Kendinden olmayan herkesi her gün aşağılıyor. Her gün her dakika televizyonda karşımıza çıkıyor, bağırıyor çağırıyor. Hiç bilmediği konularda akıl öğretiyor, emirler veriyor. En son incisi: “Alkol içen alkoliktir.”
“Resme bakan putperesttir” de der yakında, denetim
Fatih Akın’ın İstanbul’lu, müzikli, bu toprağın ve sokakların otantik değerlerini aradığı belgeselinde, sokak çalgıcılarından Siyasiyabend’in elemanı (“bizon” olmayan) Murat söylüyordu yaklaşık olarak şöyle bir şeyler: “Bunu yaşayan bilir. Tamam
Eğer termitler bizim gibi “uygar” olsaydı, hasta ve yaralıların yenmesini destekler, bireysel üremeden kaçınır, dışkılarının değiş tokuşunu ve tüketilmesini ayine dönüştürürlerdi. Kısacası “termit ruhu”, insan ruhundan çok değişik olurdu.
Öykü Sunağı bölümümüzde bu kez Nihat Genç’in bir öyküsünü yayımlıyoruz. Kendisi de eski bir sağlık emekçisi olan değerli yazar Nihat Genç, “Tıp Bu Değil”in ikinci kitabına “Kalk Ali” adlı öyküsünü
Klişe bir muhabettir: Bir insanın yapısını belirlemede “genetik mi daha önce gelir, çevre koşulları mı? Onlarca yıldır süregiden bir tartışmadır bu.
“Bir canlının doğasını belirlemede çevre mi yoksa genetik mi
Artık edebiyat da metadır ve nasıl GDO’lu pirinç, hormonlu domates, zararlarına karşın üretilmeye ve tüketilmeye devam ediyorsa, kapitalist sistem aşılmadıkça buna tam bir çözüm bulamıyorsak, iktidar güdümlü edebiyat da, iktidar GDO’lu roman da aynı
soL günlük gazetede her gün tefrika halinde yayımlanmakta olan romanım “Kayıp Devrimin Öncesinde”yi, ilk bölümlerinden başlayarak yavaş yavaş İnsan Bu’da yayımlamaya geçiyoruz. Bildiğim kadarıyla günceli izleyen siyasi tefrika roman dünyada bir ilk.
Abdullah Öcalan, Sünni-etnik mesajına ülke solundan gelen tepkiyi hafifletmek için Denizlere, Mahirlere selam göndermişti. "Kesme"diği görülmüş ki, Ertuğrul Kürkçü ülke solunun İslamla ilişkisine teorik zemin bulma işini üstlenmiş ve Türkiye
Düzce Namık Kemal İlköğretim Okulu’nda kahvaltı kalitesi üstüne eğitici bir yarışma düzenlendi. Kendini sağlıklı beslenme dostu ilan eden okulun yıl sonu şenliği kapsamı içinde bu dostluğu kanıtlayan bir etkinlik düzenlendi.
Okuyucularımızdan ve yazarlarımızdan özür dileriz. Yayınımıza ara vermek zorunda kaldık ve bazı haberleri az önce yeniden yükledik. Yaptığımız araştırmalar, daha önce de pek çok siteye zarar veren Server Eror adlı bir şahsa
Üzerinde yaşadığımız zenginliğe yabancı durdukça, emperyalist kültürün temsilcileri, bu toprakların gerçek sahipleri siz değilsiniz, siz bu topraklarda misafirsiniz "muamele"si yapıyor.
*
Güney Amerika'da olsa bu kültürel zenginlik üzerlerine ölü toprağı mı serper
Bu zulüm, bu baskı, bu sansür, sokak, yasak, gidişat… bana bir şeyi hatırlatıyor. “Menderdoğan” diyelim dilerseniz adına.
Dünyamızı, hayatımızı, yaşadığımız toprakları ele geçirmeye çalışan, şu çok kötü ruhlu çizgi
Dilde kısırlaşma ciddi bir bilinç daralması sorununa yol açıyor. Ne yazık ki televizyonlar, gazeteler, gazete köşe yazarları ve hatta edebiyatçılar dil tahribinin başta gelen suçluları. Bir sözcük moda haline geliyor,
Sağlıkla ilgili tartışmaları izliyoruz, okuyoruz, dinliyoruz. Çoğu kişinin meşrebine göre bu konuda bir fikri var. Bu konuda ben de Diyojen gibi fıçı yuvarlamak adına Kaan Arslanoğlu'nun samimi isteği üzerine
Reyhanlı'da pis savaş politikaları için elliye yakın insanı parçalayan bombacılar kimler? Taraflar birbirini suçlarken AKP’liler kötü niyetlerinden ötürü kötü niyetlilerin kimler olduklarından eminler. O akşam NTV haber kanalı saat 12’den
Meğer ki anneler günüymüş. Çiğdem kokulu mendillerden kalanlar /
Demir sürgü düştü. Voltayı kestik. Maltaya ışık düşmeden koğuş kapısına koştuk, yeni biri mi geliyordu, baskın
Fenerbahçe ülkenin en geniş bütçeli iki takımından biri, aynı zamanda Avrupa’nın birçok tanınmış kulübünden zengin. O halde Aziz Yıldırım, Aykut hocayı en azından Türkiye’nin en iyisi olduğu için mi görevde
Yerlisi yabancısı, irisi ufağı, orijinali çakması ne yapıyorlar? Peki biz ne yapıyoruz?
Onlar giydiriyorlar. Biz giyiniyoruz. Bu kadar basit. Soygun düzeni kurmuşlar. Soyup soyup giydiriyorlar. Giyinip gidiyoruz…
Üstümüzü örtmemiz lazım mutlaka.
*Tıp kongrelerinin süreleri en az üç ay olmalı ve devremülk sistemine göre yeniden yapılandırılmalıdır. (Üç-dört günden bişey anlamadık ilkesi.)
*Tıp kongrelerine kayıt sırasında, tüm katılımcılara, katılımcının oturumları izleyeceği kabul edilerek genellikle
23 Nisan 2013 tarihli Hürriyet gazetesi Almanya baskısı birinci sayfasında, Fatih Akın’ın To Vima gazetesine verdiği röportajı, daha doğrusu bu röportajdan ne anladığını, manşet yaptı. Hürriyet gazetesi Fatih Akın’ın söylediklerine
Türk Solu Dergisi’nde “Tıp Bu Değil”le ilgili söyleşimiz çıkınca bazı dostlardan ağır sitem dolu iletiler aldım. “Bir kitabın ve bir görüşün yaygınlaştırılması adına Türk Solu'na röportaj vermek nereden çıktı gözünü
Acılı, çok acılı, yakıcı ve sarcısı olaylar aslında. Baskılar, işkenceler, mapuslar, sürgünler, tecrit, yasaklamalar, coplar, gazlar, özgürlüğü kısıtlayan, bedeni parçalayan bin bir türlü saldırı ve uygulama...
Tüm bunların ortasında solcular yine de mizahtan
Günlük soL Gazetesi kitap ekinde “Tıp Bu Değil”le ilgili bir eleştiri yazısı yayımlandı Koray Yalçın arkadaşımızın imzasıyla 13 Mart’ta. Bu anlamlı 1 Mayıs’ta konuya oradan girelim.
Önce teşekkür edelim,
Haber 1- Biraya karşı ayran çıkışıyla halk sağlığı vurgusu yapan Başbakan'a GDO hatırlatması geldi...
Başbakan Erdoğan'ın, Yeşilay tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Global Alkol Politikaları Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada dile getirdiği "bira
Bir edebiyat eserini “güzel”, “kötü” ve benzeri maymuncuk sözcüklerle tanımlamak, o eser hakkında hiçbir şey söylememektir. Gazetelerin kitap eklerinde “edebiyat eleştirisi” adı altında çıkan birçok yazı, sözünü ettiği kitap hakkında
“Tıp Bu Değil” birinci ve ikinci kitabının yazarlarından Dr. Osman Elbek İzmir Kitap Fuarı’nda bir söyleşi yaptı. 26 Nisan Cuma akşamı düzenlenen sohbet toplantısına 35 kadar katılım gerçekleşti. Çoğunluğunu fuarı
“Tıp Bu Değil” destekçisi hekimlerden Dr. Mehmet Altınok hocamız geçenlerde emekli oldu. Mesleki geçmişini bir yazıyla değerlendirdi. Ankara Tabip Odası’nın eski başkanlarından olan Altınok, çok başarılı bir onkoloji cerrahı olarak
Postmodernizm ile ilgili bir önceki yazıma gelen postmodernizmi postmodern bir dille eleştirdiğim eleştirilerinin birleştikleri nokta, bireyi ilişkilerin simgesel evreni, yani dilin evrenindeki yeri içinde tanımlamaya itiraz ile ilgili idi. Ancak
Asıl işlerinden, işlevlerinden biri de budur; yeni kapılar açmak. O kapıdan pencereye uzanmak, dışarı çıkmak, ufku da genişletmek ve yeniden açmak. Bir daha çıkmak, kendinden de çıkmak, hep yola ve
2011’de Ceyhun Atuf Kansu ve Behçet Necatigil ödüllerini alan, bir süre önce de 2012 Behçet Aysan Şiir Ödülü’ne layık görüldüğü açıklanan şair Ferruh Tunç, yeni kitabı “Tunç Ayna” ile şiir
Dün akşam Flash TV de bir haber : Dikkat! Son 50 yılın en alerjik ayı !
Yaşadığımız günlerde artan polenler sağlığımızı öyle tehdit ediyormuş ki tedbir alınmazsa hayati tehlike söz konusuymuş!
Ardından
Radyo, hayatımıza “kaliteli” müziği sokmuştu. Ellerimiz kir içindeyken bir işbaşında, mutfakta lavabonun başında bulaşıkları yıkarken, dışarının bütün uğultusunu onun sesiyle bastırıp kitap okumaya dalmışken radyodan yayılan klasik, caz, Yurttan Sesler
Dinler sosyolojik bir gerçeğimiz. Bu gerçekteki normallik ve hastalık boyutunu ayırt etmek ise bir anlamda görev. Dinsel içerikli psikoz, dinsel dogmalara dayalı bozulmuş bir düşünce içeriğine, bazen bununla birlikte varsanılara