Nazım Hikmet: (Devamla) Yakınmak adetim değil. Madem sanatta kokuşma yaşanıyor, madem yazar dünyası kokuyor, bu kokuşmayı iyice burunlara sokan karşı eserler verirdim. Ortaya karışık piyasa işi şeyler beklesinler dursunlar benden. Az buçuk sularına gitsem, yine çok sevilen, büyük ve ödüllü bir Nazım Hikmet olarak şaşaayla gezeceğimi bilmiyor muyum! Peki, bunu yapabilir miydim? Hayır.   

Fikir dünyası tümüyle kapitalizme hizmet ediyor, bütünüyle burjuvazinin denetiminde. Sosyalistler bilerek bilmeyerek işin içinde. Keskin laflar ederek bu birlikteliği gizleyemezler. Bunu söyleyecektim ve bana "Onun meselesi kişisel" diyeceklerdi. Sosyalizm davası kişisel bir mesele olabilir mi?

“Putları Yıkalım!” başkaldırımızdan kaç kişinin haberi var? Kişisel hırstan dolayı mı, kıskançlığımdan mı giriştim bu işe? Hırs da vardır, inkar etmiyorum, fakat herkese böyle kişisel hırs öneririm. Ben yine medyadaki kirli ittifakları açığa çıkaracaktım, ama sol basın bana değil ideolojik hasımlarımıza arka çıkacaktı. Edebiyattaki kalitesizliğe savaş açacaktım, bu kalitesizlikle beslenen starları hedef gösterecektim. Birgün, Cumhuriyet, Aydınlık, Yurt... karşılarında savaştığım şebekelere dahil insanlarla dolu... Onların liderleri buna göz yumduğu, bundan medet umduğu için... Gündeme getirdiğim hiçbir ciddi tartışmaya sol-sosyalist yazarlar destek vermeyecekti,  selamı bile keseceklerdi…

“Benerci Kendini Niye Öldürdü?” Bunu yazdım, benzerini yazacaktım. Taranta Babu'ya Mektuplar... Taranta'yı tanımasanız da olur, onu o devirde yazan ve okuyan ruha ne kadar yakınsınız? Sağlığımda dostluğu, dayanışmayı da gördüm, çelme ve dirsekleri de yaşadım. Bunların hepsini yaşadım, sağcılar önden saldırdı, CHP'liler yandan vurdu, sözde solcular arkadan... yine aynı şeyleri yaşayacaktım.

Yaşamınızı günde iki saat rahibelik, on saat fahişelik yaparak geçiremezsiniz. Geçirirsiniz de.. bu sosyalistlik olmaz. Siyaset bu değil! Her işte düzgün olmak zorundasınız, bu sadece bir etik mesele değil ki, başka türlüsü sizi kesin bir başarısızlığa götüren asıl gerçektir. Çalışırken bencil, konuşurken toplumcu olamazsınız. Yaşarken sorumsuz, okurken sorumlu davranamazsınız. Siyaset asıl budur, laflarınız değil. İşçilerden kaçıp işçi sınıfı siyaseti yapamazsınız. Dört işlemi bilmeden matematik olimpiyatına yazılamazsınız. Bunları açığa çıkaranların üstüne acil gündemlerinizi atıp gerçeği yok edemezsiniz.

AKP’yi ayakta tutan şey muhalefetteki bu zemin derdim, sağı güçlendiren sol.. ve sonucun ne olacağını birlikte görürdük. (1. Meleğe döner) Şeyhim ben sizin yaşamınızı, mücadelenizi yazdım. Şeyh Bedrettin Destanı'nı… Onun benzerini yazsam bu devirde…

1. Melek: Çok teşekkür ederim teveccühünüz için. Fakat ben burada başka bir kimlikle bulunmaktayım. Lütfen konuyu bana getirmeyiniz üstadım..

Nazım Hikmet: Ortaya soruyorum o takdirde. Ülkenin gelmiş geçmiş en büyük komünistini, sizi yazsam, gelmiş geçmiş en büyük komünist ayaklanmasını yazsam.. Yok, bunu unutun... Geçti o devirler diyeceklerdi nasılsa. Tamam, güncel bir tema seçsem... Sosyalist ruhu anlatan... Kalbi yoksullar için attıran bir öykü.. Sıradan bir insandaki gönül temizliğini anlatan bir şiir.. En güzelinden.. Bir heyecan, bir ilgi yaratabilir miydim? Kaç insanda karşılık bulurdu ruhumda kaynayan eşitlik ateşi? 

Bizim yapıtlarımız sıkıcı geliyorsa, demode geliyorsa sokağa çıkan gence, yaşlıya, aydına, ne zaman moda olacak bizim anladığımız devrim, sosyalist devrim? Sizi bilmeden değerli meleğim, Terzi Fikri’yi bilmeden nasıl gerçekten başkaldıracak bu burjuva medyasını oyuncak etmiş, ona oyuncak olmuş kitle dostlarım?

Kendinde devrim yapamayan, kendi zihinlerini aydınlatamayan insanlar toplumu aydınlatmaya çalışıyor. Bunu söyleyecektim ve her iki tarafa da hain olacaktım.

T. Fikri