürüne bir saldırıdır. Bunun böyle olduğunu anlamak için bugüne kadar Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitimi verilen, sempozyumu yapılan edebiyata bakılabilir. Boğaziçi’nden yetişmiş yazarların eserlerinin basit bir değerlendirmesi, Nâzım Hikmet’in burayla nasıl bağdaşmadığını, “antagonist” çelişki içinde olduğunu apaçık gösterir. Türk edebiyatının halkçı ve gerçekçi çizgisinin ortadan kaldırılması için en ateşli kadrolar Boğaziçi Üniversitesi’nde istihdam edilmektedir. Bu üniversitenin edebiyat bölümlerinin temel işlevi, öğrencileri bu yolda yetiştirmektir. Cengiz Gündoğdu’nun özlü deyimiyle, “suratındaki sivilcenin acısını roman yapan” küçük burjuva edebiyatının seksenlerden sonraki doğum yeri ve korunup kollandığı ana kucağı burasıdır.

Nâzım Hikmet kavgası kopunca, bu düşüncemi doğrulamak için üniversitenin internet sayfasında edebiyat bölümünde ders veren hocaların çalışma başlıklarına hızlıca baktım. Koca Türk edebiyatı denizinde, Boğaziçili hocaların hemen hepsi yalnızca üç yazarı incelemişler; Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Pamuk. Bu yazarlar için sempozyumlar düzenlemiş, bildiriler yazmış, kitaplar hazırlamışlar. “Hace-i Evvel”, ilk öğretmen Ahmet Mithat için en özlü saptamalardan birini Tanpınar yazmıştı; “çarşının edebiyattaki sesidir.” Çarşı deyince, isyancı Beşiktaş Çarşı akla gelmemeli, Ahmet Mithat, Kapalıçarşı’nın, esnafın duyarlığını temsil eder. O yüzden Rakım Efendi, yüz altına satın aldığı bir köleyi, cariye, piyano dersi aldırıp bin altına alıcı bulacak hale getirince pek sevinir. Oysa aynı yıllarda gerçekçiliğin ilk yapıtlarından birini veren Samipaşazade Sezai’nin “Sergüzeşt”inde, bütün insani nitelikleri yok edilmek istenen kölenin, cariyenin trajik isyanı duyulur. Boğaziçi edebiyat prof. dr.leri, Türk edebiyatının araştırma ve düşün dünyasına “Sergüzeşt”i değil, Rakım Efendi’yi, Sezai’yi değil, hep ve tek, “ilk dönek” Ahmet Mithat’ı getirir. Onun dönekliğini Yalçın Küçük’ün “Aydın Üzerinde Tezler”inde uzun uzun okuyabilirsiniz.

Orhan Pamuk, Esad Mektubunda kendini yazdı

Orhan Pamuk için bir şey yazmaya gerek var mı; kendisini en edebi biçimde, Suriye devlet başkanı Beşar Esad’a imzaladığı mektupta yazmıştır. Kendisiyle ilgili kitaplar yazılarak, “fahri doktor” yapılarak, ünlendirme operasyonlarıyla dayatılarak yazar yapılan Pamuk’un asıl doğum yeri Boğaziçi Üniversitesi’dir. Merkez’in açılışında konuşmacı yapılması Nâzım Hikmet için değil, yeni kitabı bugünlerde çıkarılan Orhan Pamuk’u çok sattırabilmek içindir. Zaten merkezin kurucularından Gündüz Vassaf’ın açıklamaları ve istifası bunu belgeliyor. Açılış konuşmasına ABD’den bir üniversite hocası davet edilmiştir. Son anda, merkezin kurucuları ve yönetim kurulundan habersiz Orhan Pamuk konuşmacı yapılmıştır. Öğrencilerin alınmadığı açılış ve videodan konuşma, tekellerin ortaçağında düşün ve edebiyatın durumunu çok iyi anlatmaktadır. Konuşmanın içeriğine, bilgisizliğine değinmeye bile gerek yoktur.

Ahmet Hamdi iyi bir edebiyat tarihçisidir fakat bir yazar olarak keşfi ve gündeme gelmesi 12 Eylül’den sonradır; Boğaziçi Türk Edebiyatı bölümünün açılması da aynı sıradadır. Demek ki bir kere daha Engels’in sözünü anıyoruz; ihtiyaç keşfin anasıdır. Boğaziçi Üniversitesi, sermayenin ihtiyaç duyduğu edebiyat keşiflerinin hem anası, hem babası, kıyısında kurulduğu hisarların birebir çağrışımıyla, tam kalesidir.

Otuz yıllık verimli edebi üretimini, emekçi sınıfın şairi komünist Nâzım Hikmet’i bu kaleye kapatma girişimiyle taçlandırmak istemektedir.

Nâzım Hikmet Merkezi kurulması, bunun açılışında Orhan Pamuk’un konuşmacı yapılması bu işin tuzu biberidir. Ortada 12 Eylül faşizmiyle yaşıt, tatsız, genç kuşakların edebiyat beğenisini ve bilincini belirleyen acı bir gerçek vardır. Bugün edebiyat üzerine araştırmaya, düşünmeye başlayan her genç, Boğaziçi Üniversitesi’nde kotarılmış kitaplarla işe başlamaktadır. Bu kitapları, Osman Çutsay’ın deyişiyle “Belge’li Birikim gericiliğinin” İletişim Yayınevi basar ve yayar. Akademi bunların kontrolü altındadır. Edebiyat eleştirisi geleneğini ele geçirmişlerdir ve toplumsal ilgileri dışlayan, burjuva anlayışlarını bilimsel diye mutlaklaştıran bir hegemonya kurmuşlardır.

Koskoca Türk edebiyatından bula bula üç yazarı bulmuşlardır; bugünlerde Seyyit Nezir’in solcu damarlar keşfettiği Ahmet Hamdi’yi bir yana ayırırsak, ikisinin belirgin özelliği “esnaflığı” temsil etmeleridir. Biri onun gözüyle yazıyor, öteki bir aydın mesleği olan yazarlığı esnaflığa indirgiyor. Elbette, devrim arifesinde bir Türkiye’nin esintilerini taşıyan “Müşahedat” ve “Jöntürk”ün yazarına, hâce-i evvele hakkını veriyoruz; tekellerin ortaçağında insanın sürüleştirilmesinin, cahilleştirilmesinin bir aracı kılınan skandal bir edebiyata katlanmayı ise geleceğin tarihçilerine bırakalım.

Boğaziçi Üniversitesi, Robert Kolej’ken hocalığını da yapan ve “Aşiyan”ı, alt ucuna kuran Tevfik Fikret’i görmüyor. Namık Kemal, Nabizade Nâzım, Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Reşat Nuri, Memduh Şevket, Sabahattin Ali, Sait Faik, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Köy Enstitülü halkçı yazarlarımız Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Yusuf Ziya Bahadınlı, 40 Kuşağının sosyalist şairleri, adları sayfalar dolduracak edebiyatımızın gerçekçi birikimi Rumelihisarı’ndan içeri giremiyor. Bu, Boğaziçi Üniversitesi’nin doğasına uygundur. Bütün varlığımıza burjuva sınıfının ideolojisiyle bakışın zorunlu sonucudur.

Metris ile Boğaziçi Üniversitesi

Seksenli yılların sonunda, bu kadar sermaye üniversitesi henüz açılmamışken, Yalçın küçük, Boğaziçi’ni, “özel sektörün özel ve güzel üniversitesi” ilan etmişti. 90’larda ilan edilmemiş bir darbeyle Türkiye’nin başına oturtulan bir başbakan, Tansu Çiller bu üniversiteden çıktı. İktidara çıkış töreni ile Sivas’ta aydın katliamı bir arada oldu. Edebiyatımızın çalışkan karıncası, sosyalist bilinci Asım Bezirci orada yakıldı. Metin Altıok, Behçet Aysan, Asaf Koçak, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin, adını yazamadıklarım, hangisi için bu üniversiteden tek satır düşünce çıktı?

Sorunu hep çözümle birlikte düşünen aydınımız Yalçın küçük, Boğaziçi Üniversitesi için “Kurtuluş Yazısı”nda şöyle bir gelecek kurmuştu: “akılcı bir iktidarın ilk gününde gerçekleştirmek istediğimiz ayrıntılardan birisini daha yazmak istiyorum; Boğaziçi Üniversitesi’ni bu binadan çıkarırız. Burasını yazarlar evi yaparız. Türkiye’nin ve belki de dünyanın bu en güzel coğrafya parçası, Türkiye’nin yaratıcı yazarlarına ve sanatçılarına layıktır. Burasını, yazarlara veririz.” Hocadan esinle anlıyoruz ki Nâzım Hikmet’i, Tevfik Fikret’i, Asım Bezirci’yi, genç Hasret Gültekin ve emekçi Nesimi Çimen’i, onların çizgisindeki insan sevgisi yüklü yazar ve sanatçıları Boğaziçi’ne getirmek için akılcı bir iktidara, devrime ihtiyacımız var. Devrimin ilk gününde olacakları düşleyen Yalçın Küçük, şöyle devam ediyor: “Boğaziçi Üniversitesi için yer olarak da Metris’i düşünüyorum. Şimdi hapishane olarak kullanılan binaların, iktidarımızın başlarında özel sektöre bırakacağımız perakende ticaretle uğraşacak bilgili ve elitist bakkallar, büfeciler, sandviççiler yetiştirmek için uygun olduğuna inanıyorum.”

Ne kadar hoş, esnafın edebiyattaki sesi Ahmet Mithat ile günümüz yazıcı esnafı ilgi ve sevgisinden, Boğaziçi Üniversitesi’nin geleceğin esnaflarını yetiştirme ütopyasına çıkıyoruz. Ütopyada, tarih ve toplum içinde tencere yuvarlanmış, kapağını arıyor.

Boğaziçi’nde bir uyanış ateşi yakan FKF’li gençlere selam gönderiyorum. Yuvarlanan bu tencerenin kapağını bulmasının çabuk olmasını dileyerek bu yazıyı bitiriyorum.

B. Sadık Albayrak

 

 

Facebook
yorumlar ... ( 160 )
24-12-2014
23-12-2014 22:36 (1)
misyon okulundan ne bekliyordunuz? roberkoleç ve uzantısı bosforus... diğerleri de çok daha parlak değil hani. ama roberkoleçliler anlasın diye söylüyorum. bosforus misyon faaliyetinin, zihin devşirmenin, kendi kültürüne yabancılaştırmanın Türkiye'deki Mecca'sıdır. onlar anlar. merak etmeyin! Conan the Destroyer
23-12-2014 23:47 (2)
Ethem Sarısülük Merkezi olacak değildi ya. Bir marka olarak N. Hikmet'i kullanmakta geç bile kalmışlar. Pamuk Orhan Merkezi'ni daha erken kurmayı akıl edeceklerdir. Erguvani kişilikler önemlidir elitlerimiz için ne de olsa. mh
24-12-2014 00:12 (3)
'Ölümden korkmuyorum, buralara gömülmekten korkuyorum' diyen şairin korktuğu olmuş ve 'Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni' demişken, cenazesi mezar soyguncularınca kolonyal topraklara kaçırılmıştır adeta. Acaba bu durumu görse ne derdi kendisi? mh
24-12-2014 08:40 (4)
ÖDP'li, TKP'li uyanık solcuların ucuz numaralarına alıştık artık. Orhan Pamuk'u hunharca eleştiren ama Enver Aysever'e, Ahmet Ümit'e tek kelime laf edemeyen, edebiyatın ve sanatın solcu-sosyalist tüccarlarına dokunduğunda, şemsiyesine sığındığı örgütten dışlanmaktan korkan Jdanovcu zihniyet hiç inandırıcı değil. Orhan Pamuk da onu okula sokmayan solcular da aynı sınıfın mensubu değiller mi? İki taraf da liberal değil mi? Çıkarları ortak değil mi? Neyin kavgası bu? Kavga falan yok ortada. Danışıklı dövüş var. Yıllardır böyle.
24-12-2014 09:20 (5)
Orhan Pamuk'a bu kadar saldırılmasını anlayamıyorum. Eleştiri başka şeydir.. Saldırı başka şey. Burada da sözel bir saldırı var. Okula sokmamak bir diğer kabul edilemez terördür... Hükümetin yaptığından farkı olmayan uygulamalar... Bir de bu adamlar iktidara gelse... Düşünceye, düşünce ile yanıt verilir; ama kendilerine ait düşünce-ideoloji dünyası yetersiz olanların bu acz saldırılarının bir adı vardır... Bu kelimeyi kullanmayacağım... Bu ülkede aşağılanacak çok insan, çok kurum var... O. Pamuk'u öne almak açıklanabilir hal değildir..ogürsel
24-12-2014 09:30 (6)
Vaav, sitenin yazarları arasında da görüş ayrılığı var. OGürselin 5 numaralı yorumuyla TKara'nın linkteki yazısı birbiriyle çelişiyor. http://ilerihaber.org/protestocu-fasistler-ve-magdur-savas-kiskirticisi-orhan-pamuk-taylan-kara/7137/
24-12-2014 09:36 (7)
Kültürümüze sahip çıkan müslüman olsa. Conan O'Brien ülkemizi, kültürümüzü savunur olmuş. Ağacın eyisi özünden olur, yiğidin eyisi sözünden olur.İl için ağlayan gözünden olur. Boğaziçi üniversitesi'nde Nazım Hikmet araştırmaları için bir merkez kurulması diğer Nazım Hikmet araştırmaları için engel midir? Belgelere Boğaziçi Üniversitesi'ndeki esnaf zihniyetlilerin de ulaşması -ne kadar gerçekleşir göreceğiz- o kadar kötü müdür? Bosphorus University diye Thomas Pynchon merkezi kursalar tepki göstermeyecek miyiz? Tepki gösterdiğimiz kadar Nazım Hikmet araştırmalarına sahip çıkıyor muyuz? Nazım Hikmet'i elimizden mi alıyorlar? Nazım Hikmet onların tekeline mi geçmiştir? Nazım Hikmet'in fikirleri bundan etkilenir mi? Keşke TKP de Peyami Safa merkezi kursa...
24-12-2014 09:36 (8)
6.yoruma devam: eskiden şöyle bir yazı vardı. 5. yorumcu -düşünceye düşünceyle karşılık verilir- deyince aklıma geldi, yazı hala sitede duruyor. http://www.insanbu.com/a_haber.php?nosu=1037
24-12-2014 09:46 (9)
Şimdi Gürsel'e bir iki lafım var. Anarşizm ne demek? Önce soru sorayım. Bizde bir şeylerin, bazı kelimelerin prestijinden yararlanmak çok iyi gidiyor da, o yararlanılan kelimelerin, kavramların hakkını vermek nedense olmuyor. Komünistler komünizmin prestijinden yararlanıyor, ama çoğu zaman komünist gibi davranmıyor. Şimdi bizdeki anarşistler de Gürsel de dahil oluyor buna, her türlü iktidar ilişkisine sert tepki veriyorlar mı? Hayır. Bu ancak devletten ve hükümetten tam kendilerine gelirse... Sevgili Gürsel'in kavramadığı ideolojik hegomonya, ideolojik terör ve iktidar. Orhan pamuk aleyhine yazmak birçok gazetede kabul edilmez bir şeydir örneğin. Birçok Pamuk sevmez Radikal'de şurada burada yazabilmek için mecburen sever göründüler, yoksa dışlanmak ve hatta iş kaybetmek tehlikesi vardı. Bu kadar uç noktalar!! Gürsel bunları bilmez tabii, tuzu kuru sallar, bize demokrasi dersi verir. Gerçek anarşist asıl Boğaziçi'ndeki bu iktidar odağına tavır alırdı. Ama nerdeeee :))) Kaan Ars.
24-12-2014 10:31 (10)
Şöyle bir düşünsel-ruhsal durumdayız, toplum olarak mı desem, olaylara kafa yoran insanlar olarak mı desem...; İTİRAZ İSTEMEZ, ARIZA ÇIKARMA! ne ilginçtir ki bunun böyle olmasını bizden sıradan devlet dairesi, belediye, üniversite, minibüs şoförü de ister, düşünce sitesi yorumcusu da. Bir de üstüne 'acizlik', 'düşünce dünyası yetersizliği' teşhisini de koyarak... Ardından bizim gibilerinin, maazanallah iktidara gelirsek nasıl da kelleler uçurabileceği korkusunu alttan alta yaratarak. Pamuk Orhan her türlü aracı kullansın bireysel tüm "kazanç"ları için ama biz ona karşı burada iki üç tane ironik, eleştirel laf edemeyelim, bir kaç öğrenci sesini yükseltemesin. Halbuki düşünceye düşünce ile karşılık versek, Pamuk Orhan'la şömine karşısında hoş sohbetler edip, ona yumuşak katkılarımızı sunsak (eleştiri değil zinhar) ne güzel olur şu bizim düşün dünyamız. Asıl eleştiriye tahammülsüzlük değil midir faşistlik? (ben o kelimeyi kullanıyorum). mh
24-12-2014 10:32 (11)
sayın 9 numara, ama gürsel bey daha önce anarşistlikten ne anladığını yazmıştı. demişti ki: yüzde elli marksistim, yüzde yirmi beş anarşist, yüzde yirmi beş de agnostik. kendisi daha dün gece bunları yazmıştı buraya. Bakınız: Auschwitz Duygusu 3 başlıklı yazının altındaki 13 numaralı yorum. Yani karşınızda çeyrek anarşist var sayın arslanoğlu. ona göre ad hominem yapın gürsel beye. haksızlık etmeyin.
24-12-2014 10:32 (12)
Bir "çeyrek anarşist" olarak yazıyorum. Hiyerarşi ve tahakküm içeren ilişki içermeyen toplumsal kültürü geliştirme (birden olamaz tabi) anlamında kullanıyorum anarşizmi.. İktidar ise her zaman "yoğun" denetlenmiş yapılar olmak zorundadır. Bu anlamda anarşist geleneklerin hepsine sahip çıkacak değilim.. Sonuçta düşünce üreten kurumlara, kişilere düşünce-yazı-söz ile karşılık verilir.. Örneğin D. Perinçek parti binası içinde bir Nazım Hikmet odası açılışı yapsa.. Daha mı samimi olurdu? N. Hikmet kimsenin malı değil; önünde sonunda kötü bir şey değil bu... Bunlar Liberalce değil mi? Ben sol liberalizme karşı değilim... Bu adamlar iktidara suç ortaklığı yaptı dersen, şimdi İP'ye bakın derim.. ÖDP de sol liberal değil mi?.. TKP de 19. yy sosyalisti; geriye kim kaldı... Bildiğim şu var... Bilenler son 20 yıldır hep geriye gidenler... Nicelik, nitelik, teorik, ideolojik.. hep geriye... Bilmek bu mudur? Tuzu kuruluğa gelince.. Kişisellik üzerinden konuşmak sağlıklı olmuyor..ogürsel
24-12-2014 10:41 (13)
Tuzu kuruluktan kastım şudur Gürselcim: Sen edebiayasanatdüşünce-medya piyasasını bilmiyorsun, içinde olmadın, buraya yazı gönderiyorsun yayımlanıyor, bir Zileli'nin sitesinde yazıyorsun geri çevrilmiyor. Bizim gibiler 30 yıldır bu işin içinde az tekme, sansür yemedik. Enver Aysever mesela sokaktaki kedi köpeği bile çağırdı programına bizi çağırmadı (CNN de tam sansürlüyüm) , Bugün OOrhan P olur ertesi gün Taha Akyol veya Doğan Hızlan, kime laf ettiysek dışlandık. Pamuksa pamuklarla karşılandı çünkü iktidar o, ideolojik iktidarın şefi o. Devlette Erdoğan neyse, ideolojide Pamuk o. Bunu içinde olmayan göremez, ama görmesi gerek. Anarşizm komünizm muhaliflik o kadar ucuz değil. Ucuz zanneden her kimse TKP de olsa ÖDP de yedirmeyiz. Gereğini yap deriz, politika alanı laçkalık panayırı değil. Kaan A.
24-12-2014 11:16 (14)
Oysa muhaliflik ucuz olmalı! Devlet de öyle diyor.. Ucuz değil! Ama olmalı! Biz olmasını isteyenlerden değil miyiz? (şirretliği, terbiyesizliği kast etmiyorum elbette) Ucuz ya da pahalı, zamanı geldiğinde fatura çıktığında da insan ödemeli... ama ben "ucuz" olmasından yanayım... herkes için.. Dışlanmaya gelince... Doğru yerden dışlanıyorsunuz! Tüketimci, reklamcı, samimiyetsiz, gayrı insani bir dünyadan dışlanmanız normal değil mi? Sorun oradan dışlanmak değil; gidilecek yer olmaması; gidilecek yerin-bölgenin-alanın yapılması, üretilmesi... Gerçekten insanı düşünen, çağı içinde acı çeken varlığı gözeten, geliştirmeye çalışan..gelecekten ve yaşanılan hayattan kendini sorumlu gören.. vs.. sanatçıların, yazarların bir araya gelerek bu "insani dünyaya" üretim yapacak sanatçılar dünyasını yapabilmek.. O tarafı birbirine çıkarlar bağlıyorken, bu tarafı birbirinden egolar ayırıyor değil mi? Kabahatin tümü O.Pamuk'da mı gerçekten? O bir günah keçisi olmasın sakın! gürsel
24-12-2014 11:17 (15)
Kuşları çok sevdğini söyleyen bir araştırmacıya sormuşlar: Tanıdığınız onca kuş arasında en sevdiğiniz üç kuşun adını söyler misiniz. ''Kargadan başka kuş tanıma'' demiş araştırmacı. Bunlarınki o hesap. Celal İlhan
24-12-2014 11:20 (16)
Üfff be Gürsel üüüüf.. Bunun cevabı bu mu şimdi? Kabahatin tümü Orhan Pamuk'ta diyoruz biz. Evet öyle, o giderse her şey hallolur diyoruz. Yahu bir de ego'dan bahsediyorsun. O alanda tecrübem yok, de geç, her şeyi bilmek zorunda değilsin ki!!! Kaan
24-12-2014 11:32 (17)
Garip görünse de Kaan ile çok benzer hissediyorum. Hatta beni altyapım Birikimci-Bilgicilerle benzeşse de buraya bağlayan bu. Bütün yazdıklarım farklı bedellere dayanmakla birlikte Kaan'ın kendi "okul"u ile çatışması gibi bu tayfa ve kültür ile hesap kesmek üzerine. Tuzum kuru görünse de yamyaş, gerçi tuzsuz yiyorum. Bakın nasıl: Üniversite yıllarında hempalarımın çoğu Boğaziçi'ne konuşlandığından bende İstanbul Üniversitesini ve Tıbbı beğenmeyip benim için birincil olan kültür ve düşünsel faaliyetlerimi buraya yatırdım. Tiyatro, müzik, felsefe. Mozaik de buranın ürünüdür. Zaman içinde -tamam bilinçli bir ayrımcılıktan söz edemem- kendi seçtiğim alan ve onun sorunları çerçevesinde çatır çatır sistemin dışına tükürüldüm. Buz gibi sınıf farkıydı bu. Kadın erkek ilişkileri, insanlara karşı sorumluluk, mecburi hizmet (gitmedim bu arada), eğlence anlayışı, şu bu. Yurtdışına gidip döndüğümde ben tamamen zamanın gerisinde kalmış, taşralı olmuştum, onlarsa 90'ların liberalliğinin prensleri.
24-12-2014 11:48 (18)
Ben orta sınıfın küme düşenlerini seçmiştim, onlar yükselenlerini. Şimdiye baktığımızda; ben çoğundan çok para kazandım, dünyayı gezdim, Hancock Tower'de yemek yedim, Emirates'in Business'inde uçtum, Tayland'da konuşma yaptım, Sait Halim Paşa'da toplantı düzenledim ama hiç bir zaman o gustoyu yakalayamadım, o lige giremedim, istemedim de. Doğrusunu isterseniz; liberal de değilim, Bülent Somay zamanında "sen genetik olarak anarşistsin" takdisini yapmış olsa da modifiye kemalistim olsa olsa, kumaşım bu. Bugün gerçekten tehdit altındaki üniversitem, üstü çizilmiş fakültem için araştırmada bir dala tutunmaya çalıştığımda bakıyorum ki karşımda yine Boğaziçi ve onun uzantıları, Koç, Sabancı, Bilgi. Hiç birinin doğru dürüst sağlık bilimleri yok, bırakın köklü bir hukukları yok. Ama ne zaman havalı bir proje olsa, İlaç Temel Araştırma Merkezi, Sağlıkta Kümelenme, ne zaman uluslararası prestijli bir araştırma bağlantısı olsa (ör. NIH) hep bunlar.Biyomedikal, genetik mühendisliği,moleküler pırt
24-12-2014 11:49 (19)
O.Pamuk protesto edildiği gün, izmirde bir üniversitede grup yorum fiziksel saldırıya uğradı, üyesi yumruklandı (protesto edilmedi, yumruklandı). Hacettepe üniversitesine doç dr. fikret başkaya rektörlükçe sokulmadı. O.Pamuk protestosunu faşist bulanların, U.Uras'ın, DSİPçilerin hesaplarına bakın, tek bir tepki verilmedi. Gık çıkmadı. İzmirdekini kürt milliyetçileri yaptı, hacettepedekini yönetim. O.Pamuk, üniversiteye sokulmadı falan değil, sadece 2 tane pankart asıldı, törene "protesto olur" diye öğrenci bile alınmadı. Şunu görüyorum: O.Pamuk protestosunu faşist bulanların (O.Gürsel'i tenzih ederim) derdi düşünce özgürlüğü, zorbalık vs değil. O.Pamuk, bir fikirdir, bir temsildir. bu fikri destekliyorlar. Öbür tarafta dünya yanmış umurlarında değil. Pamuk'un savaş kışkırtıcılığı ile ilgili söyleyecekleri ne var? Çünkü onlar da "sonun Esed gibi olur" cümlesine katılıyorlar. Bu savaşlara itirazları yok. Mesele bu.
24-12-2014 11:49 (20)
nörobilim. Yeni yeni icatlar, uzaktan kumandalı japon ..nelikleri (F. Şensoy). Kültürde yapılanla bilimde yapılanın paralelliğini, içimizdeki öfkenin benzerliğini anlatabiliyor muyum acaba? Bu yüzden burada, bu stalinist mi, kemalist mi, liberal mi, jakoben mi, ne diyorsanız onların yanındayız. Yne acaip olacak ama Oktay Sinanoğlu diye bir adam vardı, onun kitabından bakabilirsiniz Boğaziçi'nin kimyasına. Kafanızı şişirdik. YÜ
24-12-2014 11:49 (21)
http://ilerihaber.org/protestocu-fasistler-ve-magdur-savas-kiskirticisi-orhan-pamuk-taylan-kara/7137/
24-12-2014 12:34 (22)
orhan pamuk savaş kışkırtıcılığı falan yapmıyor. eli kanlı bir diktatörü uyarıyor. bu kadar basit. kadıköy iskelesinde 29 ekim kutlaması yapan komik tkp'liler bir zahmet millete solculuk dersi vermeyi bıraksınlar. orhan pamuk'u hiç sevmem ama bu ödp tkp tayfasından daha devrimci olduğu kesin. daha ermeni soykırımını bile kabul edemiyor bunlar. komünistlik neyinize.
24-12-2014 12:51 (23)
Çook devrimci çook. AKP'yi destekleyip Esed'e şu alçak mektubu yazan adamdan daha devrimci kim olabilir ki! http://haber.sol.org.tr/dunyadan/orhan-pamuktan-esada-sonun-kaddafi-gibi-olur-haberi-63971 Murat Belge devrimcisi... Ömer Laçiner devrimcisi... http://www.milliyet.com.tr/orhan-pamuk-tan-ak-parti-ye-ovgu/siyaset/siyasetdetay/14.05.2012/1540162/default.htm Bu adamlar çamur tutmuyor, ne yapsalar devrimci olarak kalıyorlar.
24-12-2014 13:19 (24)
o.Pamuk bir yazar. Ve benim de içeriğine, ifadesine katılmadığım çirkin bir mektuba imza atmış. Savaş kışkırtıcısı olarak değil; BATI emperyalizm yanlısı olarak..Yine de bu bir ifade özgürlüğü sınıfına girmez mi? O zaman o toplantıya katılsa ve sorulsa."Hala öyle mi düşünüyorsunuz?" Sonuçta ifade özgürlüğünü engelleme girişimidir bu. T.Kara (bence mektubu yanlış anlamış) diyor ki, her yerde kendini ifade ediyor zaten.. Burada edilmesi engellenmiş de ne olmuş? Bu mantık tehlikelidir! Bu arada ben hastanede sürekli suriyeli sığınmacıları görüyorum.. Tüm kadınlar kara çarşaflarla örtülü! İyi bakalım sığınmacıların haline-kültürüne..Anlıyorum...Orada sünni halk(bizim kürtlere yaptığımız gibi) kaderlerine terk edilmiş! Ve kürtler de isyan etmişti! Peki, isyancı kürtlere saldıran dönemin egemenleri için ne düşünürdünüz? O mektup zamanlama olarak da kötü;çirkin bir içerik ve kasıtta.Bana, sana göre!Ama bir ifade özgürlüğü içindedir;aynı yöntem içinde yanıtlanmalıdır.Yöntem yanlıştır.ogürsel
24-12-2014 13:28 (25)
devam edelim.. "Sen Stalin'i nasıl savunursun? O milyonlarca insanın ölümünden doğrudan sorumludur. Kanıtlı belgelere göre 44.000 kişi infazını imzalamış...".. Ne olacak şimdi? A. Öcalan... "katil..." ve çok seveni var.. Ne olacak şimdi... M. Kemal... Dersim katliamcısı.." onu savunamazsın... ne olacak şimdi.. Bu ifade özgürlüğünü kim, ne'ye göre saptayacak... Bu yol yanlıştır... Yöntem yanlıştır... Bu yöntemi savunanlar yarın bir sebeple lafları ağzına tıkılırsa yakınmaya bile hakları kalmaz..ogürsel
24-12-2014 13:29 (26)
Mektup 2013 yılında yazıldı, hiç öyle 100 yıl önce falan değil. IŞID kafa kesiyordu, ÖSO kimyasal silahlar kullanıyordu, El Nusra okul basıyordu. Hiç yamalamaya çalışmayın Sayın Gürsel. O.Pamuk bunların hiçbirini ama hiçbirini görmüyordu. O.Pamuk'un ifade özgürlüğü kısıtlanmadı. Üniversiteye sokulmaması diye birşey de yok. Tersine, protesto edilmesin diye içeriye öğrenci alınmadı. Protestocuların yaptığı 2 tane pankart açıp protesto bildirisi dağıtmaları... Bu mudur kısıtlama? Tayyip Erdoğanın protesto edilmesine ne dersiniz O.GÜrsel? Onun ifade özgürlüğü? Burhan Kuzunun siyasal bilgilerde protestosuna? O.Gürsel protestoyu iptal ediyor. Savaş kışkırtıcısı da olsa, Bush da olsa ifade özgürlüğü var. Sorularla terletelim değil mi. Aynı gezegende mi yaşıyoruz sayın O Gürsel?
24-12-2014 13:44 (27)
Bakınız Pamuk Orhan'ın ifade özgürlüğü için tüm medyalar ona açık. O her şeye rağmen, perdeden konuştu ve dinleyenlerin ne düşündüğüne aldırış etmedi, görüşlerini de almadı onların ve diyeceğini dedi, arkasını dönüp işine gücüne devam etti. Hiç bir şeyi engellenmiş olmadı ki ve bence bu tek taraflı aktarım onu daha da mutlu etti, intikamla karışık bir duyguyla...Halk'ın Sünnisi olur mu bilmiyorum, varsa da nasıl ayrılır bilemem ama Sünni-Kürt güzellemesi nasıl buraya geldi onu anlamadım. Gerçi Pamuk, Ermeni-Kürt diskuru çekmişti Nobel'e giden yolda...mh
24-12-2014 13:44 (28)
Emmoğlu, kaç kişi kaç açıdan aynı şeyi söylüyoruz. Niye bu hadiseyi ısrarla münferitleştirme çabası? Karşımızda kafaları kompradorlaştırmak, "misyoner" yetiştirmek için Walt Disney gibi, filmiyle, romanıyla, hediyeliğiyle, estetiğiyle Disneyland'ıyla kurulmuş bir makine var. Öteki de onun son sistem, engineered bir "ürün"ü, militanı. Kültür-sanat-bilim alanında bununla uğraşmayacağız da neyle uğraşacağız? Hani benim yazıyı çok güzel kurtardığından dile getiremiyorum ama son bir kaç yorumuna bayağı ısınmıştım, üzme beni...Siranuş
24-12-2014 13:59 (29)
Sorun şu,bu gezegen aynı şekilde kirletiliyor! Tayyip E. iktidardadır ve sözleri "yürütmeye" dahildir.Bizzat kullandığı yürütme aygıtları o sözleri hayata geçiriyor. Zor kullanıyor ve zora karşı zor, meşrudur! O. Pamuk'un sözü ve yazısı var.Denk yanıt verilmek zorundadır. Bu gezegen gücü eline geçirenin muhalifini ezmek üzere kurgulanmış-ezberlenmiş insanların hükmünde 7 bin yıl geçirdi.Geldiğimiz yere bakalım.Her gelen eskisinden de zorba; TSK vesayetini kaldıranlar şimdi onu aratıyor.Ve Bolşevik devrim de geçmişi arattı!Kitlelerin haklı bir dava için ayağa kalktığı yerde şiddete ihtiyaç olmaz!Ya da meşruiyet kazanır! Şiddete şiddetle "yanıt ilkesi" sorun çözüyor mu?Şiddeti öne alan "felsefe" insanlara kazanım sağlıyor mu? Yalnızca patronlar-egemenler değişiyor!Yeni sömürücü bir sınıf ortaya çıkıyor. Bu N.Hikmet meselesinde ortalığın bu denli karışması bir bardak suda fırtına kopartmaktır.O.Pamuk'u savunmuyorum;silahı yalnızca yazı-söz olanın ifade özgürlüğünü savunuyorum ogürsel
24-12-2014 14:00 (30)
İnsanın enerjisi sonsuz değildir. O yüzden seçim yapar hergün, insan kafası ve tüm canlılar böyle çalışır. Enerjimi en ekonomik, en yararlı nasıl kullanayım. Dedik ya gücü sonsuz değildir, önünde mücadele etmek için sadece bir veya iki hedef belirlemek zorundadır. Sevgili Gürsel, büyük bir gönül adamlığıyla bizim gücümüzü Pamuğun muazzam gücüyle bir tutuyor ve iki tarafa da hakkaniyetli davranıyor. "O haksız, ama siz de onun lafını kesmekle haksızsınız!" çünkü tarih ötesi büyük adalet kılıcı onun elinde. Biz neyiz Gürsel, kimin sesini kısabiliriz, Pamuk'un sesi ne? Gürsel bu mantıkla yani iki tarafa eşit davranmakla zayıf ve ezilen bizlerin hukukuna karşı egemenlerin hukukunu savunuyorsun. Anarşistlik bu değil, Marksistlik bu değil, solculuk bu değil. Delikanlılık bu hiç değil. :))) Kaan
24-12-2014 14:04 (31)
Arkadaşım Gürsel bey, 29 numara. Bir tartışmada haklı çıkmak için yalana başvurmak zorunda değilsiniz. Kim Pamuk'a zor kullandı, bu kadar da çarpıtma olmaz ki. Salona girmek isteyen öğrenciler alınmamış, zor varsa belki burada vardır. Üfürmeyin havaya.
24-12-2014 14:08 (32)
ben egemenlerin yöntemlerinin kullanılmaması gerektiğini savunuyorum. Yöntemlerini egemenlerden "kopyalamış" mazlumlar, geleceğin zalimleri olmuşlardır.. olurlar da! ogürsel
24-12-2014 14:08 (33)
O Pamuk'un sözü ve yazısı varmış. Yahu bu kadar kör bir adam nasıl siyaset yazar. O. Pamuk ABD'nin dünya ölçeğinde yürüttüğü katliamların savunucusu ideologlardan biri ne sözü ne yazısı. Pamuk'un Türkiye üstünde Obama'yla birlikte neredeyse Obama kadar gücü var. Belli açılardan daha fazlası var. Bunu anlayamayanlar Türkiye'de yazı mazı yazıyor. Off ki of hocam.
24-12-2014 14:16 (34)
gürsel beyin yüzde yirmi beşlik agnostiklik kimliğini de hesaba katın öyle değerlendirme yapın sayın 30 numara
24-12-2014 14:16 (35)
Gürsel bey, o zaman Gezi'yi niye savunuyorsunuz durmadan? Öğrenmek için soruyorum. Gezi'de Taksim'de veya başka yerde iktidarı savunanlardan herhangi birine söz hakkı verildi mi? Ben verilmediğini sanıyorum. Biri gelseydi verilecek miydi? Hiç sanmıyorum. Varsayın Pamuk Gezi'ye geldi, ve yaptığı abuk sabuk konuşmalardan birini yaptı, biri de çıkıp adamı ıslattı. Bu yanlış mı olacaktı? Deseydi ki, TOKİ iyidir, şehirleşmeye böyle karşı çıkmamak lazım falan. Sizi anlamak gerçekten güç.
24-12-2014 15:03 (36)
Sn Gürsel,savunmalarınızın iler tutar hiçbir yanı yok!Dahası,yanıt vermeye devam ettikçe iyiden iyiye raydan çıkıyorsunuz.Düşünce özgürlüğü adına söylediklerinizin hepsi tel tel dökülüyor.Bakın şimdi de yaylım ateşiyle düşünce özgürlüğünüz kısıtlanıyor!
24-12-2014 15:16 (37)
gürsel bey ben size dün gece bu sitenin okurlarının yüzde doksanı dogmatik stalinisttir demiştim değil mi? şimdi haklı çıktım mı çıkmadım mı?
24-12-2014 15:19 (38)
Yahu itiraz edenlerden biri de benim, ne Staliniztim, ne dogmatikim. Fakat burada çok açık bir gerçek var, göz göre göre çarpıtılıyor. Ben doğruistim, mantikistim, hakistim. Ama şu da gerçek: Sizin gibiler hiç olmayacak adamı Stalinci yapar. Mantıkla, akılla bu kadar oynarsanız hakkınızdan ancak Stalin gibiler gelir. Kaan A.
24-12-2014 15:32 (39)
kaan beye yine telefon gelmiş anlaşılan. bu seferki kesin aydemirden.
24-12-2014 16:40 (40)
Fil ve fare'nin mücadelesinde sonuç bellidir. Pamuk her mecraya sızmıştır ve azgın bir iştahla invazyonunu sürdürmektedir. Siz, ona fare direnci bile göstermemizi ayıplıyor, 'hop kardeşim, bacağına tekme atma' diyorsunuz.
24-12-2014 16:40 (41)
YAYINLANMADI!. şaka, Kaan Bey aklından geçeni yazsaydı da ben editör olsaydım üzerine bir fantezi. nasıl oluyormuş anonim genç siğillere maruz kalmak? o zamanki Drakula'dan sevgiler ve itidal davetleriyle
24-12-2014 16:55 (42)
1. "O.Pamuk konuşturulmadı" ifadesi bir yalandır. "O.Pamuk tehdit edildi" cümlesi ise bir iftiradır. O.Pamukla ilgili olan şey, 2 pankart ile yapılan açıklamadır. 2. Protestocu öğrenciler,protesto ederler diye salona alınmamışlardır, engellenmişlerdir. 3. Ortada bir tartışma zemini, "fikir yarıştırma" yoktur. Asimetrik bir güç dengesi vardır. Ortada olan özel güvenliktir, öğrencilerin engellenmesi vardır. 4. O.Pamuk'un Suriyeyle ilgili görüşü AKp ve RTE ile aynıdır. O.Pamukun fikri, devletin resmi görüşüdür. Pamuk'un Esada yazdığı mektubu, AKP hükümetinin bir açıklaması olarak verseniz hiç kimse fark etmezdi. 5. İktidar olan Pamuk'un düşüncesidir. En küçük bir protestoda bile 100lerce güvenlik kuvveti, çevik kuvvet o öğrencileri döverek göz altına alırdı, almıştır, onlarca örneği vardır. 6. Rektörlükçe desteklenen, polislerce korunan hükümet savunucusu birinin "konuşma özgürlüğü kısıtlandı" demek gerçek bir palavradır. t.kara 6. Grup yorum ve fikret başkayaya yapılan
24-12-2014 17:04 (43)
6. grup yorum ve fikret başkayaya yapılan apaçık bir ifade özgürlüğü ihlalidir, grup yoruma fiziki saldırı da olmuştur. http://deligaffar.com/2014/12/21/tamam-orhan-pamuk-sanatci-peki-grup-yorum/ O.Pamuk duyarlılığı gösterenlerin sessizliğine nasıl bir anlam yüklemeliyiz? 7. Özgürlük daima "azınlıkta olan", "güçsüz olan", "ifade kısıtlılığı olan"ın özgürlüğüdür. O.Pamuk, güçlü, "fikri iktidarda olan", arkasında muazzam bir uluslararası desteği olan, "hiç kimsenin kullanamadığı kadar ifade özgürlüğü"nü kullanan birisidir. O.Pamuk'un mektubundan "fikir özgürlüğü kısıtlanmış muhalif yazar" çıkmaz, "uluslararası konjonktürü ve hükümetin görüşlerini arkasına alan güçlüden yana bir insan" çıkar. Mektup internetten okunabilir. Böyle insanlar protesto edilir. Edilmelidir. T.Kara
24-12-2014 17:20 (44)
Toparlayalım.. (1)Orhan P.'a fiili bir saldırı yapılarak ifade hakkı önlenmedi. Tehdit edilerek önlendi. Bunu konuşuyoruz. Bu doğru oldu mu? Bence değil.. Nedenlerini de açıkladım; ikna edemedim. İkna da olmadım. Zamana bırakalım! (2)Ermeni etnik temizliği açıklaması ile de tehdit almıştı.(Ben de bu Ermeni açıklamasını özünde doğru olsa da, zamanlamasını "manalı" bulanlardanım!) Bu tehdit doğru muydu? Ama öldürülmedi diyemeyiz.. (3)Yukarıda RTE ve B. Kuzu üzerinden kurgulanan örneğin bir benzeri de Gezi ile ilgili verilmiş. İktidar-muhalefet örneği yanlış örneklerdir. Örneği şöyle verelim. İstanbul üniversitesi bir Cemil Meriç araştırma merkezi açılışı için K. Arslanoğlu'nu çağırıyor! (Olur ya bir aptallık yapıp çağırdılar; N.Hikmet için O.Pamuk'u çağırmaktan daha akıllıca aslında!) Bu konuda kitabı da var.. Ama o okulda "sağ görüşlü" öğrenciler, Boğaziçinde olanların aynını yapıyorlar. K.A gelmesin ha! (devamı var)
24-12-2014 17:21 (45)
Bu konuda son kez yazıyorum.O.Pamuk yüz binlerce polisi olan bir adam değildir (ki N.Hikmet adına konuşmaya da layık değildir!) Söz'ün iktidarı ise yine de söz ve yazı ile mücadele zorunluluğu vardır..Tehdit etmek aczin ifadesidir... Sözünden-düşüncesinden başka gücü olmayan birisine sopa göstererek susturmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Ama örgüt içi infazlara kimsenin sesinin çıkmadığı bir ülkede konuştuğumu unutmuşum! Pardon! (Grup Yorum'a üniversitede söyleşiye gittiklerinde saldırmışlar! Yumruklamışlar. Şimdi ben çok daha gür bir sesle yapanları aşağılayabilirim ve inandırıcı da olurum! ) ogürsel
24-12-2014 17:28 (46)
Sevgili Gürsel, düşüncen çok hastalıklı ve faşizan. İkide bir bizle, benle iktidardaki güçleri aynılaştırıyorsun. Kaan'ı Cemil Meriç konferansına çağırsalar, tehdit edip oradan kaçırsalar iyi miymiş? Karşımdaki sağcıda olsa solcu da olsa onun beni tehdit edip kaçırma hakkı vardır, bu yaptığımız siyasetse siyasi davranmak, kıvırtmamak zorundayız. İKİNCİSİ VE DAHA ÖNEMLİSİ: Ben iktidarda değilim Sevgili Gürsel, kafan bunu ne zaman alacak, ben, biz sansür edileniz, dışlananız, bunu Pamuk'un bir parçası olan iktidar yapıyor, yüzlerce örneğini anlattım. Sen hala faraziyeyle ikimizi bir tutmaya çalışıyorsun, bu gerçekten faşistçe bir düşünce. Ezilenin attığı bir taşla, ezenin napalm bombasını bir tutan zihniyetten sola bir hayır gelmez, insanlığa da gelmez. Entel saçmalığı sadece faşizme yarar. Zaten hep öyle oluyor. Kusura bakma. Kaan A.
24-12-2014 17:57 (47)
Arslanoğlu'na katılıyorum. Biz İnsancıl'ı çıkarırken birine dergimizi verdik, okur musun, diye. Almam da okumam da dedi. Niye diye sorduk. Siz Murathan Mungan'ı eleştiriyorsunuz, hedef gösteriyorsunuz, dedi. Ne hedefi gösteriyorsak. Eleştirmeyecek miyiz, eleştirmeyeceksiniz, dedi. O Sola hizmet ediyor, siz sola karşı kampanya yapıyorsunuz. O aylarda da M.M her televizyon kanalında, her gazetede yüzünü görmediğimiz bir gün yok. El üstünde tutuluyor. Ama eleştirmeyecekmişiz. Bu faşistlikmiş. Bunların zihniyeti hep aynıdır. Sol görünümle sol görünümlü iktidar sahiplerini savunurlar solda.
24-12-2014 17:41 (48)
çok ucuz bir demagoji yapmışsınız sayın kara. kime göre neye göre iktidarda olanla güçsüz olanı ayırıyorsunuz? ermeni soykırımı var dediği için sürekli polis korumasıyla, ölüm tehditleriyle yaşamak zorunda olan orhan pamuk iktidar, onu protesto eden tkp'liler, 30 ağustoslarda, 29 ekimlerde kutlama mesajı yayımlayan, miting yapan cici tkp'Liler güçsüz öyle mi? bunların hangisi devletten yana hangisi zulme uğramış bir daha düşünün. iki tane dandik ulusalcı yayında köşe yazacağım diye bu nasyonal sosyalistlerin milliyetçi tepkilerini meşrulaştırmanın gereği yok. argümanlarınız zayıf. burada orhan pamuk'un dünya görüşünü veya edebiyatını savunan yok. peşine takıldığınız ip-tkp tayfası, siyasi açıdan, iktidarla girdiği ilişki açısından orhan pamuk'tan bile daha geri bir konumda. bunu söylüyoruz. boğaziçindeki protesto, devrimci değil milliyetçi saiklerle yapılmış bir protestodur. orhan pamuk akıllı olsun diye bağıran yasin hayal'den bir farkları yok.
24-12-2014 17:46 (49)
48 numaralı liboş kardeş, çok pahalı, Paris-Londra-NewYork moda haftası demagojin var. Pamuk efendi nerede yaşıyor, çoğunlukla ABD'de. ABD Kızılderili Soykırımını, Japon soykırımını, Vietnam Soykırımını kabul etmiş mi? Sor bi bakalım. Sonra gel görüşürüz. Etmiş ise ben de Ermeni soykırımını kabul edeyim seni Milano moda haftası, Newyork kafalı seni. Rumuz: Önce Bayanlar
24-12-2014 18:04 (50)
çık aradan 49 numarada oturan nazi. ciddi mesele konuşuyoruz. başka başlıkta sululuk yaparsın.
24-12-2014 20:40 (51)
48 nolu yorumcuya: -"Ermeni soykırımı"nı ilk O.Pamuktan duyduysanız gerçekten gülünç. O ulusalcı diye aşağıladığınız Yalçın Küçük^ün 70 li yıllarda yazdığı türkiye üzerine tezlerine bakın. -Dünyada ve türkiyede yaşıyorsanız kolaylıkla görürsünüz: NYTimesdan Der Spiegele, Zamandan Hürriyete kadar heryerde O.Pamuk'un söyleşileri, yazıları yayınlanır.Protestocularınkini duydunuz mu hiç? -Protesto eden FKFliler, ölmeden 3 ay önce H.Dinki konuk etmişti. FKFnin bu protestosunun neresinde "milliyetçi saik" gördüğünüzü açıklamak sizin hayal gücünüze düşer. Bu gülünçtür. -O.Pamuk, AKPyi överken, emperyalizmin milyonların yaşamına mal olan politikalarını aşağılık politikalarını desteklerken hep muhalif hep devrimci hep mağdur; biz onun fikir özgürlüğünü kısıtlayan milliyetçileriz! -Size gerçekten imrendim. İstediğinizde görmeyeceğiniz bir ilişki yok. O. Pamuk'ta devrimci ve mağdur gören bir insan, heryerde herşeyi görebilir. T.Kara Devam
24-12-2014 18:21 (52)
48 nolu yorumcuya: -"Peşine takıldığınız ip-tkp", -iki tane ulusalcı yayında köşe yazacağım diye"... Bu sözleriniz bana, kişiliğime hakarettir. Aşağılamadır. Beni, bu yazıyı "bu yayınlarda yazmaya devam etmek için yazmakla" suçluyorsunuz. Bunu küfür olarak algılıyorum. Çok şey söylenebilir, ama susuyorum. Ayıp diyorum sadece. Ayıp... Size yazacağım son yanıttır. T.Kara
24-12-2014 18:31 (53)
44'e, N. Hikmet - O. Pamuk zıtlığını, Cemil Meriç - K. Arslanoğlu örneğine benzetemezsiniz zira O. Pamuk 'sahici' bir adam değildir, hep uygun rüzgarı yakalamaya çalışan bir projedir ki, bir benzeri de Elif Şafak'tır örneğin. K. Ars. ise işte karşımızdadır, gördüğümüz kadarıyla, gücünün yettiğince sur'da bir gedik açmaya çalışan bir adamdır, hesapları olmayan ve içtenliğinden şüphe duyulmayan. N. Fazıl Kısakürek - Ahmet Altan bu zıtlığa daha iyi bir örnek olurdu kanımca. mh
24-12-2014 18:39 (54)
48 numara DSİPçi bir trol sevgili taylan , adını bile yazmadan 30 sözcükle konuşuyor. makinalı tüfek gibi ona buna ulusalcı, milliyetçi diyen bir dil kısırı. Muhalefete muhalefet...Uluslararası rüzgarları iyi koklayan Orhan Pamuk mağdur, devrimci demek için kafanın epey bi güzel olması lazım. Bunlar böyle. Hasan Cemal, Elif Şafak da mağdur devrimciler. Elif Şafak da mahkemeye çıktı yazık... Bu nezaketle bu trollerle başedemezsin sevgili taylan. en iyisi hiç iplememek... neco
24-12-2014 20:38 (55)
"Protesto eden FKFliler, ölmeden 3 ay önce H.Dinki konuk etmişti." Bu cümlede Taylan Kara ne demek istiyor? Anlamadım... Protestocuların medyaya çıkmaya ihtiyaçları yok. Protestocuların fikri yüz senedir ulus-devlet olarak iktidarda zaten. Protestocular devletlü solculardır... Evet, yazdığınız yayınlarda Enver Aysever'e, Ahmet Cemal'e, Tuna Kiremitçi'ye sesinizi çıkarmadığınız için sizi kınıyorum. Daha önce de bu sitede defalarca bunu dile getirdim... Kitle katili faşist Esed'i protesto eden Orhan Pamuk, sırf Esed'e karşı olduğu için AKP ile aynı safta olacaksa, yayınlarında yazdığınız siyasi partiler de Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı diye tehdit savuranlarla aynı safta yer alıyor o zaman... Neco'ya not: DSİPçi değilim de DSİP'li olsam ne olacak? Ne yapacaksın? Adımı, kimliğimi bilsen ne yapacaksın, ne edeceksin?
24-12-2014 19:15 (56)
100 tane okuyucusu olan ufacık bir internet sitesine yorum yazarken ismini yazamayacak kadar korkak olan adam, millete ahlak dersi veriyor, politika üretiyor! Orhan Pamuk, sadece ABD ve kapitalizmin ayağına dolananlara düşman olur. Kitle katili ABDye, Irak işgaline IŞIDe tek lafı olmaz olamaz. Anca ABD nin ayakbağları 3. dünya diktatörlerine efelenir. Görmek istemediğini nasıl da görmüyor büyük kahraman: http://www.milliyet.com.tr/orhan-pamuk-tan-ak-parti-ye-ovgu/siyaset/siyasetdetay/14.05.2012/1540162/default.htm öyle dolaylı falan değil. bildiğin akp yi övüyor senin büyük devrimci... Eee, böyle devrimciye böyle yardakçı olur, ne yaparsın... Neco
24-12-2014 19:21 (57)
İşine gelmeyeni anlamazsın tabii, devreler yanmış, Orhan Pamukta devrimci gören adamdan ne olacak. FKFye Yasin Hayal iftirası attın. Adam da diyor ki FKF, Hrantı konuk etti, bu eylemde milliyetçilik nerde? DSİPçi olsan, DSİPçidir bu deriz, ne yapacağız? Bundan büyük bir hakaret mi olur? İsimsiz isimsiz kahramanlık yapmak korkakların işidir. Ona buna ahlakçılık taslıyorsun da sen nesin ne yapıyorsun, belli değil. Klavye devrimcisi bu değil de nedir? Yoksa AKtroll mu desek? Neco
24-12-2014 19:29 (58)
"Protestocuların fikri 100 yıldır iktidarda" dedin bitirdin beni tatlı trol! Protestocuların medyaya çıkmaya ihtiyacı yok. Doğru söylüyorsun. Açın medyayı , Orhan Pamuk çıksın bir tek. Hocam kelime dağarcığını 40 a çıkarmaya ne dersin? Çok mu zorlamış oluruz seni?
24-12-2014 19:30 (59)
esed? bu ağzı tanıyorum sanki! cüstün'ün anti-klişe timi gelse de sıvisle-hobba-hops manevralarıyla şu esed-diyicilerin (senem diyici değil, o başka biri) gadasını bi temiz alsa! ah ah süpper kahraman anti-klişe-timi amcalar... yazık ki hayal ürünüsünüz (yasin değil). quiet days in clichy
24-12-2014 19:35 (60)
"Pamuk’a gelme dememişler, “gelirsen hoş gelmezsin” demişler. İddiaya göre Pamuk da bu tepkiden korktuğu için okula gelmemiş, video konferans yoluyla konuşmuş. FKF’nin protestosu “Pamuk’u okula sokmayacağız” gibi bir bağlamda algılanmayacak şekilde tasarlansa daha iyi olabilirdi. Dedikleri şey o değil ama öyle algılanmış. Kanımca, Türkiye’de her yazarın, sadece Pamuk gibi ünlü olanların değil, başkalarının da her hangi bir yerde özgürce konuşabilme hakkı olmalıdır... ancak üniversitenin ruhuna aykırı biçimde, öğrencilerin bu gelen kişilerle temas kurmasını, soru sormasını, tepki göstermesini ve hatta protesto etmesini engelliyorlar. Hal böyle olunca da öğrencilere daha o konuk gelmeden sert protestolar düzenlemekten, “gelme” anlamına gelebilecek mesajlar vermekten başka çare kalmıyor." Deli Gaffar
24-12-2014 19:37 (61)
Uğraşmayın bu akıl fukarasıyla, kendi gibi düşünmeyen herkese NAZİ der bu adamlar. Nazilerden tek farkları onlarda o YAYIMLANMADI yok. DSİPÇİ veya değil YAYIMLANMADI olsa o saat NAZİ olurlar.
24-12-2014 19:40 (62)
Sayın 56 Neco, trole vurayım derken bizi de harcamışsın :)) Bu sitenin 100 tane mi okuru var allah aşkına, günlük tekil giriş 200'ün altına düşmüyor, şu ana dek 70 bine yakın ayrı bilgisayardan girilmiş. K.A.
24-12-2014 19:55 (63)
Sevgili K.A. kusura bakma, 100 okur lafın gelişi. Ama bir yorumun altına ismini bile yazamayacak kadar tırsık adamların Kaan niye şunu eleştirmedi, Taylan niye şurda yazdı, bu site stalinist diye yüksek perdeden ahlak satmasına ifrit oluyorum. Adamın yaptığı en devrimci etkinlik Orhan Pamukperestler dışında herkesi faşist ilan etmek. 30 sözcükle konuşan ergen beyinli adama ne denir başka. Protestocuların fikri 100 yıldır iktidardaymış!!! neremle gülsem karar veremedim. Yahu nerden buluyorlar böyle lafları bilmem. Tam taraf gazetesi yazarı bu!! Neco
24-12-2014 20:26 (64)
FKF 2013'te kuruldu. Hrant Dink 2007'de öldürüldü. FKF, Hrant Dink'i nasıl konuk edebiliyor? Bunu aydınlatmanızı bekliyoruz. İkincisi, Neco adlı yorumcu, "30 sözcükle konuşan ergen beyinli" gibi ifadeler kullanıyor. Küfürlerini kendisine aynen iade ederim.
24-12-2014 20:41 (65)
FKF 2013te kuruldu ama gökten zembille inmedi. FKFyi kuran gençler http://ilerihaber.org/bogazicinden-orhan-pamuk-gecemedi/6996/ 17 Ekim 2006'da Hrant Dinkle orta kantinde söyleşi yapmıştı. Hrant orada İstanbul valiliğine çağrılmasının detaylarını anlatmıştı. FKFden TKP ulusalcılar ve hatta ulus devlet nedeniyle 100 yıldır iktidar ilişkisini görenler için bunu görmek zor olmasa gerek. https://www.facebook.com/fkfsihhiye/posts/10152115069674719?stream_ref=5 FKF nin facebook hesabı da bu. FKFye Yasin Hayal demek alçaklıktır. FKFli arda yılmaz
24-12-2014 20:48 (66)
Ne iş sayın trol, sitenin %90nını, onu bunu stalinist ilan ederken hakaret olmuyor mu TKya iki tane ulusalcı köşede yazacaksın diye dediğinde hakaret olmuyor mu FKFye yasin hayal derken nasyonal sosyalist derken hakaret olmuyor mu Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne mi inanmıyorsun a tatlı trol!!! neco
24-12-2014 20:54 (67)
Medyada son derece yaygın O.Pamuk reklamı yapılmakta buna 'solcu' gazete ve dergilerde dahil. Bugün yapı kredi ATM'sinde de reklamını görünce yeter artık diye isyan ettim. Bu vasat edebiyatı bize sanat diye dayatılıyor. Adam her şeyiyle burjuva bize solcu ilerici diye yutturmaya çalışıyorlar. Elbette sosyalistler bu adamın Nazım Hikmet adına yapılan bir yerde konuşmasını protesto eder. Asıl skandal öğrencilerin oraya alınmaması. Pamuk efendi korkup gitmemişse bu öğrencilerin onun fikir özgürlüğünü kısıtladığı anlamına mı gelir? Üstelik çok 'ileri' fikirlerini de video konferans yöntemiyle katılanlarla paylaşmış. Bu durumda FKF'lilerin protesto özgürlüğü kısıtlanmış. Edebiyatçı, ilerici diye dayatılanları kabul etmiyorlar diye faşist oluyorlarmış öyle mi? İlericiliği, solculuğu da tekellerine almışlar. Kavramların da ırzına geçilmiş, gazetecileri, aydınları bukalemun gibi,rüzgar nereden eserse oraya dönüyor. FKF Nazım'a sahip çıkmış, bu iki yüzlülüğe izin vermemişse suç mu işlemiş?+++
24-12-2014 21:01 (68)
Sen ona buna faşist ulusalcı milliyetçi yasin hayal diye utanmadan iftira atacaksın bunlar fikir sayılacak, sansürlenmeyecek. öteki sana konuştuğun sözcük sayısını hatırlatınca hakaret olacak. "Protestocular ulus devlet fikri 100 yıldır iktidarda" diye yazan adamsın. Nerden buldun bu inciyi sahiden. cidden bir bebekten böylesi bir trol yaratan zihniyeti incelemek lazım. geçen gün de birisi mao stalin diye başlayıp chavez diye çıktı. belki aynı troldür. Dostum bi adın yok, biz de sana trol diyoruz, adını biz verdik zihnini taraf gazetesi vermiş. FKFli
24-12-2014 21:33 (69)
Bu FKF'liler ne kadar saldırganlar böyle. Alt tarafı 29 ekimde cumhuriyet yürüyüşü gerçekleştiren ulusalcı solcularsınız. Ne bu havalar?
24-12-2014 21:33 (70)
RTE ve AKP'liler her gün her türlü imkanları kullanarak her türlü saçma fikri dünyaya ilan ediyor. Bir yerde protesto edilecek olsa 'fikir özgürlükleri' engellenmiş mi olacak? Bu durumda konuşmacıyı savunmak fikir özgürlüğünü savunmak değildir. Sanki O.Pamuk istediği kanalda istediği gibi konuşamıyormuş gibi ucuz demokrasi kahramanlığına gerek yok. Gerçekten fikir özgürlüğünü savunmak istiyorsanız enerjinizi alevi diye işten atılan gazeteci, Prof.R. Pekünlü gibi düşüncelerinden dolayı hapse atılanlar için harcayınız. O.Pamuk yeterince korunup kollanmaktadır. Düşüncelerinden dolayı işsiz kalmamıştır, hapiste falan da değildir. FKF'liler ona biber gazı kapsülü falan atmadılar. Çok merak ediyorum bu 'ilerici yazar' ülkesinde gazetecilerin, aydınların özgürlükleri kısıtlanıp gençlerin başına kurşun, gaz kapsülü atılırken ne yapıyordu? Fikir özgürlüğünü, yaşama hakkını savunmak adına ne yaptı? Gezi direnişcileri hakkında ne dedi? Aydın,sanatçı olma iddiasında olan herkesin ülkesine karşı++
24-12-2014 21:35 (71)
++ülkesine karşı sorumluluğu vardır. Susma lüksü yoktur. Bedelsiz muhalefet yapacaksın bir de buna tepki gösterilince mağduru oynayacaksın. Kitabın satsın diye kuzu postuna sarılacaksın...FKF çok iyi yapmış, bu ikiyüzlü adamın maskesini düşürmüş.
24-12-2014 21:42 (72)
bu dingile cevap vererek herifi beslemeseniz trollüğü anında sönüverecek. yapmayın site erbabı! herifin tam da istediği bu.
24-12-2014 22:09 (73)
Hakkaten yaa,birine "trol" diyebiliyorsaniz gönul rahatligiyla,ne diye cevap yetistirmeye calisirsiniz ki?zaman ve emek kaybi.dbo
24-12-2014 22:18 (74)
Burjuvamızın milletimize armağanı; bedelsiz muhalefet. Muhalefet yapılacaksa onu da biz yaparız diyorlar. Böylece muhalefet yolunu da işgal ediyorlar. Solcular bile bunu yutuyor... Adam o kadar iyi yazar ki ATM'lerden reklamı yapılıyor :) Ne diyelim, helal olsun. RL
24-12-2014 23:50 (75)
Sevgili Kaan, susacaktım ama hakaretin karşısında yazmak zorunda kaldım. Yazdıklarımdan bunları anlamış olman fikrin namusuna dahil değildir. Konuyu çarpıtmayalım; burada ilkeler-yöntem konuşuluyor.O.Pamuk ya da sen değil! Çok açık her şey! Örneğimi bile çarpıtıyorsun.. O.Pamuk'a yapılan şey pre-faşistik bir tutumdur.O adam umurum değil, karakteri zayıf;ruhu satılmış! Ama yine de bu yöntem yanlıştır! Bu tutumu savunmak,faşistlerin sıkça yaptığı bir şeyi savunmaktır. "Karşımdaki sağcı da olsa solcu da olsa onun beni tehdit edip kaçırma hakkı vardır, bu yaptığımız siyasetse siyasi davranmak, kıvırtmamak zorundayız" yazan kişi zorbaların dili ile konuşmaktadır; sonra da bana "faşizan" diyebilmen akla ziyandır! Demek güçlü olanın, güçsüz olanın konuşma-ifade etmesini önlemek üzere kaçırtma hakkı vardır! Evet, kıvırtmadan itiraf ettin; dürüst bir davranış! Şimdi ona buna Stalinist ve faşist demen de dürüstçe değildir! (devamı var)
24-12-2014 23:51 (76)
"Entel saçmalığı" da RTE'nin sevdiği laftır. Bilinen sağcı militan adamların da. Benden "Sola hayır gelmeyebilir". Bu faşistik "sola" hayrım olmasın da zaten! Ama "hayrı dokunmuş" olanların da yaptıkları ortada.. Onların da hayrı olmasa daha mı iyi olurdu? Türkiye sosyalizminin neden bu halde olduğunun aynasıdır bu tartışma. Neden ciddiye alınmadığının.Samimiyetten uzak, mekanik dünyasının da kanıtıdır.(devamı var)
24-12-2014 23:52 (77)
Yazdıklarım çok net!Aşağılama ve hakaret de haklı olduğum içindir! Bu kafa ile 100 yıl sonra da aynı yerde olunacak.Neyse ki hayat buna izin vermeyecek. Bu 19. yy samimiyetsiz sosyalistleri ortadan çekildikten sonra, defalarca haksız çıksa da hiç uslanmamış, 100 de 1 in altında da birbirini keyifle yemekten bıkmayan bu nesil,çocuklara bebelere sahte gözyaşları dökenlerin çifte standartlı solcuları,yalnız kendine hak bildiği zorbalıkla karşılaştığında çığlığı basan "çocuklar." Günün mana ve "ehemmiyetine" uygundur.. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer / ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak / kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — / kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!" ogürsel
25-12-2014 00:13 (78)
Gürsel bey, bunlar TKPsi FKFsi, ulusalcıları TGBsi çarşısıyla son derece prefaşist, 19 yüzyıldan fırlamış Gezi gençliği işte. Dövseler de sövseler de hakları, Gezide bunlar vardı, saygı göstermek zorundasınız. Gezinin vurduğu prefaşist yumruktan gül biter, gülü seven dikenine katlanır. Tatlı tatlı yerken iyiydi de acı acı şeyederken mi kötü... Prefaşist Gençlik Birliği adına Gazi Gezi Pireoğlu
25-12-2014 00:49 (79)
Sayın Pire... Gezide ne olduğunu biliyorum... gezi 19. yy diyorsanız siz Gez'ye arkaik dönemden bakıyor olmalısınız... Oradan öyle görünebilir... Yumruğa gelince, Gezi yumruk ile bir şey yapmadı; aksine yumruk yedikçe isyan etti... Aksine utanmaz bir şiddete maruz kaldığı için haklı ve güçlü oldu..Şiddeti savunmadı; şiddete direndi... Pireleriniz bile bunu anlayabilirdi... gürsel...
25-12-2014 08:40 (80)
Sayın CNN Gürsel bey, Haziran'ı CNN'den (Türk olanından) Enver Aysever'den Can Dündar'dan izlemişsiniz belli. Aynen aynen onların ağzı bu, Haziran zannettiğiniz gibi steril değildi, çok mikropluydu. 19 yüzyıldan değil daha ilk çağdan kalma mikroplar bile vardı. İsyan etti demişsiniz, nasıl isyan etti acaba? Sizin televizyon oraları çekmemiş herhal. Prefaşist Pire
25-12-2014 09:14 (81)
İnsan sıkılmalı;sürekli iktidar ve ezilen muhalefet üzerinden örnekler vermekten; bir tartışma ahlakı olmak zorunda... Konumuz bu değil... konumuz iktidara karşı şiddet meselesi değil; bir yazarın bir insanın düşüncelerini ifade etme özgürlüğü meselesi... Örneğin adam parti içinde farklı düşünceler taşıyor; biliyoruz, tanıyoruz bu kafayı... bu kafa onu konuşturmamaya çalışıyor.. Kürsüye çıkarsa tantana ediyor... Bağırış, çağırış.. Spontan da değil; merkezin militanları.. Adam-kadın düşüncelerinde ısrar ederse tehdit ediyor. Konumuz ifade özgürlüğü! Kaan "kaçırtmaya çalışırım" dedi, dürüstçe.. Konu kapandı... Birbirimizi ikna etmek zorunda değiliz... Prefaşist pire de taşıdığı veba ile yaşamayı öğrenmiş... ne mutlu ona.. gürsel
25-12-2014 09:24 (82)
Sevgili Gürsel, konu kapansın, tamam. Benim açımdan bu son. Sen buna cevap ver, sonra cevap ver, veya hiç verme. Burada okurların ve senin (bundan ümitsizim artık) dikkatine bir çarpıklığı göstereceğim sadece: Orhan Pamuk'u sevmediğini birçok kere ifade ettin. Ama ona bir kez bile faşist-prefaşist-19 yüzyıl faşizan kafası falan demedin. Ama bize, başkalarına, FKF'ye, İP'e falan bolca dedin. Faşist, dedin, prefaşist dedin. Oysa elli kere anlattık sana, O.P iktidarda, biz muhalifiz. Bizim gücümüz onun yanında devede pire. O ve şürekası beni bin kere sansür etti dedim, buna tümüyle duyarsızsın, ona faşist demiyorsun, bize diyorsun. Engellenen biziz oysa. Neyse, senin derdin galiba bağcıyı dövmek. Kaan Ars.
25-12-2014 10:54 (83)
Ben o adamı önemsemiyorum. Sizi önemsiyorum... (Ona ruhunu satmış dedim, daha ağır ne söylenebilir ki?) Sezdiğim kadarıyla o bir zamanlar üzerinde çok durduğun siyasi ahlakı anımsatıyorum. Hiç birimiz bilerek faşistlik yapmayız... ama yöntemlerimiz ile sürükleniriz... Bugün muhalifine düşüncelerini açıklamayı yasaklayan-kaçırtmaya çalışan yarın yoldaşına da yapar... Bu bir bütün.. Sonra sıcak bir devrim arifesinde de değiliz... O iktidarda bana işkence yaptı, ben de yapabilir miyim? O beni sansür etti; ben de etmeli miyim? . Doğru-gerçek-hakikat kimin tekelinde? Kim buna karar verir.. Ve sonunda yalnızca ÖNDER-ŞEF'ten gayrısı konuşamaz... devamı var
25-12-2014 10:55 (84)
Hepimizin bir iktidar alanı var; en sefil bir erkeğin bile evde zavallı bir kadın üzerinde iktidarı var! Tüm o partilerin de bir iktidar alanları var; bir çok insanın üzerinde iktidarları var. ve bu iktidar alanlarında "eski dünyanın", bildik hiyerarşik-dayatmaya dayalı gelenekleri içindeler; söylemleri değişik ama yöntem-davranış hayatı belirler! OP meselesini iktidar-muhalefet değil, konuşma-ifade özgürlüğünün tehdidi bağlamında ele aldım. Bu tehdidin abartıldığı, çarpıtıldığı meselesi bir yana konuyu genelleştirmeye çalıştım. OP iktidar temsilcisidir ve saldırılabilir meselesi ayrı bir konu. Ona girmedim... (Ama biliyoruz ki 'düşüncelerinden' dolayı bu tavır alınmıştı..) Unutmuş olabilirim "faşist" lafını önce kullanmadım..ifade özgürlüğü bağlamında konuştuğumuz mevzuda "kaçırtmaya çalışırım" dedin. Beni kanıtsız infaz ettiğin kelimeyi ben kanıtıyla ifade ettim... devamı var
25-12-2014 10:55 (85)
Yeni bir dünya kurmak isteyenler, eski dünyanın tahakküm geleneklerinden vaz geçmeli.. Devrim önce kendi vicdanlarımızda yapılmalı; acımasızlık ve tahakküm hiç olmazsa önce sözel-düşünce olarak reddedilmeli; davranışlara dönmesi kolay değil.. Yanlış kopyalanmış hayatlar-karakterler içindeyiz. Bir çatışmada bir insanı öldürürsün. Ama döner bununla övünmezsin. "Olmasaydı" dersin. Bir an olur, kavgaya karışır yumruklarsın bir faşisti.. Ama övünmezsin.. Olmasaydı dersin, mecbur kaldım dersin.. Bir yerden başlamak zorundayız.. Nasıl ki geleceğin hayatı eskinin içinde doğuyor, gelişiyorsa, bu hayat da şimdiden bu barbarlık dünyası-faşist düzenler içinde olmak, gelişmek zorundadır. Yoksa her devrim sahte olacaktır... Ben bu sürecin böylece "Yavaş ama düzgün!" olacağı kanaatindeyim. gürsel
25-12-2014 11:54 (86)
Gürsel bey, bütün saygımla yukarıdaki uzun yorumda atladığım bir mevzuyu gündeme getirmek isterim: Yazının ana ekseni Boğaziçi'nin işlevi, biz haybeye ortaya konan eyleme odaklanıyoruz. Bir nevi Disneyland olan Boğaziçi ve uzantıları düşüncemizi ifade etmemizi değil bizatihi oluşturmamızı baskı altına alan yapılardır. Bunu da sizin kafayı taktığınız şekil zorbalıkla değil "cookie" lerle yaparlar ki habarınız olmaz. Öyle ki, burada tanıdığım ve Kaan'ın anlattığı kadarıyla birikimli, akıllı ve iyi niyetli bir kimse olan siz bile sürekli Cambaz'a işaret eder hale gelirsiniz. Hep rahmetli Uğur Mumcu'nun örneğini hatırların: "Hakem tarafsız diye bir tarafın attığı golü vermemezlik edemez", Kaldı ki biz taraflıyız, maç esnasında boyuna oyunun ideal kurallarını tartışır, hatta bu sahada oynanıp oynanmaması gereğini masaya yatırırsak küme düşeriz. YÜ
25-12-2014 11:59 (87)
Gürsel hocamızın da bir iktidar alanı var. Burası. Onun da iktidar dişlerini gösterdiği insanlar var. Bizler. Bize faşist diyor, pireli faşist diyor, tokadını atıyor, rahatlıyor. Ne yapsın gücü bize yetiyor. Pamuk tayfasına sözü zaten erişmez.
25-12-2014 12:44 (88)
Sanırım burada"okumuş-yazmış-solcu-sosyalist-demokrat"insanların okuyup yazdığı yerde,"faşist" yerine faşizan davranış,faşizan düşünce sözleri daha uygun.Bir kişilik çoğu kez baştan sona böylesi olumsuz olmuyor;buradakilerin de öyle olduğunu düşünürüm.Kişisel olarak faşizan davranışlarım,düşüncelerimle yüzleşmeye çalışırım;anımsatılması rahatsız edici ama düşünürüm-haklı mı diye. Ve rahatlamıyorum.Gelecek gözüme daha da karanlık görünüyor.//Pamuk tayfasından bize ne! O ruhsuz insandan, o tiksindirici mektubu imzalayan adamdan bize ne.Biz kendi aramızda "daha iyi-güzel-neşeli-eşit" yaşanacak bir dünya için konuşmayı-tartışmayı beceremiyorken,çürümüş yapıların çürümüş adamlarından bize ne//Boğaziçi ü.meselesini hiç bilmiyorum.Ama ne olursa olsun alçakça yöntemleri kullanana bile alçakça davranamazsınız;alçakları alçaklaşarak yenmişseniz,"kendinizi" de yenmiş olursunuz.Ve yeni alçaklar daha da alçaklaşarak sizi yener!Alçaklaşma yarışı mıdır hayat-siyaset?EVET!Biz başka siyaset yapalım!OG
25-12-2014 12:44 (89)
Sn.Gürsel,emparyalizmin ipine sımsıkı sarılmış,yerin dibine batasıca düzenden semiren vıcık vıcık bir sefilden bahsediyoruz ki sanırım buraya kadar mutabıkız.Derin uçurum bundan sonra başlıyor.Düşünce özgürlüğü diyorsunuz,akabinde her yol Roma'ya çıkarcasına lafı dönüp dolaştırıp arkaik sosyalist siyasete bağlıyorsunuz.Amacım da o zatları aklamak falan değil.Lakin tartışmanın içerisine sürekli sokuşturarak ve ''işte bunlar böyledir'' diyerek konuyu büsbütün bağlamından koparttığınız kanaatindeyim.Tüm özverili insanları hiçe saydığınızı da katiyen düşünmemekle birlikte keşke daha duyarlı olabilseniz...Elinizi vicdanınıza koyun!Köprüleri büsbütün atmış olabilirsiniz ne var ki rezil düzeni tüm alçaklığıyla sembolize eden bir paçavranın özgürlüğünü savunmak adına,tahakkümlerden her seferinde ısrarla dem vurmanız hepten haksızlık olmaktadır.Söylenenler elbette ''ceberrutluğu da nereden çıkartıyorsunuz''mealinde dile getirilmemiştir.Samimi olarak soruyorum:Kimdir bu ceberrutlar?Caner
25-12-2014 12:53 (90)
Gürsel beyi biraz okudum, bazı sonuçlara vardım. Gürsel bey ne dediğini bilmiyor. Durmadan küfrediyor sonra başkalarına sakinlik öneriyor. Şaşkınlık verici! Bu bir trolmü, araştırdınız mı? Son yorumunda bile Orhan Pamuk'a karşı son derece haklı ve barışçı tavrımıza "alçakça" lafını kullanabiliyor. Herkese faşist diyor, alçak diyor. "alçakça yöntemleri kullanana bile alçakça davranamazsınız" bize bu. Hakaret etmeden duramaz mısınız Gürsel bey, böyle mi tatmin oluyorsunuz. Editörler buna ne diyor. Ne zaman duracak bu küfür?
25-12-2014 14:32 (91)
Sayın Caner,tüm yorumlarımı yeniden okudum.Ben faşist sözcüğünü K.A'nun "ağır" eleştirisi üzerine kullanmışım.Kimseye "ceberrut" dememişim,böyle bir sözcük kullanmamışım; bu anlama gelecek ifadem yok.Sanırım yanlış algılamışsınız. Israrla yazdığım şey Sosyalist hareket bir tıkanma içindedir.60-70 lerin ideoloji ve mücadele anlayışı bir yanı ile "kutsaldır!" Ama diğer yanı ile son yüz yılın yenilgilerinin (siyasi-ahlaki-insani yenilgiler!) göz ardı edilmesi, yokmuş gibi yaşanılması yanlıştır.O günlerde çok çile çekmiş,çok emek vermiş güzel insanlar,bu "gerçeği" görmeme ısrarı içinde kendi ideallerine de zarar vermektedirler!Yerleşmiş sol siyasi ahlak, egemenlerin siyaset tarzını kopyalamıştır!Ceberrutluk değildir yaptıkları;o güçleri yok.İyi ki de yok ama! Olsa eğer çoğu yapar; kötülüklerinden değil, gelenekten dolayı! İşte bu gelenekle hesaplaşmamak önümüzü tıkamaktadır.Bu tartışmanın uzaması da "geleneği" sorguladığımdandır. Saygılarımla.Umarım sorunuzu yanıtlayabildim.gürsel
25-12-2014 14:33 (92)
Alçakça lafı Y.Ü'nin Boğaziçili cookie'eriyle ilgili.. Okuduğunu anlayamayan arkadaşa.. OG
25-12-2014 14:35 (93)
"Aslında bu yazıyı yazmama sebep olan olay, Orhan Pamuk’un Boğaziçi Üniversite’nde konuşturulmamasıdır. Olayın ayrıntılarına girmek istemiyorum ama bir yazarın konuşmasının sol adına engellenmesi utanç verici bir eylemdir, bu kadarını söyleyeyim. Her şey bir yana, bir insanı konuşturmazsanız onun yanlış bulduğunuz fikirlerinin neler olduğunun öğrenilmesini de engellemiş olursunuz. Yanlışı bastıran aslında kendi doğrusunu da bastırmış olur. Doğru fikirlerin gelişmesinin önüne kendi eliyle bent çekmiş olur. Ondan sonra istediği kadar Orhan Pamuk’u eleştirmeye kalksın. Karşıtını yok eden kendini de yok etmiş olur. Üstelik Orhan Pamuk örneğinde şunu da ilaveten söylemekte fayda var: Orhan Pamuk’un kendini ifade etmesi için birçok olanağı var. Bu durumda karşıtınızı değil, sadece kendinizi yok etmiş oluyorsunuz. Özgürlüğün değerini bilmeyen, aklın da değerini bilmez." /////////////////////7 Gün zileli...orhan-pamuk-olayindan-hareketle-mutlak-ozgurlukten-yana-degilseniz
25-12-2014 17:36 (94)
Sn.Gürsel,öncelikle tartışma adabı içinde kalarak yanıt vermeniz son derece incelikli.Teşekkürler.Ben sizin doğrudan kimseye ceberrut dediğinizi belirtmedim ki.Esasen yanıtınız içinde dahi o güçte olsalar ceberrutluk yapabileceklerini siz kendiniz de zikretmiş durumdasınız.Bu anlama gelecek pek çok ifadeniz olduğunu biliyorum ya da ben öyle algılamıştım.Nitekim çok da yanlış algılamamışım.Ayrıştığımız nokta esasen burası da değil.Bir önceki yorumum içerisindeki diğer kısımlar...Bu tartışma vesile oldu da sormak istediğim o soruyu bu haber başlığı altındaki yoruma taşımış oldum.Kimdir bu gücü eline geçirince ceberrutluk yapmaktan asla sakınmayacaklar?Kendilerini kurucu önder olarak tarifleyenler mi,yoksa tamamı mı?Yanıt verip vermemek elbette sizin tasarrufunuzda.Sağlıkla,Caner
25-12-2014 20:23 (95)
Umarım isim istemiyorsunuz.Sorun kişide değil,sistemde!Bu devrim yöntemi kaçınılmaz olarak"ceberrutluk"üretir.Bolşevik-Lenin-Stalin geleneği içinde olanlar yapar;ceberrutlaşır.Yukarıda yazmıştım, yöntem kişisellikten kaynaklanmaz.Yöntemden kaynaklanır. İkincisi, Proleterya artık devrimci değil! Tamam, bir parti hemen her iddianın üstüne atlayamaz.Ama tartışmalıdır.Başa dönüyoruz.Bu yapıların çoğu tartışmaya kapalı, farklı fikre tahammülü yok ve evrilme olanağını yitiriyorlar.Dolayısıyla OP meselesinde de"ifade özgürlüğüne" tepkiyi,bu gelenek/olgu ile bağlantılı gördüğümdendir gerginliğim. Dokuz-on yaşındaki kızıma haykırırım. "salak, aptal; nasıl yaparsın bunu!"Karakterinde yanlış bir öge edineceği korkusuyla.Sevmediğimden mi? OG (Bu yazıyı okursanız sevinirim... Gezi'deki sınıfsal dokuyu gözünüzün önüne getirin. Ve M. Bookchin 90'larda yazmış... Gezi'nin sınıf dokusunu o zamanlar öngörmüş. O. Gürsel / YENİ BİR SİYASET, YEREL VE ÖZGÜRLÜKÇÜ MÜCADELE --- gunzileli.com/2014/12/15
25-12-2014 20:24 (96)
“Eğer ifade özgürlüğüne inanıyorsanız, beğenmediğiniz görüşler için ifade özgürlüğüne inanıyorsunuzdur. Göbels beğendiği görüşler için ifade özgürlüğünden yanaydı. Stalin de öyle. Eğer ifade özgürlüğünden yanaysanız, bu tam da nefret ettiğiniz görüşler için ifade özgürlüğünden yanasınız demektir” Noam Chomsky
26-12-2014 13:00 (97)
''A'' kişisi,''B'' kişisi mantığında isim değildi tabii ki istenen.Kişisel yanıtınız alınmış,referans verdiğiniz yazı ve ilgili yazar da tarafımca evvelden okunmuştur.Gerginliğe mahal yok,Sn.Güner.Selamlar,Caner
26-12-2014 16:59 (98)
Sn.Gürsel yazılacağına Sn.Güner yazılmıştır.Kusura bakılmasın,düzeltmek isterim.Caner
26-12-2014 22:05 (99)
Pamukgiller size kalsa Bush'a ayakkabı atan gazeteci de faşistir. Bush Irak halkına bomba yağdırıyor ama olsun konuşma hakkı o Iraklı gazeteci tarafından engellenmemeli. O.Pamuk ortalama bir Türk vatandaşına göre çok çok fazla konuşma özgürlüğüne sahip, her TV kanalında çok rahat konuşabilir. Muhalif yazar ve gazeteciler ciddi baskı altındayken bu orantısız özgürlük biraz garip değil mi?Şimdi FKF'li gençler ona Nazım'ın adından nemalanma özgürlüğü vermedi diye faşist oldular öyle mi? Saçma bile değil! RL
27-12-2014 00:32 (100)
Olmadı... Hiç olmadı... Busch'a ayakkabı atan adam heykeli dikilesi bir adamdır bence;bu örnekle o adamı değersizleştiriyorsunuz. Muhalefeti de "kargadan başka kuş tanımayan" bir siyaset algısı ve bilgisi içinde yapılanmış güruh olduruyorsunuz. /////// Ne imiş bu OP kardeşim! Ne imiş? Ne nefret edilesi bir adammış ki, dünya emperyalizminin en azgın saldırganı ile aynı kefeye konuluyor. Bir nefret objesi; kabilenin kolayca itip kakacağı-katledeceği bir "günah keçisi" mi seçilmiş yoksa? Arkadaşım;lütfen; dünya emperyalizminin tetikçisi Busch ile OP örneği bir araya getirmek yoksa çok, çok dolaylı da olsa özür mü yoksa?///// Sayenizde karşı-devrim, edebiyatın dışında,kültürel gerici dünyanın da bir sahte kahramanını yaratacak.. Kutlarım... gürsel
27-12-2014 08:44 (101)
Bush ile Pamuk aynı bağın gülü değil midir neticede. MH
27-12-2014 08:53 (102)
Arkadaşlar boşuna Gürsel'le aşık atmayın, onu yenemezsiniz. Bir kere haklıysa artık haklıdır, her zaman haklıdır. Düşündüm düşündüm, sonunda Gürsel'in mantığını kavradım. Bir, Gürsel aidiyet hissiyle hareket ediyor. Değerli Gün Zileli Orhan Pamuk meselesini baş manşet yapmış (biz yapmadık Gürsel, Zileli yapmış) O.P'nin fikir hürriyetini savunmuş, Gürsel de o taraftan ya, savunacak, eli mecbur. 2. si de şu. Zileli de Gürsel de en azından bu konuda mekanik mantık sahibi. O.P kim? Bir yazar. Ne yapmaya geliyor, konuşmaya. Yazar olduğu için o protesto edilemez, engellenemez. Mantık bu. Bakan olsaydı edilebilirdi, Vali olsa olur, Milletvekili elbette ayakkabı fırlatılabilir vs. Şimdi O.P. nin üstünde yazar etiketi var ya, doğrudan fikir hürriyetine giriyor konu, ona dokunulmazlık kazandırıyor. Böyle bakınca belki Gürsel haklıdır. Mekanik bakınca, etikete göre bakınca sorun kalmıyor. Mantığı izah etmeye çalışıyorum, şaka değil. Saygılar. Kaan A.
27-12-2014 10:11 (103)
Kaan Bey,çok sarih bir biçimde ifade etmişsiniz.Mantık belli,bu kesin.Yenmeye çalışmıyoruz ama bizim de yenilir gibi bir duruma düşmeye hiç mi hiç niyetimiz yok!Düşünce özgürlüğü OP bağlamında gereğinden fazla fetişizm haline getiriliyor,hal böyle olunca da devamında sapla saman da tamamen ayrılamaz hale geliyor.Böylesine indirgemeci bir yaklaşımı,diyalektik düşünceyi hayli özümsemiş olduğunu sandığım bir düşünür ekseninde bir türlü yerli yerine oturtamıyoruz.Bir değil,iki değil.Eğer bahsi geçen sitenin düşünce tahakkümünden kaynaklanan bir durum hasıl olmuşsa işte bu hiç olmaz.Bunu aklıma dahi getirmek istemem...Caner
27-12-2014 10:19 (104)
Bu yaklaşımınız benimkinden de sarih Değerli Caner :)) Evet, Türkiye'de Orhan Pamuk koç başı kullanılarak gerçek sol üstünde hakiki ve ciddi anlamda bir düşünce terörü uygulanıyor. Bunu böyle yazmıştık, çok örnek vermiştik, ama bu kısa formülleştirme sizin sayenizde tekrar aklıma geldi. Teşekkürler. Orhan Pamuk miğferi altında gerçek bir düşünce terörü var ve bizden ve iyi niyetli birçok insan da bu teröre alet oluyor. Kaan Ars.
27-12-2014 10:35 (105)
İsterseniz bu TERÖRDEN kısa başlıklar vereyim, hemen aklıma gelenlerden. O.P'ye tamamen siyasi nedenlerden Nobel verilince bunun böyle olduğunu söyleyen herkes toptan ulusalcı, milliyetçi, faşist ve hatta NAZİ ilan edildi. O.P'nin romanlarını hiç değerli bulmayan ve onu günahı kadar sevmeyen Semih Gümüş Radikal'den ve yatırım yaptığı çevrelerden dışlanmamak için O.P'ci kesildi aniden. Aynı ay içinde Ömer Türkeş de O.P'ci oldu. Bu eleştirmenimiz O.P için "pop-yazar" diyordu. Yine o.P'den hiç hoşlanmayan Cumhuriyet Kitap şefi Turhan Günay O.P'ye yanına iki kişi daha alıp gidip röportaj yapma mecburiyetinde! kaldı. O.P'nin yayınevi verdiği astronomik reklamlarla birçok gazeteyi bağladı. Tüm bunların üstünde O.P. BOP projesinde Türkiye aydınını baskı altına almanın kod adıydı. O zamandan beri devam eden bu düşünsel terör Türkiye aydınlarını teslim almak, teslim olmayanlara "faşist" deyip etkisizleştirmek için uygulandı. Gördüğünüz gibi şimdi onun düşünce özgürlüğünü savunuyoruz :)) KA
27-12-2014 11:47 (106)
O yazılışı okunuşu bile "cazibe" taşıyan Diyalektik sözcüğünü, salt sözden çıkartıp, kullanmaya çalışalım! Bu olguya uyarlamaya çalışalım. Becerecek miyiz? Peşpeşe üç olgu... 1.OP (bir tehdit algısı ile) B.Ü'ne gelmedi. Konuşması engellenmiş sayıldı. 2.Grup Yorum söyleşi öncesi yumruklandı. 3.16 yaşındaki çocuk CB'a ait kullandığı sözcük nedeniyle tutuklandı. Tutarlılık, uyumluluk, bütünlüklü ilke adına tümü de özünde "ifade özgürlüğü" içinde değerlendirilir mi? Üç olay da aynı "muhalefete tahammülsüzlük" örneği mi? Üç'ü de "beğenmediğin düşünceyi", susturarak kendini iyi hissetme duygusu mu sağlar? Üçü de "zehirlenmekten" korktuğun, "yalan-yanlış bilgilerden" yandaşlarını korumak için mi? Yanıtlarını yazmıştım.("O yaptı, ben de yaparım!" Cehennem yolu taşları!) (Sevgili Kaan;beni tanımamışsın hiç;ben 18-19 yaşında biat etmedim de bu yaşımda mı edeceğim?Neden'eski bir yoldaşa' biat etmedim de GZ!ye biat edeceğim;biat kültüründen olsaydım,daha çok saygı görürdüm!Bilirsin.) gürs
27-12-2014 11:48 (107)
24. aralık 09 20 benim ilk yorumum...GZ'nin yazısı 25 aralık.. Ve GZ'ye ben bu tartışmayı yazdıktan sonra "yazmayı düşünüyorum" dedi. Ne yazacağını bilmiyordum. Olayı nasıl ele alacağını. O zamana kadar ben düşüncelerimi iletmiştim zaten... Ki orada da değindim dolaylı olarak... Ben GZ kadar da "mutlak özgürlük" yanlısı değilim; bu çok soyut-olmayan bir şey bu! Bu nasıl bir dünyadır? İnsanları "köle ruhlu" olarak suçlamak bu kadar kolay demek ki? Ne diyeyim başka.. gürsel
27-12-2014 11:49 (108)
Devam edeyim. GZ ile nette tanıştıktan sonra yazmıştım. Kendini anarşist olarak tanımlasa da ben Anarşizm ile Marksizm arasında sentez olması gerektiğini söyledim. O "ben de öyle düşünüyorum" dedi. Sonra son aylarda M. Bookchin'de bu düşünceyi gördüm... KA da bana bu düşüncelerim için "simyacılıkla" suçlamıştı... Velhasıl özgürce düşüncelerimi söylemediğim-yazmadığım yerde durmam... Fikrin namusunun olmadığı yerde neden durayım. İnsanbu'da bana koyulan kural gereği 3 hafta sonra yayınlanacak yazım yayınlanmadı. Bir yanıt da verilmedi. Ben de "küstüm." 3 ay sonra GZ sitesi ile karşılaştım. Birkaç yorum yazdım. Bu yorumları toparladı. Bir yazı başlığı yaptı. "demek buraya yazabilirim" dedim ve yazdım.. "Anarşistler" başka! 19. yy sosyalistleri için anlaşılması güç insanlar... Dedim ya ben de "çeyrek" anarşistim. Ama unutulmasın; bu "kısımlar" organik bir sentez olarak bir arada olmalı; ayrı kompartmanlarda değil.. gürsel
27-12-2014 11:50 (109)
Gürsel ile Zileli arasında önemli farklar var. Zileli her koşulda mutlak özgürlüğü savunuyor. Gürsel ise Boğaziçi'ndeki olaylarda iktidarla muhalefetin değil, iktidarla başka bir iktidarın çatıştığını söylüyor. Yanlış anladıysam düzeltsin. Yani Orhan Pamuk'u okula sokmadıkları için övünenler hiç de sandığınız gibi naif, muhalif, iyi niyetli gençler değil. Onlar da kendi alanlarında güçlü bir iktidarın parçası. Sizi, K. Arslanoğlu'nu partide sansürleyen bir iktidar bu. Sizi uzaklaştırıp yerinize A. Cemal'i, E. Aysever'i getiren bir iktidar bu. Size uygulanan sansür ile O. Pamuk'a yönelik ilkel protesto aynı iktidardan kaynaklanıyor. Boğaziçi'ndeki protestonun Orhan Pamuk'un liberal, burjuva edebiyatçı olmasıyla en ufak alakası yok. Hem Orhan Pamuk'u Boğaziçi'ne sokmayanlardan daha büyük liberal solcu var mı Türkiye solunda? Bunların prensi, Kanyon AVM'de imza dağıtan E. Aysever değil mi? Onu niye tepelerine çıkarıyorlar? Çünkü Enver, Fazıl, Ece işlerine yarıyor ama siz yaramıyorsunuz.
27-12-2014 12:02 (110)
İktidarla başka iktidar çatışması olarak düşünmedim. Bu ayrı bir konu. GZ de yazdım "Bence iktidarın ifade özgürlüğü bir yanı ile saçma bir kavramdır. İktidar dikte etmek, bildirmek, tehdit etmek için söz alır! Sizi dinlemeyecek, susturacak iktidara karşı tutum OP meselesi ile alakalı değildir. İktidarın söz hürriyeti aslında söz hürriyeti değil, yürütmeyi elinde tuttuğu için çok daha fazlasıdır. Kişilerin söz hürriyetine saygılı olduğunu düşündüren bir iktidar bu topraklarda olmadığı için bu konu bu bağlamda konuşmak yanlış olur.. Ama OP, önünde sonunda bir yazardır; silahı yazı ve sözdür! İşte bu nedenle onun ifadesi-düşüncesi önlenmeye kalkışılmışsa (somut, tehdite benzer, eylemli protesto olacağı algısı verilmişse eğer) ve bu “hasta geleneğin” de devamı olarak berbat bir durumdur bence…" Karşı görüş diyor ki "OP'de iktidardır!" Tartışmaya, konuşmaya gelen iktidar da olsa "ifade özgürlüğü" olmalıdır; o sana bu özgürlüğü vermiyorsa "eleştirilecek, yaftalanacak" olan o olacak.gürsel
27-12-2014 12:06 (111)
OP iktidardır. Evet. Z.Brzezinski, Bernard Lewis de sizin görüşlerinize göre sadece "eli kalem tutan" bir yazardır. Ama Bush politikalarını belirleyen bir ideolog. Eli kalem tutar, ideoloji üretir sadece! Emekli CIA ajanı G.Fuller mesela... şu an sadece eli kalem tutmaktadır, arkasında hiçbir devlet gücü yok. fikre fikirler karşılık verilmeli di mi... Ne dersiniz, protesto etmemiz caiz midir sayın gürsel?
27-12-2014 12:18 (112)
Eğer orada soru sorma, karşı düşünce belirtilmesi önleniyorsa, bu nedenle ve bundan sonra "cıngar" çıkarmak "caiz'dir!" gürsel
27-12-2014 12:45 (113)
Gürsel'e son bir soru,bu son yeminle,Gürsel'e işkence yapsan fikrinden dönmeyecek belli :)) Fakat ben onun şahsında ortaya soruyorum,birazcık hakikat vicdanına sesleniyorum.109 numaraya da soruyorum.Sen Nazım Hikmet adına sahip çıkamazsın demek ayıp mı? İnsanların bunu demesini engellemek düşünce özgürlüğünün önünde engel değil mi?Hadi daha ileri gittiler diyelim, Buraya bu açılış için gelme dediler. Gelirsen öldürüz mü dediler, döveriz mi dediler.Bunu söyleme hakları yok mu? Burası bizim okulumuz o kadar da uzun boylu değil demek hakları yok mu? Bakın şunu çok iyi biliyorsunuz,lütfen inkar etmeyin, demagoji yapmayın:O.P. gelseydi çok büyük olasılıkla onu korumak için bu protestocu öğrenciler polis ve güvenlikten bir araba sopa yiyeceklerdi.Kafamdan mı atıyorum, daha önceki yüzlerce örnekte yaşandığı gibi olacaktı,siz çok iyi biliyorsunuz.O zaman ne olacaktı?Orhan Pamuk daha da rezil olacaktı.Bunu gördü, gelmedi, dayak yemekten korktuğundan değil.Apaçık gerçeği niye çarpıtıyorsunuz.KA
27-12-2014 12:52 (114)
Sanbacı ekibi, no 108 Gürsel abiye verecek bir cevabınız olmalı ve biz de duymalıyız. Yazısını neden yayınlamadınız ve bir haber bile vermediniz. Emeğe saygı lütfen! Sanchez
27-12-2014 12:55 (115)
Sanbacı ekibi, no 108 Gürsel abiye verecek bir cevabınız olmalı ve biz de duymalıyız. Yazısını neden yayınlamadınız ve bir haber bile vermediniz. Emeğe saygı lütfen! Sanchez
27-12-2014 13:04 (116)
Karabatak arkadaşım müphem Sanchez, burası sokak duvarı değil, her önüne gelen bir şey assın, o ayrıcalık sadece size. Emek ürünü yazılar gönderen sizlere. Yerimiz her gelen yazıyı yayımlayacak kadar geniş değil, fiziksel imkanın da bir sınırı var. Sevgili Gürsel o dönemde bizlerden fazla yazı yazıp gönderiyordu ve hepsi de çıkıyordu. Ama kendisinden bir istirhamda bulunduk. Burası siyasi bir site değil, az çok siyasi ama, biraz da edebiyat, tıp, sanat, spor vb yazılmalı. Özellikle istirham ettik, durmadan büyük büyük büyük politika ve siyasi teori yazma, bizim kitap eleştirisine ihtiyacımız var, film eleştirisine, gazete makalesi, haberi, televizyon programı eleştirisine ihtiyacımız var, yazar mısın dedik. Hiç mi film, program seyretmiyorsun dedik, yok dedi, yazmam dedi benle inatlaştı, ben de onunla inatlaştım, öncekilerinin tekrarı siyasi yazısını kestim. Doğruya doğru. Arkasındayım. Ve yine siyaset değil öncelikle fikir yazıları bekliyoruz. Saygılar. Kaan A.
27-12-2014 13:33 (117)
Hikayeyi şöyle yazarsak soruların da yanıtı verilmiş olur mu? OP gelmeden önce "yanlış algı" verilecek işler yapılmaz. Ve adam gelir. Salona girilir,sorulur."Sn OP, NH böyle bir adamdı. Duygu ve düşünce dünyanız çok farklı. Siz NH'in adına açılan bu kuruma konuşmacı olarak seçilmeyi neden kabul ettiğinizi açıklar mısınız?".. vb sorular...Soru sorulmasına izin verilmezse. "Nazım'ın asalakları" diye bağırılır.Salon terkedilir.Dışarıda forum yapılır.Öğrenciler salona hiç alınmazsa.O zaman bahçede bu "faşizan" tutum kınanır; N. Hikmet gibi özgürlükçü bir adamın anısına-yapıtlarına bu "totaliter, faşizan" kafalı adamların sahip çıkamayacağını yazan pankartlar dövizler o zaman yazılır..100-150 kişi... olmadı 30 kişi olsun yürüyüş yapar, oturma eylemi yapar. (devamı var..)
27-12-2014 13:33 (118)
İfade özgürlüğü verilmediği için.. "Bakın işte hem bu adam hem yönetim Nazım'ın asalaklarıdır. Bizi salona bile almadılar.. Bu mu özgür şair'e sahiplenmek vs." demeç verilir.Oysa burada ne oldu? Algı ne oldu? OP gelmedi ama tele konferansla da kullandı ifade özgürlüğünü! Kim kaybetti; algı olarak! Bunlar neden olmuyor... Bu kültür yok! Bizim kültürümüz de iktidarcı geleneğin kopyası... Bu basit şeyler aklımıza gelmez.. Ezberimiz böyle... Karşıtlarımız faşist, totaliter, sinsi, berbat.. yalancı... ve biz haksız oluyoruz! Egemenlere fazla benzeyen siyasi gelenekler sorgulanmalı; onların iç yüzlerini teşhir edecek; onlara benzemeyen siyasi mücadele yöntemleri üretilmelidir ki; bundan önce kendi siyasetimizin ne denli "ifade özgürlüğü" içerdiği sorgulanmadan bu da mümkün değil! gürsel (Not.. Sonra T.Kara editör olduğu için dönmüştüm...)
27-12-2014 13:33 (119)
Yayınlanmayan yazı "tabiatın kırmızı çizgileri 2" idi.. gürsel
27-12-2014 13:44 (120)
Sizinle ayni siyasi bakisla yazsaydi durum farkli olurdu belki de, kimbilir
27-12-2014 13:45 (121)
Gz nedeniyle sn OG'nin boyle yazdigini ve sadakatinden dolayi fikrinden donmeyecegini dusunmeniz, hadi dusunmenizi gectik, dayanaksiz bu dusuncenizi bizlere ilan etmeniz, OG icin, onu tanimayanlara yanlis tanitma acisindan, kucultucu bir tutum bence sn KA. Ozur borclu oldugunuzu dusunuyorum, cunku size de bu siteye de yakismadi. dbo
27-12-2014 13:45 (122)
- Hımmm... tamam o zaman, böyle olduğunu bilmiyordum, haksızsınız diyemem. - Gürsel abi, sanbacı,mambocu diyoruz ama yayın politikasına aykırıymış durum, yapacak bişey yok. Editörün kestiği yazı acımaz, sağlık olsun. Takipteyim. Saygılar. Sanchez
27-12-2014 13:45 (123)
Diyalektiği sözden çıkarıp fiiliyata döken yazının tarafımızca pek beğenildiğini söyleyemem.İşin iki boyutu var.Birinci kısmını Kaan bey muazzam özetlemiş.Aynı konuya ben tam karınca kararınca girecektim ama o eşsiz kalemiyle Kaan bey bize söylenecek pek bir şey bırakmamış.Fazlası hem sıkıcı hem de abesle iştigal olur.Gelelim konunun ikinci boyutuna...Israrla bu protestoyu yapmak isteyen kişilerin niteliği üzerinden yapılan yorum,yorumun içeriğini o kadar fazla gölgeliyor vaziyette ki. İster istemez ''biraz kantarın topuzu kaçmış durumda'' diyoruz.Öyle bir tonlama var ki;''aslında bu geleneksel yapıdan gelen tayfa değil de cici çocuklar aynı protestoyu yapsa söyleyecek fazla bir sözümüz olmazdı'' gibi bir format.Söylenenlerin bunlar olmadığı besbelli ama biteviye aynı tür yorumlar,her söylenenin gelip dolaşıp aynı kapıya çıkartılması bizlerde ister istemez bu algıyı doğurmuş durumda.Ve ''artık yeter'' diyoruz,kalemimizle ııh demeye gayret ediyoruz.Alınmaca yok!Caner
27-12-2014 13:46 (124)
Aynen sn OG' nin117 ve 118'de yazdiklarina katiliyorum.dbo
27-12-2014 13:46 (125)
Vah vah, yahu Gürselcim, her birkaç haftada bir senden hepimiz kalay yiyoruz, ne faşistliğimiz kalıyor, ne totaliterliğimiz, üç dört hafta emek verip bir yazı yazıyoruz sen on saniye düşünüp sıçıp sıvıyorsun, bir on yirmi değil. Buradaki yorumlarını toplasak iki cilt kitap olur, Gün Zileli'nin sitesinde yazdıkların dört cildi bulur. Sen mi sansürden yakınıyorsun. Allah herkese seninki gibi sansür kurbanlığı niyaz etsin. Uyurken bile yazı yazıyorsun, ameliyattayken ne düşündüklerini bile okuyoruz, maaşallah. Herkese akıl öğretiyorsun. Boğaziçi'ndeki gençler şöyle yapmalıymış böyle yapmalıymış. Onların hepsini yapmışlar zaten. Bir gelip sana danışmamışlar, eksikleri tek eksikleri bu. Senden bu vesileyle Gezi bir daha olursa ne yapmalılar onu da reca edelim. Devrimin formülünü de yaz bize. 12234 makaleden daha az olsun lütfen... Kaan A.
27-12-2014 13:54 (126)
Gürsel beyin şu sözü tarihe geçecek bir vecize "OP gelmeden önce yanlış algı verilecek işler yapılmaz!" Başüstüne komutanııım! Sonraki emir ve görüşlerinize hazırızzz!!!
27-12-2014 13:55 (127)
O.Gürsele yanıt: Öğrencilerin yapması gereknleri yazmışsınız. Ne hoş. Ben sizin tablonuzda olacağı söyleyeyim. OP. kounşmasını bitirirdi, biri soru sormaya kalktığı an 30 güvenlikçi tepesine binerdi, diğerleri slogan atardı, hepsi dövülerek dışarı atılırdı. Dışarıdakiler protesto ederken çevik kuvvet gelip gaz atardı, 20 öğrenciyi gözaltına alırlardı.10 unu yarım dönem uzaklaştırırlardı. Günün sonunda ise siz bu siteye: "19 yüzyıl solcularının O.Pamuka yaptığı saldırı" yorumunu yazardınız. Protestocular böyle yapmamalılar, şöyle yapmalılar diye olayı çözer, steril steril yaşardınız...Cop yiyen öğrenciler stalinist- faşist, siz ve Zileli anarşist olurdunuz. Sonrasında bu stalinistlerle ilgili 5-6 yazı yazacak malzeme bulmuş olurdunuz. bu kadar temiz olmayı nasıl başarıyorsunuz sayın gürsel?
27-12-2014 14:04 (128)
Sn KA, bir güzel İstanbul sabahında ekip yavaş yavaş toplanıyor yine. YÜ, MB, Mİ, no name kişiler ve bir kaçımız daha sökün ederler birazdan, ortam güzelleşir iyiden iyiye. Acaba diyorum 1 Mayıs 2015 Taksim'de İnsanBu bayrağı altında biraraya gelsek mi? Bizdeki coşku bütün alana yeter gibime geliyor. Bunu ciddi düşünelim. Slm. mh
27-12-2014 14:16 (129)
Sn dbo, önce siz benden özür dileyin, sonra ben de OG'den dileyeyim :)) İnsanlar çoğu düşüncelerini aidiyet hissi nedeniyle terk etmezler.Bu fikir benim icadım değil, bilimsel bir gerçek. Ben Gürsel'i tanıyorum 36 yıldır. Çok uzun aralar oluyor görüşmelerimizde. 12 Eylül'den sonra ilk karşılaşmamızda bir baktım AB'yi savunuyor, sorun demokrasi diyor, Avrupa standardında bir özgürlük platformu vs diyor, çok şaşırmıştım, ama şaşırmamıştım aynı zamanda. İnsanlar on yıllar boyunca Radikal-2 Can Dündar Murat Belge vs. okutuldu böyle oldu,Gürsel "özgürlükçü" bir aidiyet kaptı.Ben de başka aidiyetlere aitim. Bu eleştirilecek bir şey ama çok da ayıp değil. Niye özür dileyeyim. Gürsel şimdi de GÜn Zileli sitesinde mebzul miktarda yazıyor ve burada olduğu gibi kendi gibi düşünmeyenleri sürekli aşağılıyor, hakaret ediyor.Biz de yapıyoruz bazen aynı şeyi, ama bunu kim yapsa ayıplamak lazım.Bir de aidiyetten ayrı her insan kendi fikrinde çok softa. Bunu söylemek de kabahat değil. KA
27-12-2014 14:22 (130)
Selamlar MH, Programa alalım :)) Sevgiler, saygılar. K.A.
27-12-2014 14:32 (131)
Burada buna tanigim henuz. Benzerini OG size yapsa ayni seyi dusunurdum, GZ sitesini takip etmedigimden bilmiyorum, ama orada gorsem benzer bisi yaptigini yine oyle dusunurdum.Neyse ister dileyin ister dilemeyin, dileyip dilememeniz bu gereklligi degistirmiyor nihayetinde, buna karsilik ne dusunecegi, nasil davranacagi da sn OG'nin bilecegi bir sey. insanlar 2 kisilik iliskide bile iste boyle etreflariyla da iliskide bulunup kendileri hakkinda mesaj yollamis oluyorlar.dbo
27-12-2014 14:32 (132)
Ayrica sn KA, bir dusunce insani, bir aydin icin aidiyetinin ocgurlukculuk, demokrasi vb olmasi ile GZ'ci, ... ci vb olmasi ile belirlenmesi ayni sey degil, takdir edersiniz ki. dbo
27-12-2014 14:45 (133)
O halde 1 Mayıs 2015 bir karnaval tadında geçecek demektir. Sevgi saygı bizden. MH (faşing diyecektim demedim, ortam gergin şimdi, faş maş yanlış anlaşılır)
27-12-2014 16:03 (134)
Kaan benim eski dostum. Özüre gerek yok.. Öyle düşünmüş.. O da onun özgürlüğüdür... Bana GZ'ye biadın nedeniyle böyle yazdın; neredeyse kişiliksizsin demeye varan sözler nedeniyle yazdım bazı şeyleri... Dedim ya .. engizisyon sanki; ağır bir hakareti bile yutacaksın; savunmayacaksın kendini; yalnızca itiraf edeceksin.Ben sansürlendim demedim.. Sansür değildi o.. AB'e gelince hep şunu derim. Avrupa yalnız emperyal bir yapı değildir; Aydınlanma düşüncesinin yuvasıdır.. Emperyalistler birliğini "para-ekonomi" temelinde kurabilir. Ama insanlar bu aydınlanma düşüncesi etrafında, Sosyalist ve Komünist partiler de bir anlamda kendi birlikleri için bunu fırsat olarak kullanabilirler.. Oysa kimileri de istiyor ki kapalı bir toplum olsun; işçi sınıfı-halkı istedikleri gibi yönetsin.Bakınız AKP de böyle istiyor! Sanki bir "devrim" olsa bu Avrupa ülkelerinden önce mi olacak; olsa neye benzer? Birlikte olmak zorunda değil mi.vs.Bakınız ben hep savunmadayım! Laf geçirilmezse yazmayacağım.. gürsel
27-12-2014 20:21 (135)
Konuyu iyi aydınlattığı için alıntıladım 'İktidardaki adamın fikir özgürlüğü kısıtlanmıyor, kısıtlanamaz zaten. Sen ateş olsan da Obamanın fikir özgürlüğünü kısıtlayamazsın. Boğaziçinde konuşturmazsın en fazla adam o fikirleri 350 kanalda saatlerce söyler. “Ama fikirlerini Boğaziçinde söyleyemedi” diye birşey yok. Bir ilkeye tutarlılık katacağım diye saçma noktalara varıyorsun, mantığı zorluyorsun. Sen Obamanın fikir özgürlüğünü savunurum demenin hayattaki karşılığı ne? onun fikrinin açıklanmasının önünde bir engel yok. Fiilen olan ne? Fiilen olan muhaliflerin, ezilenlerin fikir özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. İsrailde yahudi haklarını savunmak absürd, çünkü zaten var, sen yahudi haklarını Nazi almanyasında savunmalısın. Arabistanda müslüman hakkı demen saçma, müslüman hakkını sen filistinde savunursan anlamlıdır.Bunu anlamak çok mu zor.' Katılıyorum her kelimesine ve tekrar soruyorum sayın Gürsel anlamıyor musun? O.P bile sizin halinize gülüyor RL
27-12-2014 20:22 (136)
Konuyu daha iyi anlamak adına Taylan Kara'nın şu yazısını öneririm:Auschwitz “tatsızlığı” ve “sorularla terleyen” Naziler
27-12-2014 20:40 (137)
Nevzat Çelik şiiri de anlamayanlara: İtirazın İki Şartı çok olmadığımız kesin çok olan tarafta değiliz çok olan tarafta olmayacağız türkiye'de kürt olacağız kürtlerde ermeni ermenilerde süryani gidip almanya'da türk olacağız hollanda'da surinamlı fransa'da cezayirli iran'da azeri amerika'da zifiri zenci olacağız çoğalan zencide mutlaka kızılderili israil'de filistinli köpeğin karşısında kedi kedinin karşısında kuş olacağız kuşun karşısında börtü böcek hakemler hep karşı takımı tutacak ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı çiçeklerden kamelya olacağız az kolumuzun tarafında solda olacağız bu itirazın ilk şartı solda da az olacağız devrimi çoğaltırken çünkü bir başka devrime hızla azalacağız RL
27-12-2014 21:17 (138)
sayın RL.. anlamadan bilmeden yazmışsınız... Eksiktiniz, tamamladınız... Biz 60-70 lerin adamları hayatın önünde engeliz.. Bu ot, böcek, çocuk acıklanmaları yalandır.. GULAG ile hesaplaşamayan her sosyalistin bu sözleri inandırıcı olmayacak.. ve değildir... Proleter devrim artık bir "underground" filmi hikayesinin kopyasıdır! Gezi'den de gers almayanlara yapacak bir şey kalmamıştır. Sağlıcakla kalın..Ve hoşçakalın.. Hayal dünyanızı kirlettiğim için özür dilerim..gürsel
27-12-2014 21:31 (139)
Boğa güreşinde her zaman boğayı tutacağız. Başka yolu yok. MH
27-12-2014 21:36 (140)
Gürsel abi, Gulag'da da tutsakların tarafında olacağız dersek sorun çözülür mü acaba? MH
28-12-2014 00:14 (141)
Sayın Gürsel, Türkiye'de sosyalistler GULAG'larla hesaplaşırlarsa ortada örgüt mörgüt kalmaz. Partileri dağılır gider. Bu zorlu kapitalizm koşullarında örgütlerini korumak ve üyeleri bir arada tutabilmek için totalitarizmin işe yarar kısımlarını savunmaya mecburlar. Proleter devrim masalları da bu mesleğin gaz verici dinsel kısmını oluşturuyor.
29-12-2014 00:56 (142)
Robert Kolej'in kuruluş tarihine de bir bakmak gerek. Robert Kolej; New York'lu bir tüccar olan Mr. Robert'in girişimiyle kurulmuş. Rumeli Hisarı'nın üzerindeki arazide. Tarih 16.Eylül 1863. Okulun o zaman ki yöneticileri, uzun vadeli bir plan yapmışlar. Özellikle Bulgar ve Ermeni çocukları bu okula kaydetmişler. Sayısı en kabarık grup bunlarmış. Bunlara siyasi bir bilinç kazandırmaya özen göstermişler. Osmanlı Devletinin parçalanması için bu çocuklar özel olarak eğitilmişler. Amerikan misyonerleri , Bulgar gençlerini özellikle bu okula yöneltmişler. Sonuçlarını da almışlar tabii.Bu sonuç üzerine Bulgar parlamentosu, 1879'da yaptığı bir toplantı da, yetiştirdiği Bulgar aydınları, Bulgar çetecileri ve devlet adamları için Robert Kolej'e teşekkür etmiştir. (Kaynak:Türk Eğitim Tarihi Yahya AKYÜZ, Pegem Akademi Yayınları) Atilla K.
03-01-2015 01:17 (143)
http://www.diken.com.tr/populist-sol-nefretin-muphem-nesnesi-entelektuel/ linkinde, Elitist sol liberal utancın yüz kızarıklığını alması için uydurdukları popülist sol kavramı üzerinden saldırı ve Pamuk Orhan güzellemesi yapan, ancak birbirlerinden güç alarak yazabilen müptedi ikilinin yazısında, şu yukarıda konuştuklarımızı nasıl da takip ettikleri görülüyor. Demek sözler yerini bulmuş, sinire dokanmış. Bu arada Gürsel abi, yazıyı okursanız sizin salt düşünce ve ifade özgürlüğü adına yaptığınız Pamuk savunmanızın, karşı tarafta hiç bir karşılığının olmadığı da göreceksiniz maalesef. syglr mh
03-01-2015 03:15 (144)
Pamuk güzellemecileri, "evet" diyorlar "Pamuğun NH ile ilgili çalışması yok tabii ama NHKSA Merkezi edebiyat üstüne her türlü çalışmayı desteklediği için, Pamuk gayet uygun bir açılış konuşmacısı olarak değerlendirilebilir". Yani Pamuğun NH ile alakası yok, edebiyatçı kontenjanından gelmiş oraya. mh
03-01-2015 09:49 (145)
biri sosyoloji, biri uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi yrd. doç'u, yani "akademisyen" künyeye yazmış, hesabı kesmişler, sen nabar hocu? bizde felsefe doktorası bile yok, pirimizin hocalığı enverhocacılıktan :) YÜ
03-01-2015 10:35 (146)
Künyelerine eklenecek başka şeyler de var!"Ylk, Yln" vb..Hem bu işlerde henüz "yardımcı" adamlar.Bir de asılları olduklarında neler göreceğiz bakalım. Lafı uzatmalarından, afilli cümle kurma çabasından, cafcaflı kelimeler seçip, kulağı arkadan göstermeler yazının inanılarak yazıldığından kuşku uyandırıyor. Sipariş olmalı! Yalan dünyası YRD'ları."mahallenin namusunu kurtarmaya" görevlendirilmiş, bir an evvel yrd'lıktan kurtulma arzusunun köle dili.Gün gelse, devran dönse bu yazı onların önüne konulsa; o zaman büyük olasılıkla "ben değil o" demek için iki kişi yazmışlardır diye düşünüyorum. Ama şimdilik ikisinin de kariyerini yükseltmek için CV olabilir. Bu cümle yeter.."Ayrıca ‘Liberaller’in işin en başından beri yanıldığını iddia etmeden önce de şunu sormak gerekmez mi: AKP 2002’de ne idiyse 2014’te de o mu olmak zorundadır? Bütün siyasi partiler bütün ömrü hayatları boyunca aynı çizgide mi kalır?.." İfade özgürlüğü böyle de kullanılabilir elbette; o zaman soru sorulmalı bu
03-01-2015 10:46 (147)
"yrd" ne'yin yrd'sidir? Zavallı insanlar... Demek sonunda AKP'ye bile bu yağlamaları yapmak zorunda kaldınız... İki kişi birlikte; şıracı ve bozacı'lar. "İktidar önünde" birlikte yazdık efendim.. Muhalefet önünde "o kadar dedim ama.. o yazdı!" Ne hoş! Her insanın hayatında geçmişte, yaptıkları, söyledikleri ile utanacağı düşünceler, anlar olabilir... Bu yazı gün geldiğinde bu yazarlar için de böylesi duygular uyandıracak bir yazıdır; ya da tümüyle "insanlıktan çıkarak" iyice faşizme kayarak utanmazlık ideolojisinde de kariyer yapabilirler.. Umut veriyorlar.. OG
03-01-2015 10:57 (148)
orhan pamuk'u protesto eden milliyetçi sosyalistlerle onu destekleyen liberal solcu güruh arasında bir tercih yapmak zorunda değilsiniz. al birini vur öbürüne. sığlık açısından aralarında fark yok. olmasına da gerek yok. çünkü burası türkiye. ne olsa gider.
03-01-2015 11:36 (149)
İyi ya işte. Boğaziçi üniveresitesi yarddoçları (yazım hatası oradan) birlikte yazmışlar. Yalnız, ben anlayamadım. Birden fazla insan deklarasyon falan yayınlanır da onun altına imza atarlar. Yazının kendini nasıl yazmışlar? Komünde ileri nokta bu olsa gerek. Ben prensip olarak hala yarin yanağından gayrı noktasındayım. Ki kanaatimce yazı da kısmen yar oluyor. Gruba gerek yok! Hürmetzzz
03-01-2015 12:00 (150)
http://www.solpaylasim.com/k1607--liberal-sol-cularin-savunamayacagi.html TKnın bu yazısını birgün gazetesinde okumuştum bir süre önce, orda bulamadım, başka yerden linkini veriyorum. bu liberallerin işi hokkabazlık. bu yazıdaki mantık boğaziçili akademisyenlerinkiyle çok benzer bence
03-01-2015 12:05 (151)
148 numaraya göre buradaki biz çoğunluk da milliyetçi sosyalistiz, çünkü O.P'yi protesto ediyor, onu protesto edenleri destekliyoruz. 148 Hamşo siz kimsiniz, müthiş doğrunuz ne, burada biz milliyetçilerin arasında ne arıyorsunuz? Yazık etmeyin kendinize, harcanıyorsunuz, siz Avrupalara layıksınız.
03-01-2015 14:08 (152)
Yrd'lerin yazısındaki; Politzer ve ahlak-ahlakçılık farkı üzerinden sol eleştirilerine ve kültür endüstrisi kavramının totoloji olduğuna katılıyorum. Bu doğrulardan yola çıkıp iktidar ve O.P. savunmasına varmaları düşünce bütünlüklerinin sığlığıyla olduğu kadar, bulundukları konumla da ilgili. Aman akademik kariyer yolunda engel çıkarmasın babaları (ödip?). Söyledikleri tamamen yanlış olmasa da vardıkları sonuç yanlış. Bu yazıyla beraber okunduğunda önemi daha da açığa çıkan TK'nın linki verilen yazısı sisteme entegre entellektüellerin (liberal demeyi sevmiyorum, slogan gibi kullanılan kavramların içerikleri boşalıyor) bildikleri doğruları nasıl çarpıtıp iktidar övgüsüne dönüştürebildiklerini gösteriyor. Yazarıyla yorumcusuyla insanbu'dan çok şey öğreniyorum. Heisenberg
03-01-2015 14:35 (153)
Genel olarak ülkemiz akademisyenlerinin durumu bana Can Yücel'in çoban havası şiirini hatırlatıyor. " Uslu bir hayvan şu ağaç/ Kolay değil böyle/ yaprak bir kulübeye bağlı/ Gökyüzünün kırıntılarıyla yaşamak" MB
03-01-2015 14:48 (154)
Hay yaşayın 152 Heisenberg, şu anda Freud denen şarlatan sapığın cinsellik kuramı üstüne yazmakla meşguldüm. Çok güzel bir buluş yaptınız, belki onu kast etmediniz ama, bende çağrışım yaptı: Ödip kompleksi - ÖDP kompleksi. Gerçi ÖDP bu bahsi geçen yazarlar gibi aşırı sağ liberaller değil, sol liberaller, ama bunu kullanacağım. Teşekkürler. Kaan Ars.
03-01-2015 15:09 (155)
Akademik açıdan bakacak olursak, bu iki abi, özgüven dolu pırıl pırıl sivileri ile bu yazıyı, hem de iki dilden tek başlarına attıracak durumda gözüküyorlar. Ancak kariyer yürüyüşlerinde birbirlerine destek çıkmışlar. Yazı fazla ıkınmalı, sıkınmalı, laf çevirmeli ve ter kokuyor. Tahminim, yeterince "nezih" kökenleri olmayan abilere, "asil" büyüklerince verilen bu dönem ödevini, kariyer yükselişleri için seve seve yapmışlar. Boğaziçi'nin yerlisi, böyle terlemeli, kastırmalı yazmaz diye düşünüyorum. Bunlarda bir gayretkeşlik, bir öne çıkma çabası, "nasıl orran abimizi iyi savunduk, laf geçirmediğimiz kimse kalmadı, artık doçentliği kadrosuyla birlikte alırız de mi" hali var. mh
03-01-2015 16:13 (156)
Sn 153, bu benzetme olsa olsa kendini iyi hissetme/hissettirme sağlayabilir, o da mevcut durumda bir bakıma zaman ve enerji kaybı sayılabilir...Ağaç, ne hayvan ne de köpektir, akademisyen de insan da bunların hiçbiri değildir. Şu anda işimize öyle geliyor diye böyle addetmek doğru değildir. Bir ağaç üzerine yazılmış onca şiir, öykü, tablo vb vardır; ki yazarları Yrd. Doç. diye hafifsemeye çalışmak da öyle...Baskın Oran ve bir çok diğeri Profesör, Doçent de neyi değiştiriyor, sağlıyor o yüksek ünvanları ki? Burada beğenilmese de yazı sağlam, çok yönlü ve özellikle de ilgili cenahta "yeterince etki oluşturabilecek nitelikte" kanaatimce...Yazıyı hafifsemeye ve yazarları küçümsemeye çalışmak yerine, sn TK'nın yaptığı gibi, dayanaklı ve teşhirci bir üslubun yaygınlaştırılması ve daha çok okunurluğun sağlanması gerekir bu alanda yol alınması isteniyorsa...Saygılar.HM
03-01-2015 19:17 (157)
Yazıyı henüz okuyamadım ama "neymiş" diye sadece birkaç yoruma göz attım. O bile bana şunu düşündürdü: Başta ABD olmak üzere dünya sermayesi üniversitelerde para kazanma ve kariyer yarışını teşvik ediyor. Birbirini ezip geçmek için delice sürdürülen bir yarış. Para ve kariyer ile sarhoş olmayan insanlar, kapitalizme hizmet etmek yerine başka şeyler düşünmeye başlayabilirler çünkü. O halde onları soluksuz koşturmalı. Askerde böyle yaparlar. Askerleri boş bırakmazlar ki sakıncalı şeyler düşünmeye başlamasınlar. Düşünmeden emirlere sadece itaat eden birer robot olsunlar. Malum Bilal oğlan bile Harward mezunu. Neye yarıyor o üniversiteler ki? Biri bana söylesin.
05-01-2015 10:40 (158)
Üstünden geçti biraz ama şu yrd. doç. mevzuunu açışım iki türlü yanlış anlaşılmış.Yrd. Doç. da kim oluyor diye yazmadım, aksine sivil bir yazıda otoriter manada rütbelerini kullanmalarına takılmıştım, yardımcıyken böyle olunca hoca olunca naaparlar da doğru bir kaygı, bkz. Baskın. Ama buradan hareketle boğaziçi ve spin off'larının ortaya saldığı MBA'li, PhD'li bir sürü sözde akademisyenin (aslında asistan, okutman, öğretim görevlisi oluyor bunlar) akademinin itibarını da kaç paralık ettiği ortadadır. Diğer yandan da yurdum okumuşunun sokaktaki adamların doktor dövmesi misali her fırsatı üniversiteye, öğretim üyesine saldırmak için kullanma şehveti nedir böyle? "Profesör, doçent ne sağlıyor o ünvanlar ki?", "neye yarıyor o üniversiteler ki" ee, sizin Tayyo'dan ne farkınız var ki? O ünvanlar nedir ile ilgili yazmıştık, okuyun bi zahmet, başınıza üniversite, hoca kadar taş düşmesin. Profesör Okllitus
12-01-2015 23:04 (159)
Duyan bile söylesin büyük entellektüel O.P. C Hebdo olayı için bir şey demiş mi? Suya sabuna dokunacak bir şey diyeceğini hiç sanmıyorum ama... Yoksa böyle durumlarda 'siyasi tavır'alamamayı mı seçti yine
28-01-2015 09:55 (160)
OP'nin kahramanları Fenerli futbolcularmış. Şaşırdım mı? Hayır!. Yakışır mı? Evet!. Akçaabat Sebatspor
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210737
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.