Gezi-Haziran Gençliği niye erken yaşlandı? "Progeria"nın olası sebepleri...

Bir şeyi içinde yaşarken veya o şey yeni bitmişken tüm boyutlarıyla göremezsin. Bu, sadece o şeyin heyecanına kapılmandan değildir. Bahsi geçen fenomenin sonraki sonuçlarını da görmen gerekir. Adama sormuşlar: "Fransız İhtilali'nin etkileri nelerdir?" "Bunu değerlendirmek için erken" diye yanıtlamış. O kadar da değil elbet.

Psikologlar bizi iyimserliğin muhtemel olumlu sonuçları konusunda çok fazla dolduruşa getirdiler. Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki, fazla iyimserlik fazla kötümserlik kadar zararlıdır başarı için. Her şey dozunda tutulmalı.

Bu güne dek Gezi (Haziran) hareketi hakkında muhalif cephede binlerce değerlendirme yapıldı. Büyük çoğunluğu onu yücelten, göklere çıkaran, fazlasıyla iyimser yorumlar. Oysa ben dışarıdan sanırım daha gerçekçi gördüm meseleyi. Bu neydi diye sorarsanız, aslında aynı anda birçok şeydi, her şeydi. Ama en çok bir liberal başkaldırıydı.

Hani bir portakal devrimiydi demek istemiyorum, iç dinamik çok baskındı, bir dış etki varsa, bence sonradan sınırlı ölçüde gerçekleşmiştir. İktidar bu konuda da yalan söyleyip duruyor.

Fakat oradan genç bir bakış, genç bir hareket çıkmadı. Geziye çok büyük oranda genç katılmıştı halbuki. Birkaç ayda yaşlanıverdiler.

Niye derseniz, bir yerde sorun genel. Dünya gençliğinin ütopyası çok zayıfladı. Sosyalizmin fiyaskosu bunda bir faktör. Özgürlüktü, cinsel devrimdi, anarşizmdi falan, bunlarla da bir yere varan görülmedi. Bir Chavez'le, bir Küba açık hava müzesiyle hayal kurulur mu? Kurulmuyor.

Komünist parti ikiye bölündü dediler, gençler başkaldırdı dediler, oraya dikkatimi yönelttim. Yok, onlar da yaşlı. Duruşları yaşlı, söylemleri yaşlı. Olmamış. Bir de Birleşik Haziran Hareketi diye bir şey çıkmış ki, emekliler kahvesine benziyor. O hiç olmamış.

Bir de bizim gençlik ideolojik olarak liberal. Problem galiba o. Ben de liberalim, otuz beşten sonra liberal oldum iyice, buna niye problem diyorsun diye sorabilirsiniz. Problem şu: Liberalizm erken yaşlandırır. Jakobenlik ve halkçılık diri ve genç tutar. En azından genç işidir, botoks sağlar.

Objektif bakıyorum gençliğe, ulusalcılarda bile halkçılık göremiyorum. İçten içe batı kültürü hayranılar, ne içi, dıştan da bunu gösteren çok. Siyasette bakıyorsun bin bir komplo teorisi, emperyalizm, CIA lafları; ama hayatı portakal devrimi hayatı. Sözde bir milliyetçi, bir ulusalcı, şöyle sosyalist; şuuraltı dünyası  şırıl şırıl kapitalist.

Gezi de böyleydi. En öne çıkan duygu neydi: "Tayyip, AKP senden nefret ediyorum!" ve bir de "Hayatıma karışma!". İkisi de önemli, bence ikincisi daha önemli. Ama hayatıma karışmanın tercümesi sosyalizm veya milli hükümet değil, liberal özgür yaşamdır. Bu böyle, sen istediğin kadar farklı fal yorumları yap!

Şimdi genç gibi hareket eden bir radikal İslamcılar var, bir de Kürt gençliği. Dine ve ırkçılığa geri dönüş, en alt şuur katmanlarımıza. Onlar da çağ anlamında çok ihtiyarlar.  İhtiyar ve acımasız, önceki yazımda anlattım.

Nedeni aşağı yukarı kanımca bu, çözümü nedir? Bilemeyeceğim, onu siz düşünün, bulun. Çünkü ben böyle de iyiyim, yaşlı ve az çok huzurluyum.    

Sansür iyidir

Kaan Arslanoğlu kardeşim "sol sansür"le ilgili değerli bir çalışma yapmış. Birçok maddesine katılıyorum, belki hepsine. Ama ıskaladığı temel bir şey var ki, yazının bütününü yeniden gözden geçirmeli, çünkü bütün maddeleri geçersiz kılabilir.

İki soru: 1- Okur ne istiyor? 2- Bu informasyon sağanağı altında en çok okura nasıl ulaşılır?

Bir kere okur sansürle ilgilenmiyor, zaten fazla bilgi var, kendisi de sansürcü. O zaman sansürden yakınanı ne yapsın! İkincisi, okur net bilgi, görüş ve yorum istiyor. Burada bir birlik ve netlik yoksa okurun ilgi göstereceği şüpheli. Madem Kaan evrimci psikolojiden yana, bunu bilmesi gerekir.

Kimse bir sitede bin fikir akımı yarışıyor, tartışıyor diye ona üşüşmez. Buraya üşüşüyor mu? Kazaen b D vitamini tartışması açtım, tıpla ilgilenmeyen okurların birçoğu kavga gürültüden kaçtı.

Hem bir şey söyleyeyim mi, bir yayında ne kadar yazar var, o kadar sosyal tembellik olur. Yani her yazar kendi yazısıyla, kendi yorumuyla ilgilenir. Gazete ne kadar okunuyor okunmuyor, yayılıyor mu yayılmıyor mu, ne kadar çokluk o yokluk görünür elini taşın altına sokmada.

İnsanlar tartışsın diye işini gücünü bırakır, gece gündüz emeğini, paranı sakınmazsın; sonunda yine sen kötü olursun. Kuraldır, şaşmaz.  

Başarı için farklı bir paradigma öneriyorum. Hazır bir kitle seç, onun hoşuna gidecek renkli şeyler yaz, tek tip ol. Başarılı yazarlara bakın, başarılı gazeteleri örnek alın, böyledir.

Bir düşünün, tartışın derim. Bu yazıda sağlık önerisi yok, yer doldu.

Koral G. Yunuk

Facebook
yorumlar ... ( 47 )
06-11-2014
06-11-2014 12:31 (1)
yazınızın ikinci bölümüne kısmen katılıyorum. misal, ayşe arman ya da emin çölaşan sizin tarife tam uyar bence. ama tekil örnekler üzerinden yola çıkmak yanıltıcı olabilirse de, ege cansen'i ele almak isterim. bence başarılı. ve başarının kriterleri sebat etme ve kısmen prestijli (bunu "aktüel" anlamda almaya gerek yok) yayın organlarından sesini duyurabilme özellikleri olarak alınsa, sadece "bence" değil, kriterlere göre de başarılı. şimdi toplumcu-gerçekçi-hızlı-marksist bir kesim onu "koç'un adamı da, ondan hep tutuluyo yeağğğ" diye anabilirse ya da başka bir taraftar grubu da "beyaz türklerin sabetayist ajanı" falan diye beğenmeyebilirse de, elimizi vicdanımıza koyup bir düşünelim derim. iyice düşünüp tutalım diye bize öğüt vermişsiniz ya. pardon tartışın demişsiniz. onu diyen başkasıydı. tartışalım öyleyse. ege cansen hazır bir kitle seçmiş midir? onların hoşuna gidecek renkli şeyler yazan bir köşe sahibi midir? değilse bu başarısının altında yatan ne olabilir? taban-fetişisti
06-11-2014 12:47 (2)
"Renkli devrimleri" çağrıştırdıkları meyvelerle değil "renkleriyle" anıyoruz. Örneğin "Turuncu devrim" "portakal devrimi" değil. Nihat Ateş
06-11-2014 13:36 (3)
Portakal orda kal, İYorumcu (1) burada ingilizce düşünmüş ancak türkçe yazmıştır. iyi de yapmıştır. Malum orange (ing.) hem portakal hem de turuncu/portakal rengi demektir. Great White.
06-11-2014 15:28 (4)
Ben de İngilizce düşünüp Türkçe "oku"yaydım iyiydi ama bir türlü beceremiyorum:)) Big Red...
06-11-2014 15:40 (5)
portakal, portugal, kelt kapısı, kelt limanı, hollanda, felemenk, flamingo, ian fleming, naranja, oranj, turanj (mali sağolsun), turunç, bergamot (earl grey-bizde "tomurcuk"), beyarmudu... kling klang! killing, killink istanbul'da! kling klang! fikirler uçuşmasın, çikolata da yiyebilsinler. balinalar da ölmesin. artık büyük beyaz belgeseli de çekilmesin. gına geldi çünkü! önemli not: kahraman arketipine baksak mı? gezi'de kahraman var mı? öndersiz hareket olur mu? bizim oralarda üvendireye öndere derler. ama öndere öküzün mabadına yönlenir genelde. ya nasip. gezici kardeşlerin ortak nefret figürü biz beğenmesek de "taban"ı için kahraman arketipine uyuyor. hemi de bolluk-bereket mitosu bile var. "yüce rabbim verdikçe veriyor"u hatırlayınız. hacı bektaş'la kadıncık ana'nın hamur teknesi yetişemez uzun adam'ın dağıtabildiğine. bir de kemiklerden adam diriltirse tamdır. belki onu bile yapmıştır. dokunmak bile sevap ne de olsa. yani, urbanizasyon yokken kahramansız yola çıkılmaz. a.y.a.
06-11-2014 18:32 (6)
Bu yazının yorumlarında had mani belirtileri mi var? Psikiyatri hocaları nerdesiniz? Size böyle mi öğrettim ben? Mazhar Osman
06-11-2014 19:07 (7)
Koral hocam ve sansürle ilgili yorum yapan değerli okurlar. Sansür konusuyla bunun yayıncılık ve sol yayıncılıkla bağlantısı konusu çok boyutlu, karmaşık bir konu. Bir yazıyla tabii ki, her yönü incelenmez. Sizin dediklerinizde de haklılık payı var. Ama "başarı"dan ne anlamalıyız sorusunu birlikte sormalıyız. Bir yanda her yayında nitelik arıyoruz, öte yanda olabildiğince çok kişinin okumasını istiyoruz. Bu bir denklem. Bu denklemi ustaca kurmak hayli maharet istiyor. Sözcü Gazetesi örneğin, sizin dediğiniz manada başarılı bir başka örnek. Ama nitelik gerçekten berbat. Olumlu yönde değiştiricilik mi, yoksa olumsuz da olsa mevcut kemikleşmiş gruplara onları onaylayıcı yayın mı? İkisinin ortasında bir çizgi lazım herhalde, ama bunun ayarı cidden çok zor. Kaan Arslanoğlu
06-11-2014 20:06 (8)
Prof. Dr. Koral G. Yunuk'u içten tebrik ederim, özelikle Kaan beyin foyalarını ortaya döktüğü için. Ben şahsen sansürün otosunu keşfetmişimdir. Siz de bir yerden tanıdıksınız ama nereden çıkartamadım. Londra havası hafızamı zayıflatıyor, Viyana'da iken daha iyiydi hafızam. Prof. Dr. Segman Ferid.
06-11-2014 20:18 (9)
Gezi İsyanının çıkışındaki özgünlük bile onun "büyük bir siyaset" yaratamayacağını gösterir. Daha önemlisi bu isyan "sol-özgürlükçü" bir siyaset için müthiş bir laboratuar işlevi görmeliydi; görebilir ve görmelidir de! Gün Zileli'nin sitesinde bu konuda iki yazı yazmıştım. Bu isyan "sol-demokrat muhalefete" hem ideolojik, hem örgütsel olarak "ne yapmasını"ileten derslerle dolu.İsyanın özü bence de "Tayyip, AKP senden nefret ediyorum!"ve bir de "Hayatıma karışma!"Bu öz de aynı şekilde siyasete doğrudan değil, ancak dolaylı katkıda bulunacağının kanıtıdır. Ş. Argın'ın kitabı gerçekten de(bence)isyanın nedenselliği ve çıkarsamaları ile çok iyi. "Gençlerin yaşlanması"tespitine katılmıyorum. Bu gençliğin "ağabeyleri" birer "dinazor" kaldıkları için onlar "kendi hayatlarına" döndüler. Bugün egemen siyaset içinde "ses getirenlere" baktığımızda hala 60'lı yılları yaşadığımız duygusu uyanmaz mı insanda? Zaten "önder" arayışı ile birlikte "iktidar"arzusu başlıbaşına bir "dinazorluk" değil mi?
06-11-2014 20:29 (10)
Elbette bir "önder" olabilir.Ama bu, "balık tutmayı" öğreten bir önder; bilinen "önder" olmayı istemeyen bir önder olmak zorundadır."Biz bu filmi görmüştük" önderliği'nden söz etmiyoruz.Gençliğimin o "şanlı, yüce önderleri" nerede? Lenin, Stalin, Mao.Ataürk'ü de araya sıkıştıralım. Bu gençlerin "ortadan kaybolmasına"hak veriyorum.Onlar anılan sebeplerle isyan ettiler. Hayatı rezilleştiren uyduruk kutsalları yoktu! Neşeli, "kızlı-erkekli", mutlu, özgür bir hayat için isyan ettiler.Reel siyasetler bunu vaad etmiyordu. Asık suratlı, yoldaşını öldürmeye hazır; bu cinayetleri eleştireni de manen katledecek; siyasetten başka tutunacak dalı olmayan "ağır ağbiler" dünyasında ne yapabilirlerdi ki?Kutsallar olmalı!Bilim ve Sanat insanları! Antibioyotikleri geliştiren adamlar. Einstein! M. Proust! N.Hikmet. Y.Emre! Spinoza. Gandi. Beethoven. J.Lennon.Bildik siyaset tarihinin bilinen adamları mı?İşte O önder hiç bir zaman bu adamlar kadar önemli olamayacağını söyleyen adamdır! O.G
06-11-2014 20:31 (11)
Yazarı aşağılayıcı ifadeden ötürü yayımlanmadı
06-11-2014 23:09 (12)
Haziran liberaldi derse bir yazar normal bir toplumda ondan bunu neye dayandırdığını açıklaması istenir.Ama Türkiye de kendine aydın diyenlerin kafası bilimin değil dinin düşünce sistemiyle çalışıyor.Böyle laf salatasından ibaret ama okuru zayıf noktalarından (bu ülkede bi şey olmaz nancı) yakalamaya yönelik yazılarla kendinizi entelktüel sanırsınız.Koral Bey Validebağ'a bekleriz.Gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsanız tabii.ONUR DENİZ.
07-11-2014 00:36 (13)
Evet, Gezi İsyanı liberaldi! Sloganları okuyun...OG
07-11-2014 00:36 (14)
Liberaldi... İdeolojik olarak! Bu liberal sözcüğü çok aşağılanmış olduğu için yanlış anlamaya da açık... Sözlük anlamına bakalım..." liberal görüşlü kimse, özgürlükçü kimse s. liberal, özgür düşünceli, hür, serbest fikirli..." "Liberalizm, bireysel özgürlüğü temel alan politika geleneği ve düşünce akımıdır. Bir diğer örnek............. "Liberalizm içerisinde: insan hakları, çoğulcu demokrasi, sivil haklar, inanç özgürlüğü, bireycilik, serbest ticaret, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve özel mülkiyet gibi fikirleri barındırır..." burada "serbest ticaret" ve "özel mülkiyeti" çıkarın... Olmaz demeyin! Olur; Bu yığınlar "izm'siz" Liberal'di... Yığınları sözcüklere hapsetmeyelim; olmaz da... Ama ÖZGÜRLÜKÇÜLER'di... Bu yazıda da bu anlamda kullanılmıştı (bence) Ve bence "liberalizm erken yaşlandırır" saptaması da çok sorunlu... Gezi İsyanı'na ait "yanlış-abartılı beklentiler", bu tür yanlış saptamaları da kaçınılmaz kılıyor... OG
07-11-2014 00:56 (15)
Kendimizi dantel sanalım. Haydi. Hatta Heidi. Peter'imiz de olsun. Ne kadar danteliz, değil mi? Validebağ'a birşey demedik ya, haydi dantelizasyona gidelim. Bizler ne kötü, iğrenç insanlarız, demi moore? Gerçekten birşeyler yapmak istiyorsanız koral bey, mercan bey ve diğer beyler... Laf salatamıza sirke, zeytinyağı, limon da ister miyiz? Ne veriym ağbime? Lithurilimi verin la bana. Disulfiramımı aldım, etanol alamıyorum. Feci! Beyaz Türklerin validebağında onulmaz bir yara aldım. Vurulduk ey halkım, unutma bizi. Biz pis gomonisleri... Benim gibi lithurilsiz kalanları... Hatta, öldür beni ey halkım, yaşamayı istemiyorum. Oldu mu? Lityumu normal tabanfetişisti kardeşiniz mefisto'nun kağıt bulamamış şairine selam eder. Pazar ordayım hocu der. Kitabım hazır olsun, he mi?
07-11-2014 08:35 (16)
Otuzbeş'ten sonra liberal oldum demişsiniz, ben de 40'tan sonra kominist oldum.
07-11-2014 08:36 (17)
Problem ne biliyor musunuz? Problem halkın yeniden tanımlanmamasında. Halk denince nasıl bir tip akla geliyor? sokaktaki sıradan, göze çarpmayan, dar gelirli, munis , memur kökenli veya büro çalışanları, çok gözönünde olmayan işçiler, "okumuş kesim" (öğretmen, doktor, mühendis...), esnaf vs. Yani etrafta gördüğümüz çoğu insan gibi değil mi? Hayır bu eskidendi, Şimdi kimse bu tipolojiye dahil olmak istemiyor, herkeslerde bir yukarıya tırmanma, sınıf atlama, olmadığı gibi görünme çabası aldı yürüdü. Cep telefonu, semt pazarından çakma markalı giyim kuşam, rezidans hevesi, AVM yaşamı bunun araçlarından bazıları. Halkımız yani insanımız Doğan görünümlü Şahin olma gayretine kapılmışken ona Halk olduğunu hatırlatmak hakaret etmekle aynı anlama geliyor nerdeyse. "Ben halk değilim ki, halk karşı komşu, dışarıdaki kalabalık, benim dışımda metrobüsteki herkestir, benim yerim belli, belli aileden geliyoruz". Halk, fakirliği ve alt toplum katmanlarını hatırlattığı için artık kimse halkçı değil. Ç.
07-11-2014 09:43 (18)
16 nolu yorumu yapan şahıs daha "komünist"i yazamıyor, faşolar gibi "kominist" diyor. Yeni komünistler böyle mi? Esteban
07-11-2014 10:49 (19)
18 için Editörleri göreve çağırıyorum. No 15 gomonis diyo bişey diyen yok ama bizim ü birinci i olmuş gelsin saldırı, faşo maşo tabanla dalmalar. Hani sansürünüz. Bizimki de can ya. TKP.
07-11-2014 10:50 (20)
18 dokunmayın, daha yeniymiş. Polüt Biro.
07-11-2014 12:22 (21)
Onur Deniz bey kardeşim, (12 numaralı) Validebağ'ı uzaktan izliyorum. Güzel şeyler yapıyorsunuz, orada olsaydım emin olun aranızdaydım. Fakat bu beni liberal olmaktan soyutlamazdı. Biri kime laf etsebirileri onu herhangi bir eylem alanına çağırıyor. Turizmci mi bunlar?PKK deseniz hadi Kobane'ye,Gezi deseniz Taksim'e gelsene diyorlar. Bir etkinliğe katılıyorsanız dünyanın merkezinde durduğunuzu sanmayın. Ben de kendi çapımda İsviçre'de bazı eylemlere katılıyorum. Hadi gelin İsviçre'ye diyor muyum? Fizik ve mali yönden olanaksız. Bence siz 17 nolu yorumcu Ç'yi okuyun, sonra yine konuşalım. Liberal-sosyalist farkı bambaşka bir şey. Hani siz deseniz ki, Zonguldak falanca maden ocağında veya Kartal tersanesinde eylemdeydim, eylemi bırak orada işçilerin içinde yaşıyorum, sen de gel deseniz, o zaman sosyalist olduğunuza inanırım. Fiziksel nedenden ötürü gelemezdim, ama bunlar ayrı demek ki derdim, size ayrı bir selam gönderirdim. Fakat sosyalistlik bana zor. Eylem turizmi masraflı.Koral G
07-11-2014 15:53 (22)
Hulk vardı. yeşil ve iri olan hani. diyarbakır karpuzu değil canım. Hulk. hatta bir vakit büyükada tarafından anadolu yakası güney sahillerine adeta bir godzilla edasıyla dadanmıştı da, necip basınımız "Hulk plajlara akın etti, vatandaş denize giremedi" diye başlık atmıştı. Hulkçıyız ve toplumcuyuz elhamdülillah. zaten şu dar alanlarda (1 Mayıs'ta alanlara %20 iskonto ve 12 taksit müjdesi) meramımızı anlatacağız diye bir sürü semboloji, alegori, alafartanfinfon nümero çekiyoruz. sonra da ya anlatamıyoruz ya da mani, madde suiistimali teşhisleriyle başbaşa kalıyoruz. neyse artık. konuya dönersek (BH, NC ve ben, S), amorf kitlelerden birşey çıkmaz kanaatimce. hani göğe yükselen ve kat'a sarışın olmayan ağbi demiş ya: ben iyi çobanım! çoban yok. önder yok. beğenmediğiniz 1-ton-kafalıların (yazar burada harf oyunu şeysi yapıyor) führeri meydanda. 1-ton-kafalılar ne diyor: dik dur, eğilme, bu millet seninle! hafife alıyorsunuz. bkz: luke skywalker vs imparator (terim olmayan). a.y.a.
07-11-2014 17:30 (23)
alafortanfuni: alev örten huni. A.C.
07-11-2014 17:31 (24)
Koral Bey kendini dünyanın merkezinde sanan ben değilim masa başında toplumsal mücedelelere reçete yazmaya çalışan Türkiye "aydın"ları.Ha yazınız için söylediklerimi gerçekten gözden geçiririm çünkü öğrendim ki İsviçre'de yaşıyormuşsunuz.Gezide ki meseleyi,insanları bu patlama noktasına getiren etkenleri, Özgürlük dediğimiz kavramın Türkiyeli halini,bunları hissedememiş olmanız gerçekten ancak Avrupa'da oluşunuzdan olabilir.(Laf sokma değil bu gerçekten buradaki havayı anlayamamışsınız.) Ama bu şu gerçeği değiştirmiyor.1)Toplumsal olaylar hele ki bu derece büyük ve şiddetli yaşananlar tek bir ideolojik motifle adlandırılamaz bunu yapmaya kalkışmak sosyal bilimlerin doğasına aykırı.2)Haziran direnişi neden liberaldi bu sorunun cevabını vermiyorsunuz sadece kafanızda kendi sezgilerinizde gördüğünüz tabloya süslü cümlelerle inandırmaya çalışıyorsunuz.ONUR DENİZ
07-11-2014 17:32 (25)
3)Doğma büyme Karabük'lüyüm,siyasi yaşamımın tamamı Zonguldak-Karabük çevresinde geçti.(Geçti de ne halt becerdiniz derseniz haklı bir sorudur o ayrı)Bunu da sosyalist olmanın delili olarak sunmuyorum size.Validebağ'da ki insanla Zonguldak'ta ki madenci arasında sınıfsal açıdan bir fark görmüyorum çünkü oradakilerde zengin değil.Ama bu bile sizin meseleye şabloncu baktığınızı gösteriyor.YENİ YAZILAR dergisinin son sayısına bakın derim Zozan Baran'ın Haziranda liberal görmek yazısına.ONUR DENİZ.
07-11-2014 18:15 (26)
SAYIN ONUR DENİZ, (pardon niye bağırıyorum ki) Sayın Onur Deniz, biz burada yabancıları severiz, hoş geldin. Arkadaşın varsa onları da getir. Editörün istediği bir tık, Allah'ın verdiği iki tık misali. Bir iki şey diyim öyle devam et: öncelikle kime verip veriştirdiğini adıyla ya da numarasıyla falan belirt ki üzerine alınmaya hazır iki düzineden fazla abi-abla karışımı güzel kişilikten uygun yanıt al. Okuduğuna inanma, gördüğüne kanma, bir kaç yazı sonra sesler duymaya başladığında kıvama gelmiş olacaksın işte onlara güven, bize de o sesleri aktar, istediğimiz odur. Hakikat güneşi böyle doğacaktır. Küfür yok, Müdüriyet herşeyi görüyo diyorlar. Belfagor.
07-11-2014 20:29 (27)
Birileri yazsaydı da ben yazmasaydım! 15 no'lu yorum; birbiri ile bağlantısı olmayan hangi beyin hücrelerinin ortak eseridir? Burada "en çok saçmalayan" yarışması var da haberimiz mi yok? Adam düşünmüş, deneyimlerinden süzmüş; uzaktan da olsa gördüklerinden ki, bazen bir çok şey uzaktan daha etraflıca, daha bütünüyle görme olanağı da sağlar; bir şeyler yazmış... Belli ki, toplumsal duyarlılığını yitirmemiş. Benim de katılmadığım saptamaları var ama... Konuşuyoruz... Daha devrime en az tüm bir insan ömrü varken; bu arada da "nasıl bir devrim" olması gerketiği bilinmiyorken... "en çok yırtınanın en idealist" olacağı garantisi bu sitede de mi kararlaştırılacak yoksa?Öyle mi sanılmış da yazılmış!
07-11-2014 20:29 (28)
Z. Baran'ın yazısı fazla retorik kokuyor. Saptamaları yüzeyel. Hayalleri ve gerçeklik arasında sıkışıp kaldığı için konunun özüne giremiyor... Keçi boynuzu bir yazı... Üç cümle zor bulunur anımsamaya değer... KGY da Liberalistik bir ayaklanmaydı ve yaşlandı tespiti ile tepki çekiyor ama bence de Liberal bir başkaldırıydı ve mevzunun ve isyanın Liberalizmle alakası yoktu... Zaten tartışmanın bu noktaya sıkıştırılması özünde çok yanlış... Yinelemek istiyorum... Haziran İsyanı aynı zamanda "otoriter Marksist Leninistlerin" de iflasının, bu ülkede yaşamadıkları ve yaşamalarına gerek de olmadıklarının kanıtıydı... Anarşizan, özgürlükçü bir ruhu vardı... Zaten "güzelliğinin" ve hayranlık duyulmasının sebebi de buydu! Ve KGY de bunları konuşmak için vesile yarattı... Teşekkür ederim... OG
07-11-2014 20:31 (29)
Yerellikleri bilmeden yorumda bulunmuşunuz. Bir sosyolog olarak gözlemlerimi paylaşayım. İlk gün şenlik havasında geçti müdahale yaşanmasaydı Kızılay'da eyleme dönüşmeyecekti. Kızılay'da siyasal yapılar çekinirken değiştirebileceğine inanlar siyasal olmayan yapılardı. Sivil protestolarla hükümetin istifa edebilceğine inandılar. Kobane'ye çağıran sola sempati duyanlarda vardı, ulusalcı kesimlerde. Ama siyasetle ilgilenme durumları sınırlıydı. Foruma dönüştüğü anda yok oldular. Onlar yok olunca bende yok oldum. ne işim var sosyalistleri dönüştürecek halim yok. Zaten bir kişi bizden olsun diye biribirlerini yiyorlar. 10 kişi sola yöneldiyse bizim yapıdan lsun diye sol içi polemikleri çok seviyorlar.
07-11-2014 22:07 (30)
Selam 27 numara! Ben dünya denen gezegenden geliyorum. Sizin gezegeninizle barış içinde yaşamak amacım. Dostunum ben senin. Hiçkimseye çemkirmiyorum. Kanıtı da yazdıklarım ve astronot kıyafetim (sen kozmonot da diyebilirsin). Ama pejoratif manada "aydın" ve "entellektüel" (ki, ikincisi yanlış yazılmış orijinal yorumda) sözcüklerini sarfeden ve asıl metnin yunmuş otörünü dez-onore etmeye yeltenen yorumcuya, onun stilinde (biz zengin bebeleri ve komprodörler ad hominem diyoruz buna. ve onun da homolukla alakası yok) cevap vermediğim için sanırım sana kendimi tam ifade edememişim. Nasip değilmiş. But then again, reading comprehension güzel derstir. Ceymis Coys'tan başlayamıyor herkes tabii. Ayrı yazılacak "de", bitişik yazılacak "ki" falan bitsin evvela. Sırada Cin Ali serisi de olacak. Yavaş yavaş. Fatih Harbiye'ye falan daha epey yolumuz var. Cümle site sakini efrada da bu vesileyle hürmetlerimi sunarım. Kuş etlerini iyi tasnif etmenizi öneririm. Dünyalı bir dost (taban mı? burun mu?)
07-11-2014 22:54 (31)
30 numara; bu sıkıcı "çok bilmiş" saptamalarımıza "tabanla çift dalışların" bizi ürkütüyor; "tabana kafa koymak" kolay da değil! Bu "kırmızı kartlık" taban girişler, belki de başparmakları hep aşağıya dönük o vahşi seyircilere isyan eden bir karakterin umursamazlığı... Tamam; buna da eyvallah! Sorun şu ki; arada bir temiz oyna ki, var olan yeteneğin de görülsün... O ilaçlarının dozunu ayarlayacak arkadaşlar var burada; M. İzmir, KA eminim yardımcı olurlar sana... (İşe yararsa haberim olsun!) OG
07-11-2014 22:55 (32)
15, 30 ve daha önceki benzerleri... sıkıyorsunuz... kabınıza sığmayan bir zeka ve halet-i ruhiye sahibi olabilirsiniz, hatta bununla gurur da duyuyor olabiliriniz, ama hakkaten yetti.. sn yorumcular tamam nazik editörlerimiz tükürdüklerini yalamak istemiyor ve sansüre yeltenmiyor, hatta sizlere uyum sağlamaya çalışıyorlar ama, biraz otokontrol lütfen..başkalarının ciddi düşünme, orumlulukla tartışma haklarına saygı lütfen.
07-11-2014 23:17 (33)
etmezler... Artık bunu anlamalısınız... Büyük sorunlarınız var! Ne tuhaf; bu ülkenin "demokrat-sosyalist" insanlarının da Orta-doğu Jandarmalığını TC'den devralacağına üzüleceğini sanıyorsunuz... ABD'nin Orta-Doğu Jandarmalığını "bizden" kapacak olmanın o "çocuk neşesi" bir haleti ruhiyesiyle mi bu tarafı aşağılıyorsunuz... "Biji Serok Obama!" (Bu konuda olanların 'suçu' da öncelikle elbette TC'ye aittir; ama bu gururlu duruşu anlamakta zorlanıyorum...) Hayırlı olsun... "Biz" buna şimdiden üzülüyorken, sizin laflarınız insanda bir "traji-komik" filmin karmaşık duygularını uyandırıyor... Yazık... Böyle olmamalıydı ama böyle olacak! Hepimize geçmiş olsun... Ve daha çok mazlum Kürt Halkına... OG
08-11-2014 10:09 (34)
(27) Numaraya. Sayın yorumcu Prof. Dr. Mazhar Osman yazıyor bu konuda, ama nedense kimse aldırmıyor
08-11-2014 10:11 (35)
Sayın Belfagor.(26) Numara.Neye göre yabancı neye göre yerli sayılıyorum bilmiyorum.Uzun zamandır siteyi takip ediyorum.Bunun dışında siz "yerliler" arada toplanıp rakı-balık falan yapıyorsanız haberim yok.Kimseye küfür ettiğim de yok.Adımı büyük harfle yazmış olmamın bağırmakla da alakası yok.(Bütün gün poliçe hazırladığım bir işte çalışıyorum,rakamları yazıyla yazarken büyük harf kullanırız,vurgulamak için.Bir alışkanlık sadece.)Ama zaten bir daha böyle bir çılgınlık yapıp yorum yazacağımı da sanmıyorum.Zira kendimi Tutunamayanlar'da ki Türk büyüklerinin bir araya toplandığı rüya sahnesinde gibi hissettim,hepinizin sayesinde.Hani sayfaları çevirdikçe daha da şizofrenikleşen karakter ve diyaloglar vardı ya.Aynı onun gibi.Hepinize Tutunamayanlar'ı okumanızı,üstüne düşünmenizi tavsiye ederim.Kolay gelsin.Onur Deniz.
08-11-2014 10:59 (36)
1. lityum almıyorum. 2. daha önceden de almadım. çünkü reçete edilmedi. teşhis edilmiş herhangi bir psikiatrik bozukluğum yok. 3. halusinojen madde kullanmıyorum. 4. sigarama sadece hayatımdaki kadın laf edebilir. 4. tutunamayanlar'ı bana tavsiye etmediğinizden eminim. 5. bilmeyenler için söyleyeyim: kastettiğiniz ve hatta bazı yorumcuların rahatsızlık duyduğu (mazhar osman hocam değil) şey bir ifade stilidir. gavurlar stream of consciousness derler. oğuz atay'dan evvel yusuf atılgan'da vardı. kafirun tayfasında joyce, salinger ve daha onlarca adam sayılabilir. postmodernizmle alakalı olduğu söylenirse de, etnik ve dini kimlik ya da tercih azınlıklarına gözkırpan tüccar yazarlar tarafından kullanılması sizi aldatmasın. modernitenin öz evladıdır. 6. siz birşeyi anlamıyorsunuz diye yazanın saçmalamış olması gerekmez. beni de orhan kemal bayıyor. ama ona "merde" atmıyorum. 7. buraya sadece toplumcu gerçekçileri ve çağdaş tıpçıları alıyoruz diye bir tabela görmemiştim. to be continued...
08-11-2014 11:05 (37)
Belfagor kaş yaparken göz çıkardı, aferin pehlivanıma. Delikanlı Deli Bekir.
08-11-2014 11:14 (38)
buradan size yönelik alınma çıkarmamalısınız. ama "imzasız yazı yayınlanmaz diye" yorum bracket'ının altında yazarken ben asla imzasız bir yorum göndermedim. kısaltmaya da gerek yok öyleyse. adım arif yavuz aksoy. devam ediyorum. 8. tabanla daldığım söylenirse de aldanmayın. ben topa tabanla dalıyorum. adama değil. uche okechukwu stili bu sitede başka yorumculara aittir. bana doğrudan sataşanlara bile onlara ifade edebileceğimi düşündüğüm ve (sınıra yakınsa da) "makul" sınırının içinde mizahla cevap vermeye çalışıyorum. 9. yorumlarımda doğrudan o yorumu okumasını istediğim tek bir okuyucuya masonik işaretle selam gönderdiğim kaç tane örnek var? ben de merak ettim. sinyali alan zaten alıyor. üzerinize alınmamanız gereken şeyleri sadece üzerinize alınmamanız yeterli. özel çaba sarfetmeyin. 10. aşikar mantık hatası yapmayan ya da ad hominem'e girişmeyen hiçbir isme bulaşmadım. stilime uymuyor. benim "edeb ya hu" deme tarzım da bu. gözlerinizden öperim diyeceğim ona da kulp bulursunuz.
08-11-2014 11:28 (39)
bu yazının bir üstüne çıkan yazıya yaptığım yoruma dbo'nun yorumu tam da cuk oturdu. hani ben ne söylemişim, kendisi neye yorum yapmış... resimli lügat da göndereceğim. bir de "hard of hearing" altyazısı diyecektim ama yazıyoruz zaten diye vazgeçtim. hepinize somurtuk, kurşuni dünyalarınızda hayırlı tıraşlar ve hayırlı haftasonları. bu arada, saygıdeğer hocam, kitabı almaya geliyorum. belki balıkpazarı'nda "gafa çekme"ye davet ederdim ama, sizin mozaik grubuyla akşam programınız vardır kesin. son not: fenerli değilim. son nota ek not: burada masonik fasonik gönderme yok. anlayan anladı.
08-11-2014 11:29 (40)
Sayın Onur Deniz, bence liberalizm o kadar kötü bir şey değil, ona takılmayın. Bakın OG beni anlamış. Gezi'nin liberal olması onu kötü yapmaz, çok güzel bir şeydi. Sanırım sorun şu ki, insanlar her payeden aynı anda yararlanmak istiyor. Senkronize biçimde Marksist, komünist, sosyalist, burjuva özgürlükçüsü, cımhuriyetçi, milliyetçi, laik aydınlanmacı, sosyal demokrat vb olamazsınız. Benim gördüğüm kadarıyla Türk solcuları her şeyi birden olmak istiyor. Validebağ direnişi beni çok duygulandıran bir şey. Ama Marksist bakarsak küçük burjuva-orta sınıf aydınların güzel bir tepkisi. İşçi-yoksul hareketi değil, düzeni hedef almıyor. Bakın Gezi'ye kaç milyon insan katıldı, sonrasındaki en rahat (oy bölme korkusu yüzünden) seçimde sosyalist partiler kaç oy aldı. Bu insanlar sosyalizm istese herhalde farklı olurdu. Ya bu partiler sosyalist değil, ya Gezi katılımcıları. İkisi birden sosyalistse biz bu sosyalist birikimi niye göremiyoruz? Nasrettin Hoca'nın kedi tartma fıkrası gibi. Saygılar.KGY
08-11-2014 11:37 (41)
35 arkadaş, ben de mahalleye yeni taşındım ve biraz tribünlerde oturduktan sonra sahaya indim. Burası eğlenceli. Sana hoşgeldin demem o minvalde. Aslında hepimiz yabancıyız buralar hep mütayitin. Rakı-balığa denk gelmedim ama ben bir piknik önermiştim takan olmadı. Küfür sana değil ortayaydı öylesine ama bi de demiştim ki "alınmaya hazır iki düzine güzel kişilik var" diye. Işte bak sen de bunlardan biri oluverdin site mikrobu sana da geçti. Şizofrenik uçuşmalardan fikirsel endorfin (bi nevi morfin) hazzı alıyoruz fena olmuyo. Sana Kal Demiyeceğim Ama Sen Yine De Gitme.
08-11-2014 12:11 (42)
Daire 35, peki o zaman metin niye küçük harfli de isim büyük. Bi de poliçede ONUR DENİZ yazınca rakamsal karşılığı ne oluyor. 1906.
08-11-2014 16:05 (43)
Onur deniz neden sevilmedi bu sitede, adını büyük yazdı diyne mi. Eskiler yeniler saldırıyo, neler dönüyo ortada? Bolfakar yüzünden 35 numarada istifa etti zaten hala dalan var çocuğa, yeterin artık. Koral beye laf edilmiycek mi burda laan. Beyfendinin İsviçreli mızıraklı korumaları mı var, papa gibi? GELİRİM ORAYA SOORA. Delikanlı Deli Bekir
08-11-2014 16:05 (44)
Sn KGY (40) işçi-yoksul tamamen enterne edildiler ve kendileri artık yoksul olarak da tanımlanmak istemiyorlar (öyle olsalar bile). Onlar artık cahillikleri ile övünüyor ve eğitimlileri bir güzel dövüyorlar. Yardım paketi, kömür, hasta bakımı, ramazan paketi vs altında ayda 1000-1800 tl girdileri var ve bundan memnunlar (bkz. seçim sonuçları). Durum Tespiti.
09-11-2014 00:35 (45)
35 Onur Bey, yorumlarınızın ve katkılarınızın devam etmesi güzel olanıdır. Lütfen bunu dikkate alın. Saygılarımla. O.A.
09-11-2014 01:21 (46)
35 numaradan Onur Bey komşum, işte yine B Blok giriş katındakilerin halt yemesi. Siz aldırış etmeyin onlara. Hadi kendileri zıvanadan çıkmış, insanlara niye tebelleş olurlar acaba. Dün kapıcıyı gönderdim, bi yokla bakalım şunları diye. İki saat sonra geldi, baktım peltek peltek konuşuyo. Buna bi güzel şarap içirmişler gelmiş bana "abi bunlar güzel insanlar" falan demesin mi. Anlaşıldı yarın bi de ben keşfe çıkayım. Olmazsa deli birini bulmalı onunla gitmeli, malum "deli deliyi görünce değneğini saklarmış" hesabı. Dur bakalım hayırlısı. A Blok D: 19.
09-11-2014 01:21 (47)
Sn. KGY (40), "Türk solcuları her şeyi birden olmak istiyor" saptamanız mükemmel. Haddim olmayarak buna bir de "...ve hiçbirini de olamıyor" diye bir ekleme yapabilir miyiz müsaadenizle. Saygılar. MH.
DOST SİTELER
Toplam Giriş Sayısı : 2210678
Arama

İmzasız yazı yayımlanmaz. Yazıların sorumluluğu öncelikle yazarına aittir.