Anketimize yanıtlarınızı, yorumlarınızı bekliyoruz:
GÖRÜŞ 1- Sosyalistler “büyük politika” yaparsa güçlenebilir
Örgütlü sosyalistlerin neredeyse tamamının, genel olarak sosyalistlerin büyük çoğunluğunun benimsediği görüş. Ülkede en tepedeki iktidar kavgasıyla ilgili ne politikalar dönüyorsa, hep bunların içinde olmaya çalışmak,
Günümüzde Kürt sorunu üzerinde anlaşılan tek şey bunun büyük bir sorun olduğu. Bu çerçevede süregelen karmaşık güç mücadelelerinde hemen her şey muğlak ya da art niyetli bir gizlilik içerisinde. Açıklanmayan niyetler var. Her zaman olduğu gibi önce bu
28-29 Ocak gelince tüm sosyalistler bir Mustafa Suphi destanı yineler, bir ağıtlar yakarlar ki, gelenektir! Oysa Suphi ve yoldaşları göz göre göre katledilince Sovyetler’den gık çıkmamıştır. Suphi’ye vefa gösteren tek Sovyet lideri Sultangaliyev’dir. Onun hakkında tek olumlu şey
Başlıktaki saptamayı şu biçimde de ifade edebiliriz: “Herkes sağcıdır, solcular daha az sağcıdır.”
Birçoğumuz kafa patlatıp hayıflanırız, sol dünyada neden egemen olamıyor, hele bizim ülkemizde neden hep küçük kalıyor? Halkın hiç değilse çoğunluğunu, çoğunluktan geçtik yüzde kırkını saflarımıza neden
“Vasat Edebiyatı 101” başlıklı yazı dizisinde bugüne kadar birçok alt başlık ele alındı ama en önemli alt başlık, bu kavramın en önemli unsuru henüz ele alınmadı. Bu unsur, okuyucu unsurudur. Vasat Edebiyatı, yazar, moda konular, pazarlanan ürün
Erendiz Atasü’nün son romanı olan “Dün ve Ferda”, Can Yayınları’ndan Kasım 2013’de okurlarla buluştu. Roman, son yıllarda hepimizin gündemine oturmuş olan sağlıkta özelleştirme teması çerçevesinde biçimlenen konusu ile Tıp Bu Değil serisinin bir yazarı olarak hemen ilgimi çekti.
Sağlıkta eşitsizlik dendiğinde, yoksulların yeterli beslenemediği, barınma koşullarının kötülüğü, iyi bir eğitim alamadıkları, gereksinim duyduklarında sağlık hizmetlerine erişemedikleri için zenginlere göre dezavantajlı oldukları düşünülür. Kuşkusuz bunlar çıplak gözle görülebilecek gerçeklerdir fakat resmin yalnızca küçük bir bölümünü
Haziran Direnişi’nden bu yana orta sınıf üzerine tartışmalar yoğunlaştı. “Gezi direnişli bir orta ya da yeni orta sınıf isyanı mıdır” soruları bile sorulmaya başladı. Liberaller cephesinden Fuat Keyman ve Çağlar Keyder gibi isimler Gezi’nin bir yeni orta sınıf başkaldırısı
Felsefeyle Terapi (Felsefe Yoluyla Kişisel Gelişim) adlı kitap Andreas Mussenbrock’ca yazılmış, Nafer Ermiş Türkçeye çevirmiş. Büyülüdağ Yayınları Kasım 2013’de çıkarmış.
Kitaptan alıntılarla eseri tanıyalım
Felsefe, bir terapi yöntemi olabilir mi? Anlam ve yönelim arayışında, günümüz insanına yardımcı olabilir
‘Onların lafta “darbe karşıtlığı”, gerçekte duydukları devrim korkusunu bastırma girişimidir’
Devrimler sınıf savaşımlarının en net ve keskin çizgileriyle ortaya çıktıkları zamanlardır. Böyle olmakla birlikte, Marx’ın çözümlemesi, her şeyin ne kadar bulanık ve açıklıktan uzak olduğunu göstermektedir. Her sınıf, isteklerini
Gerçekten ben kimim?
Komünist mi, devrimci mi?.. Yoksa siyasi şantajcı, maceracı ve provokatör mü?.. Karşı devrimci mi?..
Tüm yaşamımı kafamda canlandırıyor ve görüyorum ki, ben bir devrimci, bir komünist olmuşum. Beni hayatın ta kendisi doğurmuş; kölelik, ağır zulüm ve asırlık yoksulluk
Her yere yürüyerek gitmek adetim vardır. Kuş seslerini duyuyorum da çocuk seslerini artık sokaklarda duymuyorum. Yürüdüğüm sokaklar ve caddeler boyunca yukarıdaki bulutları ve güvercinleri görüyorum ama çocuk sesi kulağıma gelmiyor.
Çocuklar artık binalar içinde. Birbirleri ile serbestçe oynamıyorlar. Öğretmenleri ne
Erdoğan son büyük yolsuzluk skandalını kendisine karşı Gezi’den sonraki ikinci büyük darbe diye niteliyor. Gezi’den hemen önce Erdoğan’la Obama ABD’de ne konuşmuşlardı? Hükümet yanlısı medyanın büyük zafer gibi yansıttığı o görüşmede gerçekte neler yaşanmıştı? İşte size “Kayıp Devrimin Öncesinde”
Nihat Ateş (d. 1969) yazıyla, şiirle iç içe yaşayan öznelerden biri. Bir yeraltı suyu gibi dünyayı, bireyin iç dünyasını, kentleri, sokakları, olgu ve olayları dolaşıp algıladıklarını anlatıyor şiirlerinde. 'Dinlenen Cadı' (1992), 'Odkuyusunda Bir Ayna' (1994), 'Bedensiz Kadınlar' (2003)
Sözcükler edebiyat sanat dergisinin Ocak-Şubat 2014 sayısı çıktı. Başta yine Nâzım Hikmet'ten bir makale var. Dergide başka birçok ilginç makale, güzel öykü ve şiirler ilginizi bekliyor.
Ocak 2010'da çıkan "Evrim Açısından Devrim" adlı kitaptan bir bölüm aktarıyoruz sizlere: İnsanlığın evrimsel yolla ilerleyerek bir yere kadar ulaşmış akıl düzeyi, taş devrinin ilkel kabile yaşamını başarıyla sürdürebilecek kadar gelişmiştir. “Uygarlığı” yaratan, bu aklın yan ürünleridir. Kalabalık
OLGU 1- AKP iktidarı "aklığını" öne sürerek oy alıyor halktan. Oysa siyasi ve ekonomik lider kadrosu başta başbakan olmak üzere abartılı ölçüde zenginleşti 11 yılda. Bugüne dek pek çok yolsuzluk iddiası ortaya atıldı, mahkemeye yansıyanlar bile örtbas edildi. Şimdiyse
Yakın tarihimizdeki birçok karanlık noktayı bilmiyoruz.
Ben de istisna değilim. Hiç kimse bazı konuları kapsamlı bir şekilde ele alamıyor.
Öte yandan yakın tarihimizin olayları insanları rahatsız ediyor. Bunda yerden göğe kadar haklılar. Sayısız cinayet, katliam, sürgün, baskı, işkence,
Noel kutlaması, Hıristiyanlığın Paskalya ve Hamsin Yortusu'yla beraber en önemli üç temel dinsel ritüelinden biridir. Hatta bunların içinde en etkili dinsel ritüeldir dersek yanılmış olmayız. Etkisi, verdiği dinsel mesajdan ziyade, yarattığı kitlesel algıdadır. Milyarlarca avronun söz konusu olduğu koskoca
Tefrika roman zamanına yetişemedik. Günlük gazetede, arkası yarın şeklinde yayınlanan romanları hatırlamıyorum. Arslanoğlu'nun, Yazılama yayınları tarafından Eylül 2013'te basılan son romanı aslında 17 Mart 20 Haziran 2013 tarihleri arasında Sol Gazetesi'nde yayınlanmış. Romanı ilginç kılan bir başka özelliği ilk
Siyasette sol liberalizmi görmek çok zor olmasa da, kültür-sanat alanında yaygınlığını ya da sinsiliğini algılamak hiç de kolay değil. Türkiye sinemasında çok uzun zamandır “festival filmleri” olarak kodlanan anlayış üzerinden tartışmalar dönüyor. Kendini gişe filmlerine karşı, cefalı ve kahramanca
Hiçbir zaman tepede olmadığımız halde tepedeki siyasetle ülkeyi sürekli kurtarıyoruz. Çok önemli tepedeki siyaset. Siyasetle ülkemiz 91 yıldır her gün gönence kavuştu, 91 yıl her ay her gün sosyalist oldu. Siyaset önemli. Şiir, sağlık, iş, meslek, HAYAT önemli değil. Olsun, biz yine
Kamu kesiminde örgütlü sendikalarımızın çok önemli işleri olduğunu ve muhtemelen bu nedenle işçi sağlığı ve güvenliği gibi konulara ayıracak zamanları olmadığını biliyoruz. Bu yazının amacı kamu kesimindeki çalışanlara, sendikaların ilgilenemediği bu alanda 6331 sayılı yasa ile getirilen yenilikleri
Oya Baydar'ın "O Muhteşem Hayatınız" romanıyla ilgili bu eleştiri yazısı, yazar Irmak Zileli tarafından yaklaşık bir yıl önce yazılmış, ancak yayınlanamamıştı. Çünkü Radikal Kitap'ta yayınlanması planlanan bu yazı editör tarafından yayınlanmamış, Mesele Dergisi'nde yayınlanabilmişti.
Bu yazıyı yazar Irmak
“Boyun eğme” sloganı epeyce bir süredir TKP’nin toplumsal harekete kabul ettirdiği bir slogan. Son haftalarda Başbakan Erdoğan da aynı sloganı sık kullanıyor. Kaan Arslanoğlu’nun “Kayıp Devrimin Öncesinde” adlı romanındaki şu bölümse iyice manidar. Yorumsuz aynen aktarıyoruz.
Bir postmodern sanatçı olarak itiraf etmeliyim ki, modernizmin ‘sanat için sanat’ ilkesi meğer sandığımdan yaşamsalmış! ‘İleri demokrasi’ ve ‘özgürlük’ soslu, ‘edep ahlâk’ naralarıyla, saçma sapan uygulamalar o kadar sıklaştı ki, nefes almak neredeyse olanaksız hale geldi. Yakında, evlerimize hangi
Pazartesi günü yayımlayacağımız Yağız Üresin'in makalesini yayına hazırlamak için okurken öğrendik gerçeği. Değerli bilim insanı, yazar, kitabımızın katkıcılarından Mevlüt Durmuş 12 Kasım tarihinde aramızdan ayrılmış. Bu geç haber alış tabii, bizim de eksiğimiz.
İnternette bu konuyla ilgili çok kısıtlı
Bülent Arınç, Sultanahmet’te, halı müzesi açarken sözü Ayasofya’ya getiriyor. “Ayasofya, bize bir şeyler söylüyor”muş. Altıncı yüzyılda yapılmış, dünyanın en eski ve en görkemli yapılarından birini kendince konuşturan Bülent Arınç’ın dilinin altında olanlar çok açık. Yılda üç buçuk milyona
Yayına başladığımızdan bu yana 15 bin kadar tekil ziyaretçimiz olmuş değerli okur.
Biz sosyalistiz. Ülkemiz sosyalistleri gibi biz de küçülürken "büyüyoruz" deriz, gerilerken "ilerliyoruz" diye bağırırız. Gerçekteyse, uzun dönemde ne kısalırız, ne uzarız.
15 bin rakamı bir başarı
Prof. Dr. Ayşegül Özdemir'in "Memenizi Koruyun" adlı kitabını okuduğumda tek beklentim meme kanserinin tanısı, önlenmesi ve seyri ile ilgili ciddi bir çalışma bulmaktı. Ancak eserin beni çok sevindiren bir biçimde hasta-hekim ilişkileri, sorumlulukları ve bunların iyileştirilmesiyle ilgili dikkate alınması
Kitabı okuduğumda ilgimi çeken birkaç farklı noktayı vurgulamak hem yazara hem de okurlarına karşı bir “Aktif Okurluk” sorumluluğu olarak karşıma dikildi.
Devrimciler, Karşı Devrimciler ve Sonunda Reenkarnasyon Kulübü aslen Türkiyeli sosyalistlerin değişimini anlatan bir üçleme idi.
Devrimciler’de sosyalistler 12 Eylül döneminde
Rahatımızı fazla bozmayacak bir tutum içerisinde çağdaş yaşamın yıkımını izliyoruz.
Yoksa, hiç değilse birkaç yıl içerisinde farklı mücadele anlayışlarını hayata geçirmek ve bunların altyapısını oluşturmak mümkündü. En başta, hukuk mücadelesi için bile çok yaratıcı yollar bulunabilir. Her gün on
Çok süper bir roman: “Prens ile ejderha”
Prens ile Ejderha
“Yakışıklı prens, güzel prensese aşık olmuş. Prensesle evlenmesi için 7 başlı ejderhayı öldürmek zorundaymış. Aşık olmuş yakışıklı prens 7 başlı ejderhaya, ejderhanın diğer 6 başını kesmiş ve 7. başıyla mutlu
Sovyetler Birliği'nde bir dönem bakanlık görevinde de bulunan Aleksandra Kollontay'ın çeşitli tarih ve ortamlarda yaptığı konuşmalar / sunumlar / yazılardan oluşturulan bir derleme “Marksizm ve Cinsel Devrim”. Tüm Zamanlar Yayıncılık tarafından K. Yalım'ın Fransızca'dan çevirisiyle Nisan 1992'de ilk
Her şeyden önce sağcılık ve solculuk gibi kavramların eskisi kadar net olmadığını belirtmek gerekir. Sağcılık son yirmi-otuz yılda gücünden pek bir şey kaybetmedi, ama sol hayli kaybetti.
O yüzden sağ, solun içine doğru iyice yayıldı. Öte yandan sol, ideal anlamda sol olmayı bir türlü başaramadı.