Sırrı Süreyya Marksist savlarını döktürüyor.. Sayfa: 52

Sunucu: Peki bir sosyalist, bir Marksist olarak, nasıl değerlendiriyorsunuz, ne şekilde çıkacağız işin içinden?

Sırrı Süreyya: Ben bir Marksist olarak.. Ne diyebilirim.. Tahayyül edeceksen.. Gerçekçi ol, imkansızı iste demiş usta...

Sunucu: O sanırım.. Che'nin sözü müydü?

Sırrı Süreyya: Hah tamam, bugün çok dalgınım, insani olan hiçbir şey bana öteki değildir... Bu Marx'ındı. Biliyoruz, ona göre değerlendiriyoruz. İsterseniz daha önce anlattığım fıkraları açıklamak için bir fıkra anlatayım... Hayır mı! Yok anlatmam canım gülmek istemiyorsanız... Gülmek zorunda mısınız? Hah hah ! Şimdi öyle de, biz kendi aramızda sosyalistler olarak sık sık istişare ederiz bu mevzuları. Benden çok daha iyi bilenler var elbet, tevazuu elden bırakmamak lazım. Marx aslında Türkleri de, Arapları da, Kürtleri de adam yerine koymamış. Öyle diyorlar abilerimiz. Bize onların üstüne söz söylemek düşmez. Ama Marksistiz gene de.. Neden? Ezilenden yanayız, herkesin hatası olabilir.

Lenin falan o bakımlardan bize daha yakın desem yanlışa düşmem. Fakat Lenin de biraz, biraz demeyelim bir hayli Kemalist. Ona da ihtiyatlı yaklaşmak lazım.

Sunucu: Lenin'e Kemalist diyorsunuz, çok yerinde bir saptama.. Hiç aklıma gelmemişti, ama gelir gelmez bravo diyorum.

Sırrı Süreyya: Ee, tabii.. Kriterimiz nedir? Halkların demokratik taleplerine kim nasıl yaklaşıyor. Bu manada baktığımızda AKP hükümeti Kürtlere büyük açılım sağladı, demokrasi yolunda adımlar attı. Sonra önünü tıkadılar geleneksel güçler. Ne oldu, Neo-Kemalist oldu. Şiir gibi oldu burası da. Her olaya mecrası içinden bakmak lazım. Kim militarist, kim ceberut, kim despotik. Militarist kimse ona karşı duracaksın, faşist kimse karşı çıkacaksın. Öcalan silahsız.. Gidiyorum, bakıyorum, üstünde çakı bile yok, kapıda kim bekliyor.. devletin silahlı güçleri. Tablo açık değil mi. Siz olsanız kimden yana olursunuz. Halkların kendini ifadesine imkan tanımak lazım. Yok şimdi bu yanlış mesaj olarak algılanabilir, militarist bir mesaj oldu... Öyle baktınız... da anlamadınız galiba, ben anlatamadım.

Yani şöyle... kendini ifadesi deyince ifade vermeyi akla getiriyor. Kim ifade vermeye çağırır. Faşistler. Devlet. Militarist yapı. Kavramları yerinde kullanmak lazım, bu mühim.  Şimdi bu militarist dil içimize yerleşmiş... Söküp atmak lazım belle...

2. Melek: Kesiniz bay Karl... Bu bir parodiye benzedi. Burada ciddi bir iş yapmaya çalışıyoruz. 

Karl: İyi ettiniz de kestiniz. Benden bu kadar, meraklısı varsa denesin, daha iyi konuşturana dört ciltlik Kapital hediye.

T. Fikri

Facebook
Kemal, Karl ve Celalettin bugünü konuşuyor ...
henüz yorum yapılmamış
16-06-2014
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2211221
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.