Cumhurbaşkanı adayının saptandığı zemin / Kılıçdaroğlu konuşuyor. Sayfa: 53

2. Melek: Neyse... Kemal bey, siz kimi konuşturacaksınız?

Kemal: Kılıçdaroğlu grubunda konuşuyor olsun. Uygun mudur?

2. Melek: İsabetli seçim. Buyurun...

Kılıçdaroğlu:  Adam bir şey öğrenmiş "paralel yapı paralel yapı.." Varsa böyle bir yapı çıkar ortaya, yargılat! Niye çıkarmıyorsun ortaya! Elini biz mi tutuyoruz. Ben şimdi bir şey soruyorum, en ufak namusun varsa cevap verirsin: Bakanının koluna o saati paralel yapı mı taktı? Çocuklarınızın evlerine o kasaları, kutuları paralel yapı mı yerleştirdi? (Büyük alkışlar ve "Başbakan Kemal" sloganları...)

Tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenler hesabını verecek. (Tekrar alkışlar ve sloganlar...) Tüyü biten yetimlerin hakkını unuttuk sanmayın, onlar için de dava açacağız, hiç merak etmeyin. (Alkışlar...)     

Türkiye'yi dış güçler karıştırıyormuş. Adını koysana sen. Sıkıyorsa şu devlet karıştırıyor de. Hadi bakalım... (Yuh sesleri... Başbakan aleyhinde sloganlar...) Dini istismar etme... Din tüccarı kesildiniz başımıza. Oysa yurdumun dindar insanları, baş örtülüsü, çarşaflısı, sarıklısı, samimi Müslümanları artık senin ne olduğunu görmeye başladı, foyan ortaya çıktı. Onları biz kucaklayacağız. Çarşafı biz.. çarşafı biz... koruyacağız...  (Cılız alkışlar, arada homurdanmalar... "Orada ileri gitme" mırıltıları...)

Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir. (Bu bölümde sesi tizleşir. Fakat umduğu coşkulu desteği alamaz. "Her güçle mi... Badem bıyıklılarla mı birleşeceğiz" "Kürtler de gelsin bari..." itirazları...)

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. (Yeniden "Başbakan Kemal" sloganları...)

Biz bu iktidarı sandıkta devireceğiz arkadaşlar. Halkla birlikte çalışıp, halkın gücüyle devireceğiz. Bakın Chavez ne yapıyor. Pazarlık etti yabancı şirketlerle, onlardan aldığı payı yoksullara dağıttı. Yoksullarla, halkla bir oldukça, elimizdekini paylaşınca biz bu işi başarırız. ("Dur orada, niye paylaşacağız..." "Biz çok mu zenginiz..." "Bunu AKP yapıyor, gericilerden mi öğreneceğiz..." homurdanmalar...)

Siz vekillerim, delegelerim, siz seksen bir ilden buraya toplanmış parti gönüllülerim. Siz CHP'nin fedakar ve cefakar kadroları... Size güveniyorum, biliyorum ki hepiniz mahallede, fabrikada, tarlada, köyde ev ev, kapı kapı insanımıza ulaşıyorsunuz, ekmeğinizi onlarla bölüşüyorsunuz, onlarla birlikte soluk alıp veriyorsunuz... (Bu sözleri işiten ön sıradakiler dönüp arka sıradakilere bakar, arkadakiler arkaya, en arka sıradakiler de duvara bakarlar, liderleri kimi kast ediyor diye. Duvarda bir Atatürk resmi vardır. Kürsüdekiyle resimdeki bir an göz göze gelirler. İç geçirirler.)

Bakın değerli arkadaşlarım, bu başkapatan var ya başkapatan, Dersim'i güya bize karşı kışkırtacak. (Destekleyici yuhh sesleri, "Dersim neresi? Tunceli desene Tunceli..." itirazları...) Dersim'de biz geçmişte çok yanlış şeyler yaptık, bunun için gerekirse özür de dileriz. ("Ne yanlışı yaptık, ne özrü!" diye bağırır biri, Kılıçdaroğlu bozulur, ama devam eder) Yanlış falan yapmadık, iyi yaptık, ama iyi yaparken yanlış yaptık. Özür falan dilemiyoruz, özrü sen dile başkapatan, sen dile, görelim, nasıl diliyorsun, belki biz de dileriz... (Uğultular... "Ne diyor yahu bu!" sesleri...)

(Sesi burada birden patlar) :

Arkadaşlar, yurdumuz işgal altında. İşgale karşı birleşmek zorundayız.

( "Kim işgal etti? Kim?" sesleri... )

Kim mi işgal etti... Şimdi bu başkapatan var ya, hani diyordu ki ülkeyi karıştırıyorlar... Kim karıştırıyor? Amerika'ysa bu, asıl biz karşıyız Ame... Biz karşıyız... Ame... Amerikan meyvelerini getirip, Güney Amerika'dan falan burada satıyorlar. Buna asıl biz karşıyız. Tarımı bitirdiniz, tüyü bitmemiş tüyü bitmemiş...  şeftalilerimizi dalında çürüttünüz... (Alkışlar, sloganlar...)

Evet, arkadaşlar yurdumuz işgal altındaysa ona karşı birleşmek boynumuzun borcudur.

(Yine aynı ses: "Kim işgal etti ülkeyi?" )

Kimse kim. İkide bir çıkma oradan yırtık do. yırtık.. sesinle.. Tayyip... Tayyip işgal etti...

(Tayyib'e karşı sloganlar...)

Madem Tayyip işgal etti ülkeyi ona karşı bütün güçlerle birleşmeliyiz. Kuva-yi milliye ruhu diye tutturuyorsunuz, ben de tutturuyorum, hadi. O zaman o ilk mecliste kimler varsa önce onları bir toplayalım...

(Gür bir ses: "Cemaatle mi birleşeceksin!" )

Bağırmayın... Genel başkanınız var karşınızda, kuru gürültüye pabuç bırakmam ben. Bakın bu dediklerim programa yazılacak. Burada toplananlar, herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olacaktır. Yoksa, yine gerçek, yöntemine göre saptanacaktır; ama belki bir takım milletvekillerinin, bazı delegelerin kafaları.. kafaları.. önümüzdeki dönem burada olamayacaktır... (Ani bir sessizlik... Yüzler sapsarı kesilir... Kısa bir şokun ardından "Başbakan Kemal" sloganları...)

1. Melek: Yeterli bu kadar. Yani olguyu ortaya koydunuz, bir şeyi çözemediniz Kemal bey.

Kemal: Nasıl çözebilirim, ben bir ölüyüm... Bir şeyi itiraf etmeliyim. Canlı da olsam, bir yabancı işgal yaşamadıkça, savaş çıkmadıkça bu her şeyi bilen kalabalığa ben bile söz dinletemem.

T. Fikri

Facebook
Kemal, Karl ve Celalettin bugünü konuşuyor ...
henüz yorum yapılmamış
17-06-2014
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211220
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.