Toplum içinde yoksulların mental işlevlerine ilişkin olumsuz önyargılar oldukça yaygındır. Yoksulların sağlık alanındaki olumsuz / zararlı davranışları, örneğin bağışıklama gibi önleyici hizmetlerden daha az yararlanmaları, kendilerine önerilen tedavilere uymamaları (yakınmaları azalınca ilacı bırakmak veya hiç
CHP’nin Sivas belediye başkan adayı, İnsan BU yazarlarından, aynı zamanda Tıp Bu Değil kitabımızın her iki cildinin yazarlarından biri olan Gülümser Heper. Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Heper uzun yıllardır siyasete yakın, siyasetin içinde yaşayan bir hekim. Seçilmesi durumunda,
Sevgili Okuyan’ın “Direnişin sanatı, devrimin sanatı...” adlı Sol Portal’da okuduğum yazısını, sanat, siyaset ve iktidar ilişkisini bir kez daha düşünmemize yol açtığı için önemsemiş, eleştiriye değer bulmuştum. Hâlâ da öyle olduğunu düşünüyorum.
“Küçükken mandolin çaldım, yetmez mi?” adlı yazısı
Kamuoyuna Sunulan Çerçeve
Alman siyaseti yeni yıl arefesine yeni bir koalisyon hükümetiyle girdi. SPD, yani sosyal demokrat parti, muhafazakâr sağ parti CDU ile koalisyona gitti. Küçük ortakları da CDU'nun yapışık ikizi olan Bavyera partisi CSU'ydu. SPD yönetimi tıpkı 1946
Ego, yaşantımızda egemen olan gücün öfkesini üstüne çekmeden yaşayabilmek için, onunla uzlaşarak onun kurallarına göre kendini biçimlendiren, tabiri yerindeyse kaypak bir yapıdır. Ego çoğunlukla kendi çıkarlarını gözetecek biçimde işlevini sürdürür. Ama bu işlevi
Seçimler yaklaşırken laik, cumhuriyetçi ve aydınlanmacı çevrelerde Türkiye’nin geleceğine ilişkin endişeler artıyor. Hükümetin bu seçimlerden de utkuyla çıkması halinde, “halk beni ne yaparsam yapayım destekliyor” diyerek Türkiye’yi geri dönülmez bir şekilde
B. Sadık Albayrak’ın Doğu Kitabevi yayınlarından yeni çıkan “Fırtına İkliminde” kitabında Gezi Direnişi ve halkı isyana sürükleyen etkenler odağa alınıyor. Türkiye’nin, içinde bulunduğu yolsuzluk, yoksulluk ve şeriat baskısından toplumsal bir devrimle kurtulacağını düşünen yazar, geziyle başlayan bu dönemi,
“SOĞUK YAZGI”: ŞİİRDEKİ İNSAN, İNSANDAKİ ŞİİR
Aşk’ı anlatmanın, onu yaşamaktan daha zor oldu kesin. Bu nedenle, dünyadaki insan sayısı kadar aşk tanımı var. Aşkın bir tarihi de yok. Bunları düşünürken Yavuz Turgul’un yönettiği ‘Eşkıya’ filmi düştü us’uma. Filmin
Şike soruşturması kapsamında yapılan sayısız dinlemeden birinin tape kayıtlarını okuyorum. Ünlü bir futbolcuya eski büyük kulübü yeniden talip oluyor. Henüz sezon bitmemiş, bir de üstüne, oyuncunun mevcut takımı transfer olacağı büyük takımla önemli bir maça çıkacak.
Öyküyü ve sonunu,
TOPLUMCU KESİMDE (ve aslında her yerde) YIKICI BİR ÖĞRENME BOZUKLUĞU /
Tarih bize gösteriyor ki öğrenme (deneyleri analiz) ve bilgi aktarma mekanizmaları zayıf olan kurumlar, topluluklar ve ülkeler başarısız olmaya mahkum. Başarısızlığın ne anlama geleceği ise duruma göre değişiyor
TKP kalpler kırmaya devam ediyor. Herkes kendi yolsuzunun peşinden gidiyor. Böyle giderse biz yolsuzluğa karşı nasıl mücadele edeceğiz, hükümeti nasıl mahkum edeceğiz? Diktatöre karşı siyah beyazıyla, sarı kırmızıyla, lacivert sarısıyla bir olacakmışız! Ne için? Şikeye destek için! Emrin olur
Elif Şafak'ın Ustam ve Ben romanındaki yanlışlar üzerine Arkitera adlı mimarlık sitesinde Mehmet Berksan'ın eleştirilerine Gümüş'ün yanıtı, Melih Gökçek'in insan aklıyla alay eden mantığına benzer bir mantıkla kendi içinde çelişkiler taşıyan bir yazı.
Birincisi sayın Berksan'ın
Sağlık, Toplum ve Politika, toplumcu tıp alanında çok önemli çalışmalara imza atan İnsan Sağlığı ve Eğitim Vakfı’nın (İNSEV), Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Hukuk Yüksek Lisans Programı çerçevesinde sunulan Sağlık Hukuku Modülü için hazırladığı ikinci ders. 2013 – 2014
Sol partilerin aldıkları tanılar ve psikiyatrik rapor özetleri aşağıdaki gibidir:
CHP - Şizofreni...
Şizofreninin birçok ciddi belirtisini göstermekle birlikte bunlardan en öne çıkanı bilinç yarılmasıdır. Bir yandan kendini Mustafa Kemal’in kurduğu CHP’nin organik devamı olarak görürken, öte yandan uluslar
Düşünmek zor bir eylemdir. Genellikle sadece düşünür gibi yaparız. Doğru düşünme zihnin olgunlaştırılması için çok yoğun bir çaba gerektirir ki bunun başında bilgi üzerinde düşünmek (bilgi ya da bilim felsefesi), bunu takiben de dil ve matematik gelir. Dil
Hekimlik dendiğinde akla Hipokrat gelir. Hipokrat tıbbı tanrıların tekelinden kurtarıp ölümlülerin hizmetine sunmak suretiyle tıpta ilk büyük devrimi gerçekleştirerek bu onuru fazlasıyla hak etmiştir. Fakat ondokuzuncu yüzyılın ortasında tıpta ikinci büyük devrimi gerçekleştiren Alman hekimleri pek azımız tanırız.
Son zamanlarda akıl almaz olaylar olmaya başladı, romanlarda bile rastlayamayacağımız türden ve hayal gücümüzü aşacak ölçüde şaşırtıcı. Ne oluyor bu dünyanın en zeki ve akıllı yaratığı olarak bilinen insana? Uygarlıklar kuran, uzaya çıkan, doğaya gem vuracak inşaatlar yapan,
MAYMUNCUK MANTIK:
İkinci dünya savaşı döneminde ya da hemen öncesine yaşasaydınız ve Nazilerle ilgili şu ifadeleri okusaydınız, ne düşünürdünüz?
*Naziler iktidar oldu tamam ancak muktedir olmadı. Naziler’in içinde hala Weimarcı eski rejimin kalıntıları mevcut ve zaman zaman eski rejimi hatırlatan
Jean Twenge'nin gene Kaknüs Yayınları'ndan çıkmış “Ben Nesli” adlı bir çalışması varmış. Narsisizm İlleti adlı çalışma, bir yerde “Ben Nesli” çalışmasının devamı niteliğinde.
Kitabın adına bakınca içeriğinin çocuk yetiştirmekle bu kadar ilgili olacağını düşünmemiştim. Facebook ve twitter çağında,
Bu yazının başlığı ve içeriği ekşi sözlükten alınmıştır. Yazı, Hasan Bülent Kahraman’ın birkaç köşe yazısını ve onların yorumlarını kapsamaktadır. “Babaerenler” rumuzuyla Emrah Göker tarafından yazılan bu yazılar, derlenmiş ve yazarından izin alınarak yayınlanmıştır.
Burada ele alınan kişi Hasan
İnsanın kendi bireysel tarihinin ve geleceğinin toplandığı bir mekân var: O mekân “beden”idir. Bedenimizde geçmişimizi ve geleceğimizi birlikte taşırız. İçinde bulunduğumuz an bu iki uzamın birbiriyle kesiştiği andır. Bir yanımız, deneyimlerimizle varlığımızı dünya içinde anlamlı kılmaya çalışan bir
Aşk şiirlerinden haikulara... Kadir Aydemir’den yeni şiirler:
Kadir Aydemir'in yeni şiir kitabı "Soğuk Yazgı", şairin 75 yeni şiirini içinde barındırıyor. Usta tasarımcı Savaş Çekiç'in desenlediği kitap "Aşk İzleri", "Uzaklar" ve "Haikular" adlı üç bölüme ayrılmış. Kadir Aydemir, yaratıcısı olduğu
Kemal Okuyan’ın “Direnişin sanatı, devrimin sanatı...” adlı bir yazısını okudum SoL Portal’da. Heyecanla, “sanırım TKP sanat konusunda kıpırdanmaya başladı, günceli yakalamaya karar verdi” diye okumaya başlamıştım ki, yazının ortalarında hevesim kursağımda kaldı. Özetle, Haziran (Gezi) Direnişi sürecinde sergilenen
Türkiye iş kazalarına bağlı ölümlerde açık arayla Avrupa birincisi ve dünyada da kimi zaman ikinci, kimi zaman üçüncü sırada. Yıllardır derslerimde bu verileri aktarırken öğrencilerimin yüzlerine dikkatle bakıyorum. Çoğu bu duruma inanmıyor veya inanmak istemiyor. Ne düşündüklerini soruyorum.
Hekimlik ve tıp ortamına 1970’li yılların sonlarına doğru katıldım. Aslında lisede pek parlak bir öğrenci olmamama rağmen okulum İzmir Atatürk Lisesi Türkiye’nin kalburüstü eğitim kurumları arasında olduğundan kolayca tıp fakültesine girebilmiştim. O yıllarda dünyada ve Türkiye’de tıp ve
Elinde birilerini inandırman gereken bir saçmalık var ve bunu ispatlaman mı gerekiyor? Bu yapmanın en kolay yolu o konuyu bir yerinden kuantum fiziğine bağlamaktır. Kuracağın ilişkinin konuyla bir ilgisinin olması tabii ki gerekmez; kuantum mekaniği hakkında herhangi bir
“Doğadaki en iğrenç yaratık” (Gustav Landauer)
“Kokan bir ceset” (Rosa Luxemburg)
“Faşizmin ılımlı kanadı” (J. Stalin)...
Üçüncü Yol ve SPD
Landauer gibi bir anarşistle, Luxemburg gibi bir Marksist ve Stalin gibi bir Bolşeviği ortak kılan şey nedir acaba? Sosyal demokrasinin unutulmaz ihaneti
İnsana mikroskop merceğinden bakan ve yaşamın sırlarını genlerimizin derinliklerinde arayan biyomedikal tıp, insanın toplumsal yönünü göz ardı ederek tıbbı yalnızca bireyin bedeniyle (biyolojiyle) ilgilenmeye zorlar. Oysa Aristo’nun binlerce yıl önce büyük bir isabetle tanımladığı gibi insan doğası gereği
Önce bir düzeltme yapmak gerekiyor belki de. Burada “büyük siyaset” derken kastedilen ve anlatılmaya çalışılan olgu aslında “gündelik siyaset”. “Büyük siyaset" tarihsel materyalist ilerleyişle hızlı ya da büyük bir adım atmaya yönelik ilerici ve devrim amacına yönelik siyasetin
Vehbi Ersan, cidden son derece nesnel, sağlam ve hassas bakışlı, derin bir araştırma - geniş bir bilgiye, rafine bir süzgece dayalı tam bir kaynak kitap yaratmış. Bugüne kesinlikle ışık tutmalı. Türkiye solunun en kitlesel olduğu dönem 1970’lerdir. Bugün
Cumhuriyet Kitap ekinde bu hafta çıkan Sadık Aslankara yazısı. Kitap tanıtım yazılarıyla eleştiri yazısı arasındaki farkı anlamak isteyenlere birçok ipucu içeriyor. Usta eleştirmen bir şeyin altını çiziyor: Tefrika roman bir ilk değil elbette, ama güncel yazılmış, güncelin günü gününe romana girdiği
Çoktandır bu acı haberi bekliyordum; Kemal Bekir’i kaybettik. Uzun bir süredir, İzmir Narlıdere Huzurevi’nde hasta yatıyordu. Onu kültür dünyamızda daha çok tiyatro insanı yanıyla tandık. Oynadığı, yazdığı, sahneye koyduğu oyunlarla tiyatro sanatına hep toplumsal ve gerçekçi bir bakış
İlk “gayrıresmi” satranç şampiyonlarından Paul Morphy hakkında pek fazla bilgi yok. Halbuki çok ilginç bir tarihsel figür.
Satranca ciddi bir uğraş olarak yeni başlayanlar Morphy adıyla büyük ihtimalle karşılaşırlar, çünkü başlangıç kitaplarında oyunları çok görülür, bunun da sebebi oyunlarının