Aytekin Yılmaz’ın “Yoldaşını Öldürmek” adlı kitabı soldaki örgütlerin kendi içindeki şiddeti, cinayetleri anlatıyor. Aytekin Yılmaz uzun yıllar PKK davasından cezaevinde kalmış bir siyasi mahkum olarak, olguya cezaevlerindeki örgüt içi infazları inceleyerek başlıyor ve bunun dışarıdaki izlerini takip ediyor.
Cezaevinde kendi üyelerini infaz eden örgütlerin başında PKK geliyor. Kitapta ayrıca DHKP-C , TİKKO ve MLKP içindeki infazlara yer veriliyor. Cezaevindeki örgüt içi infazların sayısı 36.
1990-1999 yılları arasında cezaevi dışındaki örgüt içi öldürmelerin sayısı 1030. Bunların 904’ü PKK tarafından gerçekleştiriliyor. Yılmaz’a göre bu sayıya dağlarda ve kamplardaki bazı infazlar dahil değil. Yani rakamların eksiği var, fazlası yok.
Kitapta anlatılan işkence ve infazların biçimi ise, okuyan soğukkanlı bir insanı bile sarsacak nitelikte. Hiç bilinmeyen şeyler mi anlatılıyor? Bazılarımız bunları biliyor ve söylüyordu, buna rağmen o bazılarımız dahi bu kadarını bilmiyordu.
Kitap bir bütün olarak solla ilgili, iyi niyetli sol bakışla alakalı ayarlarınızı bozacak bir kitap. Son derece “tehlikeli” bu bakımdan.
Sanırım bu tehlikeden ötürü sol basında tanıtımı ve tartışması hayli engelle karşılaşıyor. Solun bu tavrı benim açımdan alışılmış bir şey. Sol örgütlerin kendi içlerinde hızlı katliamlara giriştikleri o 90’lı yıllarda, bunu konu eden bir roman yazmıştım: “Öteki Kayıp”. O da sol bir bakış açısıyla yazıldığı halde solcuların hoşuna gitmemişti ve tanıtımında fazladan engellerle karşılaşmıştı. Unutturulmuştu.
Aytekin Yılmaz da bence sol ve iktidar karşıtı muhalif duruşunu bozmadan yazmış derdini. Ne var ki yıllarca iktidar yanında yer almış Ömer Laçiner’in, içeriğinde yanlış bir şey bana göre olmamakla birlikte son sözünü yazması Aytekin Yılmaz’ın incelemesinin puanını biraz düşürmüş. Yine de bu kitabı ortaya koymak, yazarıyla, yayıneviyle cesaret işi. Muhakkak üstünde durulmalı, unutturulmamalı.
Daha ayrıntılı bilgi için Gün Zileli’nin sitesinden bir bağlantı veriyorum. Zileli de bu söyleşiyi T-24 sitesinden almış.
Kaan Arslanoğlu